24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

MUZAFFER UYGUNER E debiyatımızda ve özellikle şiirimizde önemli bir yeri olan Cemal Süreya'yı tanıtmak için hazırlayıp yayımlanan Cemal Süreya kitabı değişik bir düzenleme ile tanıtıyor bize. Feyza Perinçek ile Nursel Duruel'in hazırladığı kitap, Cemal Süreya'yı insan, şair ve yazar yönüyle, ayrıntılı olarak görüntülemiştir. "Sunuş" yazısında befirtildiğine göre, kitap 2000'e Doğru dergisindeki Cemal Süreya Arşiv" çalışmalarının bir ürünüdür. Bu dergi, Cemal Süreya'nın ölümünden sonra oğlu Memo'dan kitaplığıya dosyalarını satın almıştır. "Sunuş"ta, böyle bir girişimin boyutlarının geniş olması nedeniyle uzun çalışmaları gerektirdiğine de değinilmiştir. "..hem biyografi türünün taşıdığı tuzakların, hem de Cemal Süreya'nın boyutlarının farkındaydık. Bir değil, birçok Cemal Süreya vardı karşımızda. Şair, denemeci, dergici, maliyeci olarak bilinen yönleriyle olduğu kadar, hayatının ve kişiliğinin bilinenden çok, bilinmeyen yönleriyle farklı Cemal Süreya'lar".. Kitap okunduğunda da "farklı Cemal Süreya'lar" olduğu anlaşılmaktadır. Kitapta, yaşantısı yanında sanatçı yönü de geniş bir yelpazede ele alınıp ortaya konulmuştur. "Her kitabı hakkında, gerek yayımlandığı yıl gerekse daha sonraki yıllarda yapılan tartışma ve değerlendirmeler olabildiğince aktarılmaya" çalışılmıştır. Bu arada, çevirilerinin de üzerinde durulmuş ve bir listesi de verilmiştir (s. 361). Ufacık bir kusuru da hemen belirteyim: Adları sayılan kişilerden yalnızca Muzaffer Buyrukçu'nun hayatta olduğuna değinilmiş, Hüsamettin Bozok da ölenler arasına katılmıştır; oysa, sayın Bozok, yaşamaktadır (s. 109). Bütün kaynaklarda da belirtildiği ve kendisinin de yazdığı gibi, Cemal Süreya, 1931 yılında Erzincan da doğmuştur; doğum günü bilinmemektedir. Aifesi hakkındaki bilgiler iki kuşağı aşmıyor, zaten genelde hepimizin durumu da böyle değü midir? Babası, dört kardeşten biridir. Annesi, Alevi kızıdır ve adı da Gülbeyaz'dır. Hüseyin ile Gülbeyaz'ın ilk çocuklarıdır Cemal, onu genç yaşta öfen Kemal ile Perihan ve Ayten izler. Aile, bir zaman sonra sürgün olarak Bilecik'e gelir ve uzun süre orada yaşar. Cemal de öğreniminin ilk yıllarını burada geçirir. Daha sonra Haydarpaşa Lisesi ve Siyasal Bilgiler Fakültesi, öğrenimini yaptığı öğretim kurumlarıdır. İlk aşkını ortaokulda okurken Bilecik'te yaşamış, sonra da ilk scvgilisi Scniha ile evlenmiştir. Cemal, Mülkiye'yi (SBF), bir okul olmasının ötesinde, 'bir hayat tarzı' olarak görmüştür. "75. Gün" başlıklı notunda, şunları yazmıştır: "SBF'nin koridorları, hayatımda sözcüğün tam anlamıyla belirleyici bir rol oynamış. Sanat oluşumumda da, düşüncemde de orada geçirdiğim dört yıl bir doğrultu yaratmış. Oysa 'camia' içinde biraz da yabancı gibi geçirmişimdir o yılları. Küçük bir entelektüel grup dışında fakültede beni pek