Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
gibi örgütler özellikle yoksul ve dışlanmış gençler arasında önemli oranda destek bulmuşlar, fakat zamanla şiddetin karşı şiddeti doğurduğu bir tuzak ortamına düşmekten kurtulamamışlardır. Şiddetin yaygın olduğu ortamlarda ise kaçınılmaz olarak siyasetin sesi daha az duyulmaya başlanmıştır. Amaca varmak için daha kısa bir yol olduğunu düşündükleri şiddet yöntemine başvurmakla ise 1RA, ETA ve PKK gibi örgütler temsil ettiklerini iddia ettikleri toplumlarda gerçekte yoksulluğun ve haksızlığın artmasına da katkıda bulunmuşlardır." diyor Emin Gürses Felsefi Intihar ve Ötesi/ CuciHan/Kora Yayın/ 199 s. "Kendi kendinizi öldürmeyi tasarladığınız anlar oldu mu hiç? Neden gerçekleştirmediniz? Korktunuz mu, dini inancınız mı vaz geçirtti? Yoksa Nietsche'nin dediği gibi 'Bir gccelik avuntunuz mu oldu?' "Insanın intihar etmemesi için bilimsel çalışmalar yapılır. Insanın intihar ctmcsi için pek çok ncdcn vardır aslında. Insan neden intihar edcmiyor? Felscfe tarihinde ilk kez bu kitapta yorumlandı. tnsanı, hayvandan ayıran salt olgu, insanın intihar edebilmesidir. Bu ayrıcalığını dinler nasıl karşılamıştır? Omeğin insanın kaderinde kendini öldürmesi yazılmış ise, intihar eden günaha girmiş mi olur? înthar nasıl şehitliğe dönüşür? Doğulu ve Batılı felsefeciler intiharı nasıl yorumlamışlar, korkuları ve avuntuları nelerdi? Nesnel hazzı tatmamak için intiharı seçenlerin felsefi görüşleri ne olabilir? Belli bir yaştan sonra intihar etmek istemeyen aile büyüğüne erdemsiz damgasını vuran törenin, ölüm korkusunu yenebilmesi... Ve ölüm sonrası nedir, ne değildir? Ölüm korkusunun intiharda yeri var mıdır?" Caligula/ Albert Camm/ Çeviren: Abdullah Rıza Ergüven/ Berfin Yayınları/ 74 s. 7 Kasım 1913'te Mondovi'de (Cczayir) doğdu. Albert Camus'nün babası savaş sırasında ölen bir Arap. Küçük bir zanaatçı. Çoğun lukla Kuzey Afrikalı Fransızlar gibi annesi Jspanyol bir aileden gelmc. Çocukluğu ve Cezayir'deki gençlik yılları, yoksulluklar, güçlükler, sıkıntılar, sayrılıklar içinde geçti. îlk ye ortaöğrenimlerini Alger'de yaptıktan sonra, Alger Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'ne yazıldı. Felsefe Bölümünden diploma ve lisansını aldı. Plotin ve Saint Augustin üzerine doktorasını verdi. Çeşitli görevlerde bulundu. 1960'ta bir yol kazasında yaşamını yitirdi. Albert Camus'nün yapıtları çevrildiği ülkelerde büyük yankılar uyandırdı. Bunlann başında La Peste, L'Etranger (Yabancı), Le Mythe de Sisyphe vc 1938'de yazdığı Caligula gelir. Caligula açıkça bclirtir: Kişiler ölür ve onlar mutlu değildir. Roma'nın tek egemcni, sona değin us yolunu dener. Görülmemiş zırvalıklarla çevresine korku salar ve dalkavuklannın hançeri altında ölünceye değin olanaksızı yakalamaya çalışır. Bosiyaklar/ Maksim Gorki/ Çeviren: Metin îlkin/ Berfin Yayınları/ 160 s. "Bu kitapta bir araya getirilen hikâyeler, Gorki'nin, onları ele aldığı ünlü yazarlann sitem şimşeklerini üzerine çektiği, tpplum dışı sayılan 'Bosiyakların' hayatrndan esinlenerek yazdıklarmdan seçilmiştir. Baldırıçıplak ya da berduş anlamına gelen bosiyaklar, zamanın yazarlarınca, Rus ulusal gerçekçiliği laboratuvarında incelemeye değmez tipler sayılıyordu. Bu topum tortuları edebiyat kişisi haline getirilcmezdi. Çünkü onlar ne köylüydü vc ne yeni yetme burjuva, ne de aristokrattılar. Toplumun yarınını belirleyecek sınıf ve tabakalardan değil, tek tck birer fazlalık olarak yaşayan toplumsal enkazlardı. Kimi dev kalemler, onları, Isa'nın merhametine, kimileri de doğal ayıklanma yasasına bırakmışlardı. Oysa Gorki için, onlar, toplumdışı değil toplumsal akışkanlığın kör duraklarında kümelenen insanlardı. Çoğunlukla köy kökenliydiler ama köyle ekonomik bağları yoktu. Kentte yaşıyorlardı, ama örgütlü sanayi alanlanna ayak uyduramamışlardı. Aslanın ağzında olan ekmeği aslana yem olmadan kaparak gününü gün etmeye bakan insanlardı. Uygar araçlardan kesinlikle yoksun, ama insana; ilişkilcrdc hiç de yavan dcğilerdi. Ama bosiyaklar her şey miydi? Rusya'yı onlar mı temsil ediyorlardı? Yarına giden yolların sorunlarını onlar mı yüklenmişti? Kesinlikle hayır. Ve Gorki bunun bilincindcydi. Gorki'nin bosiyakları sınıfından taşmış teklerdcn oluşan bir kesimdi. Ama onlarda, köylülükte olduğu gibi, paslı bir ruh değil, uğradıkları manevi yağmaya karşı mancvi değerler üretmc çabası görüyordu. ünlar maddi yoksunluklar içindeyken büc maddi çıkarlar uğruna ruhlarını boş tenekeler gibi tıngırdatmayan, sahip oldukları manevi değerlereyse titizlenen insanlardı. Gözleri yarına çevrikti. Ama kuş tüyü yataklar için değil, insanca bir hayat için. Bu duygularıyla coşarlardı. Dclilik sayılabilecek atılganlıklar yaparlardı. Gözleri pekti." diyor Metin Ilkin kitaba yazdığı önsözde. Doğuştan Fenerli/ Latf Demirci/ Yapt Kredi Yayınları/ 144 c çenekler sunması açısından bireysel bir yönü olduğu söylenebilir. Okuyucu kendi birikimine, konumuna, becerisine ve yaratıcılığına göre bu tartışmaya katılacaktır." diyor Zehra Ipşiroğlu . Yüreğimdeki Çobanyıldızı/ Pınar Yılmazer/ Altın Kitaplar Yayınevı/ 159 s. " Aşk, bazen kendine götürüyor insanı.. Kendini bulmak öylesine güzel ki, gün geliyor âşık olunanı bile unutuyor insan. l ler şeyi bir yana bırakıp yüreğindeki çobanyıldızının peşinden gidiyor... Bu öyküyü yazarken çocukluk ve genç kızlık anılarıma dönmek çok zordu... Zaman zaman acı veriyordu... Ama geleceğe sağlam köprüler kurabilmek için kendimle ve geçmişimle hesaplaşmak zorundaydım. Ve her şeye rağmen yazmalıydım... Kendim olmak için!" diyor Pınar Yılmazer . Lekeli Altın/ V.C.Andreıvs/Çeviren: Gülden Şen/ Altın Kttaplar Yavınevı/ 3 35 s. (iabriel çeşitli sorunlara rağmen mutlu bir hayat sürmektedir. Doğayla ve hayalleriyle süslediği yaşamı, uğradığı tecavüz yüzünden altüst olur. Günceleri artık bir karabasandan farksızdır. Ortada istenmeyen bir bebek ve gizlenmesi gereken bir günah vardır. Sonu belli olmayan bu karanlık tünelde Gabriel acaba kendine bir unıut ışığı bulacak mıdır? ReisGladio'nun Tiirk Tetikçisi/ Soner YalçınDogan Yurdakul/ Ötekı Yayınevı/ 42i v. Abdullah Çath'nın yaşamını ele alan bu kitap, salt bir biyografi değildir. Çatlı'dan ve çcvresinde meydana gclcn olaylardan yola çıkarak, Türkiye'nin yakın tarihinin belli bir kcsitini ele almaktadır. Bir "bulgular" kitabı olmaktan çok "olgular" kitabıdır. Bu yoğun belge çalışması içinde kuşkusuz bazı yeni bulgulara da ulaştık. Olayda şimdiye kadar fark edilememiş eksik halkalar buldukça, bunları da yine belgelere dayandırarak okuyucuya sunduk. Her iddianın belgesini aradık. Üzerinde tartışıp sonuca varamadığımız, ya da belgeleyemediğimiz iddiaları, soru işaretü olarak okuyucunun bilgisine, konuyla ilgilenen başka araştırmacılann dikkatine sunduk."diyorlar kitabın yazarlan. Gölgeli Geçit/ Mariateresa Di Lascia/ Çeviren: Nihal Önol/ Can Yayınları/ 342 s. Birkaç yıl önce kırk yaşında ölen Mariateresa Di Lascia, yaşamı boyunca demokrasi ve insan hakları için mücadele etmiş, ilginç kişiliğe sahip bir kadm yazar. 1988 yılından 1992 yılına kadar üzerinde çahştığı Gölgeli Geçit adb bu romanında bizi, Güney ttalya'nın kırsal yaşamına götürüyor. Romanın kahramanı Chiara, Güney'in büyük ailelerinden birinde süregelen ikiyüzlü ilişkilerin ve aile içi anlayışsızlıklarm kurbanı olur. Askere gitmeden önce, evlilik dışı doğan Chiara'yı, geri döndüğünda babası evlatlığa kabul eder, ne var ki annesiyle evlenmeye yanaşmaz. Akrabaları arasında büyüyen Chiara, genç kız olduğunda, hala oğlu Severio'ya tutulur. Yalnızca halasının sezinlediği bu aşkı bir sır gibi saklamak zorunda kalır. Annesinin ölümünden sonra, ona kucak açan büyük halasının yanına sığınır. Onun da ölümünden sonra, kimscsi kalmaz; yalnızlığa ve çektiği acılara dayanabilmek için, bu kez yaşamına huzur veren anılarına sığınır. Gölgeli Geçit, zaferini, yenilginin oluşturduğu, beceriksizce harcanmış bir yaşamın romanıdır. Yayımlandığı zaman en çok satan kitap listelerinin üst sıralarında uzunca süre kalan, hatta Susanna Tamaro'nun kitaplarının doruktaki yerini alan Gölgeli Geçit, derinlikli çok boyutlu bir roman. ı Latif Demirci'nin Doğuştan Fenerli Mithat adlı "acanda"sı çıktı. DOĞUŞTA Mithat'ı, "Mirsad"ı, "Nükcd"i heFENERLl l pimiz tanıyoruz. Bu "acanda"yla MÎTHAT*Jİ birlikte Mithat'ın doğuştan Fenerli olduğunu öğrcniyoruz. "Kan gurupu: FB+ (pozıtiv)" olan Mithat'ımız, gerek aldığı notlarla, gerekse hayatından enstantenelerle safkan bir Fenerli olduğunu kanıtlıyor okurlarına. Cercmesini kimi zaman "Nüked", kimi zaman da "Mirsad" çekiyor ama, mutsuz da değiller. Çünkü seviyorlar Mithat'ı. Evini ve işyerini stadyuma çevirse de, oturma odasına kulüp başkanının büstünü dikse dc, banyosundan fanatik olarak çıksa da, o, bizim Mithat'ımız. "Seven ne yapmaz" deyimini içten kanıtlayan bir "acanda"climizdeki. Doğuştan Fenerli Mithat, yalnızca Fenerlilerin değil, diğer bütün takımIarı sevenler ve tutanların da beğeneceği bir kitap. Megatrendler AsyaDiinyayı Değiştiren Asya'daki Sekiz Megatrend/ john Haübitt/ Çeviren Ulaş Kaplan/ John Naisbitt'e göre, genelde Asya'da gerçekleşcn, özellikle de GüNaisbitt neydoğu Asya'da yoğunlaşan büyük ekonomik kalkınma hamlesini "mucize" diye tanımlamak, Asya'yı ycterince tanımayan Batı'nın haksız bir yakıştırması. Çünkü dünyayı ve küresel güç dengelerini değiştirmekte olan Asya'daki büyük ekonomik gelişim, başta milyonlarca Asyalının olağanüstü girişimcilik çabalan olmak üzere, sekiz dev eğilimin ya da megatrend'in ürünü. John Naisbitt günümüzde dünyanm en önemli olayının Asya'nın politik, ekonomik ve kültürel açıdan modernleşmesi olduğunu ileri sürüyor. Ama Asya'nın modernleşmesi Batılılaşması demek değil, "Asya tarzı" çağdaşlaşmasıdır. Asya dünyayla bütünleşirken kendi kimlik ve değerlerinc daha sıkı sarılacaktır. Otoriter de olsa serbest piyasayı engellemeyen hükümetleri, yüksek teknolojili altyapısı ve çok verimli çalışma işbirliği ağlarıyla "Asya Kaplanlan", Ejder Yılı 2ü00'de bir kez daha dünyanın merkezi olmaya hazırlanıyorlar. John MEGA Görki Eğitimde Yeni Arayışlar/ Zehra tpşirofclu/ Aâam Yayınları/'219 r. "Bu yazılarda dile gelen arayış bir başlangıcı oluşturuyor. Çünkü yüZEHBA rürlükteki eğitim sisteminin bozukİPStBGGUJ luğu ve çürümüşlüğü son yılların EGTTİMDE YEKt en çok tartışılan konusu. Ancak AHAYISLAR böyle bir ortamda daha bilinçli bir aydın ve demokratik kesim ne yapabilir, bu sorun yeni tartışılıyor. Kitapta yer alan yazıların hem bu tartışmaya katkıda bulunabileceğini, hem de yeni çalışmalara ve arayışlara yol açabileceğini düşünüyorum. Başka deyişle kitabın sorunların gündeme getirilmesi, tartışılması ve yeni öneriler geliştirilmesi açısından sosyal, yaratıcılığa ağırlık veren se CUMHURİYET KİTAP SAYI 406 J SAYFA 1 7