Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Bir misyon olarak halkla ilişkiler Prof. Dr. Metin Kazancı'nın Kamu ve Özel Sektörde Halkla tlişkiler adlı kitabı halkla ilişkileri kuramsal boyutuyla öğrenmek isteyenler, için bir temel kaynak niteliğinde. "Birçok ülkede yönetilen, birey statüsünden vatandaş statüsüne geçiştir. Dolayısıyla insanlar, vatandaş olmanın kendilerine sağladığı hak ve özgürlükleri kullanmak istemektedir. Kimi sorunlar karşısında ülke bütünlüğü, devîetin yüceliği gibi klasik anlayış terkedilmeye başlanmıştır. Eskiden gizli bir biçimde güdülen bu amaç, bugün artık açıkça ortaya atıfip, bireysel çıkarlar, dokunulmazlığı olan değerler sistemi haline gelmiştir." Profesör Kazancı'nın kitabı bu düşünceden hareket etmektedir. Bir başka deyişle, insanlığın en temel sorunlarından biri olan "yöneten yönetilen" sorunsalı içinde konu ele alınmakta. LEVEND KILIÇ nsanın toplumsal yaşam içindeki ilıs kilerinin gelişmesinc paralel olarak yeni çalışma alanları ortaya çıkmak ta, halkla ilişkiler de bunlardan birisi. Ül kemizde son yirmi yılda gündeme gelen bu kavram, dünyada da içinde yaşadığı mız cağın bir kavramı olarak ortaya çıktı. Hcr Konu gibi halkla ilişkilcrin ortaya çı kışını da Adcm'lc Havva'ya kadar gcrı götürmek olasıdır; ancak halkla ilişkilc rin içinde bulunduğumuz çağda önem kazanması, bir yönüylc kamu ve özel sek tör kuruluşlarının çevreleriyle daha dü zenü ilişki kurma kaygısından bir yönüy le de demokratik anlayışın giderek yay gınlaşmasından kaynaklanmaktadır Halkla ilişkiler yaygın bir anlavış sonucıı özel sektörün bir cylemi olarak çoğu za manda reklamcılıkla karıştırılarak ele alınmaktadır. Bu yanlış anlayışın bir so nucu olarak halkla ilişkıler clanışma mc ınurluğu ile kokteyl, seminer, sergi hazır lama etkinlikleri içinde görülmektedir Bu yanlış anlayışın ülkemizde hızla olumlu yönde farklılaşmasında üniversıtelcrin dört yıllık halkla ilişkiler lisans eğitimlerinin büyiik katkısı olmuştur Hatta birçok üniversitemizde yüksek lı sans vc doktora programları vardır. Bu akademik yaklaşım doğal olarak halkla ilişkilerin daha geniş boyutta ele alınma sına olanak sağlamıştır. Prof. Dr. Metin Kazancı'nın Kamu ve Özel Sektörde Halkla Ilişkiler adlı kitabı halkla ilişkileri kuramsal boyutuyla ö£ rcnmek isteyenler, için bir temel kaynak niteliğinde. "Birçok ülkede yönetilen, bi rey statüsünden vatandaş statüsüne gc çiştir. Dolayısıyla insanlar, vatandaş olmanın kendilerine sağladığı hak ve öz gürlükleri kullanmak istemektedir. Kimı sorunlar karşısında ülke bütünlüğü, dev letin yüceliği gibi klasik anlayış terkedil mcye başlanmıştır. Eskiden gizli bir bi çimde güdülen bu amaç, bugün artık Prof. Dr. Metin Kazancı'dan "Halkla Ilişkiler" açıkça ortaya atılıp, Dİreysel çıkarlar, dokunulmazlu olan değerler sistemi haîine gelmiştir." Profesör Kazancı'nın kitabı bu düşünceden hareket etmektedir. Bir başka deyişle, insanlığın en temel sorunlarından biri olan "yöneten yönetilen" sorunsalı içinde konu ele alınmakta. Althusser'in "toplumun sıvası" olarak tanımladığı "ideoloji" kavramı kitapta halkla ilişkılere temel bir bakış açısı olarak karşımıza çıkarken, devîetin yönetenler üzerinde giderek azalan fiziki baskısı yerine devîetin yönetilen üzerindeki gücüne sergilediği yeni araçların neler olduğu belirtilmektedir. Yazar halkla ilişkileri sadece bir iletişim ortam ve aracı ola Prof. Dr. Metin kazancı rak görmenin ötesinde iletişim sürecinin bir sonucu olarak ele almaktadır. Bu bakış açısıyla doğal olarak halkla ilişkiler yönetimin temel işlevlerinden birisi olarak sergilenirken, kamu ve özel sektördeki kuruluşların üzerinde önemli durmaları gereken bir konu olarak ortaya çıkmaktadır. Kitap halkla ilişkilerin ortaya çıkışından başlamaktadır. Daha sonra bir ideolojik devlet faaliyeti olarak önem kazanması vurgulandıktan sonra reklam, propaganda ve iletişim konularıyla halkla ılişkiler ilişkilendirilmiştir. Halkla ilişkilerin tanıtma boyutu, tanıtma araç ve yöntemleri, halkla ilişkilercilerin tanıtma süreci içindeki önemleri belirtilmiştir. Bu anlamda kitabın üzerinde yoğunlaştığı bir diğer konu da yönetimin halkın gereksinim ve isteklerini öğrenmesidir. Bütün bunlar dışında Metin Kazancı'nın HaJkla İlişkiler kitabı; kuruluş içi halkla ilişkiler, özel sektörde halkla ilişkiler, halkla ilişkilerin uygulamasında ortaya çıkan özgün sorunlar ve halkla ilişkiler uygulamasındaki araçlar gibi konuları içermektedir. Kazancı nın belirttiği gibi; "Halkla ilişkiler ne bir fantazi, ne bir zorlama ne de yasal bir buyruktur. (...) Hem kamu kesimi hem de özel sektör halkla ilişkileri önemli bir misyon olarak gördüğü takdirde, bu alanda gelişmelcr sağlanabilir." Söz konusu misyonu daha yakından tanımak isteyenlere bu kitabı öneririm. Sadece halkla ilişkiler öğrencilerinin değil kendisini yöneten yönetilen süreci içinde gören herkesin okuması gereken bir kitap." • Kazana / Turhan Kitabcvi / 280 s Halkla tlişkiler / Prof. Dr. Metin Azime Korkmazgil, Hasan Hüseyin'i anlatıyor Türküleri Yakanlar BEHZAT AY T I arn 39 forma, yani 624 sayfa büyük bir kitap, "Türküleri Yakanlar", Büyüklüğü yalnız sayfasıntn çokluğuyla, boyutuyla değil. değeriyle de. 4 Mart 1927'de Gürün'de doğup, 57 yaşındaykcn 26 Sjıbat 1984'ıc yitirdiğimiz Hasan Hüseyin'in yasamöyKtisünün bir böli'ımürıii içeriyor: Ozan Hasan llı'ıseyin'ın Yajjaırıöyküsüııc'Bir Yaklaşım DenemcsP. Kitabı yazan, Hasan Hüseyin'lc 20 yıl birlikte yaşayan esj, yazın öğretmenliğinden eımKİİ Azime Korkmazgil. Azime, yalnız dcgcrli bir yazın öğretnneni olmayıp, iyi bir yti/ar olduğumı da kanıdamış, tanıtlamıştır bu yapıtıyla... E\et, bu büyük yapıta, Azime Korkil al(,jkgönüılülük etmiş, "...Bir ^m Dcnvnıesı" demiş. Nc yaklaşım denemcsi*'! Bu büyük yapıt, bir yaşamöyküsü denenıesinin utcsimlc anusal bir anı romanıdır da. Ilcm dtr oz<m ve yazarıa şiirleıiyle, mektuplarıyla, anılaııyla. yaşamöyküsüyle bezenmiş, örülmüş, yazilmı^ bir romandır... Ha.san Hüscyin'i "Giirünlüler Detneği"nüı 26 Şubat 1995 geccsi Mecidiyc köy'de düzenlediği anma toıjlanıısından sorııa yazdığım günlüğü (Türk Dili Dcrgisi) şöyle biürmişdm: "Sacjan gibi gür, gürül gürül akan şiirlerini iceren onneş §iir, üç gülmece, beş çocuk kitabı bırakıp göçüp gitti Hasan Hfiseyin! O'ntı, ağır sayrılığındü bir an bile bırakmayarı Azime Korkmazgil, birçok yazar, ozan cşlerinc örnek olacak diivramş gösterdi, göstermcktedir..." O geceki izlenimimden, gözleınimden ve duyumkrdan kaynaklanıyordu günlüğiimden alıntıladığım yukardaki naragraf. O ana dck bilmıyordıım Âzime Korkrnazgirin böyle büyük bir yapıtı hazırlamakta oldtığunu ya da hazırladığını. Tanıştıklarının tam otuz ikinci yıldöniimü olan Temmuz 1995'tc yayımladıfiı sözünü ettiğim büyük yapıtını şimdiTerde okuyunca, Azime Korkmazgil gnziimde bir kat daha büyiidü, saygınlığı arttı... Yalnız bu büyük yapıtla yetinemeyen Azime Korkmazgil, bir nchir anı yapıtı olacak kıtabının ikinci, belki de üçiincü cildiıü de yazacakmış, öğrendiğime göre... Azinıe Korkmazgil, bu yapıtıyla yazım "Türküleri Yakanlar" Hasan Hüseyin'in yaşamöyküsünün bir bölümünü içeriyor: "Ozan Hasan Hüseyin in Yaşamöyküsüne Bir Yaklaşım Denemesi". Kitabı yazan, Hasan Hüseyin'le 20 yıl birlikte yaşayan eşi, yazın öğrctmenliğinden emekli Azime Korkmazgil. Azime, yalnız değerli bir yazın öğretmeni olmayıp, iyi bir yazar olduğunu da kanıtlamış, tamtlamış bu yapıtıyla... mızın anı bölümünü varsıllaştırdığı (zcnginleştirdiği) gibi zaten şiir ve yazılarıyla yazınımucta yaşayacak olan Hasan Hüseyin'i de bir kez daha ölümsüzleştirrnişnr. Azinıe Korkmazgil, kitabın ilk sayfasına Thales'in (I.ö. 6, yiizyıl) "Türküleri yakanlar, yasaları yapanlardan daha güçlüdür..." sözünü alıntılamıs. Thales, bu sozüyle büyük bir öngörücle bulunmuş, taa o yıllarda. Bunu, her seçim öncesi siyasacıların ortalığa saçtıklan tozdumandan, dahası çamurdan pislikten daha iyi tınlıyoruz. Bacon'ın sözünün dc doğrııluSuna tanık oluvoruz: "Küçük siyasacıiar, bı'iyük ikiyüzlülerdir." Eflatun'uıı sözüyle "Boynuzsuz ve kuyruksuz iki ayaklıları yönetme bilirrti olan siyasa"nın, gördüklerimiz, yaşadıklarımız olmayacağı kanısındayız... Azime Korkmazgil'in anlatımının güzelliği, okumaya başlayınca kitabı, süriikleyip eötürüyor... Bu anlatım güzelliği hemen ilk sayfalarda yansıyor: "Uşak. 3 Haziran 1963. Gece. Çocuklar uyudu. Hayat ağaçlan ve türlü türlü kuşlarla bezelı bir yörük kilirnirıin kapkalın renkleri üzerine bağdaş kurmuş görüyorum kendimi; saçılmış dergiler, kitaplar arasında... Açık pencereden gecenin kokuları celiyor. Zaman ne çabuK geçiyor; işte bir baharı daha uikon'yoruz! ıfiye geçiriyorum içimdcn. \'arın sabah, bir ders yılı sotıunun sınavlan bashyor. Güzel yanı işin, büyük dinlencenin yaklaşmış olması. Ver elini sevdalım bel de, ver elini Ağlasun*! Ordan balctnTÜRKÜLERI ca dünyaya, çağıl çaYAKANLAR ğıl bir ycşil görürsün, çaifcıl çağıl bir mavi... Âltın rengidir bulutlar; beyaz ve ağır, cıva gibi bir s>u, çakıllan ağartarak akar yanıbaşında. Yaz gunleridir; onca göçmen kuşun, kimbilir hangi heveslerle, yöremize akıttıkları mevsimin gunleridir. Osıtünde söğüt, doğanın eldcğmcmiş cdasına kapılnuş, iplik ıplik süzer güne^i." Hasan Hüseyin'le A/irne Korkmazgil tanışmalarındaıı oncc. dcği^ik <?amanlarda aynı yerleşim binmlerindc bulunmuşlar; bu raslantılara şaşarlar... Hasan Hüscym anlatır, Azime dinfcr; " Dcmokıat l'jrtı'mn ıcıiıvenine yapışık bir serüvenim var benım, cliye sürdürdıin, Mayis 50'dc DP iktidara geldi, haziranda ben öğretmen oldum. ü P iktidan CHP'yi halkın gözünden diişürmek için, 'Solcu Avı'nt planladı. Bcn, Maraş iıinî çekmiştim, Afşirı Ortaokulu'ııa verdiler. {..) 51 başlarında plan, büyük bir gürültüyle gerçekleştirildi. Ben, önce sııdan bir balıaneyle, Afşin'den alınıp Göksun'a verildim. Oysa, Atşin'e atandığırn zaman, aklırnda bir şey vardı, bakacaktım: Kuran'da anlatılnormuş. Yedi Uyurlar'ın mağarası oralaıdaymış, görecektim; gerçekten, doğarkcn gün, nıağaraduki kutsal suya vuruyor mu)du? Mart 51'de, Cîöksun Ortaokulu öğrctmeniykon tutuklandım. tşimi, mcslcgimi, vutandaşhk haklarımı yitirdim. CîöKsun, Elbistan ve Nevşehir mapuslarmda yattım ve bir gün îstanbul'da i§ ararken 'yakalandım'! Yanımda koruyucular, 1. Orduya götürüldüm. Yüksek öğrenimli Hasan Hüseyin, o günden sonra 'numarasız bir er'di... 1. Ordudan Sıvas'a, Sıvas'tan Erizncan'a sevk.. îki ytl askerlik yaptım Erzincan'da..." Temiz bir sevginin, birlikteliğin, ilişkinin sergilendiği koca kitabı okumaya başladınız mı bırakamıyorsunuz... Azime Korkmazgil'in doyumsuz okuma söleninden ayrılmak istemiyorsunuz... Kitabın son sayfasında belirtilen, Hasan Hüseyin den Azime'ye gelen (bir yılda) 370 mcktup (1860 sayfal, Azime'den Hasan Hiiseyin'e gelen 185 nıektup (1357 saylat sizleri şaşalatmasın. Bunlar yoğun bir ilişkinin kamtlarıdır... Temiz bir anı yapıtı okumak isteyenlcre, hcnıcn salık vcririm... • Türküleri Yakanlar/ Azime Korkmaz gill Prospero Yayııılan/ 1995. J CUMHURİYET KİTAP SAYI 3 1 2 SAYFA 15