tanımazlardı. Sınıfta bile durumum, hele ilk yıllarda öyle sayılırdı/ ../ Yabancı, ama karşısındaki tabloyu içine sevgiyle sindiren bir yabancı. Seviyordum Mülkiye'yi" (s. 66) Fakülte olmadan öncc okuyan bizler de çok severiz Mülkiye'yi. Kitapta da bir yazımdan yapılan alıntıda belirttiğim giDİ, "yıllarca dershanede, yatakhanede, yemekhanede, teneffüshanede birlikte bulunmanın yarattığı bir sevgiden ileridir. Bu scvgide kardeşlik, ağabeylik ilişkileri de rol oynar" (s. 67). Ama, fakülte olunca bu gibi birliktelik ortadan kalkmıştır. Cemal Süreya, fakülteyi bitirdikten sonra, kısa bir süre Eskişehir'de görev yapmış, daha sonra da Maliye Müfettişliği görevine başlamıştır. Daha sonraları ayrılmış, Darphane Müdürlüğü yapmış, yeniden eski görevine dönmüş ve bir süre sonra da emekli olmuştur. Cemal Siire •• merakı çocuk yaşlarda başlamıstır. Annesi, ona süt içirmelc için, inatçılığını kırmak için, Kerem ile Aslı'yı okur muş. Şiir merakı böylece baş lamış. Öğrenciliğinin ilk yıll.ı rında bazı denemeler yapmış, bazı manzumeler yazmıştır. Asıl ağırlık verdiği yılların ise SBF'aeki öğrenimi sırasında olduğunu bir kez daha öğreniyoruz. SBF'nin zaman zaman yayımladığı Kazgan adlı gülmece dergisinde hem görevli olmuş hem de şiirlerini yayımlamıştır. Kitapua, "Kazgan'daki bu mesajı gerçek şiirler izler. 1954 te Kaynak'ta '!}ÎÎR'İ yayımlar" denilmektedir (s. 86). Ben, ilk şiirinin Mülkiye dergisinde yayımlandığını biliyordum; demekki yanhş biliyormuşum. Fakülteli gençlerin çıkardığı Mülkiyeli Fikir ve Sanat Dergisi, o yıllarda öğrenim gören ve bugün adları bilinen birçok kişinin ilk ürünlerinin yayımlandığı dergiydi. Kitabın başka bir sayfasında, ilk şiirinin bu derginin 8 Ocak 1953 tarihli sayısında yayımlandığı ve bunun da "Şarkısı Be Feyza Perinçek ve Nursel Duruel, arşivdeki belgeleri bircik bircik elden geçirmiş, böylece ortaya gerçek bir değerlendirme, irdeleme ürünü ortaya koymuşlardır. Böyle geniş kapsamlı bir arşivi taramak, onun varhğından yararlanmak kolay bir çalışma değildir. Böylece, ortaya Cemal Süreya'yı değişik ve çeşith yönleriyle çıkarmışlar, onun her yönünü belgelere dayanarak yazmışlardır. Böyle büyük bir emeğin ürünü olan kitap, herkes için ölmez bir kaynak olarak nitelenmeli, böyle değerlendirilmelidir. nıp bütün yukarı illeri" dizeleri bu görüşünü yansıtır (s. 364). Kitapta, onun dil anlayışına şöyle değinilmiştir: "Şiir dili, düzyazı dili, konuşma dili, bunların kesişme alanları üzerinde sürekli düşündüğü konular. Ona görc düzyazı için, sözgelimi romancı için dil bir araçtır, bir düşünceyi, bir durumu anlatmak için bir araçtır. Şiirde dil, hem araçtır hem ortamdır. Şiirin bir yerde gövdesi gibidir, kuşun kanatlarıyla uçması gibiair" (s. 367). Bunun ardından, onun konuşma dili ile ilgili görüşü de belirtilmiştir. Kitapta, Cemal Süreya'nın dergiciliği ve özellikle uzun süre yayımladığı Papirüs konusu da ele alınmıştır. Bunun yanında, görev yaptığı dergiler de ele alınmış ve şiirleri ile yazılarını yayımladığı dergi adları da verilmiştir. Oluşum ile Maliye dergisi, emek verdiği dergiler arasında sayılabilir. Cemal Süreya'nın şiir kitapları ile düzyazı kitapları sağlığında günyüzüne çıkmıştır. Ölümünden sonra da bazı ürünleri kitap olarak yayımlanmıştır. Kitabın başındaki "Sunuş" yazısında da belirtildiği gibi, kitapları konusunda çeşitli yazarların görüşlerini yansıtan alıntıları 2000'e Doğru arşivinden yararlanarak kitaba almışlardir Feyza PerinçekNursel Duruel. Bövlece, kitaplarının durumu ve onlarla ilgili yorumlar görüşler de geniş olarak yer almıştır kitapta. Ileride Cemal Süreya konusunu inceleyecekler için geniş bir arşiv, geniş bir bibliyografya ortaya çıkarıfmıştır. Kitapları ile ilgili irdeleme konusuna değinmeyi yeterli buluyorum bu yazımda. Kitapta, Cemal Süreya'nın toplum anlayışını, toplumculuğunu, insanlığını ve insancıllığını belirten konulara da değinilmiştir. Ayrıca kişiliği üzerinde de durulmuştur. Çocukluğunda annesine karşı inatçı olan Cemal, sonraki dönemlerde değişik bir kişilik ortaya koymuştur. Bu arada çeşitli zamanlardaki evlilikıeri, kızı Ayçe ve oğlu Memo ile olan ilgisi de ortaya konulmuştur. Gençlik Kitabevi'ndeki konuşmalarından birinde "Çok utangaç bir adamım. Yaşım 55. Son derece utangaç bir adamım/ ../ Yazarken öyle değil. Çünkü yazmak hem bir sıkıntı, hem de bir kurtuluştur benim için. Yakın çevremde, belli bir yakınlık kurduğum insanlar arasında yazarkenki gibi bir tavnm vardır" demiştir (s. 319). Daha başka konuşmalarında da kişiliğine değinmiştir. Kitapta, Doğu Perinçek'in, onun düşünsel kaynaklarını belirttiği hususa da yer verilmiştir. Perinçek'e göre, üç kaynaktan "Birincisi kendi gerçeğidir. Biri göçebenin hayatıdır bu gerçek. Ikincisi, Mezopotamya'nın derinlıklerinden gelen Ortadoğu kültürüdür. Cemal Süreya, efsanesini ve düşlerini buradan ahr. Üçüncüsü, Batı'nın materyalizmidir. Paris'ten alınan gerçeklik duygusudur, özgürlük tutkusudur ve emekçi değerleridir" (s. 362). Feyza Perinçek ve Nursel Duruel, arşivdeki belgeleri bircik bircik elden geçirmiş, böylece ortaya gerçek bir değerlendirme, irdeleme ürünü ortaya koymuşlardır. Böyle geniş kapsamlı bir arşivi taramak, onun varhğından yararlanmak kolay bir çalışma değildir. Böylece, ortaya Cemal Sureya'yı değişik ve çeşitli yönleriyle çıkarmışlar, onun her yönünü belgelere dayanarak yazmışlardır. Böyle büyük bir emeğin ürünü olan kitap, herkes için ölmez bir kaynak olarak nitelenmeli, böyle değerlendirilmelidir. Kitabın her yöne ışık tutan varlığını, daha geniş ölçüde ele alıp değerlendirmek ve tanıtmak gerekir sanırım. Çünkü, bir sanatçımız icin bu kadar sağlam verilere, bulgulara dayanılarak bir değerlendirme şimdiye kadar yapdmamıştır. • Cemal Süreya "Şairin Hayatı Şiire Dahil"/ Feyza PerinçekNursel Duruel/ BibliyografiBulgulama, Inceleme, îrdeleme/ Kaynak Yayım/ htanbul 1995, 400 s. Ayrıca desenler, fotoğraflar. SAYFA 7 Depglcillğl Yaşam çtzglsl başta gelen şairlerindendir. Kitapta, Ikinci Yeni hareketi ile ilgili geniş bilgi verilmiş, Cemal Süreya'nın bu konudaki görüşleri de açıklanmıştır. Hilmi Yavuz ile yaptığı konuşmadan şu satırlar onun görüşünü belirtmek için alınmıştır: "Bugün şiirimiz kendine yeni bir çıkış noktası bulmuştur. Şiire kendi bağımsızlığmı kazandıracak bir çıkış noktası da diyebiliriz. Orhan Veli kuşağı şairleri şiire kasket giydirdiler. Portakal yemesini öğrettiler, şiiri insan içine çıkardılar. Ama işte bu kadar. Orhan Veli kuşağı şairlerinin şiir metodları düzyazı metodu, hikâye metoduydu. Dilin en olağan imkânlannı olay açısından işlediler/.../ Şiiri her şeyden önce şiir olarak ele almak, öyle aeğerlendirmek gerekir" (s. 123). Kitapta, bu anlayışın, bu akımın çeşitli yönleri Cemal Süreya'dan yapılan alıntılar yanında başka yazarların görüşlerini yansıtan alıntılar da bulunmaktadır. Böylece, geniş bir inceleme çerçevesinde onun görüsleri ve Ikinci Yeni irdelenmiştir. Sözcüklerle oynama Kttapları yaz" olduğu belirtilmiştir. Kcndisi dc "72. Gün" başlıklı notunda bunu belirtmiştir (s. 90).Şiir yayımlamaya böylece başlayan Cemal Süreya, sonraki yıllarda birçok dergide şiir ve yazı yayımlamıştır. Bu şiriini niçbir kitabına koymayan Süreya, ilkel diye başka bazı şiirlerini de kitaplarına koymadığına değinmiştir (s. 91).Cemal Süreya'nın birçok takma ad kullandığına da değinilmiştir kitapta. Kazgan'da Cemasetdiye yazmıştır (s. 82).*Çağrı'da Suna Gün adı ile yayımlar yapmıştır; Osman Mazlum, Ali Hakir, Anmet Gürsu, Genco Gümrah takma adları da onundur (s. 158). Papirüs'te Temel Gürsu diye de yazılar yayımlamıştır(sl91) Şairliğl iizerlna KİTAP Kitaptan öğreniyoruz ki onun ilk şiir C U M H U R İ Y E T SAYI 314 Cemal Süreya, özellikle şiirimizde Ikinci Yeni olarak anılan bir dönemin Ikinci Yeni ortaya çıkınca, Cemal Süreya'nın gördüğü tehlikeye de değinilmiştir. Ona göre, 'Kelimeler canlıdır, soluk alır, kâğıt oynar, şarap içcr, hürlük olsun isterler. Onlarla çok oynayabiliriz, ezip bükebiliriz ama kendi doğalarına aykırı düşecek gibi daha fazla kuDanırsak, sıkboğaz edersek onları öldürebiliriz de. Elimizde kalan parçalar ölü parçalar olabilir. Onun için yeni şiirde, her an siirsel gerginlik sıfırla en üst sayı arasında gidip gelme durumunda ya da geleneğinde olacaktır" (s. 127). Halis Acarı (Asım Bezirci) ile yaptığı bu konuşma şiir ve dil ilişkisini de ortaya koymaktadır. Şiir ve dil konusunu "Yunus ki Sütdişleriyle Türkçenin" adlı şiirinde de işlemiştir. "Yunus ki sütdişleriyle Türkçenin) Ne güzel biçmiştir gök ckinini/ Düşman müşman girmeden araya/ Dola
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle