Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 l f U B A T 1 9 9 • Muzaffer Buyrukçu, Erhan Bener'in "Hınzır Kız"ını değerlendirdi 6 say/ada • Cüneyt Akalın, '68'in düşlerini ve gerçeklerini anlattı 8 sayfada • Nevin özkan, iki kitabı nedeniyle Primo Levi'yi anlattı 9. sayfada • Sadık Aslankara, Ayla Kutlu'nun "Mekruh Kadınlar'ını değerlendirdi 10. sayfada Cumhuriyet Z E K Endal İnönü ile "Anıjar ve Diişünceler " KITAP •5. "Sosyal demokratlr özlemle gö ı kanştıpma Türk sosyal demokrat hareketinin ünlü ismi Erdal Inönü, anılarını yayımlamaya başladı. înönü, ilk cildi çıkan anılarında Türkiye Cumhuriyeti'nin 1930'lardan 1990'lara uzanan öyküsünü yansıtıyor. Erdal înönü çocukluk ve gençlik evresinde Cumhuriyet'in kuruluş ve atılım dönemini, ardından Ikinci Dünya Savaşı'ndaki zorlu yilları en kritik noktadan izleme olanağını bulmuş. Başarılı bir akademik yaşamın ardından 1980'li yıllarda Erdal Inönü bu kez Türkiye siyasetinin merkezinde yer almıştı. Erdal tnönü kitabında tarihin kendisine sunduğu bu "ayrıcalıklı tanıklık"ı okurlarıyla paylaşıyor. Yalın bir dille iyi tanıdığımız esprili, alçakgönüllü üslubuyla sunduğu anılarında Türkive'nin geçmişten günümüze ve geleceğe uzanan dönüşümünü aydınlatıyor. Genelde tarih sırası içinde verilen olaylara zaman zaman bugünün penceresinden getirilen yorumlar ve değerlendirmeler, kitaba ayrı bir renk katıyor. Bu değerlendirmelerle ilk gençlik yıllarından bu yana bilim, relsefe ve sanatla iç içe geçmiş bir yaşamdan süzülmüş dersler yansıyor. Erdal înönü ile anüarı üzerine konuştuk. CUMHURİYET KİTAP SAYI 314 ECE TEMELKURAN M atematiği gelişsin diye babası Ismet tnönü'nün sorduğu "Sen seksen yaşına gelince, ben kaç yaşında olurum?" sorusuna, "Sen o zaman ölmüş olursun" diye yanıt verdi. Sosyal demokratlara "Özlemle gözlemi karıştırmayın"dedi. En sevdiği kahraman olarak Sevinç Inönü'yü seçti. Şakalarını teorize etti ve Saddam Hiiseyin'in sarayında ellerin kucakta durması kuralını duyduğunda "Diğer organlar için bir talimat var mı?" diye sordu. Partinin yemekli toplantılarında hep en rahatsız yere oturtulduğundan yakındı ve bunun mekanik nedenlerini anlattı. Atatürk'ün yakın arkadaşı ve îkinci Cumhurbaşkanı Ismet Inönü'nün oğlu, eski SHP Genel Başkanı Erdal Inönü, Idea Yavınları'ndan çıkan "Anılar ve Diişünceler" adlı kitabına ilişkin sorularımızı yanıtladı: Kitabtnıztn büyük bir bölumünde babanız hmet Inönü'yü ve Türkiye tarihini anlatmışsımz. Kendt yaşamınızt yazarkcn neden böyle bir yol yeğledınız? Başlarken ne yazacağımı ben de pek bilmiyordum. En son bulunduğum yaşantı, siyasetti. İlk aklıma gelen bunu yazmaktı, ama daha önce de ilginç dönernlerim olmuştu. Mesela, öğrenci olayları sırasında ODTÜ'deki yöneticiliğim. Sonra, babamın hayatı başlı başına bir destan. Bazı toplantılarda güncel olaylar bitince, babamla ilgili bir anı anlatmamı istiyorlardı. Ben de bu düşünerek, insanın başından başlamasi gerekir, diye karar verdim. Bazı insanlar sanır ki, babam yaptığı şeyleri bizlere anlatırdı, çünkü böyle yapan insanlar da vardır. Böyle bir şey yok. Bize bir 2y anlatmazdı. Ama aynı evde yaşadığımız için, sofrada ir araya gelirdik. Ben de sofrada anlatılanları anımsamaa çalıştım. Onları, pat diye, tek başına söylemek olmuyor; >ir tarihsel ortam içinde söylersem anlamı olur diye düşündüm. Ama işte sonra, kendi yaptığım şeylere de gelmek istedim. Derken kitap bitti. 300 sayfaya falan gelince artık yeter, sonra devam ederiz, diye düsündüm. Çünkü kitap pahalı olacaktı. Gerçi şimdi de pahalı oldu ya... Devamı 4. sayfada. < " •