06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

eden", yerleştiren. Örneğin denize bakmam ben, belirli bir ışık altında, rüzgârın yönünc, hangi ayın hangı günü, hangi saatte nasıl bir görünüm aldığına bakarım. Bu görünümü daha öncekilerle karşılaştmrım, belirlerim. Tanımlarım, yerleştiririm belleğime. Her şey için böyledir bu. Insanlara da bakarım ben. Aynı yöntemle bakarım (Oykülerimde romanlanmda insanlar bu bakışlarla varoldular). Doğa denüince illc dc yabanıl bir doğa olması gerekmcz benim için. Kentlerde de doğa vardır. lki kör duvar arasında bitmiş bir tutam ısırgan benim için bir yamaca asılmış duran yüzyılük bir çam kadar doğanın ta kendisidir. Bütün bu yaşam deneyleri (yaşantı birikimleri) baş Daşalığa zorlar insanı nesneyle kendisi arasında. Zaman zaman yafnızlık diye adlandırdım ben de bu durumları ama kanımca yalnızlık değildir, tek baştnalıktır. Hoş o da değildir, nesne (özne karşıtı kullanıyorum bu sözcüğü) ile baş başadır jnsan. Baş başayımdır. Bütün bunlar bir yanı doğal olarak şiirimin kuruluşunun, öteki yanında başka şiirler, başka şairler var. Ciddi olarak şiir nkumaya, şiir çalışmaya başladığımda, belki dünyamın da yönlendirmesiyle, imge yanı ağır basan şairlere uzandım ben. Görsclliği ağır basan şairlere. Şiirınizc yaklaşalım, nc dersiniz? Size, gizil kalmış metaforlann şairi demek daha doğru gcliyor bana. Şiirinizin debisine bakınca bunu açıklıkla görebiliyoruz. Kendini kolayca elc vermeycn bir şiir. Patikalartm bulursanız, cözmcsi ve omınla yürümesi kolay, coşkulu. Yasamın akışkan yanının imgescl görünümü, ınsandoğa, nesne/mekân ilışkisı en bclirgin öğesidir şiirinizin. Poetikanızın oluşum sürecinden söz edelim. llk dönern (19631974) yoğun bir imge evrcnı ktıruyorsunuz. Doğa turcdcy.se oaşat öğe; bu cvrendc insanııı yalnızlığının, bu yalnızlık 'an'lanndaki söyleşiminin yansılarını gctirir. Evct, şimdi söz sizdc; tıeydi bu ilfe açılımtmzın uçlandığı yerler/yönlcr? • Şimdi tutsam, bütün bu sayıp döktüklerim sadece ama sadece bir dil sorunudur deseın, şiirin dille yazıldığını daha ilk şiirlerimi yazarken öğrenip doğru bcllcmiştim desem, ne bana özgü bir söz etnıiş olurum ne yeni bir söz ama böyledir iştc. Hep dille boğuşurum ben. Sözcük uüzcyinde başlar bu boğuşma. llk yıllarda, sözlüklcri taramış ve çok sevdiğim sözcüklerin bir listesini yapmıştım. Şiir yazarken o sözcükleri kullanıyordum ağırlıklı olarak. Gene o yıllarda, zorunlu sözcükler bir yana, aynı sözeüğü aynı anlamda bir şiirde ilci kez kullanmamaya zorlardım kendimi. Sonra bir ara bu, en az on şiirden önce aynı sözcüğü tekrarlamamak şelclini almıştı. Sözcüklerin bir yazılı oldukları "şifre" değeri vardı, bir de ses değeri, sesleri elbette; konuşurken ortaya çıkan, uzunca bir süre, okunmak için yazıldığına göre, ses değerinin hiç göz önünde bulundurulmaması gerektiğine inandım sözcüklerin. Dahası, akıp giden bir ses düzeneği yerinc, kılçıklı, hatta kakofonik bir ses yapısı kurdum şiirlerimde. Daha yeni yeni bıraktım sesle uğraşmayı. Şimdi zaman zaman sesi kullanıyorum ama hâlâ "şiirsel ses"e karşıyım. 197479 şiirinizde bir açılım dönemıdır. Doğa, imeclemtnızde yine başat öğe. "Âşkın Acının Tarihi Coğrafyası" bir kırgtnlığt, cözülmeyi de getirir. Duygular daha açık, imajlar daha somuttur. Sözü, burada rehnedersck; neler söyleyeceksiniz? llk şiriimi ben 1960 ilkyazında yazmıştım. 1962 ilkyazında da ilk şiirim yayımlanmıştı. O yazdığım ilk şiirle, yayımlanan ilk şiire baktığımda inanılmaz bir süreç görüyorum iki yılın içine sıkışmış kalmış. 1962'den 1974'e dek kertdıme kesin çizgileriyle bir yer aradım şiirde. Sadece ama sadece benim olan, hiç kimseyc bcnzemeyen bir şiir kurmaya çalıştım. Sevdiğim şairler çoktu (çoktur) ama daha başından hiçbir sairin çırağı, tilmizi olmamayı scçtim. Yarjancı bir şair olmayı seçtim. Bunu seçerken, dışlanacağımı, kabul görmeyeccğimi biliyordum. Öyle de oldu... 1974'ten başlayarak şiirimin açıldığını kabul ediyorum ben de. Artık kcndi şiirimi kurduğuma inanmıştım. Yaptığım yavaş yavaş köşeleri yuvarlatmak, pürüzleri törpüıemek, daha yumuşak, daha akışkan bir hale sokmaktı şiirimi. Ve artık otuz yaşına da ermiştim. Otuz yaşına erince dünya başka türlü görünmeye başhyor. Siyah beyazlara griler katılıyor örneğin. Sadece dağlar ve koyaklar, cenderelerin değil, yazıların da olduğunu öörcniyor insan! Peş (1982) şiirinizdc yeni bir dönemirt kapısını acmıştır höylece. Gelinen çizgidc kent/ızlemmler(i) öne çtkar. Derin bir özlem duygusuyle yazıian şıırlerdir. Dil evrcnimzde dc bir çesnı, akı\kanlık var. Olabildiğincc yaltnıaştyor söylcminiz. Bu kez düş erimıniz başka yerlerde. Bu evrc üzerine neler söyleyecekuniz? 1979'da gene bir şeyler arıyordum. Dalyan çıkmıştı, ödül almıştı ama ben şiirde arıyordum kendimi. Hlbette bu dil arayışıydı 1980 yıbnın ağustosunda Amerika'ya gittim. Bu benim Türkçe dışına ilk çıkışımdı. 12 yaşından beri Ingilizce ile içli dışlıydım ama tngilizce benim yaşamsal dilim değildi. Daha New York Havaalanı'nda Türkçe benim için başka bir anlam kazanıverdi. Yaşamsal dilim olmaktan çıktı Türkçe, kültür dilim oldu. Yaşamın içinde varlığımı sürdürcbilmek için tngilizce kııllanmak zorundaydım. Benim için kültür şoku, bu dil değişimi oldu. TürkGUVEN TURAN nuçlandırdmasıdır. Şair beraat etmiştir! Bir Albümde Dört Mevsim'de Bakır Çalığı'ndaki bir aforizmayı doğrulamayı denedim. "Dilin omuriliğidir şiir" Dili iyicc yalınlaştırmayı, minimal bir şiir yazmayı denedim. Belagata taa başından beri karşıydım. Bir Albümde Dört Mevsim yazarken durmadan "bir beladır belagat" deyip duruyordum. Şiirin "sıfır noktasına" yaldaşmayı denecıim o kitapta. ltiraf etmeliyim ki, cesaret edemedim buna. Kıyısından döndüm. Şiir dilinin sıfır noktasına inmeyi deneyeceğim tekrar, ilerde... lkaros'un Uçuşu (1993) ile ezgiye söz yazdımz! Tema olarak bilinen bir söylenceyi seçmeniz üzerinde duraltm. Neden "Ikaros"? Bugüne dönük iletinizde neyi amaçladtnız? • lkaros'un Uçuşu, Bir Albümde Dört Mevsim'in karşıtıdır. lyi ama, başlığın altında da yazıldığı gibi bu bir "fibretto"dur ve müziklenmeyi ve sahnclenmeyi bekliyor. Neden tkaros? Bu mitosla ilk kez dokuz ya da on yaşlarımdayken karşılaşmıştım. Çok etkiiemişti beni. Uçmayı da severim. Uçakları seveçe'yi bir başka algılamaya başlamak da, rim. lkaros'un düşüşünü isc hep haksız bir başka kullanmaya itti beni. Oldum bulmuşumdur. Onun için onu sonsuza olası deyimlcrden hoşlanmazdım, büsdek uçurdum bu şiirde. tkaros söylenbütün çıkartüm dilimden deyimleri. O cesi labirent söylcncesiyle de ilintilidir. zamana dek, çok kullanıldı, aşındı diye tkaros'un Uçuşu'na labirent izleğinden baktığım kelimeler şıirime girmeye başde bakmak gerekir. Aklımda, Kasandladı. Çünkü o kelimeler, yaşamadığım ra'nın Sessizliği diye bir başka libretto bir dilin kelimeleriydi. onları kullandıdaha var. Malum, söylencede Kasandra ğımda, sanki onları ilk kullanan bendurmadan konuşur ve geleceğe değgin dim, benden önce kimse kullanmamıştı uyarılarda bulunur ama kimse duymaz sanki. onları, Kasandra'nın Sessizliği ndc Ka Şıirinizin açılımı, bence, öykü(lesandra hiç konuşmaz ama bu geleceğe mc)de yertni buluyor. Dcğtşık alanlarda da yazsanız; yazın cağrafyamzda birbirini değgin müthiş ürkütür insanlan... 101 Bir Dtze (1996) ile şiırimzi bir tümleyen yanlan var: Sözler, izler, renkler, dokular, dü\ler aynı ırmaktan gcliyor, başka kıyıya getıriyorsunuz bu kez. Öteden beri poetikamzda süregelen gizıl bir aynı gjikyüzünden ağıyor Ne dersiniz? yan burada 'an'laşıyor, öne çıkıyor: BzgiTabiİKİ doğa. . sel yorum, yorumsal ezgi ile üleşilen dü Bir de şu var: 1974'e dek, kendimi şün/ce yanı. Dizelerin her biri, yeni bir şiirde göstcrmemeye çalışıyordum. Ben şiirin ilk ve son %özü oluyor. Bu 'saf'laşyoktum, biri, bir maske konuşuyordu o manın debisine dönelım. Sizi bu kıyıya, şiirlerde. "Aşkın Acının Tarihi Coğraf101 gizeyönelten nc oldu? yası" bir ön denemedir ama asıl hesap• 101 Bir Dize'yi 1987'de yazmaya laşma, şairle kişinin çatışması "Vabaşladım. Daha başından kararlaştırhiy"de ilk vurgusunu koyar. Peş'teki şimıştım 101 dizc olmasını. Bu kitap biteirlerle başlayarak ise, şair kendı sesiyle siye, Sevda Yorumlan'ndaki kimi şiirkonuşmaktadır daha çok. "Boşanma" lerle Bir Albümde Dört Mevsim ve lkaşiiri bir kadının ağzından yazılmıştır ros'un Uçuşu yazıldı. Soğuk Tüylü ama, şairin sesidir gene de o şiirdeki! Martı yazıldı. Kimi zaman art arda üç Ondan sonra da hep öyle süre geliyor. dört şiir geldi kimi zaman upuzun boşIkaros'un Uçuşu'ndaki hcr bir kişide luklar yaşandı. Hayır, hayır, bunlar asla bile şairin sesi konuşan artık. } laiku değil. Haiku yazmak istesem, ya Sevda Yorumları (1990) yaşamsal izleklerle geliyor. "Ben"in duyguları/anla zardım. Bunlar tek dizelik şiirler. Uzun tımında "ötckt ben'c ulaşılıyor. Şıırıniz bir şiirden alınacak tüm tadı bir dizedc yoğunlastırma çabası. Bir ara her birine deki anlatıa ben öğesi burada oldukça sağlam bir yapı üzerinde gelişiyor. Dtze bir başhk vermeyi düşündüm. Sırf temnin şiirdeki işlevi burada daha belirgin. belliğimden yapmadım bunu. YapabilŞiırinizdeki plastik öğeler yerleşik zama seydim, daha da belirgin olacaktı mısra değil, tek tek şiir oldukları. Gene de gem tammlayanı'görüntüleyen düzeydedir. riye dönecek ve onlara ad takacak değiYıne doğa, yine dü\ izleri... kopulamalim. yanlardır hunlar Yorumlann izinden yü Yalnızlık, doğa, erotızm, düşler, imgcreyelım dertm' lemler, mevsimler, mekânlar, yaşanılan Sevda Yorumları da bir geçiş kitabıcoğraha, deniz tutkunu 'ben', antlar, dır. Taa 1974'ten başlayarak gelen bir bağlılıklar... Evet, tüm bunlarla gelenler hesaplaşmanın son muhakemesi ve sode 'Güven Turan'ın poetikası'mn özeti. 101 dize ise şiirle buluşmanızın 34 yılında bir manifesto gibi geldi. Ne dersiniz? Bir saptama daha yapmalıyım: îkaros'un Uçuşu, Bir Albümde Dört Mevsim'den daha önce bitmişti. Bir Albümde Dört Mevsim'den sonra başladım Görünen Kentler kitabına. Şimdiye dek bu kitaptan yayımladığım şiirleri okuyanlar sanırım çok farklı bir şiirin, neredeyse Bir Albümde Dört Mevsim'in karşıtı bir şiirin ardına düştüğümü görmüşlerdir. Yavaş yavaş sonuna geliyor Görünen Kentler de. Şu son günlerde "bu şiirin ardından ne gelecek? diye sorup duruyorum kendime. Diyelim ki düşünen şiirle düşündüren şiir yol ayrımında bulsam kendimi, sizin sorduğunuz gibi, hiç düşünmem, yol ayrımını, yolu Dirakır, yabana sürerdim atımı: tmleyene... Imgenin ardına. • ' SAYFA 5 1 943 yılında SinopGerze'de doğdu. Ortaöğ'renimini Samsun Maarif Koleii'ndc tamamladı. Ankara Üniversitesi Dil ve TarihCoörafya Fakültesi Ingiliz Dili ve Edcbiyatı Bölümü'nde tamamladı ve aynı bölümde tngilizce okutmanlığı yaptı. 19761995 yılları arasında Istanbul'da reklamcılık alanında çalıştı. tlk şiirini İ962'de yayımlayan Turan'ın şiir, öykü, eleştiri ve inceleme türlerinde yoğunlaşan ilk çalışmaları Devinim 60, Dönem, Yordam ve Alan '67 gibi dergilerde çıktı. Güven Turan ilk romanı "Dalyan" ile 1979 Türk Dil Kurumu Rornan Ödülünü, "Düş Günlcr" ile 1990 Yunus Nadi Yayımlanmış Öykü Kitabı Ödülü'nü, "Bir Albümde Dört Mevsim" ile de 1991 Yunus Nadi Yayımlanmamış Şiir Kitabı Odülü'nü kazandı. Şiir kitapları: Güncşlcr... Gölgeler...(1981), Peş (1982), Sevda Yorumları (1990), Bir Albümde Dört Mevsim (1991), tkaros'un Uçuşu ( 1993), Toplu Şiirler CJ995), 101 Bir Dize (1996). Öykü: Düş Günler (1990) Roman: Dalyan (1978), Yalnız Mısın (1987), SoğukTüylü Martı (1992) DenemeEleştiri: Kendini Okumak (1987), Bakır Çalıgı (1994, Yazıyla Yaşamak (1996) CUMHURİYET KİTAP SAYI 379
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle