Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
r O K U R L A R A "Türkiye'de, bcnce devrimcilerin, aydınlanmacılann, Alalürkçülerin, cumhuriyetçilcrin, âevrimci cunıhuriyetçilerin yapacaklan şey; kcndi toplu mumuza, Mustafa Kcmal'in açtığı bayragın altında sürdürülen kavganın bir siyasi kavga obnadtğtnı anlatabilmeklir. Bu bir siyasi kavga degil, bu bir uygarlık kavgasıdır. Bu bir unaniık savaşımıdır diye bunu sürekli olarak yinelemek gerekiyor. Eğer bu plmasaydı, bugün bir Melih Cevdet olamazdı. Eğer bu devrim otmasaydı, Yaşar Kemal olamazdı. Eğer bu devrim olmasaydı, bütün bu bizim yazarlarımız, bu Türk rönesansım, Türk aydınlanmasım yaratamazlardı" diyordu llhan Selçuk, Melih Cevdet Anday Gü'nleri'nde yaplığt konuşmada. Türk aydtnlanmasının önemli adlannda Melih Cevdet Anday için, 2021Mayıs 1995 tarihlerinde Ankara'da düzenlenen toplantıda yaptlan konuşmalar, Eaebiyatçılar Dertıeği tarafından kitaplaşttrıldı.Kitaptan yapttğımız ahntılarla Anday'a bir kez daha saygılanmtzt sunmak istedik. Bol kitaplı günler!... 1961 yılından beri Paris'te yaşayan Arslan'ın son çalışmalarını içeren "L'Homme" isimli kataloğu Paris'te yayımlandı. Yurtdışında yaşayan sanatçılarımızın pck azının yaşadıkları ülkelerde yayımlanmış katalogları vardır. Onlar daha ziyade Türkiye'de iki dilde yayınlanmış kataloglarla idare ederler. Arslan'ın 240 sayfalık kitabı, şair Jacques Vallet tarafından yazılmış "Du Cote d L'Homme, Nouvelles recontres avec Arslan" isimli önsözden ve sanatçıyla yazarın yaptığı heyecanlı, yer yer komik, bazen de bilimsel konuşmalardan oluşuyor. NECMİ SONMEZ Yorulmaz bir aşk ustası lanmıştır. Öykücü Orhan Duru ise, Arslan'ın çalışmalarına çok farklı bir açıdan yaklaşarak, keııdi öykülcri ile sanatçının çizgilerini beslcven ortak damarın (yani sınırsız düşgücünün) varlı^ına işaret etmiştir. Arslan'ın sanatı "insan"ı tutkularmın doruöa vardığı "cinscllik" büyütecinde inceler. Cinselliğin her yanıylatabulaş tırıldı^ı bir ülkede yetişen sanatçının sınırları zorlavan fantezilcri "yukardakilerin" de ilgisini çek miştir. 1967 yılında Ankara'da aç tıgı bir sergisi sırasında hakkıncla "müstehcen" savıyla soruşturma açılan sanatçı, bu davadan sonra 1968 yılında bir daha geri döıı meme karanyla Paris'e gitmiş ve bu tarihten sonra da ülkemize ayak basmamıştır. SANART'ın geçtiğimiz mayıs ayında düzenle uluslararası sempozyumu netleııiyle Haldun Dostoğlu'nun orgaıııze ettiği sergi, Arslan'ın ülkemizde açılan son sergisi olmuştur, "L'Homme" kitabı, sanatçının uzun bir süreden beri üzerinde çalıştıgı sinir hastalıkları, aptalhk, hermoafroditler, hayvanların cinsel yaşamı, fallizm ve intihar konuları üzerinde yogunlaşan birçok siyah/beyaz descndcn ve 35 Arture'den oluşuyor. Birçoğu büyük boyutlu resimlerin reprodüksiyonlarınuan olu şan son bölümün baskı kalitcsi ne yazık ki sa nateının renkçi yanını ortaya koymaktan çok uzakta. Bu kısımda benim en çok ilgimi çckcn "Frutti frotta" (199)), "Schirzophrenie«" (1991), "Opium" (1991), "Andropause" (1991) ve "Suicides" (1992) isimli çalışmalar oldu. Sanatçı daha önceleri de resimlerine yabancı maddeleri ekleyerek farklı bir atmosrer oluşturmayı denemişti. Ancak "L'Homme" dizisinde yer alan "Collectionneuses" bölümünde, bu eğilimin devam olarak yorumlanamayacak denli büyük, hatta rahatlıkla "kolaj" olarak nitelendırilcbilecek olan çalışmalar yer alıyor. Arslan'ın düğmeler, dantel parçaları, bozuk paralar, zillere konulan isim levhalarını kultanarak gerçeklestirdiği bu çalışmalar önemli bir özelliğe sanin. Çünkü sanatçı özellikle 197080 arasınoa resimlerinde ilk bakışta gerçek gibi görünen ama son derece titiz bir emelde "çizilmiş" olduğu anlaşılan nesnclerin yardımıyla bir tür iliizyon duygusunu kullanıyordu. Son resim lerinde ise Arslan nesnelerin kcndilerini dolaysız olarak çalışmalarına entegre edcrek gerçekliğin farklı bir boyutunu araştırdığını duyumsatıyor. Arslan'ın "L'Homme" dizisini merak edenlere bir müjde verebilim. Galeri Nev önümüzdeki sergi sczonunda sanatının bu dizisine ait desen çalışmalarının yer alacağı bir sergi açıp nitelikli bir albüm yayım layacak.* litt'ın (»ssdzüylc, UJilıoın Loıı\ıc Jctirı, Paris, 7VV5 diği "Sanat ve Tarjular" başlıklı Yüksel Arslan T TURHAN GÜNAY Imtiyaz sahlbi: Berin Nadl 0 Basan ve Yayan: Yeni Cün Haber A|ansı Basın ve Yayıncılık A ş < Cenel Yayın Yönetmenl: orhan Erlnço Cenel Yayın Koordinatöru Hikmet çetlnkaya c Yazılşleri Müdürleri: Ibrahim Yildız (Sorumlu) , Dinc Tayanc o Yayın Yönetmeni: Turhan CUnay crafik Yönetmen: Dllek llkorur c Reklam: Medya c CUMHURİYET KİTAP TA1P ürk sanatçılarının yurtdışına yerleşmeleri ve çalışmalarını uluslararası kültür ortamında degerlendirmeye sunmaları vc aldıkları yanıtlar, çagdaş Türk sanatı için bugüne dck ne yazık ki ciddi bir eleştirel ça lışmanın konusu olmadı. "Yurtdışı" olgusu, 198()'li yıllardan itibaren "toprak" kökenli Türk burjuvasının bir an cvvt1 şehirleşebilmck amacıyla resim satın almaya başladığı yillarda, resim piyasasında büyük bir prestij unsurıı olarak algılanmaya başlandı. Yurtdı şında yaşayan sanatçılarmu/ için ayrı bir sınıflandırmaya gidildi. Bu durum 1990larda kendini üstü kapalı bir "histeriye" düııüştü rerek, Türk sanatçılarının gcrçekte Türki ye'de yüksck fiyatıara eseı satabilmck için yurtdışında yaşadıklarını, bunu bir reklam aracı olarak kullandıklarını son derece açık olarak ortaya çıkardı. Yaşadıkları şehirlerdeki kültür ortamıyla iletişime geçemeyen, uluslararası sergilere davet cdilmeycn Türk sanatçıları Berlin ve Paris'te sadece biyografik bir not olarak yaşamlarını sürdürmeye devam ediyorlar. Bu şehirlerdeki sanat ortamları onlara ilginç bir isim takmış: "Profesyonel Yabancılar". Elbette bu sınıflandırnıaya uymayan kendilerine özgü bir gelişim çizgisi geliştirerek medyanın, sanat meraklılarının ılgisinin dışında sessiz sedasız çalışmalarını sürdüren sanatçılarımızdan da söz açmak mümkündür. Yiiksel Arslan'ın bunlar arasında çok özel bir durumu, kendisiyle dış dünya arasında belirlcdigi sınırda, yarı vahşi yan garip, cogu kez kelimelerle tanımlanamayacak olan bir "ayrıksılığı" vardır. 1961 yılından bcri Paris'te yaşayan Arslan'ın son çalışmalarını içeren "L'Homme" isimli kataloğu Paris'te yayımlandı. Yurtdı şında yaşayan sanatçılarımızın pek azınııı yaşadıkları ülkelerde yayımlanmış katalogları vardır. Onlar daha ziyade Türkiye'de iki dilde yayımlanmış kataloglarla idarc edcrler. Arslan'ın 240 sayfalık Kİtabı, şaiı Jacques Vallet taratından yn/ılmış "Du Cote d L'Homme, Nouvelles recontres avec Arslan" isimli öıısi'ızdcn vc sanatçıyla ya/arın y.ıptığı heyecanlı, yer yer komik, bazen de bilimsel konuşmalardan oluşuyor. Kıtabın sonuinla SAYI 293 ttzgün pesim anlayışı ise, Arslan'ın 199094 tarihleri arasında yap tıgı resimlerine verdifti bir isim. Daha önce hepsi Puris'te yayımlanmış olan 5 katalogkitabı olan Arslan, geliştırdiği özgün resim anlayışıyla kendisine sınıllandırmalar üstü bir parantez açmayı başarmıştır. Henüz 22 yaşında Istanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Enstitüsü'nde ogrcnciyken ilk sergisini dönemin ünlii galerisi Maya da açaıı sanatçı, 1%2'den itibaren bilinen resim malzemelerini bir yana bırakarak, bal, yumurta akı, yağ, sidik, ilik, kan, mc.ni karışımıyla oluşturdugu malzeme hamuruna ycrine göre renk verici bitki kökleri, pigmentlerle karıştırarak kendine özgü bir teknik geliştirdi. Sanatçmın "Arture ismini verdigi bu çalışmalarını bir dizi mantığıyla sürdürmektedir. Eylül 1994'te 446'ya varan "Arture"ler belli dünemlere aynlır: 196268: İlk Arture'ler 1969: Yabancılaşmalar 196975: Kapital (Karl Marx'ın etkileriyle) 197580: Kapitalin Güncelleştirilmesi 198084: Etkiler 198488: Autoartures 1988:L'Homme Her dönem sanatçının belirli kitaplar üzcrinde yoğunlaştırdığı "okumaetkilenmeyorumlama" serüveninin bir parçası oldu&u için bütünsel bir çevreleyiciliöc sahiptir. Bir başlangıç vc bitiş noktası olan bu dizileri yanyana getirdiöimizde sanatçının bir çırpıda okunabilecek olan sanatsal serüveni, Mazhar Şevket tpşiroglu'ndan öğrencisi Sezer Tansuö'a, 195()'li yıllarda lstanbul'da bulunan üıılü eleştirmcn F.duard Ratidi'den, 20. vy'ın en önemli kara mizahçılarından Rolanu Topor'a, Ferit Edgü'den 1990'dan beri sanatçıyla birlikie çalışan şair Jacques Vallet'ya dek birçok yorumlayıcı tarafından farkll nerspektillere göre de^erlendirilmiş ama h.ıkkııula biı "konsensus'a varılamamıştır. Bu ıluruııı bir yanda sanatçının çokyönlülügiinii ötc yanda ise yoruml.ımayı yjpan eııte lektüellerın onu keııdi savlarının bir görsel kanıtı oiarak görınek isteıneleriııdeıı kaynak FarkJılUrboyut Yüksel Arslan, "L'Homme"/ jcuyncs \'al SAYFA 3