22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

oluşturan çcşitli öğelerden, bu öğelerin kendi aralarında kurdukları çeşitli ilişkilcrdcn vc işlcvlerden; kısacası, bir düzenden ve bir anlamda dizimsel bir 'Düzen'den söz ederiz. Şiir, Dil'in tcmel gereci olan sözcükleri kullanır. Dil'in kendisiyse, zaten bir 'Yapı'dır. Saussure, "'Sözcük' yerine 'Öğe'yi kullanunca, dizge kavramı gelir gözümün önüne" dcr. Bu yüzdcn bir şiır kitabı her şeyden önce bir 'Yapı'dır; Saussurc'ü izleyerek söylerscm 'Dizge'dir. Işte bu Dizge/Yapı'yı oluşturan çeşitli karşıtlıklar ve çeşitli öğelerin kendi aralannda kurduğu ilişkiler vardır. Öğeler: Imge; Söyleyiş; Anlatım; göstcrgelerin seçimi, bağdaştınlması ve onlaruan çeşitli anlamlarda yararlanmak; çeşitli göndergesel anlamlar; yan anlamlar; ses öğelerinden yararlanmak; ölcü; ritm; noktalama imleri; biçirn ve dana pek çok şeyden oluşur. Ben aslında 'Yapı'ya ilişkin bir ısrarın peşinde değilim; yalnızca 'Şiir' yazmakta ısrarhyım o kadar; vc bıınun bir 'Yapı' kurmaktan başka bir yolunun olduğunu da sanınıyorunı. Şairin işi, birçok parçayı yeni bir şekilde bir araya getirmektir. Kısaca bir "Estetik Kod" yaratmaktır. Bu ise yalnızca kendine ait bir Yapı'yı kurnıakla mümkündür. tmla ile ne alıp vcremediğın var? Kendine ait hazı ıtnlcr kullanıyorsun ştırlenndc Bunlar, unın \ıirının semanlik yapılanmasında ne gıbı ı\lev goruyorlar'1 Roland Barthes, bazı önemli bilgileri ayraç içinde verir; bu ona ait özel br anlatım tekniğidir. Benimse, aslında, imla ile bir alıp veremediğim y°k; özellikle kendime ait imlerim olsun diye de yaptığım bir şey değil bu. Bir ressamın, bir hcykeltıraşın, nangi teknik ve malzemeyi kul landığını sorgulayabiliyor muyuz? "Şunu kullan, bunu kullanma!" diyebiliyor muyuz? Önemli olan, sonuçta ortaya çıkan 'Ürün'ün kcndisi dcğil midir? Peki benim şiirimdeki bu 'Imla' meselesi nedir? Önce 'lmla'ya, şiirimde dizenin nabzını düzenleyen bir tür 'Sempatik' vc 'Parascmpatik' sistemler gibi baktığımı söylemeliyim. "Dizenin disiplinini sağlayan ritm"le ilgili bir durumdur bu. Aslında ben Dize'yi, çeşitli öğelerin oluşturduğu bir "Birfeşim' olarak görürüm. Her öğe, kendisi g , aynı uzamgibi, y ğ, d yer alan diğer öğeyi önceleyen ve l di öi öl da sonralayan diğcr öğelerle ktırduğu ilişg ğ kilere göre 'Değer'ini bulıır;; ve y aldıycr ğı D i ' Dize'ye b l bağlanır. Yi Yinc b ö bu ögclcrin oluşturauğu çağrışım alanlarından, çe şitli bağıntıların oluşturduğu scs vc anlam öbeklerinden söz edilebilir. Yani bir anlamda, bu oğelcr y:i da obekler kendi aralannda sını(1andırılabilirler. Böyle bir çalışma yapıldığında, 'İmla'nın benim ijiirimin 'Scmantik' yapı lanmasındaki işlcvı daha açık bir şekilde görülebilir. CUMHURİYET KİTAP SAYI 278 C Zaman zaman dizelcri kırıp öğeleri her şiirsel metin, yalnızca şimdiki zaarçalayarak, sözcüklcri vc seslemleri manda değil, geçmiş ve gelecek herhanirbirinden uzaklaştırmamı; sö/cükler gi bir zaman diliminde de aynı tazelik arasında boşlııklar bırakmamı; bir dize vc güzelliği üzerinde taşır diye düşünüyi başka bir dizeye yakınlastırabilmemi; rüm. ögelere 'özel' bir çekim alanı sa^layaBaşka bir anlamda, benim şiirlerimbilmemi; kısacası, anlaını 'ükuma'ya den onların şiirlerine ya da tam tersi bağlayabilmcmi sağlayan bir ctkinliği, onların şiirlerinden benim şiirlerime yabir anlamda 'lmla'ya borçluyum diyebi pılan göndermeler (Atıflar) vardır; ve lirim. şiir için bu, son dercce gerekli ve doğalAyrıca 'imla'nın dize içerisinde oluş dır. Herhalde 'Okur'dan söz etmemizin turduğu boşlııklar, bazen aynı şıır içindeki başka öğelerle veya başka şiirler vakti geldi artık. Henüz bana ait bir dcki başlca başka öğelerle, okurun ken okurun olup olmadığını bilmiyorum. di istcdiği bir şekilde doldurulabilirlcr. Benim için oldukça sıkıcı bir durum Yani bağımsız olarak her 'Öğe', bu. "Cıül Odası" aenen yumağı açrnak Okur'un zihnindc kendine ait 'Çağn için, hangi ipucunu, nasıl verebilirim bilemiyorum? Bir kere sıradan okuru şımsal Alanlar' oluşturabılsın diye bıra bcvmiyoruz. Onlara niçin kendilcrini ilkılmış boşluklardır bunlar. Necafıeıl, "Şıırgecmışe atıflarla ıler gilendirmeyen ipuçlarını vereyim? Bu ler" diyordu C!ül Odası, Nccatıgıl'in bu yersiz bir gevezclik olmaz mı? önermcst ışığında kurulmui gıbı görünü Gerçck okur içinse, "Görünmeyen yor Yogun ve tıncırleîne bir atıflar yu söz sandığının 'görünen' anahrarlan"nı mağı CJÜI ödası llant, okt4ra bu yuma ve bazı 'Anahtar Sözcükler'i, görülebiH çnzme<iinde yardımcı olacak bazt tpuç lecek yerlere bıraktım, "Gül Oda'arı versen diyorum. sı"ndan, onları bircr bircr toplayıp, asıl Necatigil'in "Şiir ipuçlarını öğrenmek için 'Ben'imle buluşabilirlcr. Bence bu çok daha keyifli gcçmişc atıHarla ve güzel. ilerler" sözü üzerin de biraz durmalıyız. Barthes'dan yola çıkarak 'yazılari bir Ben bu sözü, hep şıırtn olduğunu söylemek mümkün. Bu rnctinler arası bir haglamda 'Yazı, şıırtn neresinde durur ilişki gibi algılamak sencc? isterim. Bu yüzdcn, 'Yazılan' (Belki de 'Yapılan') bir şi yı/. Barthes, 'Yazı'yı, Dil ile Biçem ara sındaki bilimsel bir gerçek olarak tanımlar. 'Dil'se, "... sözün içinden geçen bir doğa gibidir." "Günümüzde bütün yazın bir dil sorunsalıdır" der. Ve bu noktada, yazını bir 'Nesne' olarak bcnimser. Böylece her 'yazı' yazan, "...yolunun üstündc bulduğu şu nesnebiçim karşısında bir evcilleştirme çabasına girer . Biçim bir "Nesne" gibi asılı durur gözlerinin önünde... Önceliklc, Barthes'ı izleyerek 'Yazı'nın bir 'Dil' sorunsalı olduğunu; ve Dil'in bir 'Nesne' gibi benimsenmesi gerektiğini belirtmeliyim. Çünkü Yazı'da, Dil'in göstergeler dizgesini kullanır; tıpkı şiir gibi. Kelimeler, "NesneSözcükler gibi görünmelidir günümüze. Giderek şiirler ve bir şiir kitabımn kendisi, bir tablo veya bir neykeli andıran plastik bir sanat eseri gibi durmalıdır karşımızda. Böyle baktığımızda 'Yazı' parçalanmıştır; şiire ait bir Yazı'dan söz ctmek, diğer yazıların tümünden ve herhangi bir yazıdan söz ctmektcn farklı bir şeydir artık. 'Yazı' dille şairin arasında bir bölgede istiridyenin içinc düşen bir çiğ tanesi gibidir; 'Yazı' şiirin içinde bir yerde durur, ve zamanla olgunlaşıp, ağır ve iri giiller gibi görünürler gözümüze. Her iyi \iir belli bir 'poetik omurga etrafında hiçtmlenır Senın $iirinın 'poetik omurgast' üzerine neler söylemek ıstertın ? 92 Necatigil Ö d ü l ü ' n ü alman doiayısyal, seninle Cumhuriyet Kitap Eki'nde yapmış olduğumuz söyleşide; ilk defa bu ^Poetik Omurga" lafını edip, konuşmuştuk. O söyleşide şöyle demiştin: "Gerek belirtilme düzleminde, gerekse derin yapıda, tek tek şiirlerin anlamsal ve stilistlik boyutlarını aşan vc sonuçta onlan büyük bir biitü nün parçaları halinc gctircn bir örgü, bir ağ, bir terkip kurmak zorundasınız. tste bu ağ/örgü/yapı ancak bir "P(x.'tik Omurga" niteliğinaedir. Şiir Dİlgisi; aknlama, yorumlama vc değerlendirme farklılığı; bir şiir kurabilme yeteneği ve bilinçlilik durumu; dile hakim olmak; standart dilden kopmak; bir yapı kurabilme hüneri vb. şcylere, özel olarak eklemek istediğim tek bir şey var: "Dilbilim ve Çağdaş Dilbı lim Kuramlan"yla ilişkiler kurmak. Butün bunlar benim şiirimin de "Poetik Omurga"sını oluşturur.* 'Gül' Odası / O%man llakan A />'/ ıratı Yayınalık /55 s SAYFA 13 irin olduğunu söylemek elbette müm kün. Ama önce, şiire ait 'Yazı'nın ne olduğunu ve diğcr yazı türlerinden gösterdiği farklılıklan konuşmak zorunda Osman Hakan .Behcet Necatlgii ödul töreninde.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle