Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Kapak konusunun devamı. bıı bakıma Yordam'ın 1969'd.ı ka panmasıyla bitti. Ondan sonnı dergileri, gazctefcri seçerken, kimlerle birlikte oldııgııma baktım daha çok. Bugiin de benim için c,ı>k önemlidir kimlcrlc birlikte oldugum. Denemeler, cleştircl ya/ılar dışında lazla bir ilişkim de kalmadı dergilerle bııgün. Jjiirlcrimi kitap boyııtııyla kuruyorum vc ancak kitap bclli bir aşamaya ulaşınca, birkaç şiir yayınlıyorum, lıepsi o kadar. Bu noktaya gelmemin gerçek nedeni de işte, o kapanan Yordam dergisi. O dergiden beri kendimi evimdc saydıgim bir dergi olmadı. Kuşaöımın dcrgilerle serüveni bağİamında fazla bir şey söylcyemem ama Yordam'ın scrüvenini daha öncc Osman Çutsay'ın bcnimlc yaptığı bir konuşmada uzun uzun açıkladım. Bu konuşmayı Yazıyla Yaşamak'ta bulabilir, merak eden. Sonra, bir suskunluk dönemi yaşadınız samyorum! Ve ardına, beklenmeyen bir kitapla okur karşısına çıktımz: Dalyan. Bu, bana saşırtıa gelmişti. Hem şair Güven Turan'ın, henüz şiir kitabı oluşturmamı\ken, işe romanla başlamast; hem de romanın yapısı bakımından. TDK Roman Ödülü'nü kazandınız. Yazınımızda sık sık gündeme gelen, ama örneklerini o oranda göremediğimiz modern romana tipik bir örnektı Dalyan. Komana yıne döneceğiz. Bu bir tercih mıydi, ynksa koşulların gelişine mi denk düştü ? Suskunluk dönemi miydi 1974'ten sonra haşlayanr1 1974'ten bile emin değilim. Dergilcrden uzaklaştığım bir dönemdi. Dergilerde çok az göründüğüm ya da. Yaşamımda da bir sessizlik dönemidir, 19741976 arası. 1976 Tcmmuzu'ndan başlayarak, bütün yaşamımı degistirdim. Ankara'yı, Ünivcrsitc okutmanlıgmi bıraktım, tstanbul'a geldim ve reklam yazarlığına başladım. Yeni bir şiir dili arama çabalarım da öyle başladı... Dalyan'a Ankara'da başlamıştım ama Istanbul'da yazdım. Daha önce, taa 1%3'tc iki kez denemiştim romanı, bırakmıştım. Oyküler dc yazmıştım. () zanıanlar roman okumayı seviyordum. Roman yazmak bana daha "yazarca" bir edim gibi geliyordu. Uzun u/un planlanan (ben öyle yanarım yani) ve ağır ağir oluşan, yazılan bir şey. Ona zaman vermek, emek verrnek gerekir. Bir "iş"tir roman yazmak. LJ.stelik, şiirdeki arayışlarımı dizginlemek için de, şiirin çok dışında yazmak zorunda hissedıyor dum kendimi. Bugün de bir şiir kitabını oluşturuyorsam, roman yazamam, roman çalışıyorsam, şiir yok demektir benim için. Deytm yerindeyse, Dalyan 'sıkı' bir romandı Hem dıli, hem anlatım örgüsü, hem de btrçok şeyi "anlatmd'sı bakımından... Klaük bir roman deg'ildı; üçbirlik kuralı yoktu. Bıraz (romanımızın o günkü durumuna göre, 197R) 'aykırt bir roman dı, ne dersiniz? Bizde roman Fransız ve Rus roman gelenegindcn alır tadını vc kokusunu. Bense ÂngloAmerikan romanı okumalarıyla oluşturdum altyapımı: Faulkner, Hemingway, Fgitzgerald, Melville, Lawrencc, Virginia Woolf gibi... Bunlara 1950 kuşağı öykücülerimiz eklenincc, altyapım daha belirginleşir. Birbirleriyle nasıl bütünleşti, aklım almıyor, ama Sartre'ın Bulantı'sıyla (hoş Sartre Fransızlar'ın cn Amerikalı romancısıdır) Fransız Yeni Romancılarını bağdaştırdım. Ve çevrcsinde bolca Yeni Dalga Sineması dili (ki Amerikan sinemasının müthiş etkisindc kalmıştır) birikti. Dalyan böyle bir alaşımdan doğdu. Romanın yapısı üzerinde duraltm biraz da. Romanı kurarken neyi amaçlamıştıntz? Bir sinema tutkunu olarak, romanı, özellikle Balzac romanını (bu deyimi SAYFA 4 «" inamyordum. Kurmaca diye bir şey vardı benim için, bu uzun ya da kısa olabilirdi. Kısa olanına öykü diyorduııı, hepsi o kadar. Bir adlandırma her /aman bir iletişim kolaylığıdır. Düş Günler'in arka kapağında sözünii ettiğim o ö/gürlük iştc, yazdırdı kendini. O sıralar larkındaydım roman yazacak sabrımın vc iç yoğunluğumun olmadığının. Roman öykü ayrımı yapmadan, her zaman sayıp döktüm kcndimle aynı kulüpten saydığım yazarları. Düş Günler (19H9) düşle gcrçcğin sarmalandıg'ı bir evreni dc getirir hize. Durumlar, an'lar, izler, etkiler, yaşanmıy lıklarla kurulan bir evren .. Yalın bir anlatım örgünüz var. Anlatınm kurmaca gerçekliğindc de btçimsel denemelere ("Uzantı", "Ag'ır Yaz") uzanıyorsunuz. Öykünüzlc siir evrcninizin birbirini kuşatltğınt da söyleyebilirim. Öyküde neyi anlatmak istiyorsunuz? Romanımın bir şair romanı olmamasına ne kadar özen gösteriyorsam, öykümü o kadar başı boş bırakırım. Anlatım diliyle de kesişir zaman zaman ya, asıl dünyalarıyla örtüşür şiirimlc öyküm. İç dünya ile dış dünyanın, insanla doğanın, insanın en eski yanlarıyla uygarlığın çatışmasıdır şiirim kabaca tanımlayacak olursam. Bunlar, öykülerimdc de vardır kanımca. Hoş romanlarımda da vardır aynı özellikler. Bir gün oyun yazsam, yazmayı istemişimdir hej>, şiriimden, öykümden, romanımdan farklı bir çatışRobbe Grilması olmayacakrır yazdığımın.. Nasıl rolet kullanman yazarken roman geleneğini, öykü mıştı ilkin ve yazarken öykü geleneğini, şiir yazarken bayılmışiım şiir gelenegini ve bunların yaşadıkları terime) çok süreci, süreçleri kendi içlerinde değerağır, çok dolendirip yazacagımı ona göre yazıyornuk, çok içisam, oyunu da öyle yazacağım kuşkune kapah busuz. Çünkü ben kendimi hep "şair ve 1 u y o r d u m. yazar" olarak gördüm. Yazar.olarak da L a w r e n c e, önümün açık olduğunu düşünüyorum, Woolf, Fatür sınırlaması düşünmüyorum kendim ulkner gibi Yazıyla Yaşamak / için. Toplu Şiirler/ (.luve 101 Bir Dize / yazamaya Güven Yunın / Yap: lııran / Yıipı Kredı Turan / Ynpt Kredi Bu tiir bir bölünmüşlük zenginliktir cağımı da Kredi Yayınları/209 s. Yayınlan 1221 s. Yayınlan /105 s. kuskusuz Birindcn btrıne geçıste kaygıbiliyordum. larınız, amaçladıklarınız; örtüşenler, ayrıdaliba, onşanlar oluyor tnu? ğuk, kuru, tam olmasa da Henry Jalardan da sıkılmaya başlamıştım. Polisi Kendimi "şair ve yazar" diye komes'le Raymond Chandler arası bir anye romanlar ve Yeni Roman yetişti imnumladıgima göre, şairliğimi ayırıyorum latıyla yazdım ben dc Yalnız Mısın'ı. dadıma. Yeni Dalga sinemasının anlatı demektir. Gene de ben şairim demekGene dc Yalnız Mısın bir şey değil, pek dili yetişti. Kahramanı olmayan, kişüeri ten çekinirim. Birinin "şairim" demesi çok şey anlatıyor sanımca. Soğuk Tüylü olan, olaylar dizisi üstüne değil, episoiçin; sahiden bir şeyler yapnıası, yapmış Martı'da artık rahatlamıştım. lliçbir kidik bir gerilim üstüne kurulu, betimleolması gcrektiğine inanırım. "İşte batabımla boğuşmadan yazdım onu. Bümenin imleme va da belirleme işlevi yekın, ben şiir yazdım" demesidir, "ben tün bunlar saptama... Soruya gelince; rine, atmosfer kurma işlevini üstlendiği şairim" demesi. Oysa ben şiiri bulmak Ben başından beri anlatmaktan çok bir roman yazmaktı Dalyan'a başlarken için arayıp duruyorum. Daha da çok kurnıayı, bir dünya kurmayı amaçladım, amacım. Bunu da tutturduğuma inanıarayacağım, ömrüm el vcrirse. Şiirin beöykülerimdc, romanlarımda. Gene de, yorum. Romanda olsun, öyküde olsun, ni bir yere ulaştırdığına inanmıyorum. ilie de ne anlatırım? Kadın erkek ilişkibir ana kuralım vardır. "Tanımlama, Şiirle boğuşmaya başladığımdan beri, leriyle belirlenen insan ilişkilerini. Insagöster!" Asla, ama asla bir roman ya da balta girmemiş bir ormanda dolaşan ya nımın dünyadaki ycrini gösteririm. öykümde "Aşık ojmuştu," gibi bir cümda küçücük bir sandalla, uçsuz bir okle bulamazsınız. Öyle t i r kurarım ki an Şitri sona hırakmak dü\üncesindeyanusta dolanıp duran birinc bcnzctilatım örgüsünü, "aa bu adam aşık oldu" yim. Birçok türde yazmaya bir arada bay rim kendimi. (İkurun şiirden beklentisi der okuyan. ladınız. Gürüldüğü kadarıyla farklılıg*ı üzerine yargıda bıılunamam ama benim "Ben çağdaş romanın 'bir' yy anlat sevıyorsunuz Yanılmıyorsam ilk ele^tıri okurumdan beklediğim, benim bu serüve öykülerınız de Yordam'da cıkmıştı! masına karşıyım', diyorsunuz Çok yünvenimi paylaşmasıdır, yoldaşım olmasılülükten yanasınız. Bu da seçmecı/ö'zgiin Öyküyü özgürlük olarak lanımlıynr: "Şıdır. Kitabımı alıp, şiirimi her okuyanın ırin liranlığıyla romanın değirmen taşları okurum olmadığını biliyorum.'Bilmediokur ısteyen bir çaba. Yalnız rnısın? arasında keyifli bir kuruluştur", diyorsu(1987) daha farktı çızgıdc bir roynan. ğim, yoldaşım olan okurun kim oldunuz Bılinenlerın tam tersine, 'şiır bitAçtk bir metin. Olayürgüsü, kurmaca öu... Kim olduöunu bilmediğim için, gerçekhğin boyutları daha 'sınır'lı. Soğuk mekbtlmez, öykü 'birdengelir, soluksobenden ne bekıediğini dc bilmiyorum. lüylü Martı da (1992) öyle. Üç anlatıda luğa yazdırtr kendini. Sözcüklerin taşkıBelki de ben nasıl sevdiğim bir sanatçınına yetişmediSı tek tiir öyküdür' sözlerikı ortak yan, yalın, akıcı bir anlatımınının yaratım serüvenini neyecanla izlezın olma.sı. Temattk olarak da ıman iliş nızden yola çıkarak; biraz da öykü evremekten hoşlanıyorsam, o da benim sekilerini sorguluyor/yansıtıyonunuz. Ra ninız üzerinde duraltm. Öyküye yönelirüvenimi izlemekten hoşlanıyordur. Bir manlannızın anlamsal yoğunluğu da bu minız nasıl oldu, kimlerle yol arkadastlıbeklentisi yoktur, yazmayı sürdürmemi radan geliyor, bence. Roman neyi anla ğı, düş scyircisi oldunuz? istemekten başka! tır/ amatmalıdır, sizce? İlk öykülerim Yordam'da çıktı ama "Benim için önemli olan yazmaktır. ilk eleştirim, ilk şiirimin yayımlandığı yı 1983'te Yalnız Mısın'a başladıgımTür önemli değıldir", deseniz de; yine de la, 1962'ye gider. Yelken dergisinde Fada, dilin beni durmadan Dalyan'm dilişiirin sizde ayrı bir yeri, çizgisi var. Şiir, ulkner üzerine bir yazım çıkmıştı. Arne sürüklediğini fark ettim. Yeni bir önce sairi; sonra okuru nereye ulaştınr? dından, Dost, Ataç, Devinim 60 dergiDalyan yazmak istemiyordum oysa. YeOkurun şiirden, şiirin okurdan beklentileri geldi. Özellikle Devinim 60VIa çıktı ni bir roman yazmak istiyordum. Bir yısi nedir/ne olmalıdır? eleştirilerim. Kendimi şiir yazar buldula yakın boğuştum, bilmem kaç kez yc• Daha ilk şiirlerimde görscllik önc cığum gibi, öykü yazar da buldum bir niden yazdım girişini< Dalyan'dan nefkar. Imgeci bir şiirdir. Hâlâ da öyledır gün. Ö dönemde, şimdi de öykü ile rorct etmeye başlamıştım. Yalnız Mısın'la sanınm. Taa çocukluğumdan beri bamanın karşıtlığı diye bir şey olmadıgına boğuşurken... Bu nefret işe yaradı. Sokan biriyimdir ben. Bakan, "tasnif CUMHURİÎET KİTAP SAYI 379 Güven Turan Düşünen şürle, düşündüren şiirin yol aynmında bir şair