Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Murat Çulcu dan "Spekülatif Marjinal Tarih Tezleri" Avmnflamn hellefii ÖNER CİRAVOĞLU 2000'li yıllara az bir siire kala, tarihe yeniden ve farklı bir yaklaşımla bakmak, geleceğimizi daha sağlıklı bir platformda tartıştnamızı ve kurtnamızı da sağlayacak bana göre... Kitabından edindiğim ilk izlenim bu... Oyunu kııralına göre oynayabilmek için, önce oyunu ve kurallarını bilmck gerekir. Eğer bilmiyorsanız o oyunu oy nayamazsınız. Oynadığınızı sanır, kuralları bılmediğiniz için de hep açığa düsersiniz. Oyunıın nihai amacı başarmaktır. Veya ucuca eklenen bir başarılar zincirinin halkalanyla özdeşleşmektir. Fakat kuralları bilmeyen, sürekli açığa diişen oyuncıı, sadece enerjisini tüketir. Düşer, kalkar, yaralanır, berelenir... Fakat bir türlü hedefine, yani başarıya ulaşamaz. Onun bu boş vc sonuçsuz çabası komik bir manzara oluşturur. O arada akıl edip, oynanan oyundan çok, uyulan kuralları kcşfetmeye çalışırsa ne âlâ... Ama, kuralları bir yana bırakıp, oyunıın heyecanına kencfini kaptırır, o neyecanla oyuna dahil olursa, yaşadıklarını bir kez daha yaşar. Düşnıeler, kalkmalar... Marjinal Tarih Tezleri'nde, bazı bilinen olayları ele alıp yeniden irdelerken buna, yani kurallara dikkat etmeye çalıştım. Bunu ortaya çıkarmak için çeşitli yöntemlere başvurdum ve kullandını. Işin ilginç tarafı; olayların kendi mantı ğı içinde inanılmaz bir bütünlük olıışturması, kullandığım yöntcmlcrin de yetersiz kaldığını ortaya koydıı. Yani, sebepsonuç, tezantitezsentez, diyalcktik ve şairi aşan bir oluşumdan bah sediyorunı. Müthiş bir düzensizlik için dc, inanılmaz bir uyumdan bahsetmek gibi bir şey... Bu ayrı bir konu... Başa üönersek amaç şu: Oyuııun kurallarının ortaya konması. Kitabınızdaki birçok tarihsel gerçeği, hatta sıradan kimi olayları yanyana getirdiğimizde, tıpkı binlerce parçadan oluşan bir "puzzel" gibi, tablo tamamlanıyor sanki... Az once konu kendiliğinden bu saptamanıza, yani "Puzzle" konusuna geımişti. Doğal ki ortaya çıkan tabloda eksiklikler, zıtlıklar, sarkmalar, uyumsuzluklar da var. Fakat, genel görünüm, ana fikri, yani olayların mantığını ve mantıksal ilintisini veıiyor. "Tarinin nıimaıları, ustaları, yapıcıları vardır ve bunlar tla ellerindeki çizclgeye göre tarihi yaparlar" gibi toptancı vc kesin bir iddiam yok. Bu iddiaların sahiplerinc de katılmam mümkün değil. l'akat etki leşimin de bir bütünlüğü oluşturabileceğine inanıyorum. Her şeyin planlan ması, sonra da uygulanması şart değil. Mesela, hareketi başlutan eylemin doğSAYFA 16 Tarih, ekonomi ve siyaset... OsmanlıJarın kuruluş dönemlcrindcn bugüne, 12 Eylül ve Özal dönemine kadar olagelen kimi toplumsal olayların farklı bir bakış açısıyla irdelenmesiyle oluşmuş "Marjinal Tarih Tezleri".. Murat Çulcu, yeni yayımlanan kitabında tarihimizin ayrıntılarında labirent yolculuğuna çıkarıyor bizi. Çulcu ile kitabı üzerine konuştuk. ru konıımda (yer, zaman, fi1500'lerin başında oluşuyor. zik, psikolojik anlamda) ortaYine bildiğiniz gibi Yavuz ya konması. Sonrası, domino Sultan Selim de Hilaleti aynı teorisi... Sadece bir örnek verdonemdc, 1517'de tstanbul'a mek istiyorum: ARJİNAL TARIH getiriyor. Avrupa'da dinsel reform Pantürkizmin, Fransa'dan (bana göre) dine dönüş dekaynaklanması meselesi... Nağil, dinden uzaklaşarak dünsıl? Ctkitepki ile.... vaya dönüştür. (Yine bana Fransa milliyetçi yayılınaeıgöre Batı, Hıristiyanlığa sarılığa yöneliyor. Tepki Pruslarak değil. Hıristiyanlıktan ya'dan Panccrmcniznı olarak uzaklaşarak bugünkü durumuna gelgeliyor. Ona tepki Panslavizm. Slavizmiştir. "Onlar dinlerine sahip çıktı, bu min yayılma alanı Osmanlı'nın Tiirk duruma geldi. Biz de dinimizle özdcşlcbölgeleri... Panslavizmin ezasına, cefaşelım, onları dövelim" gibi bir yaklaşısına karşı Pantürkizm çıkıyor... mı da rııh sağlığı bakımından tehlikeli işte ilgisiznıi^ gibi görünen iki nokta buluyorum.) arasındaki dolaylı kurulan bağ. Basla ma vuruşu Orta Avrupa'da. Uzandıgı Osmanlı'nın Hilafeti alarak yüzünü nokta Orta Asya'da, Altay Daölan'n Kâbe'ye dönıııesi ibe dünyevi yasamdan da... Buııunla birlikte, mekanik bir sisuzaklaşıp, uhreviyata (teokratik yaşatematikten bahsetmek ne denli olasıP nıa) yönelmehi anlamını taşıyor. . Fakat ortaya vurguladığınız (dcformo O zamana kadar, yani 16'ncı yüzyıl de olsa) "Puzzle" çıkıyor. Ama henıeıı baijina kadar Osmanlı ile Avrupa'nın kaydedeyim ki ortaya Icoydupum tablo, ekçok şeyi koşut sayılabilir. ama ma ancak muhte^cm bir tablonun cskizi, as 16'ncı yüzyıl başında kuruluyor ve tasarımı sayılabılir. Hatta, kabaca çizıl makasın açılması 17 nci yüzyılua elle miş, ana hatlaıı sayılabilir. tutulur duruma geliyor. 3onuç: Avru Siz "kaos" divorsunuz 17. yiizyıla. pa'da ticaretin gelişmesi ve sanayiye yönelmesi. Osmanlı'da isc ordunıın yokoBatı, daha doğrusu Avrupa Rünesans lup ekonominiıı çökmesiyle sonuçlanan Refortn çalkantıları içinde birbirine giViyana bozgunu... riyor. Yenileşmc çırpınışları uç vermc TEZLERİ E ye başlamış. Böyle bir ortamda Osnıanlı tmparatorluğu durumu anlamaya çalışmak yerine Avrupa'ya "cihad" açıyor. Adeta tutuculukan kurtulması kötii bir kadermiş gibi ü s manlı'nın... 17'nci yüzyıl, diinya tarihinin en öneınli birkaç yüzyılından biri. Her bakımdan bir dönüşüm içeriyor. Marjinal Tarih Tezleri'nde yer alan en öneınli savlardan biı ı de bu dönüşüm le ilgili... Bildiğini/ gibi Orta ve Kuze\ Avrupa'da din sel lelorııı her Bunları söylüyorum diye, Avrupa'da ijeyin süt liman oltluğunu savunduğum banılmasın. Bu yıızyılda Arvupa da kendi içinde boğuşu yor. FransaIngiltere savaşları bitmek tükenmek bilmiyor. Fransa'da krallık yerini sağlamlastırıp, bürokratİK devlet yapısının temellerini falan atıyor. Ama bunlar. dünyevi işler... Osmanlfda ıse, dinsel kökenli "istemezük " prangaları ş ak ırd ıyo r. 17'nci yüzyıl başında Genç Osman'ın başına gelenler, 18'inci yüzyıl başında TIFüncü Ahmet'i tehdit ediyor. Aradaki irili ufaklı dinsel kökcnli ayaklanmalar da cabası... Osmanlı bu dönemde, dünyayı göre cek durumda geldi. Neden? Hilaletle birlikte iç dengeler dcğişmiş. Yeni dengeler kuruluyor. Yeni Kurumlar etkinlik kazanıyor. 17'nci yüzyılda hâlâ bu rüzgârlar esiyor. Dinsel bakımdan "cihad" her şeyden önemli. Osmanlı'ya göre Papa'nın belini kırmadan, Roma'yı Papa'nın başına yıkmadan rahat yok. Oysa 17'nci yüzyılda Avrupa Papa'yı geniş çapta kenara itmiş. Fransa'dan başka Papa'yı lider yerine koyan pek yok. Zaten Fransa da bir sonraki yüzyılda piskopos ve kardinal lerin kellesini sopalara takıp sokaklarda dolaştıracak. Daha doğrusu Osmanlı'nın uhrevi nedenlerlc yapmak istediğini (Kardinal kellesi kesme arzusunu) Fransızlar kendileri gerçckleştiriyorlar. Ustelik dünyevi nedenlerlc.. 17'nci yüzyıl üzçrinde daha çok çalışmak lazım. • Siyasal gerçeklerin ve toplumsal fotoğrafın arkasında ekonominin varlığını saptayan bilimsel bir yaklaşımınız var. Bu yantnızla adeta Marksist bir değerlendirmeyi çağrıstırıyorsunuz. Bana kalırsa meselelere sınıfsal açıdan bakmış olsaydım o zaman bir "Marksist yaklaşımdan" söz edilebilir di. Oysa kesinlikle sınıfsal bakış ve yakIaşımım olmadı. Sanırım sizde bu kanıyı uyandıran husus, ele aldığım konııların kendi diyalektiği oldu. Bu benden değil, doğrudan doğruya olayların yapısından kaynaklandı. Iıpkı olayların siyasal ve militcr yönünü, zemindeki eko nomik etkenlerin yönlendirmesi gibi... Öyleki... Bu etkenlerin yönlcndirmesiylc ortaya çıkan ipucları bizi hep aynı güç oda ğına, "spekülatif kazanca ciayalı ııluslararası ticaret oligarşisine" götürdü. Bunların hiçbiri benim tercinim veya bakış açımın sonucu değildi. Dorğudan doğruya olayların kendi yapısı, ele mentleriydi. Bakın burada bir örnekle konuyu aç mak istiyorum. Sanayi vc ticaret devrimi 17'nci yüz yılda başlamış, fakat akademik analizi 20'nci yüzyıl başında geıçekleştirmiştir. Max Weber Die Protestantische Etnik und der Ge isl des Kapitalismus adlı yapıtında sanayi vc ticaret devriminin altına Protestan ahlakını koymuştu. Bu tez hâlâ gerçekleşmiş, yani ıtırazsız ka bul edilmiş değil. Fakat Weber, kuşku yok ki "var" olan bir şeyi ortaya koymuştu. Yani doğnı ve gerçek olan husus sa nayi ve ticaretin, Protestanlığın egcmen olduğu zeminde geliştiği idi. Yani ortada bir zorlama yoKtu. Biz, Marjinal Tarih Tezleri'nde bu analizc önemli bir katkıda bulunduk. (Veya önemli bir saptama daha yaptık.) 15'inci yüzyılda, Ispanya ve Poıte kiz'den gelen tüccar Museviler'in tzmir ve Selanik'e yerleştirilmeleriyle Orta ve Kuzey Avrupa'ya yeni bir ticaret yolu nun açıldığını söyledik. Kudüs, Iznıir, CUMHURİYET KİTAP SAYI 293