Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Alev Coşkun'dan "KuvvayiMilliye'nin Kuruluşu Bir Uzun 13 Gün Ödemiş Direnişi H. VASFİ UÇKAN levCoşkun "KuvvayiMilliye'nin Kuruluşu En Uzun 15 Gün/Ödemiş Direnişi" adlı yapıtını "Ege'de ilk Kuvvayi Milliye Örgütü'niin kuruluşunu gerçekleştiren vccmperyalist güçlere karşı Ilkkurşun Tçpesi'nde ilk nalk savaşını veren tüm Odemişli Kuvvayi Milliyeciler'in ve çocuk yaşında Ödemiş'in işgalini gören, Kuvvayi Milliye'yi yaşayan.." ve kendisine Kuvvayi Milliye ruhunu aşılayan babasının anısına sunuyor. Bu bir gönül borcu, bir değerbilirlik örneği. Böylesi tarihsel olayların üzerinden bir iki kuşak geçti mi artık o olayların kahramanlarının adları, sanları, yaptıkları unutuluyor. Onlann çoğunu kitaplardan öğrenebiliyoru2. Özellikle yeni yetişenler, yeni kuşaklar. Tarihsel olaylarda doğruları yazabilmenin güçlüğü bilinen bir gerçektir. O yüzdenTcitabın hemen hemen her sayfasında dipnotlar var. Sonuna doğru (Ekler, Kaynakça, Kişi Ad Dizini, Yöre Dizini, Konu Dizini), en sonunda da fotoğraflar ve haritalar yer almış. Nasıl bir araştırma ve çalışma sonunda ortaya çıktığı anlaşılıyor kitabın. VIII. Bölüm'e değin geçen olaylar Nutuk'ta, kurum ve kuruluşların yayınlarında, yazarlarımızın, tarihçilerimizin, bilim adamlarımızın, o dönemi yasamış olanlann yapıtlarında var. Yabancı basın organlarınua da var elbette. VIII. Bölüm'deki Ödemiş Direnişi, Ilkkurşun Tepesi'ndeki savaşlar, Ödemiş insanına özgü durum ve değerlendirmeler de var o yapıtlarda. AncaK Alev Coşkun'un kitabında olduğu denli ayrıntıiı olanı pek azdır. Yunan askeri Ingiliz, Fransız, Amerikan ve Italyan ordusunun desteğiyle Izmir'e çıkar. 15 Mayıs 1919. Ve içerilere doğru güney, kuzey, doğu yönlerine doğru hareketini hızlandırır. Halk yorgun ve bezgindir. Savaştan bıkmıştır. EmperyaÜst güçleri arkasında bilen Yunan askeri ise girdiği her yerde kıyımlara, kırımlara başlamıştır. Bu haber kulaktan kulağa yayılmaktadır. Yorgun, bezgin ve savaştan Dikan halkta birkıpırdanma olur. Bu kıpırdanış Ödemiş'te direnişe dönüşür. îşte asıl üzerinde aurulan bu bölümdür. Yani VIII. Bölüm. Bir jandarma komutanı vardır Ödemiş'te, Yzb. Tahir Fethi. Birkaç subay ve nalktan kişiler. Ali Orhan îlkkurşun, Sclim Örsel, Ahmet Şükrü Konuk, Refik Şevket, Hamit Şevket, Hacı Mümtaz, Dr. Mustafa Bengisu, Sarıgöllü Selim, Mahmut Bey, Hamdi Bey, Öğretmen Faik, Eczacı Tevfik, Salih Vecdi, Salih Özben vd.. Bunların bazıları da üniformaları sandıkta duran yedek subaylardır. Ve ilk anda direnişe karşı olan Ödemiş Kaymakamı Bekir Samide bu yurtseverlerin safına katıhr. Hatta Izmir A Odemis'i vasamak Alev Coşkun'un kitabına bir başvuru, bir başucu kitabı denebilir. Özellikle bu dönemde. Siyasal kirliliğin her geçen gün arttığı ve artmakta olduğu bu dönemde. OKuyun "Kuvvayi Milliye'nin Kuruluşu En Uzun 15 Gün/Ödemiş Direnişi"ni. ve Istanbul işgal kuvvetlerine Izmir'in işgalinden 14 gün sonra bir telgraf çeker, "...Silah patlarsa göreceğiniz sonuç pek acı ve elım olacaktır. ArtiK bilinizki kalem değil, silah konuşuyor." der telgrafta. Işte bu kanramanlar ve gönüllulerk kurulur Kuvvayi Milliye Örgı ı tü Ödemiş'te. Coşkun, "Kuvvayi Milliye Nedir?" başlıklı IV. Bölüm'deki yazısında "Kurtuluş Savaşı'nı yürüten, ulusal direniş kuvvetlerinin genel adıdır. Kurtuluş Savaşı'nda düzenli ordular kurulmadan önce düşmana karşı, çetecilik kuralları içinde mücadele veren direniş kuvvetlerini simgeler." diyor.. Bu tanım tarihçilerin, bilim adamlarının, o dönemi yaşayanların, yazarlarımızın genel olarak ortak tanımıdır denebilir. O tarihte Mustafa Kemal Paşa Samsun'a çıkmış ve Havza'ya geçmiştir. Bazı bölge ve kentlerdeki askeri dağılmış, silahları alınmış kaldırılmış ordu, kolordu, tümen ve alay komutanlarıyla telgraflarla bağlantı kurmaktadır. Ödemiş Kaymakamhğı'nda ise 29 mayısı 30 mayısa Lağlayan gece son toplantı yapılır ve bir karar alınır. Bu karar 12 maddeden oluşmaktadır. Ödemiş'e bağü tüm köylere, beldelere, çevre Uçelere bu tonlantıda alınan karar duyurulur. Karar Izmir Valisi'ne ve Istanbul Hükümeti'ne bir başkaldırı kararıdır. Izmir Valisi'yle ve îstanbul Hükümeti'yle her türlü bağlantı kesilir. Sivil ve askerden oluşan Kuvvayi Milliye birliğine de Yigit Ordusu adı verilir. Kuvvayi Milliye Komutanı Yzb. Tahir Fethi, Ilkkurşun (Hacı Ilyas) cephe komutanı ise seçimle gelen Ali Orhan llkkurşun'dur. Ve tlkkurşun (Hacı Ilyas) tepesinde cephe tutulur. Ödemiş Direnişi yle ilgili VIII. Bölümü okurken çoculduk yıllarımı anımsadım. tlkokullu yıllarımı. Örneğin Selim Örsel'in ulusal bayramlardaki söylevlerini. Ali Orhan llkkurşun'un efendiliğini, babacanlığını. Dr. Mustafa Bengisu'nun güleç halini. Hele Ahmet Şükrü Konuk'u hiç unutamam. llkokula gider uzun boylu biriydi. Babamla aynı yerde çalışırdı. 1 lep konuşurdu benimle. Kuvvavi Milliye'deki Sezai Çavuş muydu o bifmiyorum. Sonra Refik Şevket, Sarıgöllü Selim, Kara Erkek, Eczacı Tevfik, Hacı Mümtaz vd.. Duruşlarında, yürüyüşlerinde, konuşmalarında, selamlaşmalarında bir başkalık vardı onların. Ya da bana öyle gelirdi. Evimizde hep Ödenıiş'in işgalinden, tlkkurşun savaşından, Kuvvayi Milliye'den sözedilirdi çünkü. Ilkkurşun Töreni'ne gidişimizi düşünüyorum. Ulaşım aracı olarak bir karatren vardı galiba o zamanlar. Herkes istasyonda toplanır, istasyona koşardı. Birinde istasyon çok kalabalıktı. Insanlar üst üste, itiş kakış, bağırış çağırış. Trcnc binmek olanaksızdı. Babam o kalabalıkta beni ve kardeşlerimi lokomotifin arkasındaki vagonda bir yere sokmuştu. Kendileri başka bir yerde. Daracık bir yerdi orası. Güçlükle soluk alıyorduk, ama Ilkkurşun'a gidiyorduk ya.. Yunan'ı Ödemiş'e sokmamak için Kuvvayi Milliye Örgütü'nü kuranları, sivillerden ve askerlerden oluşan birliğe Yiğit Ordusu adını verenleri, Yigit Ordusu'ndaki kahramanları, Ilkkurşun (Hacı Ilyas) tepesine çıkarak cephe tutanlan, düşmanı ilk anda orada durduran ve savaşan yurtseverleri, sonra da yurttan kovmak için kurulan düzenli orduya katılanları duşünüyorum. Her mayısın son pazar günü yapılırdı tören. Tire'den, Bayındır'dan, Salihli'den, Izmir'den, Manisa'dan, Aydın'dan, öteki illerden, ilçelerden, beldelerden, köylerden gelinirdi oraya. Kızılçullu Köy Enstitüsü de katılırdı. Tek tip giysileriyle. O bölgede Ulusal Kurtuluş Savaşı'nda düşmana ilk kurşun sıkılan ve savaşılan yerdi orası. Üzerinde pek az ağaç olan tepeyi, beş yıl önce trenle geçerken görmüştüm. O.tepeye bakıyordum. Çocukluğumda Ödemişliler'in ve çevre köylerin dıktikleri, diktiğimiz çamlar büyümüş büyümüş her yanı kaplamıştı. Ilkkurşun savaşına katılan kahramanlann anısına dikilen Ilkkurşun Anıtı görünmüyordu artık. Çamlar örtmüştü onu. Gözlerim yaşardı. Alev Coşkun'un kitabına bir başvuru, bir başucu kitabı denebilir. Özellikle bu dönemde. Siyasal kirliliğin her geçen gün arttığı ve artmakta olduğu bu dönemde. Ökuyun "Kuvvayi Milliye'nin Kuruluşu En Uzun 15 Gün/Ödemiş Direnişi"ni. • Kuvvayi Milljye'nin Kuruluşu En Uzun 15 Gün/Odemiş Direnişi/ Alev Coşkun/ Çağdaş Yayınlart/ s. 391 ken avukathk bürosunun öniinden ge Beklr saml Günsav CUMHURİYET KİTAP SAYI 391 Beklr Saml Baran çerdim. Ona "Günaydın amca" demeye başlamıştım. ö'ğretmenimiz söylemişti. ama bir süre sonra o bana "Günaydın" demeye başladı, "Günaydın evlat, ne haber nasılsın bakalım. Derslerin nasıl derslerin?." Ben utanır, sıkılır "lyi amca" der ve koşarak uzaklaşırdım. Bir de Sezai Çavuş vardı. Kır saçlı, kır bıyıklı, Yüzbaşı Tahir Fethi özerk SAYFA 7