02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Stefanos Yerasitnos tan 'Milliyetler ve Sınırlar/Balkanlar, Kafkasya ve Ortadogu Farklı bakışla sıcak bölgelen... Stefanos Yerasimos'un "Milliyetler ve Sınırlar, Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu" adlı kitabı, titiz ve uzun soluklu bir çalışmanın ürünü. Şirin Tekeli'nin özenli çevirisiyle Türkçe'ye kazandmlan bu çalışmasının belkı de en önemli katkısı, dünyanın en sıcak bölgelcrini oluşturan, Balkanlar, Ortadoğu vc Kafkasya'daki çatışmalara "irrasyonel" ya da "barbar" eylemler mantığı dışından bakabilmesi. FUSUN USTEL on birkaç yıldır yayın dünyamızda kendini kitap satışlarındaki artışla İL^/göstcrcn bir canlılık söz konusu. Özelliklc bclırli türler, yayıncılar için ncredeyse kesin gözüylc bakılan bir satışı önceden gaıantiliyor. Araştırma ve bilgiden çok, yazarmın kimliğiyle bütünleş miş, kişisel kanaatc dayalı, dost meclislerindcki tartışma vc polcınikler için pratik reçeteler sunan, sorunları popülarizc ederken aynı zamanda da vulgarize eden kitaplar okurların ilgisini çekiyor. Bu ara da uzun vc dcrinlcmcsinc incelemelere dayanan, dolayısıyla ürünün sahibi açısından oldıığu kadar tüketıci açısından da yoğun bir çaba vc özcn gercktiren bilimsel yapıtlar da, omırlıı bekleyişlerini siirdürüyorjar. Yayın dünyamızdan sessiz sedasız ge çcn başyapıtlardan biri dc Steianos Yera simos'un 1994 yılı sonunda llctişinı Yayınları'ndan çıkan Milliyetler ve Sınırlar, Balkanlar, Kafkasya ve Ortadoğu. Yaza rın 19861993 döııcınindc çeşitfı yabancı dergilerdc yayımlanan makalclcrirıin belirlı bir izlck içindc sumılduğu bu kitap, tarihin mekânsal (spatialc) boyutu olarak adlandırabileceğ'imi/ bir yaklaşım içinde söz konusu üç bölgede ulusı uevletlerin ortaya çıkışı sürccini, ulusaltı dinsel ve etnik katcgorilerin sivasal sınırlarm çizil mesınde oynadığı rol baölamında iıstclik de günümüzc göndcrmefcr yaparak inccliyor. Dünyanın "yumuşak karnı"nı oluşturan ve soıı kertede kurmaşık bir tarihscl vc jcopolitik /ctnin ü/.crinde yüksclcn Balkanlar, Kafkasya vc Ortadoğu bölgelerinin scrüvenı, Osmanlı'nın son dörtyüz yıllık tarihıylc anlam kazanıyor. Kitabın T. bölümü'nü oılıışturan "Dofiıı Akdeniz ve Balkanlar", daha ilk anda okuru rcsnıi tarilılcrin gözardı etti^i kimi gcrçcklerlc yüz yiizc gctiriyor. Ilki.Doğu vc Batı'nm iç içc geçtiği dünyantn bu bölgesinde I. Dünya Savaşı'nın ortadan sileceği bir dcğil, ama iiç "hasta adam"ın varlığı. Dolayısıyla tüm 19. yüzyıl boyunca Avrupa ve Akdeniz havuztınun, yayıl mayı hcdcflcyen emperyal ulus dcvletler ile yükselmcktc olan dcmokratik vc "millici' düşiincelerin ctkisıylc çözülmc sürecine giren çok uluslıı imparatorluklar arasındaki kaygan bir ittifaklar oyunuyla çok yönlü çatışmalara sahne olmasının bir rastlantı olmadıöı bir kcz daha ortaya çı kıyor. bu ncdcnlc günümüzdc Balkan Yarımadası'nda yaşanan her istikrarsızlık ve çatışma odağı, bizi zorıınlu bir biçimde 19. yüzyıl sonralanna götürüyor. lkinci SAYFA 10 rumlanabilecek bölgedeki etnik milliyctçiliklerin, tam da bu nedenle "ulusdevlctlcşcmcme" (ya da gcç ulus dcvletleş mc) sorunundan kaynaklandıg'ını ortaya koyuyor. Ulusdevletlerin heterojcn yapısının yanı sıra, kimi kez somut tarihscl gcrckçelerin ama genelde siyasal mitolojınin yardımıyla kcndilerini ayrıcalıklı gören etnik grupların, "kurucu ulus" (constitu ent nation) anlayışına sıöınarak talcp vc eylemlerine meşruiyet kazandırma yönündeki çabaları bölgenin bir kcz daha "barut fıçısı" haline gclmcsindeki en önemli ctkenlcrden biri. Dolayısıyla Yera simos'un da ortaya koyduöu gibi, Sovyctler Birliği'nin dağılmasıyıa ortaya çıkan kimi gelişmcler vc çatışma unsurları, "Doğu sorunu'nun çözüme kavuştııramadığının en somut iraılesi olarak ortaya çıkıyor. Kitabın II. bolumundc, ilk yazılı uyuar lıkların vc üç tck tanrılı dinin besigi olan, dolayısıyla da Yerasimos'un ıfadesıylc "dünyanın başka hiçbir yerinde olmauığı kadar çeüşkili görüşleri besleyen bir tari hi derinliöe sahip" Ortadoğu bölgesinin etnik ve dinsel çeşitliliginin birlik cğilim ve ralepleri karşısında mcrkczkaç güçlcri sürekli bir biçimde harekete geçiren özel liklcri, yinc 19. yüzyıla göndermelerde bulunarak inceleniyor. Yerasinıos, Orta doğu'yu 20. yüzyılın başından itibarcn önce ilgi, daha sonra ise nüfuz vc çatışma alanı haline getiren lngiliz, Rus ve Alman sömürgeci serüveni ve petrol olgusundan harekctlc bölgedeki devletlcrin inşa süıe cini ortaya koyuyor. Bu arada "Batılıla rın" sömürgeci serüvenleri ilc Ortado ğu'da ortaya çıktıüı biçimiyle "siyasaldinsel" tonlarla yüklü ulusçıılıığıın çatış ma ve ittifak ekscnlerini araştırıyor. Ozel liklc Ortadoğu'nun bugünkü sınırlarının çizılmcsi sürccindeki "çıkar hcsaplarım" incelediği makalesindc Yerasimos'un, ulusal bir hareket sonucu topraklarını koruıııa kararlılıüını gösteren Türkiye istis nası dışında diğcr dcvletler içiıı yaptıgı gcnclleme öncm taşıyor: "Bugün var olan sınırlar ülkelerin iç Jinamiklerin den bağımsız bir politika sonucunda çı zildiği gibi, bu politika da bugün hâlâ Ortadoğu'nun kaderi üzerinde etkili ol mayı sürdürmektcdir." Bu anlamda jcopolitik rcalizmin yasalarına kurban edilen Ortadoju bölgesi, Ceorges (lorm'un L'Europe et L'Orient, de la Balkanisation a la Libanisation, Histoire d'une modernhe inaccomplie (1991) adlı kitabında da belirttigi gibi, "Lüb rıan'laştımıa"ya uğruyor. Başka bir anla tımla, 19. yüzyıl boyunca Osmanlı Impa ratorluğu'nun Avrupa'daki cyalctlcrinin parça parça gitmesiylc siyasal literatürc giren ve yerel etnik özellikler üzerine kıı rulu minidevletlerin ortaya çıkışına işaret cden "Balkanlaştırma"ya karşılık, dinsel özellikler üzerinde yükselen "Lübnan'laş tırma", Arap doğusunda halen çok sayıaa bulunan dinsel cemaatlcrin "ulusal" kimlikleri üzerine kurulu minidevletleri or taya çıkmasıyla anlam buluyor. Bu dıırum ise, Yerasimos'un II. bölümde yer alan "Arabistan Sınırları" baslıklı makalesindc dile getirdiği görüşle bölgeylc alakalı tüm devletler açısından önemli bir anlam ka zanıyor: "...bugünkü kriz ortamında ka deri belirlenccek olan, yalnız Irak milli CUMHURİYET KİTAP SAYI 278 Etnik ve dinsel çeşitlilik Dünyanın "yumuşak karm" Stefanos Yerasimos'un Incelikll tahlillerlyle ortaya çıkan. Avrupanın barut fıçısı" Balkanlar'da barutun büyük Dölümünün blzzat Batıiı güçler tarafından ateşlendiği gerçeği. nokta ise, Yerasimos'un incc likli tahlillcriyle ortaya çıkan, Avrupanın "barut hçısı" Balkanlar'da barutun büyük bölü müniin bızzat Batılı güçler tarafından areşlendigi gerçcgı. Yukarıda sözii edilen ıki nokta ışığında, AvusturyaMacaristan Arşidükü François l''crdi nand'ın Bosnalı bir Sırplı tarafından öldürülmesıylc başlayan | olaylar zinciri ya da Balkanlar'ın 1. Dünya Savaşı'nın ateşlendiği bölgc olması ayrı bir anlam kazanıyor. Savaşın Bal kanlar'la sınırlı kalmayarak, üç kıtayı içine alacak sonuçlara yol açmasının ardında bölgenin, daha 19. yüzyıl ortalannda başlayan savaş "mcvcudiycti"ni içerdiği gerçeğiylc karşılaşıyorıız. Bu anlamda 1. Dünya Savaşı'nın ertesinde yer alan uluslararası barış konferansları ve gizli diplomasi marifetiyle nalkların iradcsinin dışında çi zilcn yapay sınırlarm, bugünku çatışma unsıırlarını daha ilk atıdan barındırması, bölgenin günümüzıleki istikrarsızlıklarını açıklıyor. Dolayısıyla, gerek 1. Dünya Savaşı'na giden süreçteki çıkar lıesapları, gerekse Batılı güçlerin savaş sonrası sınırlarm çizilmesindeki volontarist tutumları, bir yönüyle "gerçekleşememiş bir misyonun" ifadesi oiarak de yo
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle