Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Belli çevrdcrin snop ve kendi kiiltürüne yabancı olmakla suçladığı Batıır, aslında kcndi yatağına sığmayan bir nehri anımsatır. Dolayisiyla, ait oldıığu kültürün dışına taşıp, başka kulvarlarda kulaç atmasına yol açan nedenler, yabancı kimliğindcn değil, bu disiplin vc bitmeyen mcrak duygusundan kaynaklanmaktadır; vc olaya bu açıdan bakıldığı zaman, madalyonun yanlış yorumlara hedef tahtası teşkil eden öbür yüzü çok daha iyi görünür: Kcdiler Krallara Bakabilir ya da bir ansiklopcdinin ilk ciltleri Enis Batur ya da Dünyayı Biriktirmek... r İK'Ilck \ c bilginin tcsis (.rıigi bu mua/ zam projc, önccliklc bir disiplin soru nudur clbcttc. Bclli cevrclcrin snop vc kcndi kültiirünc yanancı olmakla suçladıgı Batur, aslında kcndi yatafiına sığmayan bir nehri anımsatır. Dolayısıyla, ait olduğu kültürün dışına taşıp, başka kulvarlarda kulac ainıasına yol acaıı ncılcıılcr, yabancı kimlığindcn dcj>ıl, bu disiplin MEHMET ERGUVEN vc bitmcycn mcrak duygusundan kay naklanmaktadır; ve olaya bu açıdan (. ) \/Z <> ınvlnıtı yozıirt oln/ddığıııızd bakıldığı zaman, madalyonun yanlış görv, onıın nc dcnıck istcdigını hıiyiik yorumlara hcdcf tahtası teşkil eden bir ahnıltkbı hiç bilmcyccchsinizdtr öbür yüzü çok daha iyi görünür: disip(hıitta kiıııı zaman k.cııdi\i hilc açık.ça linli ve yazarak düşünmcyc adanmış hilvmcychilir). Sonın bu dcğıldır. Sovaijamıyla, Sark /ihniyetine sahiden yarıııı, onıın yıizdı&ıyla sızin ne yapabile bancı biri dıırmaktadır önümüzde receğ/ntzt biluıcnizdir havctin böylesine kök saldığı bir orlimmannel Moa/ınırd tanıda karıncadramaturg, Batur'a cn yaraşan t a n ı n u l ı r belki ıle. by WarburgLin efsanevi koleksi'yonu (belgelik) 12 Anılık 193 3 taıihindc Hanıburg'dan Ingiltere'ye doğru yola çıktığında, o güne dek topladıkliirınu iki şilep zor yctcr. Warburg, varlıklı bir ailenin çocuğıı olmaııın rahatlığıyla, aıaştırına için öngördüğü ne varsa toplamıştır. (ierçi asıl ilgi alanı 15. yüzyılm ikinei yarısıyla sınırlı l'loransa sanatıdır; ancak gündeıı güne artan belgeleı, çok gcçmeden adres dclterleri ile telclon rehberlerindcn başlayıp havacılığa, diyapozitiflerden mobilyalara kadar uzayıp gider. Kimi zaman olmadık bir ayrıntıdan hareketle, şaşılası sonuçlara varaıı bir dedektil gibi kimsenin ayııdına varmadıgı ipuçlarını toparlamak çok dalıa keyillidir oııuıı için. ()rncğin, Alman pulu üzerindeki Cîermania'nın şık giyimli bir aşçı kadın oldıı jjıınıı larkırtiktııı sonra, bu li^iiriiıı ardında ^ci(,cktcn cmcktar bir hi/ mct(,inin yaltı^ını ispallayıncaya kadaı ratıat elmi'iııi^ıiı. A Otc yandan Batur'un öngördüj*ü koleksiyonu salt biriktirmeye davalı bir edinmc arzusuvla açıklamak bizi yanıltır; çünkü burada söz konusu olan şcy, pratik işlevi ılıslayan niiilkiyct takıntisı değil, sınıllandırılabilir şcylcr arasındaki muhtçmcl ilişkileri sorgulama tutkusudur. ()yle ki, bu kolcksiyonun özünde tersine dönüşmüş bir toplama işlemi yatar. Batur, imgclem vığınağında var olanı yaymak üzere, ele aldığı herhangi bir nesne yahııt temayı çağrısımlarına bölme yoluyla çoğaltmaktadır; bu aşamada biriktirmek, bi/.zai üretliginin toparhınmasıyla cşanlama gclir artık. ()na düşen, bu vayılmayı belli bir sisteme göre yönlendiıip denetlemektir sadecc. Batur, belli bir konu hakkındaki bilgi ve izlenimlcrini gözdcn geçiıip, ycni ulukla ra dogrıı yclkcn aç.ııken, okıır ıla larkına varmadan bu oyunun içinıle bı İlişkileri sorgulama lıır kendini; yazı biıtiğindc, valnız yeni bir dünvava g i r m e k l e kalmayıp, kcndi sınırlarımızın da zoılanmaya ba.şladığını görürüz bıın ca /.amandır gözümüzden kaçan bir avrıntı ya da sıradan nesne, şimdi ilgi al.ınımı/.a girmeye hak kazannııştır. lliı, kimsenin sanat escrinde kendi tabanmdan daha derine inme olanağı yoklıır; en azından, biraz daha derinleşme hep orada, o zeminde gerçckleşir. Batur, şaşılası bir sezgiyle bu hassas sınırda yakalar bizi; kitap bittiğinde, onıın ağırlığıyla açılan boşluğu doldurnıak okurun sorumlııluguna girmiştir artık kcndi tabanında başkasının bıraktığı izc kayıtsız kalan ise zatcn tartışma alanı dışındadır burada. Batur'un toplayıp, belli bir sistem içinde sunduğu şcy, aslında okurun kendini toparlaması için bir vesilcdir sadcce. Dolayısıyla, bize verilen şey ha/ırlop bilgi değil, bilmeye ilişkin ımkânların mcvcudiyctidir merak duygusunun portörü olduğu sürece, rahatlıkla bu yazıların amaeına ulastığını söylcyebiliriz. Hiç kuşkıısuz, bu yaklaşımın ardında okuma ve görmeye yönelik öznel bir seçim (öneri?) söz konusııdıır ilk önce. Buna göre, Memleketimden Insan Manzaraları nı okuma modelleri arasında tren, hız ve ritmi odak noktasına almak şaşırtıcı aıııa, o olçüde keyitli bir tercihi imlcr. Batur, tıpKi Cîoctnc gibi, özünde görmeyc öncclik tanıyan tutıımuyla gözinsanı (Aııgenmensch) olmakla berabcr, bu vazıda salt görsel olanı ikinci •ı • ı ' ı 'im I likmct'in şiirini Okuma modellerl Aynı olanaklara salıip olsa, dünyavı biıiklirıııcyc alulcdcn I'lnis Balıır tla VVarluır^'ıın gi/.li bir tonınııdıır lııç kuijkusuz; öyle ki, tiiııı hayatmı ı,'ekcccktcn korscyt1, kapı tokmagından va zoya kadar hcmcn hcr şcyi sınıllandırıp, görmek üzcrinc inşa ctmiş bir yazarla karşıla^ırız onıın şahsıntla. Nitckim, kurmayı tasaıiadığı miizclcr için "önliiıulc yatan konıı ba^lıkları bu ba^Iaımla sonıut bir ipucu vcrir bizc; simyadan protczc, lokanta mönüsündcn laytona kadar (,'iijitli ahmlarda nıiizL* açnıayı diisleyen Batur, bir^ırpııla sıraladığı bu listcyi gcrckirsc kolayca ıızatabifece£ini dc söylcmcktcn gcri kalnıaz. Nc var ki, oyıın uibi başlayan bu ılcncmc, çok gcçmcdcn kıssadan lıis.scvc dönüijüp, bürokrasi ve T'ıirk in.sanıyla ilj;ili incv bir mizalıa bırakır vcrini; bu kuruınlarda nıiidür olacak kiı^ilcr "koııu^ına keyliııi IKT şcyin ii/.eriiHİL tııtan, çalı^maktan pck fazla ho^lanmayan, ^cruksiz hcr ijcv koıııısunda lıilgi sahibi olup, tanımaya dcğcr lıcrkcsi tanıyan insanlnı" arasındaıı SL'^ilıiK'lidir! (îiııulclik vaijanula ço^ıın öncmscmcdcn kııllaıulır>ımı/ ıii'siKU'rin bılli l^ir sistcnı dahiliıulc [ııriktirilip, çö/ümk'iıclıilir olması, Batur'un kunııa\ı lasarladığı büyük .ınsiklopcdinin bclkcmigini oluşturur; sacay;i}*ını \(), SAYFA 10 Dünyayı biriktirmek daha farklı bir düzlemde tartışmaya açar; hapishanenin dural mckanı ile trenin sağladığı devinim özgürlüğü arasındaki karşıtlık, demiryolu ritmiyle şiirin sentaktik yapısı arasında ortaya çıkan uyum vb. bu esere bambaşka bir açıdan yaklaşma olanağı vcrir bize. Ancak, Batur'un herhangi bir konuyu kcndine özgü işleme yöntemi, bu örncktc de alttan alta varlıgını sürdürmeye devam eder; nitekim, bir nuıuluna getirip, tren ve istasyonlarla ilgili kapsamlı bir antoloji hazırlıgı içinde olduğunu söylcdikten sonra, Bıjtor'dan Delvaux'ya kadar bu konuya ilişkin (arklı alanlardan verdiği ipuçlarıyla okıırıı kışkırtmayı ihmal etmez bundan sonrası karşı tarala kalmıstır artık. Bir başka deyişle, merak edip bu listeyi kendine göre genişletme gcrcği dııy mavan kişi, boşuna okumuştur Nâzım Hikmet'in Treni basjıklı yazıyı ve bu olgu, Batur'un sorgulayıcı tavrını ortaya koyar aynı zamanda: söyleyenleri öznel algı içeriği ve birikiminden hareketle yeniden kurmaksızm, yalnızca verilen ipuçlarıyla yetinen kişi, Batur'un öngördüğü ansiklopcdiyi yanlış aıılamıştır; çünkü, verdigi sonıut bilgiden çok, kışkırııcı oltluğu ölçüdc varoluş gcrckçcsini saglama alan ya/ılardır bıınlar. Bcsbclli: okıır, sıradan bagıntı lar arasında ııyuklayan anlam potansi velini kcşlcdip, ycni yorum vc ilişkilcr kurnıaya davet edilmiştir burada edilgin bir alımlama siirccinc tcslim ola rak, Batur'un nıetnine ihaııctlc eş.ınlamlıdır. Burada vuıgulanm.ısı gerckcn şc\' şıulur: Batur'un vcrtligi bilgi ne dcnli geniş olıırsa olsuıı, öbür yü/üıulc eksik kalan usıılca okııra devredilmiştir hep. Dolayısıyla, Baturu okurken çoğun iki defa yalpalarız: biri, onun bikliği seylcr arasında yabancı olduklarımız; öbürü, bunların olusturduğu ışık huzmesini çevreleyen karanlık bölge. Batur, sonunda birbirinc bağlanıak üzere sııaladığı şcylcrdcn ziyaıle, bunların ötesin de kalanların varlığına yaptığı dolaylı göndermcylc kolcktil cehaleti yüzümüzc vurur kuıulaıı hcr bagıntı, bir sonrakini okurdan talep cdcr; en a/ından, bu yazıların oıtak paulasını oluşturan düş bııdur. rVcıı, Memlekelimtlen İnsan Manz a r a l a n ' ı u l a ba.şıol o \ u i K U s u d u r : "Kı tap, biiüinüvle d c m i r v o h m a tlö.şcnnıiştır. " N e var ki, Na/ıın I likmel'in şiirin d e herhangi bir ıılaşım araeı değil, çağ daslığın s c m b o l ü d ü i " bu taşıt; üstclik, tıpkı nıakine gibi, "\alnızca i/lckscl ha 1 livle değil, bir şiirscl araç kimliğiylc dı onun yapltındaki \a/gcçilmcv yeıını" alııııştır t ı c n . Batur, bu aıacın çagrışlıı Baturu okurken coğun iki defa yalpalarız: biri. onun bıldığı şeyler arasında yabancı olduklarımız; öburu, bunların olusturduğu ışık huzmesini cevreleyen karanlık bölge. CUMHURİYET KİTAP SAYI 345