25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Dönüş Yolu/ Erich Maria Remarque/ Çeviren: Ayşe Selen/ Can Yayınlart/ 271 s. Erich Maria Remarque (18981970), bütün yapıtlarında 'Savaş' ortamı içindeki 'insan'ı ele alır. Romanlarında hiçbir zaman savaşı, çarpışan insanların savaşı olarak clc almaz. Onıın roman kişileri, yurtlarından yuvalarından, sevdiklerinden zorla kopartılıp savaş alanlarına fırlatılmış insanlardır. Çoğu kez niçin savaştıklarını, ne uğruna savaştıklarını bile bilmezler. Bu da 'savaş' denilen çılgınlığın saçmalığını ortaya koyar. 1931'de yayımlanan Dönüş Yolu adlı bu romanında, yazar, savaş sonrasını, insanın yalnızlığını, döndüğü eski çevresine yabancılaştığını vurgular. Bu yabancılaşma, romanın kahramanlarından birinin kendini öldürmesine varacak kadar yoğundur. Taş Günceler/ Carol Shields/ Çeviren: Aslı Çelik/ Can Yaytnlart/ 295 s. 1994 yılında yayımlandığı zaman G;ın>l Shlelds büyük övgüler alan, 1995 yılında TA.Ş da hcm Amerika'nın en büyük c;ONn:ı.KR edebiyat ödülü Pulitzer'e, hem de iki ayrı ödüle değer bulunan Taş Günceler, çağdaş Amerikan edebiyatının seçkin yazarlarından Carol Shiclds'in Türkçe'deki ilk romanı. Carol Shields bir aile destanını, bir sanat eserine dönüştürmeyi başarmış bu kitabında. Sıradan bir Amerikan kadını olan Daisy Stone Goodvvill, 1905 yılında Manitoba'da doğumundan başlayarak bir eş, bir anne ve sonra da bir dul olarak sürdürdüğü yaşamı boyunca kendi yaşamındaki yerini anlamaya çabalar. Dinleyerek, gözlemleyerek ve hayal gücünü kullanarak kendi yaşamının tanığı olur: Kendi doğumunu, ölümü ve bu iki olay arasında kalan yaşam serüvenini keşfeder. Carol Shields, kendini aramaya yönelen bu yirminci yüzyıl göçmeninin çarpıcı öyküsünü ironi ve mizahla ördüğü romanında işler. Böyle yaparken de çağımızın huzursuz ve arayış içindeki insanı Daisy Stone Goodwill'in kişiliğinde işler. Sisifos Söyleni/ Albert Camus/ Çeviren • Tahsın Yücel/ Can Yayınları/ 147 s. Sisifos Söyleni, ünlü Fransız yazar A1IXT1 (jıınn ve düşünürü Albert Camus'nün SİStl'OS (19131960) savaş yıllarında yayımsOVUlNt lanan (1942) bir deneme kitabıdır. Daha kitabın ilk satırında, bireyin bir yaşama nedeni bulunmadığını keşfedişiyle, her türlü günlük çalışma ve acının içinde kökleştirdiği uyumsuzluk duygusuyla, yaşamın gülünçlüğünün bilincine varmasıyla birlikte, gerçekten ciddi tek felsefi sorunun intihar olduğu vurgulanır. Ancak sorulacak en önemli soru, bu duyguların bireyi zorunlu olarak intihara götürüp götürmeyeceğidir. Yazar uyumsuzluğun insanın durumunu durmaksızın yenilenen bir savaşıma bağlar. Uyumsuzluk yok olmaz, ama devamlı geriletilir ve yaşam onun her gerileyişinde biraz daha büyür. Artık günlük davranışlara da dönülebilir, çünkü kazanılan zafer bir erteleme değil, yeni bir zaferin müjdecisidir. Karanlıkta Sabah Kuşları/ Ahmet Altan/ Can Yayınları/ 142 s. Ahmet Altan'ın kitaplaşmış deneAlımi'i Altan meleriyle ilk kez Geceyarısı ŞarkıKARVN1.1KTA ları adlı kitabında tanışmıştı okurSABA11 KlSşlARl larımız. Büyük bir coşkuyla karşdar, nan, üst üste yeni basımları yapılan bu dcnemeler, çarpıcılığıyla, insanı derinlemesine irdeleyişi ve kişinin içsel yaşamını, örtüsüz kimliğini su yüzüne çıkarışıyla okuyanları bir anda, etkilemiş, şaşırtmış ve elbette düşündürmüştü. Karanlıkta Sabah Kuşlan da aynı tür denemelerden oluşuyor; ancak aşkı ve tutkuları incelemek yanında, toplumsal yaraları, haksızlıkları, çarpıklıkları da öne çıkartıyor. insanı, içinde yaşadığı topluSAYFA 18 mun sorunlarına uzak kalmamaya zorluyor. 'Tanrı ve Bcrke'de olduğu gibi yüreğinizi burkuyor, 'Aşk Çıplak Gezer'de olduğu gibi aşka özlem duyuruyor. Bu yazıları kaleme alanın işini iyi bilen gerçek bir edebiyatçı, insanı iyi tanıyan bir gözlemci olduğunu anlıyorsunuz. Ahmet Altan toplumdaki acılan, hepimizin içindeki öfkeleri, tutkuları bizim adımıza sözcüklere döküyor, dile getiriyor. Karşıdan okunmuyor yazdıkları, tarafsız kalınamıyor, satırların içinden okuyoruz ve paylaşıyoruz duygularını, düşüncelerini. Yazının amacı da bu değil mi zaten? KaraDefter/ Latvrence Durrell/ Çeviren: Püren Özgören/ Can Yayınları/ 271 s Kara Defter çılgın, tutkulu, zekice süslenmiş, cicili bicili, göz kamaştıran bir fantezi; aslında tam da genç bir adama yaraşan bir kitap. Durrell'ın 24 yaşındayken çıktığı bu ruhsal ve cinsel serüven, bu sözünü sakınmayan, gözüpek günce, alabildiğin açık saçık, hatta tiksindirici, sağlıksız, ama canlandırıcı, sivri dilli, bolca güldüren, kendine acıyan, ama kendisiyle dalga geçen, her şeyin ötesinde de, gerek üslup gerekse içerik açısından, dönemin hiçbir yazarının yeltenemeyeceği kadar yenilikçi. Lavvrence Durrell bir savaş alanı olarak gördüğü Kara Defter için şöyle diyor: Mumyanın sargılarını parçalamalıydım; kitapta Ingiliz usulü ölüm olarak simgelediğim, kültürel kundak bezini. Tek amacım, içeride dile getirmeme değecek bir şey bulunup bulunmadığını görmekti... Ün peşinde değildim, kendi sesimi duymak bana yctmişti."Basılması için Henry Miller'ın önayak olduğu bu otobiyografik kitap için bir eleştirmen son derece yerinde bir saptamada bulunuyor: "Muayeneden önce soyunmanı söyleyen doktorun ahlaksızlığından kuşkulanmama ayrıcabğını neden yazarlara tanımayacak mışız?" Durrell numara yapmıyor; kitabın bunca çarpıcı olmasının nedeni de bu. KimsinJak Samanon/ Liz Behmoaras/ Sel Yayıncılık/ 157 s. Yüzyıhn başında, tstanbul'un Hasköy semti... Sıradan bir Yahudi ailesi: Jak Samanon, eşi Eliza ve kızları. Osmanlı împaratorluğu'nun son çırpınışları sırasında onlar da, kendilerine özgü gelenek ve göreneklerinin cenderesi içinde, sevinçleri, heyecanlan, kaygıları ve üzüntüleriyle yaşayıp gidiyorlar. Hukuk danışmanı avukat Jak bamanon, Ittihat vc Terakki Cemiyeti'nin faaliyetleri, Jön Türk Ihtilali ve uzantıları gibi imparatorluk içindeki önemli siyasal ve toplumsal olaylarla yakından ilgilenmekte. Yüreği ve beyni, adalet, hürriyet, eşitlik düşünceleriyle dopdolu. Hasköy semtinin dışında, bambaşka bir dünyada, heyecanlı ve renkli bir yaşamın süregeldiğini biliyor. Bir an önce bu yaşamın içinde yerini almak, atalarının kendi kendilerini hapsetmiş oldukları gettodan çıkmak, Osmanlı'da değişim rüzgârlarının esmesinde ufak da olsa bir katkıda bulunmak istiyor; bunun yanısıra, cemaatinin kemikleşmiş örgütlerinin yenilenmesi için kendince çabalar sarfediyor. Zaten onun gözünde Osmanlı Devleti'yle Yahudi Cemaati'nin yazgıları birbirinden ayrılmaz, ayrılamaz. Genç avukat zaman içinde, amaçlarına biraz olsun ulaşabilecek mi? Yoksa, maddi ve manevi güçlüklerden yüksünüp, kendini rutin hayatın monotonluğuna teslim edecek ve etrafında olup bitenlere giderek daha kayıtsız bir tavır mı alacak? Küçük kızı Adel'e gelince, O, sadece babasının yaptıklarıyla ilgileniyor. Kendini anlattığında bile, yine yaşamın ilk vc son kahramanı olan babasını anlatıyor Şiirin Dolambaçlı Yolları/ Paul Eluard/ Çeviren: Sevım Akten/ Telos Yayıncılık/ 159s. Paul Eluard'ın şair olarak yeri bellidir: Yirminci yüzyıiın en önemli, en büyük şairlerindcn biridir. Şiirden ödün vermeden onu okurla, halkla buluşturmuş şairdir. PauJ Eluard "Özgürlük"ün şairidir. Şiriin Dolam baçlı Yolları radyo için hazırlanmış beş şiir programı metninden oluşuyor. Şiirin ne olduğunu açıklamak için tekerlcmclere, atasözlerine, sözcük oyunlarına, bilmecelere ve şiir krallığının büyük şairlerine başvuruyor. Şiir, imgelem, aşk, çocukluk ve fantastik çevresinde büyük bir özgürlük ve içtenlikle konuşuyor. Büyük şairlerin, şiirin sadece kendilerine ait olduğuna inanmadıklarını yazıyor. Metinlerin arasına şiirler, aşk mektupları, halk şarkıları çocuk şiirleri, asker şiirleri karıştırıyor. Sanki bu radyo programlarını"herkes"le birlikte yazıyor. Şiirin Dolambaçlı Yolları kuşkusuz bir şiir yazma reçetesi değil, ancak şiir üzerine düşündüren, hayatımızdaki, etimizdeki, yüreğimizdeki şiiri ortaya çıkarmamıza yardımcı olabilecek bir kılavuz kitap. İ'Uİ.ISU V • Merkez tstasyonu'nda Oturup Ağladım/ Elizabeth Smart/ Çeviren: Alev Bulut/ Telos Yayıncılık/ 115 s "Dünyadaki şiirsel düzyazı başyapıtlarının sayısı onu geçer mi bilmiyorum. Bence bu başyapıtlardan biri, 1945 yılında yayımlanmış olan, Elizabeth Smart'ın Merkez Istasyonu'nda Oturup Ağladım adlı yapıtıdır bu yapıtın yayımlandığı zaman pek yankı uyandırmamış olması, kendi kendine ünlenmeyc bırakılması ve onu yeniden yayımlamayı akıl edecek kadar zeki bir yayıncının ancak yirmi yıl sonra ortaya çıkması, o yıllarda eleştirmen olduğunu ileri sürenlerin bir ayıbı olsa gerek. "Şimdiye kadar yazılmış kitapların arasında, Merkez îstasyonu kadar kabuğu, derisi soyulmuş, çıplak sinir uçları ortaya çıkmış bir kitap yoktur. Tam bir savunmasızlık çığlığı. Kitap bir rapsodi, bir ağıt olduğu kadar bir romandır da; öykünün, bir aşk üçgeninin üç çizgisinin dışına pek çıkmadığı, hatta bu üçlü ilişkiyi de ancak anlatıcının ağıtından çıkarmak zorunda kaldığımızı kabul etsek de..." Cervantestnebahtı'nın Tek Kollusu/ YağmurAtsız/ Boyut Kitapları/ 96 s Don Kişot'un yaratıcısıMiguel de Cervantes Saavedra'nın gerçek bir Inebahtı gazisi olduğunu CERVANTES kaçımız biliyor? Pek çok eserinINI HAiırrNiN I.K kOLLUSU , de Türkleri anlatan Cervantes, 450. yaşına ülkemizde bu suskunluğu bozarak giriyor. Yağmur Atsız bu kitapıyla, 'dünyaya bakışımızın dünyanın bize bakışı olduğu'nun altını çizerken, kitabının aslında bir öfkenin ürünü olduğunu saklamıyor. Doğumunun 450. yılına uluslararası edebiyat çevrelerinde pek çok yazı ve etkinlikle giren Cervantes, bu kitaba verdiği esinle, bize bir anlamda dünyayı ve az da olsa kendimizi keşfetme olanağı veriyor. Eksiksiz bir tarihsel bakış... dozu kıvamında bir mizah... Sepetteki LalelerSiyasal veToplumsal Yazılar /Alev Coşkun/ Çağdaş Yayınları/' 208s. Alev Coşkun'un, yeni çıkan kitabı, genellikle Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan siyasal, güncel ve toplumsal yazılarının 'c p e 111* k i toplanmasından oluşmaktadır. Kitap, kimi güncel olaylar üzerindeki yazarın tepkilerini, tarihsel yaklaşımları ve kimi toplumsal, siyasal ve sosyal konuları topluca vermektedir. Kitapta güncel sorunlar, Susurluk,Laiklik, Sol Partiler, Musafa Kemal'e ait yazılar.Başkanlık Sistemi, Güneydoğu Sorunları yer almaktadır. llhan Selçuk, kitaba yazdığı önsözde "doğrultusunun sağlamlığı yöneliminin geleceğe dönük pusulasından kaynaklanıyor; bu kitabın yalnız geçmişe değil, geleceğe dönüklüğü, yazarın kullandığı mantığın eytişiminden doğuyor " demektedir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 406
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle