Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Sina Akyol, şiirini hep belli bir düzevde tutmayı başarmış, özgünlıiğünıi hiç yitirınemiş, yaşamdan hiç kopmamış, scvclalanmalardan hiç vazgeçmemiş, olabildiğince yalın kalmayı başarmış ıısta bir şair. Dört kitabıyla Sina Akyol Dildeki uçupumda vürüven havat GÜLTEKİN EMRE S ina Akyol, "Yalnız degildim ki orda..../ O çıplak/ Göğiin altında,/ Sabahtı! Ormana karışan/ Bir sabah/ Gibi indim/ Nice güzel duyguyla...", diye açıyor şiir dünyasıııın kapısını ilk kitabı Su Tadında'nın (1980) giriş şiiriyle. O, böylecc 4 kitaba ulaşan nir şiir yolculuğunun scriivcnini de başlatnıış oluyor 'Mfazdım erken/ Başlayan giinü", diyerck. Su Tadında, su çcşitlcmelcrini, su üstünc duyguları, su hayat ilişkisini; clere, ırmak, deniz, okyanus u/antısını; akmayı ve çogalnıayı, giuerek büyüyen sevdaları, billunaşan aşkları "Mavidir/ <Jiye" yazılan Su Şürleri'nde sunuyor okura Sina Akyol. "Böyle büyiir/ çiinkü sevda." Bu sevdayı kucaklamak içiıı, "Günler yettnez, hayat yetmez, dinmez" şairin acıları. O yüzden, scvdalımn acıları "...âsi/ bir gelin.../ kıvraktır, şahbazdır sancıları". (s. 12) Lokman'la Geçen Şen Gün\eTtmfSı>hi Akyol / Tan KiUıp Ytıvın/ Süi. Haytalarla . „, Hatmiler/ Sina Akyul / Sıır Atı Yayıntılık / 84 s. irler demcti". Bu ^ırişten sonra Kur'an'ın Şuara Suresi'ndeki şairlcrc ilişkin alıntıJ l.ırl.ı birliktc sıınuvor l lnton'un Devlet adlı yapıtının 10. kitabııulan şairleiL ilişkin olan düşünceleri. "Şairlcre gelince, onların ardına yalnız sapkınlar düşerler." (Şuara Suresi, 224). "Hangi çeşit şiir olıırsa olsıın, kendini haklı gösterehilirse, ılevlctimi/c girmcyc hak kazanır." (Devlet, 10. Kitap). Yaşamı, Sina Akyol, yinc dcrin kucaklamaya çalışıyor 2. kitabında da. öliim süzlüöii yakalaınaya çalışırkeıı, kendisi ad olarak olüımüzleşen Lokman Hekinı'in yaşanıımızdaki ycri, doganın yaşamımızda oynatlığı rol, clbcttc bilimscl düzeyde değif, şiir olarak ve elbotte haHt gırgır ge çerek şiirleşiyor Sina Akyol'un kaleıniyle. Kitabın ŞiircikŞiir'leıi şu tadı veriyor şiirseverlerc: "Fikri ince/ gelincikle/ neaimesi/ çayır kıışu!.../ Yola hayli/ uzaktaki yapayalnız/ tarlacıkta!" (s. 21) Az, öz sözcük vc yogun bir içerik Sina Akyol şiirinin anadamarını olusturur. Çok anlamîı, çok çağ'rışımlı bir soylcmle gireriz şiirlerin, imgelerin d ü n y a s ı n a . "Yeşil çıglık'Mar, "kekre acı'lar, "Huysuz kent"ler, "Keder Ayda Tümör yüklü/ duygularla!" tzler't/Sınj Akyol / Sina Akyol'un şiirinllarf Yayınlart / de yol alırız. Kıra 52 s. açılırız kentlerden, vargşlardan kurtulmak icin. Kır, kasabadır, köydür, yani Anadolu'dur Sina Akyol'un şiirlerinde. Onun icin "Kırı anlatamayan şiir,/ mutsuz ve köledir!", yani "Kırı anlatamayan şiir,/ hazin/ yurtsamadır!" (s. 25) Böylece, bize "mutlu/bahçe Su tadında, günümüz Türkiye'sinde sıısuzluktah çckcn herkcsin okuması ge reken bir kitap, diye düşünüyorıım: "serin tadı", "güzel tadı", "bitmez tadı" (s. 13) olan suyun, ağız tadıyla akamay.ın suyun, çoöalamayan suyun, dcrelere, ır maklara, denizlere, okyanııslnra karışa mayan suyun destant giinümiizdeki so rıınlarla nasıl da örtüşüyor! Yalın, konuşma dilinin yenidcn ürctildigi, "güzelliğin", "inceiiğin", "duyarlığın" üstüne söylenmiş şiirler, dönemin şiirindcn hemen sıyxrır kendisini. Devrimci bir söylem var şiirlcrdc, bu söylcm, 70 kuşagının getirdiği söylcmin dışında bir kanala akan bir yol izler. Şiirler "Parçalanarak giden hayatın filmi' ııi, "...acının.../ Dinmez bir acının..." içinde yoğurarak okurla buluşuyor. Çağın sancılarını, yürekte tortulaşan tıkanmaları, çocuk ölümlerini, cinayetleri, işkenceleri, "acının şafa£ı"nda, "Acıyla/ ve keder/ yüklü bir anıatımla" şiirlcştirmeyi başarıyor Sina Akyol. O, şiirleriyle "Suya ve riizgâra" yetişmeye çalışıyor. O şiirleri, birikir, iyice birikir, sonra "Bir sağnaktır başlar o zaman./ Sarsıntıyla kendini/ dışarıya" vurur. O, "daha saydam/ daha güzel/ ve dayanılmaz/ bir ülke" (s. 38) düşler ve özler. Hayat, hiç peşini bırakmaz oııun, o da hayatın peşindedir süıckli. Hayatın içindc "acıyla bağıran/ nice çığlığın/ sesi SAYFA 14 var çünkü." (s. 5\) Sina Akyol, ilk kitabında şiirine ilişkin şıınları yazıyor: "elbette acıyla/ ve karmaşık/ duygularla yazdığım/ bu şiir/ kendini yokuşa vuran/ bir kamyonun/ yaşlı, uğuldayan sesi gibi/ yırtarak içimizi/ bırak, gürültüyle geçsin!" (s. 79) Oyle ki, mutsıız vaşamların dumanı acı acı tüterkcn, tarihtc ycr alarak bizdc dcrin izlcr b ı r a k a r a k uzaklaşan olaylar, vaşamlar, sevinçler, hü ziinler, nızla tiikencn, devrilcn dünyalar, scvdalaı, "o yaşlı kamyonun sesindeki gibi/ elbet hepsi, bir bir/ anılacaktı!" (s. 80). Buntın nedcni ncyıii peki!' "Bizimdi onlar çünkü." diyor Sina Akyol. "Mutsuzluk.../ b'izimdi!" Bizi bütünlcycn jjcylcrin tüııui, "Umut, sevgi, yorgunluk... Hayat yani./ Hensi/ bizimdi!" (s. 80). Sina Akyol, yayınıladığı dört kitabında tam bir bütünlük içinde çıkıyor şiirseverlerin karşısına. Kitabın diizenlenmesindcn, şiirlerin biçinıinc, içerigL, anlatımdaki tadındaki ironiyc, konuşnıa dilindcn deyimlerc, şiirscl söyleme dck ve geniş bir sözciik dağarcığıyla tadına doyulmaz şiirler, kitaplar sunuyor bizlere. O, şiirleriyle, hayatın üstünde akmaya, vaşamın rüm kıvrımlarına sokıılnıaya çalışıyor. Ikinci kitabı Lokman'la Geçen Şen Günlerim'in (1982) kapaj^ında kitaptaki şiirlere ilişkin şunları okuyoruz: "yoksul yurda, çulsuz güne,/ derin suya, narin kıra, bilgin olii, kuşbaz göğe dair,/ üzgün, bezgin, mahzun vc mutlu şi ol"ıır onun şiirleri! Kuş çıölıklarım öııcn bir şairdir de Sina Akyol. O, "Şiir yüklüyüm;/ ezik/ yazıyorum:" (s. 39) diyor.sa, bilin ki kendi keıulinc konıışııyordıır, ya da şiirlc dcrtleşiyorılıır dünyanııı haliııi S,u iki dizedeki imge ve anlamın yogunluğıı ne deııli çaıpıcı! "Sanki hazırcevap bir göl/ gibi baştanbaşa gökyüzü!" (s 41). Alorızm.ıniM, konuşm.ı dilinin tiinı b.ılını emen ikılıklcr, Sina Akyol şiirine ılanıga sını vuıaıı ö/elliklerdir. Masalıınsı, destanımsı, halk şiiıiııc teget geçen söylemlere de sıkça rastlarız onun şiirinde. Kıı^lar durmadan ııçar, sesleri şiire kalıı; Lİeekleı durnnıdan çogalır, renkıeıi şiire kalıı, yani "kasımpatı bir gök!", "öyle nazlı/ öyle ürkek/ bir çiçek!" (8), "Aklı ince/ sevdalı bir/ ak çiçek!" (s. <S0) sıınar kendini oku ra. Kısacık, sıeac|k, etkileyiei şiirleri ııııut ınak olası mı? "Uşüyorsun, camı kapat;/ sana kuşlu hırka ördüm!" (s. 76) Sina Akyol şiirinde ses çok öncmliılir. Dize kalın sesle başlarsa, kalınla siirer, in ee sesle biter: "Susulur! susmaktan başka/ yol yoktur." (Haytalarla Hatmiler, s. 23) Sina Akyol'un 3. kitabı Haytalarla Hatmiler (1990) cizenli bir baskıyfa şiirseverlerin eline doğar. Haytalarla Hatmiler, "zaman içerisindc birikmiş çalışmalardan seçilerek yapılmış bir 'derleme' değil; birbirinin devamı olan, öncesiylesonrasıyla birbirini gerektiren parçalardan/bölümlerden olıışan, 'yazılmış' bir kitap." Kitabın arka kapak yazısı böyle ve şöyle sürüyor: "...alacaklısı ve borçlusuolduğumuz günleri... bir dönemi anlatıyor." "Çatal uçlu bir dille" elbette "...eksik etmediği humour duygusuyla..." "Yazılan Halkın H o ş KitâbY'dır aslında. Haytalarla Hatmiler'in 7(S sayfası bir bütünlük oluşturuyor ve 77. sayfa (KAPI) ise "Kıra açılır. Haytaların, hatmilerin/adıgüzel yurduna." (s. 10) ve Berdavam'l.ı süren kitanta halim Şefik Cıüzelson 5 şiirle, Cemal Siireya ise 3 şiirle anılır, şiirleştirilir, yetliden üretilir, okura sunulur, dizelerdc ajjırlanır. Bir kitabın oluşumunu şöyle özetlemek olası: "(Bu kitabın bütün söyledigi)/ Göğü anlatırlar: eskil yurdu./ Onca tshak Kıışu... onca tuhaf ozan." (s. 9) Kitap, şiir şiir kitabın çeşitli oluşum safhalarını işle yerck bütünlenir: Kitabın "ideolojisi" "Halkın Hoş Kitabı olup/ yalan başlar...tekmil uydurur." (s. 12). Böylesi bir kitabın "şjrin ve makul gerçeği" ne olacaktır neki? "Kekikler, tarçınlar siiründiiler./ Uzun seviştiler./ tliklerini bıraktılar./ Hoşnut kaldılar." (s. 12) Yani uslannıaz bir sabır, müthiş bir emck, tükcnmez bir coşku, büyük bir sevgi dile geliyor ki tabın yaslandıgı fondan. Haytalarla Hatmiler'deki şiirler, bizi, uınutlara, talihlere, sorulara, nafakanlara, cenklere, sonlara, "...karpuzun/ şiire girdiği an"daki "hayat"lara, kırsal Icesimlere, "Cumparsita ile başla"yıp, "Mastikaylan son bu"lan "düğün'Mere, "sarı saplı arabesk"lere, Konya nın Mcram'ından ıstanbul'un Küçükyalı'sına, "Ey şiir!../ Bence hüznü bol bir kırlangıçsın şimdi sen!" (s. 35) diyen dizelere, altematiflere, "Uzun Yürüyüş"lere (s. 5358), "hüznü hazin gençli'Mere (s. 58), sürcn "yalın bir şiir"c (s. 61), götürür. Okur, şiire, imgcyc, yalınlı^a, kıırguya, gırgıra, tada, hayata yumulmuş bıılıır kendini Sina Akyol'un şiirlerini okurken. CUMHURİYET KİTAP SAYI 293