24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aziz Çdhşhır'ddtt Nazım'm görüşlcri ratıcılıgı dogrultusu da varolmamıştır. Türkiye'de o dönenıdeki estetik biliminde görülen boşluk bir yana, cstctik ve sanat kuramıyla ilgili literatüre de bakıldıfiı zaman, bunların bilimsel yetersizliklerle dolu oldugıı kadar, Batı burjuva estetik ve sanat kuramının sloganı olan "sanat sanat içindir" gibisine idealist anlayışın cklcktik, aktarmacı ve yapay ürünleri olduğu da görülmektedir. Bu nedenle Nâzım Hikmet'in sanat ve edebiyatla ilgili düşüncelerini bütünsellik içinde ele aldığımızda şu çok önemli olguyla karşılaşmaktayız: Türkiye'dc sanat anlayışına, dünyanın sanatsal olarak özümlenişine ilk kez diyalektik maddecci dünya görüşünii ve yöntemini getirmiş, onun benzersiz örneklcrini vermiş olan Nâzım Hikmet, Türkiye'de aynı zamanda, bilimsel maddeci sanat kuramı ve estetiğinin de kurucusu olmuştur." Aziz Çalışlar, kitabına yazdığı kapsamlı önsözünde Nâzım Hikmet'in biçimiçerik anlayışını şöyle yorumluyor: Nâzım Hikmet, sanatta yaratıcı yöntem ile sanatın yapısı arasındaki diyalektik ilişkiye geçerken, "toplumcu gerçekçiliğin bir biçim sorunu değil, bir dünya görüşü" olduğunu vurgulayarak, yani dünya görüşünün bir sanat yapıtının içeriğinde dile geldiğini belirterek, DÖyle bir içeriğin, sanatsal yaratıcı yöntemin kendi bir gereği olarak çok çeşitli biçimlere yol açacağını söyler: Içerik toplumcuysa efier, varsın milyonlarrii i'ıiı iın ı ı l r ı ı n " , "lınyfrliL'lr i n r n n r , ^ r n in rak, içerik ile biçim arasındaki gerçek diyalektik ilişkiyi bizlere açıklamaktadır." Nâzım Hikmet'e göre, biçimin içerikten görece bağımsızlıgı, biçimin etkin bir öge olarak cle alınışı "üslup zenginligi"ne yol açar. Biçim ile üslubu birbirinden ayırmak gerekir. Bu ayrım yanılmaz, ikisi dc bir ve aynı şey olarak görülürse bu, sanatta dogmatizme ve tekbiçimciliğe varır. Onun için Aziz Çalışlar, aynı önsözde, sanat vapıtının bildirisiyle üslubun ilişkisine dikkat çeker: (Nazım Hikmet'c göre, bir yapıtın üslubu ile o yapıtın bildirimi a.rasında diyalektik bir bağlantı vardır. Örnegin "Tolstoy'ıın, Gorki'nin üslupları temiz işlenmiş üsluplar ise bu her ıkisinin de insana, okuyucuya saygı beslediklerindcn ve muhtevalarının aydınlık, inanmış, marazilikten uzak bulunuşundandır" çünkü, "realist edebiyatın cn ön planda tutulması lazım gelen taralı, tesirciliği, ögreticiliği, okuyucuyu hayatta, pratiktc daha müessir kılabilmek için ona yol göstericiliğidir." Görüldüğü gibi Nazım Hikmet, sanat yapıtında içerili bildirimin (mesajın) işlevselliğini, üslup özelliği ile karşılaştırmaktadır; Dİr yapıtın yapısındaki bildirim ne denli yoğun, kapsamlı ve ileriye yönelikse üslubu da o dcnli çok yönlü, ama açık ve yalın olacaktır. Ne var ki, "bunu çok ustaca bir surctte yapmak lazım'dır; "aksi takdirde roman roman olmaz, şiir şiir nlrnn», smlprp pnnfilp, v"hııt vnn7 VP nüsi Sanat ve edebiyatın gerçeği Mirası" adını taşıor. Bu bölüm, "San.ıtta Ulusallık ve I Arensellik"le başlı\ (ir. "Edebiyat ve Vınat Tarihi (1)" luışlıgı altında 16. yuzyıldan başlayarak dünyanın belli başjı edebiyatçıları \azar, şair, tiyatrocularla ressam vc sinemacıları inceleniyor. "Edebiyat ve Sanat Tarihi (II)" adlı bölümsc Türk Edebiyatına ve Sanatına ayrılmış. Bu bölümde de 19. yüzyıl yazarlarından Namık Kcmal'den başlanarak 20. yüzyıl yazarlarından Yasar Kemal'e kadar birçok önemli Türk cdcbiyatçısı yazar, şair, romancı, öykücü, tiyatrocu, eleştirmenle ressamlara deginilivor. Burada da başvurulan kaynak ve notlarla bu bulgular pekiştiriliyor. Aziz Çalışlar, kitabının önsözünde Nâzım Hikmet c bir sanat kuramcısı ve estetikçisi gözüyle bakılabileceğini, onun edebiyatımızda bilimsel maddeci sanat kuramı ve estetiğinin de kurucusu oldugunu açıklarken yaptığı çalışmanın önemi bir kez daha ortaya çıkıyor: "Ancak bilindigi gibi, Nâzım Hikmet, hiçbir zaman sanat üstüne başlı başına bir kitap ortaya koymamış; başlı başına bir sanat kuramı ya da estetik kitabı yazmamıştır. Bu nedenle de kendisinc hep bir sanatçı gözüyle bakılmış, bir sanat kuramcısı ya da estetikçi olarak görülmemiştir. Oysa Nâzım I Iikmet, gençlik yazılarından bu yana, gerek sanatın özü, genel yasallıkları, yapısı, işlevleri ve türleri, gerek sanatın gelişmesi, sınıfsal, ulusal ve evrensel özellıkleri üstüne kuramsal yaklaşımı ve düşünceleriyle, karşımıza aynı zamanda bir sanat kuramcısı ve estetikçi olarak çıkar. Kaldı ki, Nâzım Hikmet'in gerck şiir, roman, tiyatro; gerek sinema, resim ve uygulamalı sanat alanlarında hem yaratımsaıpratik, hem de kuramsal bir etkinlik içinde bulunmuş, olması, onu ister istemez estetiğin genel anlamı içine çckmiştir. Ancak (burda yapılmaya çalışıldığı gibi) onun çok geniş bir alana yayılan yazıları derlenip mantıksal bir sırada yeniden düzenlenerek yayımlandığında, Nâzım Hikmet'in de, sanatın en genel yasaJlıklarının bilimi olarak estetik alanı içinde kendine özgü bir yer aldığı görülecektir." Nâzım Hikmet'in kcndine özgü bu yeri, onu toplumcu gerçekçi sanatın kuramcısı ve estetikçisi yapacaktır: "Nâzım Hikmet'ten önce Türkiye'de bilimsel maddeci sanat anlayışı ve düşüncesi varolmadığı gibi, bu anlayışta bir sanat yasanca, en insancıl ve karmaşık idealler" çok daha iyi verilebilir. Burda Nâzım Hikmet biçimin içerikten görece bağımsızlı^ını ortaya koyarak, toplumcu gerçekçiliğin tekbiçimçiliğe indirgenemeyeceğini vurgulamakta; öte yandan sanatın yapısında asıl belirleyici ögenin içerik olduğunu da ortaya koya Aziz Çalışlar'ın kitabı, Nâzım Hikmet'in toplumcu gerçekçi sanat konusundaki kuramsal vc cstctik görüşünü bir bütünsellik içincîe ortaya koyuyor. Nâzım Hikmet'in sanat ve edebiyat üstüne görüşleri, hem okurların onun yapıtlarını daha iyi kavramalarını sağlayacak. ADNAN ÖZYALÇINER 995'in sonlarında yitirdig'imiz Aziz Çalışlar, edebiyatın, sanatın kültür ve estetikle olan ilişkilcrini birçok çalışmasında kuramsal bir biçimde ortaya koymuştur. Bu konuda kültür, tiyatro, felsefe sözlüklerinin yanı sıra csıetik konulara eğilerek sayısız yapıtı gerck çeviri, gerek telif olarak dilimi/c kazandırmıştır. Bunların içinde Nâzım Hikmet'in sanat ve edebiyat üslüne düşüncelerini, yazıp söylediklerini dcrlediği "Sanat ve Edebiyat UstüneNâzım Hikmet ' ayrı bir deger, ayrı bir önem taşır. tlk baskısı 1987'de Bilim ve Sanat Yayınlan'nda "Nâzım Hikmet: Sanat ve Edebiyat Üstüne" adıyla çıkan bu kitap, bu kez, Çalışlar'ın ölümünden kısa bir süre önce, yazarınca yeniden gözden geçirilip genişletilerek Evrensel Kültür Kitaplığı'nca "Sanat vc Edebiyat ÜstüneNâzım Hikmet" adıyla yayımlandı. Aziz Çalışlar, Nâzım I likmet'in sanat ve edebiyat görüşünü derleyip toplarken Nâzım Hikmet'in kitaplarıyla yazılarını, hakkında yazılanları yayımlanmış mektuplarını gözden geçirerek işc başlamış. Bunlardan elde ettigi görüşleri belli bir dizge içinde, bölümlcr, alt başlıklar biçiminde kitaplaştırrnış. Kitabın ilk bölümü "Sanat vc Edebiyat Sorunları"na ayrılrmş. Bıırada Nâzım I likmct'in "Sanatsal Ozümlcme Diyalcktiği" başlıgı altında Sanatçı, Sanat ve Dünya Görüşü, Sanatsal Yaratıcı Yöntem (Sanatta Yöntem Sorunu, Gerçckçilik, Tip ve Tipiklik), Sanatın Yapısı (lçerik ve Biçim, Üslup Dil), Sanatın Toplumsal lşlevi ve Sanatta Halka Yakınlık konusundaki düşüncelerini öğreniyorsunuz. "Sanat Türleri ve Ozellikleri" başlığı altında da Edebiyat, Şiir, Roman ve Hikâye, Masal, Eleştiri, Çeviri, Tiyatro, Sinema, Resim, Karikatür konusundaki düşüncelcrine yer veriliyor. Bütün bu görüşler, bölümün sonunda başvurulan kaynaklar ve tek tek notlarla vurgulanıyor. Ikinci bölüm, "Sanatsal ve Edebi Kültür KİTAP SAYI 310 hatoiıır.") Aziz Çalışlar'ın bu kitabı, Nâzım Hikmet'in toplumcu gerçekçi sanat konusundaki kuramsal ve estetik görüşünü bir bütünsellik içinde ortaya koyuyor. Nâzım Hikmet'in sanat ve edebiyat üstüne görüşleri, hem okurların onun yapıtlarını daha iyi kavramalarını sağlayacak, hem dc Nâzım Hikmet konusunda çalışma yapacaklara yol gösterici olacaktır. * Sanat ve Edebiyat ÜstüneNazım Hikmet/ Hazırlayan Aziz Çalnjlar/ Evremel Kültür Kitaplıgı/ 302 s. D Ü N Y A Y I D E C İ Ş T İ R M E K İ S T E Y E N L E R E K İ T A P Komünizmin ardından ne geliyor? 1 Doğu Avrupa Devrimleri Der: Dr. Tarık Demirkan 1989'dan başlayarak, Orta ve Doğu Avrupa toplumlarının totaliter düzenden sivil toplum düzenine geçişlerinin öyküsü. Dr. Tarık Demirkan'ın F. Feher ve Â. Heller'den çevirip derlediği bu çalışma, Türkiye'nin Avrupalılaşma gündemine çarpıcı bir ışık tutuyor. Y A P l K R E D 1 Y A Y 1 N L A R 1 F a x (02 12) 2Q3 0 7 2 3 ü a l a ı a s a r a y 8 0 0 5 0 I s ı a n b u l Tel (02 12) 293 0 8 2 4 (4 haı) CUMHURİYET SAYFA 9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle