04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Y R I N T I L Ö N E M L I D I R FRANSIZ TEGMENIN KADINI/John Fowles ••M«H Çav.ı Aılı Blfan Ingiliz edebiyatının yaşayan belki de en büyük ustası olan John Fowles, anlatı kurmaktaki mahareti, çarpıcı üslubu ve deneyciliğiyle dikkati çeken bir yazar. Hiç abartmadan yüzyılın en iyi romanları arasında sayabileceğimiz Fransız Teğmenin Kadını'nda bu özellikler mükemmel bir bileşime ulaşıyor. Bir kere olağanüstü başarılı bir atmosfer yaratıyor yazar, Viktorya döneminde yaşamanın ne anlama geldiğini bütün nelliğiyle ortaya seriyor. Sonra eşine az rastlanır bir gizem yaratıyor, kitap bittiğinde bile gizeminden bir şey kaybetmeyen bir gizem bu. Ve nihayet bilgeliğine sizi hemen ikna eden bilge ve son derece zeki bir denemeci üslubuyla varoluşçuluğun "sahicilik" ve özgürlük arayan insan soyutlamasını ete kemiğe büründürüyor, ama tanrı anlatıcı rolünü de sorgulamaktan geri kalmıyor. Fovvles dünya tarihinin en tutucu dönemlerinden biri olan, her şeyin ve özellikle de edebiyatın sıkı kurallara ve "görev" bilincine bağlı olduğu Viktorya çağından aykırı bir aşk öyküsüyle sesleniyor okura. Roman başarısını büyük ölçüde nefis diyaloglarına ve iki karakter arasındaki gerilime borçlu. Kadınların "görev"lerinin boyun eğme ve çocuk yapmayla sınırlı olduğu bir dönemde, romanın kadın kahramanı Sarah, inanılmaz sezgi gücü, özgürlüğe olan tutkusu ve estetik olana duyduğu sevgiyle hemen romanın çekim merkezine yerleşiyor. Toplumsal kodları umursamaksızın sevmek neyi gerektiriyorsa onu yapmaktan kaçınmayan özgür bir kadın Sarah. Erkek kahraman Charles ise görmüş geçirmiş bir aristokrat, ama görmüş geçirmişlikle bir aristokrattan beklenenler arasındaki dengeyi tutturmakta zorlanan biri. Sarah'la tanıştıktan sonra bu bıçak sırtındaki denge darmadağın olur. Charles, çağının toplumsal statüsünün, eş dost çevresinin talepleri ile yolu aşktan geçen Aşkınlık ve Sahicilik, tek kelimeyle Özgürlük arayışı arasında bir seçim yapmak zorunda kalır... Roman okumanın benzersiz hazzından haberdar olanlar, Nabokov'un deyimiyle "belkemiğini titreten" kitaplar okumayı özleyenler ve sahici bir aşk yolculuğuna çıkmak isteyenler için... Roman Çev.t Nihal Y«#inobalı BEYAZ OTEL/D.M. Thomas Uzun yıllar sadece şiirleri ve Ahmatova, Yevtuşenko gibi Rus şairlerinden yaptığı çevirilerle tanınan D.M. Thomas, 1980 yılında Beyaz Otel'in yayımlanmasıyla birlikte usta bir romancı olarak da rüştünü ispat etti. Özellikle ABD'de büyük ilgi gören roman, postmodernizmin edebiyat alanındaki en başarılı ömeklerinden biri olarak değerlendirildi. Thomas'ın bütün yapıtlarında öne çıkan bir tema olan "erotizm, şiddet ve ölüm ilişkisi" psikanalizden de son derece yaratıcı bir biçimde yararlanan Beyaz Otel'de çok çarpıcı bir biçimde işleniyor. Doktor Freud romanın başkişilerinden biri ve hatta bir bölümün de "yazarf. Romanın başlarında Freud'un hastası olan isterik bir genç kadının kaleme aldığı upuzun ve açık saçık bir şiirle karşılaşıyoruz. Şiirde göl kıyısındaki beyaz otele gelen genç bir çiftin, yangın, sel, çığ gibi bir sürü doğal ve doğaüstü felaket olurken, bir rüya atmosferinde çılgınca sevişmeleri edepsiz bir dille anlatılıyor. Şiirin ve aynı olayların düzyazıyla anlatıldığı bir diğer bölümün ardından belki de tüm edebiyat tarihinin en ustalıklı parodilerinden biri geliyor: Freud bu metinleri ve kadının hastalığını analiz ediyor! Sonraki bölümlerde ise "her şeyi bilen anlatıcı" devreye girip Lisa Erdman'ın analiz sonrasındaki hayatını ve Freud'a anlatmadıklarını aktarıyor; psikanalizin insan ruhunu ve herkesin içindeki "beyaz oteCi ne ölçüde anlayabileceğini sorgulamaya itiyor bizi. Kahramanımız Lisa'nın içindeki şiddetin dışavurumuyla başlayan roman, yüzyılımızın en büyük kolektif şiddet olaylarından biri olan Babi Yar kıyımının neredeyse belgesel tonunda anlatılmasıyla ve yine fantezinin gerçekliği yendiği bir ütopyayla bitiyor. Beyaz Otel, Lisa Erdman'ın isterisini Babi Yarların olabitdiği bir dünyanın kitlesel isterisiyle koşut bir biçimde anlatırken özelden genele müthiş bir ustalıkla geçiyor. Belleklerden silinmeyecek bir roman. TUHAF HAVA/Andrew Ress Sımrlar Çuğında Kültür, Bilim ve Teknoloji lıtcal«m* Ç*v.t Kamil Dtırand Teknolojiye teslim olan sanayi sonrası kapitalist kültür büyük bir bunalım yaşıyor. Bu bunalımın nedeni ise, teknolojinin kime ve neye hizmet ettiği konusunda yaşanan kaos. Birçok kişi için teknoloji, artık bolluk ve özgürlük getiren bir gelecek vaat etmiyor. Tam tersine, kapitalist sınır tanımazlığın bir aracı haline gelerek insanlığın geleceğini tehdit ediyor.Kapitalist zihniyet çok uzun bir süredir dünyayı sonsuz bir hammadde rezervi olarak görüyor. Ve dünya kaynaklarının başlıca tüketicisi olan Batılı kapitalist ulusdevletlerin elinde teknoloji, savaş ekonomisini besleyen sınırsız bir güç haline gelmiş durumda. Bu sınır tanımazlığın acı bedeliyse günümüzde yaşanan ekolojik bunalım! "Yeşil" bir kültür eleştirisine katkı niyetiyle yazılan Tuhaf Hava, dev şirketlerin ve askerlerin denetimine terk edilmiş olan teknoloji karşısındaki tutumu irdelerken, geleceğimizi biçimlendiren teknolojik tartışmalara kayıtsız kalınmasını eleştiriyor. Kitabın yazarı Ross şöyle diyor: "Teknolojik gelecek hepimizi ilgilendiren bir konuysa, bu geleceğin nasıl olacağına ilişkin kararlar, yalnızca uzmanlara bırakılamaz." Ross, kültürün radikal eleştiricilerini teknoloji fobisinden kurtulup, gelecek tartışmalarına katkıda bulunmaya çağırıyor; bilim ve teknolojinin kültüre bu derece yabancı kalışının (aturasını da teknokrat seçkinlere ve seçkinci bilim topluluklarına çıkarıyor. Otoritelerini bilimin rasyonalist temellerinden ve evrenselci iddialarından alan bu çevrelerin, bilim ve teknolojiyi hümanist ve popüler kültürden ayrı tutarak yapay bir bölünme yarattıklarını ileri sürüyor. Öte yandan, egemen bilimsel görüşlere tepki olarak doğan alternatif bilimsel kültürlerin, egemen bilimin rasyonalist söylemini taklit ettikleri sürece, bu bölünmeyi ortadan kaldıramayacaklarını da vurguluyor. Bu bağlamda incelediği Yeni Çağ, bilgisayar üçkâğıtçılığı, siberpunk gibi karşıkültürel pratiklerin kültürümüzdeki bunalımı nasıl değerlendirdiklerine bakıyor. Ross, globalizm ve yeni dünya düzeni gibi son dönemlerin en yaygın tartışma konularında da çarpıcı saptamalar yapıyor. Piyer Loti Cad. 17/2 34400 Çemberlıtas/lstanbul Tel. (0 212) 518 76 19 Fax: (0 212) 516 45 77 AYUNT1 AYRI NTI Y A Y I N LARI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle