Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Jean Baudrülard, "Kötülüğün Şcffaflığı"nda, Batı'yı var cden temel kavramlardan olan eelişme, ilcrleme ve kendini koruma ükesinin, lıcr ycrdc, yok oluşun ve ölme halinin sürekliliğine dönüştüğünü gösteriyor. ALİ AKAY ]ean Baudrülard'dan bu kez "Kötülüğün Şcffaflığt" Kötülük Yolculuklam ötülü ce ve sonra mantıgmın yer degiştirdigi bir toplunıda, olaylar, savaşlar ve önlemler de bu mantığı stratejik olarak takip mi etmektedir? Ckranı karşısında scvgılısiyle ili^kive gırcn ve "dokunmanın olma dıgı" (V/endcrs'in Paris Texas'ı vcya Exotica tilmleri bu konuda örnek olabilirler ve ikisi de dokurımanın yasak oldıı^u gibi, öpüşmcnin de dııdaklar birbirine degmcden hısscdilerek gerçeklcştirildı/îı gerçekçi sahnclcri bize göstercn filmler), sadece cinsel tantazmaların iiretildif i ve ilişkilerin sadece bir cezbctme, tavlama şeklinde kurulduktan sonra bir daha dokıınmamacasına virüslerdcn korkan ınsanların diinyasına do^ru taşıyor bizi Baudrülard. Üstelik dc bir bılimkur gu yazarı deftil. bir sosyolog. Gündelik yaijamın evreninde gorüniirde yörüngesinc oturmıışlıı^u gerçekleştiren, gerçck otııını.ı yerlcriııin birer "uzamsalmekân" halinc geldiği topluınlarımızın betinılenıesıni vapıyor bıır.ula; artık, nıctali/ik soıu crmış ve hıper gcrçeklik ba^ını B aııdriJlard 1987 yılında dalilee V.ı yınevı tarafından yayımlanmış bir mctninin girişinde kcndi "sosyoloji'sinin ana kavramını simülasyon olarak vermektedir; Borges'in bir kütiiphanenin parçaları boyunca kaybolan bir uygarlıgı ycniden oluşturnıaya çalışması gibi, Baudrillard da "yok olnıaya yönelen" bir ııygarhğın son kalınttlannın simülasvon şeklindc ayakta kaldığını ileri sürnıektedir. Baudrillard'ın cahşması nesnclcr sisteminden haıekctlc başladı. Ancak kendisi nin de belirtmiş oldugu gibi "postmodcrn" dünyada artık nesneler sistemi (alaıı kalnuJı gibı dıırııyor. üleştirel dönemc ait olan nesneler dünyası, tükctim roplumunun ortaya (,'ktıfiı dönemlere aıt olarak gecnıiştc duruyor sanki. Farklılık mantığının bilınçdışı ile kurdugu ilişki icmdc, kııllanma ve dcgişim dcgcrinin ötesinde mübadeleniıı gerceklestirdifiı bir sıstemde ııesneler sorıın edılmekteyui. Bıı döiK'm aynı zamanda eloştirel /ihniyctin lıâkım oldııgu yıllardı Baudrillard'a görc. "Tiim buıılar geride nıi kaldı" sorusıınu, bir şekilde, Badurillard ilc 1993 yılında yapmış oldugum bir söyleşi sırasmda sormuştum. () d.ı bana "I lic,bır şeyiıı bitıncdiğini"; anıa yinc de "güzcl zamanları, yabancılaşma üzerine konuşma zamanlarının" geride kaldığını vurgulamıştı. Bıı anlamda kendi sosyolojisini bilinısellik veya gerçek üzerine oturimaktansa, bizı ve kendisini kandıran mcdya vc tcknolojinin ger(,eginden <,ok, kcndı hayalgücünü çalıştıran bir yolcu gibi sosyolojiyi düşündüğünü söylenıek istemckteydi. Artakalan bir elyazınasının üzcrinc düşünen ve eldc daha iyi arşiv dokünıanlan olmadıfiından dolayı bunıınla yetinen ve bunlar, bu vcriler üzcrinde toplumıın çüzümlcmesini yapan bir seyyah olarak cüşüncbiliriz Bauurillard'ı. Günümüzdc; neredeyse anlaını kalmamaya başlayan nesne ve özncnin ayrımının mümkün olduğu dönemlerın scmbolik algılaııı^ını bize sunmaya çalışan Baudıillard, özncnin aynası ycriııe tcrörizmin, cinscllığın, viriislerin aynasındarı dünvaya bakmaya ba^lıyor. kadar, aydınların ve reklaıncıların da ba^arısızlığını gösterıncktc de^il midır? Bırcyın kcndi kendısiyle bâkir bir ilişkiye girdiği günümüz tcknolojisinin pornograrik zihnıyetı, gerçe^i oldugu kadar sahicili^i de yok etmıyor mıı? Baudıillard ^u örnegı vcrıyor: Biz porno Hlm çckimi sırasında sözdesevişcn ve orjıyi canlandııan tipler arasından crkek kadına, çekimden sonrası ıçin soıuyor: "Orjiden sonra ne yapıyorsun?" Bu boru sevişmedcn önce sorulacak; crkeğin kadını tavlaması içitı öncc yeınek ycmck, bir şeyler icınek iyin sorulacak bir sorııyken, önceliklc orji sırasındaki çekimdc sorulması nedcnsellık ilışkilerinin icinın boşaldıöıııın bir gosteıge bi olarak mı bizc sunulmamaktndır'' ()n göstermiştir. Her birimizin bir kişi, başından dramatik olaylar geçen, belli bir bilinçdi!)! ve psikolojisi olan kişiler olnıaktan çok birer termin.ıl ııoktası oldu öumıızıı söylenıek ıstiuu. A^Lırdan kıırulıı bir terminal (gclişvanş noktası olarak kişi) oldugumtızda ise, öznelli^inıizin, nesnelerle olan bağımızın, metafizik zihniyetimizin sonuna gelindi£ini bize imâ ediyor. Bu açıdaıı da terörizmin bir rehi nesi halinc geldi^imizi ıddıa ediyor. Kötücülüğü üzerine alınış ve her türlü viral telılikeye karşı kcndi kendini korurken hağışıklık sistenıiııi /ccdcleycn Batı uygar lığının artık kötülügü "örckılere" bııaktı;ını; kotüden konuşmanın bile hoş karşıanmadı^ı bir uygarlıgın, yani Batı'nın iyilik timsali olarak varlıjSını sürdiirmeyc çalışırken; lslam'm, kötülüğün temsili olarak Batı'yı tehdit etti.öini, Batı'nın dengesini hozdııgıınu yazıyor. İlişkilerin stratejik olduöunu yazan Baudrillard as lında bu ilişkilerin veni boyutıına de^iniyor: "Kesinliklc ortaç.ıgdaki gibi olmayan ve ahlaksal ya da diıısel ıleğil de stratejik terimlerle de^erlendiıilnıesi gceken bugiinkii Islam bütün Islam (Doğıı Bloku ülkeleri de dahıl olmak üzere (kitabııı yazılış tarihi göz önüııde bulıınduıulsunA.A.) Batı sistemini yalııı/ bırakıııaktadır ve zaman zaman tek bir evlenı ya da tek bir sözle bıı sistcnıde gedıkler açmakta vetiim değcrlcrimız bu gcdıkten boşlu^a düşmektcdir (Bkz. Kötülüğün Şeffaflıgı, Çcviren: Rmel Aboralşık Urgüdcn, Aynntı Yayıııları, 1995, ss. 81X2 I'ransızcası 1990da vayıııılannııstır.) Burada da görü lcceği gibi uzay meKİğinın veya havada giden bir uçagın basıncının değişimi ıle ner şeyin dışarıya do^ru süzülerek yok olduğunu gösteren bir metafor ile konıı şan Baudrillard uzaymekân ilişkilerini insanlar ve iilkeler arası ilişkiler olarak algılamaya çalışıyor. Batı'nın "kötülügTı diIe getirmeyi" (s. 83) unuttugunu ve bu yüzden de Ru^tli davasında olduöu gibi, Humeyni'nin ve takipçilerinin rcnini oldujiunu saptıyor. Müthiş bir Batı clcştirısı olarak ele alınabilen metni "Insan Ilaklan" söylernini bagırmaktan öteye gidemeycn Batı'nın elinin ve kolunun ba^lı i)ldugıınu daha Bosna savaşı önccsinden vıırgulamış oluyor. f ÖPtufc şlddet Toplunılardaki şiddet ööesinin ve ultraliberalizmin sözcülerinden biri olarak kabul edilen Thatcher'in Ingiltcre'de gerçckleştirdiği şiddetin Hooliganlarınkinin bir başka yüzü olmaktan öteye gidemediAini yazarken; futbolun şiddeti ile Deviet'in şiddeti arasında bir paralellik kuruyor. Putbol maçları içinde yaşananlar "örtükşiddetin' billurlaşmasını göster mektcıı başka ncyi gösterirler sorusunu soruyor. Toplumların bu şiddeti umursamazcasına izlediklerini saptayarak, bu vurdumduymazlı^ın düşman güclerin çarpısması olmaktan çok, bir iç çekişme olarak yaşanmakta oldugunu iddia edivor. Hooliganların ve liberal iktısatm şiddetinin; ikisinin de aynı vurdumduyma/ lık iciııde toplumları şıddete dogru gö türdügünu vc Devletın dc önlcın almak ycrıııe olayl.ır.ı dışarıdaıı katılan bir scyırcı olarak kalmaktan ziyade hatta, ba/en, kendisi şiddet unsurunu ortaya koydugu nıı gösteriyor Baudrillard. Bu bağlamda tla, spor karşılaşmalarının bir çeşit savaş CUMHURİYET KİTAP SAYI 293 Aydınlamn ve peklamlamcılapın başaPKEdlğl Tükctim toplumunıın reklamcılarının söyleminin insanlara degil, ama sadece y g k l l d vola çı reklamrılaıa l lıitap ottigi tc/indcn yola çıden l r karak; giiniiınüzüıı ilftiijim vo bilgisayar e bilgisaya kl l bk d i l tcknoloji.sİMin de bi/lcrc, sıradan insanlara dc£ıl de bıı ış.ı bılcıılcre hitap eltigini \urgulamak istiyor Bu ba^laıncla, avtlınl.ırın ıla daha bıışındaıı ben hep kcndi aralarmd.ı kontışup dıırdııkl.ırını, halka dejSıl, kendiletınc nıtap etmektcıı başka bir şev yapmadıklarını ya/ıyor Bu ü/.untu vcrıci duıum aslında teknolojinin oklugu SAYFA 10 Baudrillard, öznenln aynası yerine terörizmin, cinselliğin. viruslerin aynasındarı dünyaya bakıyor.