28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Nermi Uygur'un yaşamı ve kaynakçası 1 5 Ocak 1925'te Istanbul'da doğan Nermi Uygur, 1936'da Büyükada llkokulu'nu, 1944'te de Galatasaray Lisesi Latincc Bolümü'nü bitirdi; ayrıı yıl gjrdi^i îstanbul Öniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefc Bölürnü'nden 1948'de mezun oldu. 1950 yılındü aynı bölüroe asistan olarak atandı. Hcinz Heimsoeth'ün yönetiminde hazırladığı Wilhelm Dithey'a Göre Konuca Temellenmesi Bnkımından Manevî Bilimler Öbeğinin Meydana Getirdiği Bilim Bağlatnı konulu tezle 1952 yıhnda "Felsefc Doktom" unvanını aldı. 19521954 yıllan arasında yurfdışına giderek Almanya ve Pransa'da bulunan Fenomenoloji arşivlerinde incelemeterde bulundu. Edmund Husserl'de Başkasının Ben'i Sorunu adlı çaiışmasıyla 1954'te tstatıbııl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'ndc doçent oldu. 1964'tc de aynı bölümde profesör oldu. 19811990 yıllan arasında Felsefe Tarihi Anabilim Dalı Başkanlığı yaptt. Prof. Dr. Nermi Uygur afdığı burslarla birçok kez yurıdışına gitme olana^ını buldu. 1954'te Brüksel, 1958'de Venedik, 1968'dc Viyana ve 1978'dc de Düsseldorf'ta düzenlenen Uluslararası Felsefe Kongreknne etkin üye olarak katıldı. 19791981 akademik vjllarında da Wuppertal Üniversitesi'ııde (Almanya) konuk profesör olarak, dil, kültür ve bilim fclselesine ilişkin dersler verdi, seminerler yaptı. Türkiye'de ve Avruna'da, Almanya'da özeütkle Frunkfurt, Würzburg, Wuppertal ve Duisburg'ta, aynca îtalya'da tartışmalı konferanslar verdi. Verdiği ders ve konferanslarda, yaptığı setninerlerde dil, kültür, eğitim konulanrıı her zaman ön plaııa aldı. phüosophia perenois'i hep bu yönterden değerlendırmeye çalıstı. 1992 ytlı Ocak ayında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü'nderı eraekliye avnlan Prof. Dr, Nermi Uygur, halen (1992 yılı Ocak ayından beri) Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi'nin, Resim, 1 tevkel, Grafik ve Endüstriyel Tasarunı Böfümleri'nde, Yüksek Lisans ve Doktora Seminerleri yapmaktadır. • * Bu bölümü baıtrlamada yardımct nlan Sayın Prof. Dr. Nermi Uygur'a ve Saytn Vedat Çorlu'ya teşekkür ederim, KAYNAKÇASI I. Türkçe Kitaplar: 1. Edmund Husserl'de Başkasının Ben'i Sorunu, Îstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yaymları, îstanbul 1958, 2 Baski: 1972 (Yapıt.1959 yılmda Türk Dil Kurunıu Bilim Ödülü'nü kazanmıştır.) 2. Dilin Gücü, Kitap Yaymları, Istanbul 1962, 1984, 3. Baskı, Âra Yayıncılık 1989, 4. Baskı Kabalcı Yayınevi 1994. î. Felsefenin Çağnsı, tstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yaymları, tstanbul 1962, 2. Baskı: 1971; 3. Baskı Reınzi Kitabevi 1984. 4. Dünya Görüşü, Elif Kitabevi, Îstanbul 1963. dek, her dilc gclcııın iclsefenin ilgisine açık olduöunu belirtmekle, sıradanlıöın aşılabilirliği de içinde taşıdığını düşünmemizc yol açar. Sözler ve kavramlar arasında değer bakımından ayrıcalık görmenin, hazır yargıları benimscmekten kaynaklandığını belirten Nermi Uygur şunları şöylüyor: "Orneğin, 'bifgi' sözü, felsefe nedir'lerinin sormasına açık görüldüğü halde, 'ev' sözünün '...anlamı nedirP'deki boş yere yükselemeyeceği buyurulur... Tek tek araştırmaların nereye, hangi felsefe sözlerine vardıracağını kimse önceden kestiremez. 'Ev nedir?' CEv sözünün anlamı nedir?') sorusuna düzme bir felsefe sorusu demek için hiçbir özlü felsefe zorunluğu bulunmaz. 'Dünya insanın evidir' önermesi ne denli düzme bir önerme ise 'ev nedir?' felsefe sorusu da o denli düzme bir felsefe sorusudur." (s. 3738) Felsefenin Çağnsı, bütününde neyi göstermeyi amaçlıyor? Bunu yine Nermi Uygur'un kendi sözleriyle belirtelim: "Bu kitap felsefenin felsefesi üzerine beş denemeyi kapsıyor. Amacı bakımından; 'Felsefe nedir?' sorusuna belli bir aydınlık getirmeye savaşıyor. Ondan, doğrudan felsefenin incelediği tek tek soruları çözmekten çok, temel yapısıyla tüm felsefenin kuruluşunu konu diye almakta; dolayısıvla, tek tek felsefe sorularının da içini dana iyi görmeyi sağlamaktadır." (s. 7) Felsefenin ne olduğunu açığa çıkarma gercksinimi, kitabın ilk sayraıarında da belirtildiği gibi, felsefenin örtük, belirsiz, anlaşılmaz kaldığı yerlerde kendini duyuran bir gereksinimdir. Felsefenin ne olduğunu ortaya koymak, bu örtüklüğc ve belirsizliğe lcarşı mücadeleyi gerektirir. Felsefenin anlaşmazlıkla kuşatıldığı yerlerde, ister istemez felsefe adı altında S . 5. însan Aasından Edebiyat, tstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınlan, Îstanbul 1969; 2. Baskı 1977; 3. Baskı Remzi Kitabevi 1985. 6. Güıteşle, Kitap Yayınlan, tstanbul 1969; 2. Baskı Ara Yayıncılık 1989. 7. Türk Felscfesinin Boyutlar», Gcrek Yayınları 100 Soruda Dizisi, îstanıul 1974; 2. Baskı 1988. 8. KuramEylem Bağlamı, Çözümleyici Bir Felsefe Denemesi, îstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, îstanbul 1975. 9. Dil Yönünden Fizik Felsefesi, tstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları, tstanbul 1979; 2. Baskı Remzi Kitabevi, 1985. 10. Yaşama Felsefesi, Çağdaş Yayınları, tstanbul 1981; 2. Baskı 1984; 3. Basb Ara Yaymeılık 1989, 4. Baskı Kabalcı Yayınevi 1995. 11. Kültür Kuratnı, Remzi Kitabevi, tstanbul 1984. 12. Bunalımdan Yaşama Kültürü, Deneme, Ara Yayıncılık, tstanbul, 1989. 13. Çağdaş Ortamda Teknik, Ara Yayıncılık, tstanbul, 1989. 14. lci Dışıyla Batının Kültür Dünyası. Bir Deneme, Bir Tııtam Deyiş, Ara Vayırkıhk Îstanbul 1992. 15. Tadı Damağımda, Yapı Kredi Yayınları, tstanbul, 1995. (* *Nermi Uygur'un Felsefe Dünyasından Kesitler"/ Betül Çntukmken/ Kabalcı Yayınevi/ 1995. adlı kutaptan alııımıştır) başkj calışmalaı boy göstercccktır. Böylcce felsefe, kimi zaman örneğin metafizikle bir tutulup varolan her şcyin derin bilgisini içeren üst düzey bir uğraşı olarak ele alınacak ya da gerçekliğe ilişkin söyleycbileceği hiçbir şeyi olmayan sözde bir incclcme ve araştırma alanı olarak aşağılanacaktır. Oysa felsefenin amacı ne edinilebilecek tüm bilgileri özünden kavramaya çalışınak ne de içcriği boş sözler söylemektir. Bu noktuda, kitabın ücüncü bölümünü oluşturan Felsefe mi ıVletafizik mi? bölümüne başvurmakta yarar var. Evrcni bütünüyle bilmeyi hedefleyen metafizik, burada kapalılıkla, yetkinlikle ve tekyanlılıkla nitcıenmistir. Felsefeye her şcyin bilgisinin, bilgi olmadığını savlar ve evreni DÜtünüyle dcğil de dilde ortaya çıkan anlamlarıyla belli açılardan aydınlatmak ister. Felsefe de, bilmeye yönelen diğer bütün araştırmalar gibi, içinde yer aldığımız dünyaya, bizi çevreleyenlere dönük bir uğraşıdır ve bu anlam< da evreni, kendi uzmanlık sınırları içinde bilmeye yönelmiştir; ama metafıziğin evrene yönelişi bütünlüklü, kuşatıcı, kapsayıcı olurken, felsefenin ve bılimlerin yönelişi, uzmanlığın gerektirdiği sınırlar nedeniyle parçalıdır. Metafıziğin karşısında felsefeyi, açık, parçalı bilgilerle yetinen, çokyanlı Dİr uğraşı olarak niteleyen Uygur, rilozofluğu şöyle tanımlıyor: "Filozofluk, bir baîcıma, haritacılığa benzetilebilir. Haritacı bir dünya, bir evren bölgesinin düzenini binbir işlemle nasıl pafta pafta betimlemede yakalayıp yansıtmaya çalışırsa, filozof da kavramların işleyişini kesit kesit inceler, bu işleyişin betimlemeye dayanarak parça parça bir haritasını çıkarmaya uğraşır. (s. 135) Felsefe ile bilimlerin ortak olduğu noktalardan biri, her ikisinin de sınırları belirlenmiş uzmanlık alanlarında, öğrenimle sürdürülen ve ilerletilen parçalı bilgiler ortaya koymasıdır. Nermi Uygur un bölükpörçük olarak nitelendirdiği felsefe, bu nitelemeyle olumsuz bir anlam yüklenmez; tersine, bu bölükpörçük yapısı nedeniyle yeniden elc alınmaya açık, eleştirilerle gelişen, öğrenilebilir bir uzmanlık alanı olur. Ortaya koyduğu doğrulukların geçerliliğini bu yapıdan alır. Kısaca toparlamak gerekirse, bu kitapta derinlemesine ele alınmış olan felsefe, insanın gerçekleştirdiği başarılardan biri olarak karşımıza çıkar. Felsefenin başarısı, insanın anlam dünyasını çözümleyip dcrinleştirerek, düşünce dünyasını genişletmektedir. Bu genişleme sonucunda, insan; düşüncesindeki önyargıları, ezberlemeyle edindiği hazır bilgileri, tartışmaksızın benimsediği kabulleri sorgulamaya yönelecek, bu sorgulamayla birlikte kcndine ait değerleri de olusturacaktır. Nermi Uygur, felsefedeki eleştirmeyi şu sözlerle belirtiyor; "Dallıbudaklı yönelmelerimizdc, günlük yaşamada, bilim ve sanatta, din ve teknikte başvurduğumuz belli başlı sözleri (dolayısıyla bu sözlerle içinde yöneldiğimiz dünyayı) anlamları bakımından elden geldiğincc açıklayıp eleştirme denemesidir felsefe." (s. 168) İçinde yer aldığımız ortamda; felsefenin eleştirel bakışını gözardı eden vc yapıca eleştirinin ötesinde yer alan ı'nanmaları, düşünceye egemen kılmaya çalışan anlayışfar, yakın zamanlara dek rclscteyi liselerden kaldırma çabalarını göstermiş olsa da, açıktır ki, eleştirel düşüncenin işleyişine engel olamamıştır. Felsefenin Çağrısı'nın 33 yıldan bu yana, dönem dönein hep yeniden basılıp yayımlanması da buna tanıklık ctmekte.» Notlar (1) Nermi Uygur, Bunalımdan Yaşama Kültürü, Ara Yayıncılık, 1989 Îstanbul, s. 172. (2) Nermi Uyeur, Felsefenin Çağnsı, YKY, 1995 îstanbul, S 14 (Bundan \anraki sayfa numaralan bu kilaba gönderme yapmaktadır. anlamların arastırılmasına dayanan bir çalışma olarak belirlemesiyle ve felsefedeki çözümleme yönteminin esas olarak kavram çözümlemesi olduğuna parmak basmasıyla, bugün ağırhklı olarak araştırılıp soruşturulan dil felsefesinin önemli ipuçlarını taşır. Aynı zamanda da felsefeyi dilin uzanabildiği bütün alanlara yayar. Sıradan, gündelik konuşmaların içinde geçen kavramların çeşitliliğini ve zenginliğini açığa çıkarmak için ve içindc yer aldığımız kültürün çeşitli yörelerine gidebilmek için, kullandığımız dilde derinleşmek gerektiğini göstcrir. Felsefenin içinde yer alan kişilerin, en kuşatıcı belirlemeyle bir "konuşma" içinde yer aldığımız kültürün çeşitli yörelerine gidebilmek için, kullandığımız dilde derinleşmek gerektiğini gösterir. Felsefenin içinde ver alan kişilerin, en kuşatıcı belirlemeyle bir "konuşma" içinde yer aldıklarım belirtir ve sözleri, kavramıarı "felsefeye uygun ya da defiil" biçiminde ayırmamak gerektiğini bildirerek konusmanın olduğu her yerde felsefenin de varolabileceğini vurgular. En sıradan kavramlardan en ayrıcalıklı kavramlara CUMHURİYET KİTAP SAYI 312 NERMİ UYGUR'UN SEDAT SİMAVİ ÖDÜL TÖRENİNDE YAPTIĞI KONUŞMA B irdenbire, usulcacık konuverdi: ödül. Aklımdan geçirmiyordum. Başvurmuş değihnı. îlk çırpınma durulunca, baktım: Sedat Simavi Ödülleri bahçesinden geliyor, Kuşu benden yana salan seçici kurul üyeleriyse: yapıtları, eylemleri, begenileriyle değerli katkılar sağlayan kültür mimarlan. Ayrıca, üniversite yıllanrnın sevgili hocasıyla yanyanayım. Kendimi bikfim bileli, EdebiyatBilimFelsefe yönlerinde ordan oraya savrulup dururum, çoğun bunalım bunalım, bazen de tadı damağımda. Deneme ok yanusu bu. Kuşkusuz, bundan böyle de, bir şeyler görmeyi sürdüreceğim; görebildiğimi, başkalarıyla seve seve paylaşmavj sürdüreceğim. Kuram, bilgi, yaşam, istek, ahlak, dünya görüşü, yanıltı, kitap, sanat, söylence, ideoloji, çokkültürlülük, boru, anlam, gelişme, teknik, tarih, Aydınlanma, Do ğu, Batı, scvgi, canhlık.... karmaşık şatımı fırtmalar bunlar. Daha da niceleri: düslerim, gerçeklerim, eerçeklikleritniz. Hepimiz böylesi bir dünyada soluk alıp veriyoruz; bazılanmız şurasında, bazılarımız burasındayız bu dünyanın. Kim kime dıım duma, vuran vurana, kıran kırana, gürültü patırdi: Gittikçe ısınanbirısı. j tşte böylesi bir ortamda: usulcacık M (şimdiki bu görkemden sonra "usulcacık" dencbilir mi, bilnıem) gelip seni buluyor; örtük yaşanıında ne yapıp edip bazı şeyler göstermeye çalışan senı gösteriyor saygın bir ödül. Konuverdiği yerde incitmcdcn taşıyacağım. Sağolun! • 11 Aralık 1995 tarihittdehtanbul'da Atatürk Kiiltür Merkey'nde yapılan Sedat Simavi Ödülleri türeninae ödül alan Neıym Uygur'un konuşntası. SAYFA 13
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle