Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı. tm~ tım. Içimde hep yazar olmak ısteği vardı. Fakat Fransızca'yı öğrcnipte klasik ve modcrn dünya edebiyatını okumava ve takip etmeye başlayınca, ufkum açıldı. Bu zamana dek yirmibeş tane roman çevirdim. Bunların hemen hemen çoğunluğu klasik cserlerdir. Bu kadar güzel escrlcri çevirince doğrusu yazmaya cesaret istiyordu. Çeviri yapmakta en az yazmak gibi başlı başına bir sanattır. Bugün yazın dünyamızda en az tanınmış bir yazar kadar, tanınmış bir çevirmen de saygı görmektedir. Artık okuyucular bir çeviri kitabı alırken kim çevirmiş diye çevirmenine bakıp öyle alıyor... Çevirmenlerin isimleri artık kitapların kapaklarına yazarla birlikte yazılmaya başladı. Çevinlennizden en çok hangilerini seversmiz? Bu sorunuzda dostça bir şakalaşma var... Hepsini seviyorum. Zira bana yayınevi tarafından verilen kitabı sevmczsem çevirmem... Mutlaka kitabı sevmeliyim. Çoğu kez zatcn kitabı ben öneririm. Onlar da kabul ederse çeviririm. Ama bir tercih yapmam söz konusu ise, "Anna Karanina, Kimsesiz Çocuk, Küçük Şcy, Izlanda Balıkçısı ve Tılsımlı Deri" çevirilerimi çok seviyorum diyebilirım. Dil olarak naulbir dılden yanasımz? Yaşayan güncel bir dil kullanırım. Romanlarımın toplumun her kesiminde anlaşılmasını isterim... Toplumun benimsediği hcr sözcüğü kullanırım. Yaşayan dil diyorum bir kere daha... Bu zamanda genç yazarlara fırsat tanınması çok zor, tanınmış yazarların da Murat Avkac Erninöz • •• hi kıtaplan basılamıyor. Onlara ne tavsıye edersınız? Herkes kitabını yazsın elbette bir okuyan bulunur. Dün hiç satmayan, anlaşılmayan yazarların kitapları bugün satmaktadır... Bu nedenle genç yazarların umutsuzluğa kapılmadan çahşmalarını tavsiye ederim. Elesttrı ve eleştırmenler hakkındakı görüslerınız nelerdır? Bizde (Eleştirmen arkadaşlarımı gücendirmek istemem) eleştirmenlere pek güven duyulmuyor. Ün yapmış taraftutmayan eleştirmenlerin bile şu veya bu nedenle hisbi davrandıklannı gördük biliyoruz.. Ödü'ller hakkındakı görüşlerinız? Odülleri elzem buluyorum. Odüllerin nasıl vc ne şekildc verildikleri önemli. Yazarın tanınması ve kitabın satışı bakımından etkili oluyor. Ben de ödül aldım ve çok mutlu oldum. Genellıkle nasıl yazarsınız'^ Çalışmalannızı nasıl yaparsıntz? Düzenli saatler ve belli zamanlarda çalışmam imkansız. Ben zaman fukarasıyım. Zaman bana yetmiyor. Yazılarımı ancak geceleri ve tatil günlerinde yazabiliyorum. Gündüzümü geçimimi sağladığım mimarlıkla geçiriyorum. Halbuki Batı'da öyle mi, yazar sadece yazı yazıyor, biitün gün bir işiyle meşgul oluyor, ama bir kitapla bir yıl geçinebiliyor. Halbuki bızde bu imkansızdır. Yazarların çoğunluğunun ek işi vardır. Ahh!! Bütün gün oturup romanlarımı yazacağım günlcri bckliyorum... Ama mimarlık mesleğini de çok seviyorum. Ikisinden de vazgeçemem. deçınme dedınız de, çevırmenltk ve ? yazarlıkla geçınılebılır mı Mümkün değil. Bunu siz de biliyorsunuz, benim asıl mesleğim mimarlık. Ayrıca cşim Esin Evren serbest çalışan tanınmış bir avukattır. Bana bu konuda çok yardımcı oluyor. I Jem insan fazla ihtiraslı olmayınca sorun çıkmıyor. Ama yazarlıkla, çevirmenlikle ülkemizde geçinmck asla mümkün deöildir. Kıtap ımza günlerı hakkında neler dersınız? Kitap imza günlerini başta olumlu karşıladım. Hatta organize edilen birçok imza günlerine iştirak ederek, kitaplarımı okuyucularıma imzaladım. Fakat şimdi bu imza günleri çok yozlaştırıldı. Vayıncıya para icazandıran bu günlerin yazara ne bir maddi ne de manevi katkısı var. Üstelik yazar orada bir mal gibi kullanılmış oluyor. Başta gaye yazarla okuyucunun kaynaşması idı, Fakat artık iş çığınndan çıkmıştır. Komanlarıntzda kımlerı anlatıyorsunuz? Benim romanlarımda hep iki arada bir derede kalmış insanların öyküsü vardır. Kahramanlarım iki farklıkültürden gelmiş ya da iki farklı kültür arasında kalmış insanlardır. Toplumun yaralarını ilke edindim. Her yazdığım kitapta bir toplum sorunu na değinmeyi, insanların yaralarına parmak basmayı ilke edindim. Son ramamnız Tutsaklar'ı anlalır mıstnız? Insanın kendi romanını anlatması zor ama, isterseniz bu kitabı yazmakla nasıl bir mesaj vermek istedim, kısaca özetlcyeyim: Tüm değerlerini yitirmiş, sürekli arayışlar içerisindeki aydın gençliğin, tipik örneğini ele alıyorum. îkiyüzlülük, kokuşmuşluk, yozlaşmıs insan iliskilerini anlatıyorum. Bu kesinlikle bir aşk romanı değil. Aşk var ama amacım bu aşkı anlatmak değil. Aşk yalnızca bir araç. Günümüzün yozlaşmasını, duygusallıktan uzak, nesnel bir bakış açısı ile yakalamaya çalıştım. Sizın Fransa'da yayımlanan romanlarıntz da var sanıyorum Evet iki romanım Fransa'da Fransızca olarak yayımlandı. Bir Yabancı Konuk, "Decnirement" adıyla çıktı ve Fransız Yazarlar Birliği Odülü aldı. Aynı zamanda TRT tarafından TV dizisi oldu. Yılın en beğenilen TV dizisi seçildi. Sonra Tılsımlı Cömlek, "La Ehemisc Talismanique" adıyla Fransa'da yayımlandı. Bir kitabın yabancı bir dile çevrilmesi, büyük bir çalışma, çok emek gerektiriyor. Tarık Buğra'nın Küçük Ağa adlı romanını Fransızca'ya çevirdim. Yayımlandı. Senaryo çalışmalannızdan babseder misinız? Maden işçilerinin yaşamlannı anlatan Karaelmas adlı bir senaryomTV tarafından çekildi. Bu senaryoyu yazmak için Zonguldak'ta araştırma ve incelemelerde bulundum. Madene indim. Güzel bir çalışmaydı. Çok beğenildi. Oyun da yazdınız Evet, Kültür Bakanlığı oyun yarışmasına katıldım. Birinci oldum. Bir oyun daha yazdım, Devlet Tiyatroları repertuvarına alındı. iki oyunum da Devlet Tiyatroları repertuvarında, ama henüz sahnelenmedi. Sayın Erginöz, basının, te/evızyonun ve raayonun genis yer verdig'ı, bir ödülaldınız Bu ödülsize Yransadan geldı Fransa'dakı ödüller, aldığtntz bu ödulve msan hakkında bılgı verır mısinız? Fransa'da dört önemli edcbiyat üdulü vardır. Birincisi Femina ödülü, ikincisi Medicis, üçüncüsü Palmes Academiques, dördüncüsü Goncourt edebiyat ödülü. Bunun ilk üçü, hem Fransız yazarlara, hem de 1ransızca yazan Fransa'da yaşayan yabancı yazarlara veya Fransızca'ya çevrılen yabancı yazarlara verilmektedir. Benim kazandığım "Palmes Academiques" ödülü, aynı zamanda yabancılara verilen bir ödüldür. Fransa Kültür Bakanlığı tarafından ve kurumun teklifi üstüne verilmektedir. Bir devlet ödülüdür ve hiçbir politik yanı yoktur. Yalnızca yazarlara, çevirmenlere verilmektedir. Fransız kültürüne katkıda bulunan yabancılara verilmektedir. tlk kez ülkemizde romancı olarak bana verildi. Eski Ankara Büyükelçisi Fernand Rouillon'un da dediği gibi ilk kez bir Türk romancısına verilmektedir. Biliyorsunuz, ben roman yazmadan önce, Fransızca'dan yaptığım çevirile • CUMHURİYET KİTAP SAYI 391 Bir romancı ve çevirmen "Ben zaman fukarasıyım. zaman bana yetmlyor. Yazılarımı ancak geceleh ve tatll günlerinde yazabillyorum. Cündüzümü geçimlml sagladıgıtn mimarlıkla geçiriyorum" dlyor Murat Aykaç Erglnöz. SAYFA 4