Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NASIl 011*1 1$ uğramıştır. Hatta bu saldırılıınn en düzeysizi, bazı eski öğreneisi meslektaşl.m tarafından yapılmıştır ki, Altıınya kitabında bunhırı isim vermeden anımsatarak, unutulmasını istcmektedir. Altunya kitabında, ilk memur sendikasının kuruluş bilcliriminin Valiliğe verilişini şöyle anlatıyor: "Birgiin öncc kararlaştınldıgı gibi, 28 Mayıs 1990 günü Genel Başkan dışındaki kurucular, crken saatlerde sendika bürosuna gelmeye başladılar. Güvenlik görevlileri, dıırumu çoktan öğrenmişler vc sokak başlarım tutmuşlardı. Gelene geçcne nereye gittiğini soruyorlar ve arama yapıyorlardı. Hatta bir Kurucıı arkadaş bu durumdan tcdirgin ki, insan bunları okuyunca, hele helc bu yöneticilerin vc bu zihniyetin hâlâ işbaşında olduğunu görüncc, "bu halimizlc mi Avrupa'yla bütünlcşcccgiz" demektcn alıkoyanııyor kendini. Tabii bu arada "Türkiyc'dc hakimlcr dc vardır" dcdiıtcn kararlara tla rastlıvoruz. Av. NECATİ YENTÜRK amu sendikacılığı birçoklaıımız için heniiz vcni bir süreç. Toplumsal ilcrlemenin önemli bir dinamiği olmaya aday bu oluşumlara olumlu katkılarda bulunacak kitaplar ne yazık ki çok lazla değil. Hele nele bu alanda anı niteliğinde kitaplara rastlamak pck mümkün olmuyor. Belki tle bu tür kitaplar için, zaman heniiz erken. 28 Mayıs 1990'da kurulup 27 Ocak I995'te kendini fesheden Eğitimtş (Eğitim tşkolu KaTnıı Görevlileri Scndikası)'in Genel Başkanı Dr. Niyazi Altunya, sendikanın kuruluşundan, yeni bir gövdede çoğalmak üzere EğitimSen'e katıldığı tarihe kadarki öyküsünü yazarken, bir anıtlar demcti sunmayı nedeflcmese dc kitabında, bir bclgeselin diışündürücülüğü kadar anıların sıcaklığını da tattırıyor. Eğitimlş kamu çalışanları sendikacılığımızda bir "ilk'ier toplamıdır. Kuruluşundan kendini leshettiği tarihc kadar genel başkanlık görcvini yürüten Dr. Niyazi Altunya, bu ilginç deneyimi kitaplaştırmakla, bu alandaki önemli bir cksiği de gidermiştir. K Ders alınması aereken bir denev 28 Mayıs 1990'da kurulup 27 Ocak 1995'te kendini fesheden EğitimIş (Egitim tşkolu Kamu Görevlileri Sendikası)'in Gencl Başkanı Dr. Niyazi Altunva, sendikanın kuruluşundan, yeni bir gövdedc çoğalmak üzere EğitimSen'c katıldığı tarihc kadarki öyküsünü yazarkcn, bir anıtlar demeti sunmayı hedeflemcse de kitabında, bir belgeselin düsündürücülüğü kadar anıların sıcaklığını da tattırıyor. öncülük etmesi şaşırtıcı değildir. Çiinkü öğretmenler uğraşları gcreği koskoca dünyayı küçücük sınıfa tasımak gibi sihirli bir görevi üstlenmişferdir. Bu nedenle dc okumak, araştırmak, onların başta gelen uöraşıdır. Kuşkusuz okuyan, araştıran, bilen insanın bildiklerini ve inandıklarını yaşamda sınamasından daha doğal bir şey olamaz. Ülkemizde bir "ilk"e imzasını atacak öğretmenlcr biliyorlar ki, dünyada memurların sendikası olmayan altı iilkeden birisi de Türkiye'dir. Yine biliyor ve inanıyorlar ki sendikalarda örgütlenmck çalışanlar için bir haktır' ve konunıın iç hukukta düzenlenmemiş olması, bu hakkı kullanmaya engel değildir. Eğitimtş örneğinden önceki memur örgütlenmelerinde, görülen ağırlıkh özelliklerinden birisi, daha çok politik yaklaşımları birbirine benzeycn insanları hedeflcmiş olmasıydı. Birçogu daha çıkış bildirgelerinde, bu yaklaşımlarını vuıgulamaya özel bir çaba gösterirlerdi. Farklı siyasal, dinsel, düşünsel eğilimleri olan mcnu:rların tüm bu farklılıklarına raömen, ortak ekonomik sıkıntıyı ya^adıkları gerçeğinden hareket eden Ej*itimlş, tam da bu özel1 öinden ötürii uzlaşmacılıkla, renksiz liklc suçlanmı^ ve hatırladıkca gcncl başkanı bugün dahi iizen saldınlara olup, kuruculuktan vazgeçtiöini belirten bir telgraf bilc çekti. Oteki kurııcular engelleri aşıj» büroya ulaştılar. Başvuru yapılmadan engellcme olasılığına karşılık Ciençl Başkan vc sendika avukatı Hasan Urel ayrı voldan, tam saatınde Valilige gelecekti. Bclirlendiği gibi gcncl başkan, kuruluş belgclcrini alıp avukatla, ötcki kurucular da bürodan yola eıkarak saat 10.00'da Ankara Valiliği'nde buluştular. Valılik kapısı tam Jonanımlı nolislcrcc tutulmuştu. Bir güvcnlik ekibi, kurucuları alıp vali yardımcısına götürdüler." Altunya, daha sonra, Vali Yardımcısı Yahya Gür'ün anayasal güvencc altına alınmış olan dilekçc vermc hakkını bilc kullandırmayarak kuruluş başvurusunu almadığını, noter kanalıyla gönderme istcğinin de, noterlerce kabul edilmediğini, bunun üzerine belgelerin Ankara Bakanlıklar Postanesi'nden iadeli taahhütlü olarak gönderildiöini anlatmaktadır. Vali Yardımcısı bey, kcndinden bcklencn görevi layıkıyla yerinc getirmiş olmalı ki, bir süre sonra, valilige terfi ettirilmiştir. Başkent Ankara'da bunlar olurken, aynı günlerde ülkemizin doğu ve güneydogusunda görev yapan ööretmenlerin gündemi daha farklıdır. Niyazi Altunya'ya Siirt'te çalışan bir grup öüretmendcn 11.05.1990 tarihinde gönuerilen mektupta bu ööretmenler, sendika girişimini duyduklarını, sevindiklerini ve destekleuiklerini belirttikten sonra, "oralar"daki durumu şöyle açıklamaktadırlar: "117 öğretmen arkadaşla, yaptıgımız görüşme neticesinde merkez dışında çalışan arkadaşların, özel timin sırt çantalarını taşımamak, en yakınlarına bile hafiyelik yapmamak, hatta öğrencisini ihbar ctmemek için direnirlerken tedirgin edilmek amacıyla, geceleri karakollarda geçirilip, gündüzleri okullanna döncbilmektedirlcr. Zatcn bölgemizde okul ve saglıkevi kalmamış hepsine özel tim ve asker yerleştirilmiştir. ' Eğitimlş kuruluşundan kapanışına kadar ağırlıklı olarak bir hukıık savaşı vermiştir. Attığı hemen her adını idarenin engcliylc karşılaşmış, gcnel kurulııııu dahi mahkcmc Kararıyla yapabilmiştir. BLI arada öylesine garip yargı kararlarıyla, idari işlemlcr, genelgc ve bcnzerı düzenlemelerle karşılaşılmıştır Dr. Niyazi Altunya 'dan "Eğitirnîş Deneyimi" Bütün bu olunılu/olumsuz kararlardan tarih ve karar numaraları vcrilmck surctiylc söz cdilnıckte ve bazılarıyla da inccden inceyc dalga geçilmektedir. EğitimIş'in eğitimcilerin .sorunlarının çözümü için yaptıgı girişimleri, hazırfadığı projeleri dc anlatan Altunya, İLKSAN konusundaki girişinılere özel bir yer vermektedir. Ülkemizin, son yıllarda tanık olduğu en büyiik yolsuz luk olaylarından biri olan İLKSAN yolsuzlugunun, E^itimlş'in Ankara Valiliği'nc yaptığı başvuru üzerine dava konu.su halinc getirildiğini açıkladıktan sonra, yolsuzluğa karışan yöneticileri görevden almasını istcdiği için, zamanın Milli Eğitim Bakanı Köksal Toptan tararından mahkcmeyc verildiğini ve 6 ay hapis cczası aldığını bclirtmektcdir. Eğitimlş, salt üyelerinin özlük sorunlarıyla ilgilenmemiş, önemli yurt sorunlarında da yctkililerin dikkatini çekmcye çalışmıştır. Tıınceli köylerinin yakılmasıyla ilgili olarak, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'e gönderilen mcktubun bir ycrinde, kendi dc Ispartalı olan Altunya şöyle demektedir: "Evleri, köyleri yakıfarak göçc zorlanan vatandaşlarımız, öncelikle çocuklar ve kadınlar bu acıyı nasıl unutacaklar? Yakılanlar sadece aj^açlar, cşyalar değil; anılar da yanıyor. Siz ve ben Isparta'daki köylerimize anılarımızı yaşamaya gidiyorsak, siz Islamköy'e ben Hacıahmctler'e ^idince gözlerimiz doluyorsa, Ovacık'tan göçen köylülcrimiz her gün gözyaşı dökecekler demcktir. I'n başta biz eğitimciler, köylerinin dumamnı ve yanık kokusunu içine çelccrek yırvalarını terk eden bu insanlara ve onların öfkeli çocuklarına, barış kültürünü, dostluğu vc kardcşliği nasıl aşılayacagız?" Örgütçülüğünün yanı sıra, ülkemizin önemli eğitim tarihçilcrinden biri olan Dr. Niyazi Altunya, kitabına yazdığı önsözde, "Eğitimtş'in bilinçli ve çağında sorumlu yiğit insanların eseri olduğunu" vurguladıktan sonra, duygularını şu cümlelerle dile getirmektedir. "Güzellikleri ve acılarıyla yaşananları anımsadıkça yüreğim yeniden doIuyor. Yapılanlarda ve yaşananlarda hiçbir ayrıcalığım yoktur. Isin başında kuruluşundan kapanışına kadar EğitimIş "in genel başkanlığını yapacağım aklımın köşesinden bile geçmemişti. Bu rolü bana dostluklarını ve özverilerini her zaman sevgiyle andığım ve anacağım yiğit arkadaşlarım verdiler. Beş yıfa yakın bir süre bana katlandılar. $u anda onlann düşüncelerini ve duygularını tam kestiremiyorum ama Eğitimlş benim hayatımın en güzel çılgınlığıdır. Eğitimls'te kazandığım onur yanında kaybettiklerim hiç kalır. Umarım yeni sendikacı dostlar Eğitimlş'i bize özletmezler, o bizim sadece anılarımızda kalır." Önsöz'dc alçakgönüllülük edip, "yapılanlarda ve yaşananLarda benim hiç bir ayrıcalığım yoktur" dese de bu süreci yakından izleycnler bilirler ki ülkemizde kurulan ilk memur sendikasının başında Dr. Niyazi Altunya'nın bulunması, salt eğitimciler açısından değil, tüm kamu çalışanları hatta demokrasimiz açısından da bir şanstır. • Eğitim1§ Deneyimi / Dr Ntyazi Altunya / Vrün Yayınları / 400 \ SAYFA 13 Eğitimcilerin sorunlarının çöziimü Eğitim tarihçisi Altunya lçinde, çeşitli scndikal etkinliklcri yansıtan fotoğrafların, her biri artık tarihi birer belgc niteliğinde olan bildirilerin, mektupların bulunduğu ve 12 Eylül'de kesintiye uğratılan öğretmen örgütçülüğünün bu dönem sonrası toparlanma serüvenini de ilk ağızdan anlatan bu kitap, kamu çalışanlarının sendikalaşnıasına ilgi duyan araştırmacılara güvenilir bir kaynak olmanın yanı sıra, genç scndikacıların da yararîanabileceği bir başvuru kitabı niteliğindedir. Bingöl/Kığı'dan, Kırklareli/Babaeski'ye kadar illerinde, ilçclerinde ilk memur sendikasının tabelasını asmanın coşkusunu yaşayan örgütçülerin isimlcrinin de sayıldığı kitapta, "hak yaratma" eyleminin canlı tanıkları tanıtılmakta bu onurlu girişime karşı çıkan, engel çıkaran yetkililer ise teşnir edilmektedir. O dönemi basından da olsa izleyenler bilirler. EğitimIş'in kuruluşuna gelinceye dek kamuoyundaki ağırlıklı görüş, "memurların dernek kurmalarını bile izne bağlayan bir zihniyetin, sendikaya haydi haydi izin vermeyeceği" şeklindcydi. Bu nedenle, belki de EğitimIş'in kuruluş belgclcrini Ankara Valiliği'ne götüren öğretmenlerin öncelikli amacı, bir sendikayı kurmaktan çok, "memura sendikayı engelleyen niçbir yasağın olmadığını tabi kafalarındakinin dışında ve pckala memurların da diğcr çalışanlar gibi sendika kurabileccklerini göstermck'tir. Bu onurlu girişime öğretmenlerin CUMHURİYET KİTAP SAYI 336 Güvenilir bir kaynak