Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Paul Feyerabend, "Akla Veda" aiyor. Akla karşı mı? Bu soruyu "Evet" diyc yanıtlamak haksızhk olur. O daha çok, aklın diktatörlüğünc, hcr zaman, her yerde, akılcı olarak davrananlara, en fazla da böyle davranılması gerektiğine inanıp bunu başkalarına diktatörce dayatanıara karşı. Bu gibilere "aklofaşist" diyor. GURHANTÜMER e tür kitapları daha çok scversiniz? Düşüncelerinizi, inançlarınızı destckleyenleri, pekiştirenleri, "teyid" edenleri, dolayısıyla, rahatınızı bozma yanları mı, yoksa tam tersine, onlari altüst edenleri, sizi kuşkuya düşürcnleri, kendinizc güveninizi sarsanları, dolayısıyla da, rahatınızı kaçıranları mı? Eğer ikincileıden yanaysanız ve "Aklın yolu en doğru yoldur", "Hcr şeyın en doğrusunu bılim bilır", "Çağımız artık uzmanların çağıdır, onların söylediklerini can kulağıyla dinleıneliyiz, onların önerdiklerini yapmalıyız", "Nesnel olmalıyız", "Bir Batılı gibi davranmalıyız" diyenler denseniz, o zaman, ben de derim ki: Paul Fcycrabend'in, "Akla Veda" adlı kitabını okuyun, çiinkü l;eyerabend, bu yapıtında, bütün bunları, yani aklı, bilimi, uziiHinları, ncsnclciliği, Batı'yı, bir güzel sorguluyor, silkeliyor, onları büsbütün alaşağı ctmiyorsa da, hizaya geririyor, on lara daha bir kuşkııyla bakmamıza neden oluyor. Hcrhangi bir yanhş. anlaşılmayı önlemek için şunu hcmcn belirteyim: Bütün bunlara karşı çıkan, "Aklı bırak imana gcl", "Bilim gâvur ışidir", "Batı Şeytan'ın ta kendisidir" diyen, ama akıldan nasibini almamış, bilimin "b"sinden haberi olmayan, Batı'yı bilmcycn bir sürü ebleh var. Oysa, Avusturya asıllı ABD'li filozof Paul Karl Feyerabend bu gibilerdcn değil. Vi yana Müzik Akademisi'nde okumuş, Viyana Bilinıler ve.Güzcl Sanatlar Enstitüsü'ııde, Bristol Ünivçrsitesi'nde, Berkelcy'dcki Califomia Üniversitesi'ndc ve Zürih'te derslcr vermiş. Kuantum fiziğini de, Mach'ın felsefesini de iyi biliyor. Unlü Wittgenstein ile çalışmak istcmiş ama, o ölüncc cn az ontın kadar ünlü, adaşı Karl Poppcr'in öğrcncisi olmuş. Işte bu kişi, "Akla Veda" diyor. Akla karşı mı? Bu soruyu "Evct" diye yanıtlamak haksızhk olur. () daha çok, aklın diktatörlüğünc, her zaman, her ycrde, akılcı olarak davrananlara, en fazla da, böyle davranılması gerektiğine inanıp, bunu başkalarına diktatörcc dayatanlara karşı. Bu gibilere "aklofaşist" diyor. "Po zitivizm fincanında küçük bir hava kabar cığı" olarak nıtelediği (s. 340) hocası Popper'i, "zamanınıızın (...) genel akılcılık karşıtı havasından" yakınıp, akıl ve uygarlık adma, işlcnmiş suçlara niç değinmemekle" suçluyor. (s. 360) Feyerabend, kitabının bir yerinde şıı sapramayı yapı yor: "Soylu Akıl, neredeyse hiçbir zaman N Paul Feyerabend ya da bir antiaklofaşist 'Akla Veda' etmeli mi? Burada, konunun bir başka yönü gündeme gcliyor. F'eyera bend, Batılıların bu dayatmayı birbirlerine karşı uyguladıklarıııı da söylüyor ama, buuygulamadan asıl zararı, Üçüncü Dünya halklarının gördükleri ni vurguluyor. Bilindiği gibi, Batı, materyalistlere görc, Blllmsel bilgJ Amerikan Kızıldcrilileri üzerinBilime gelince: Feyerabend dc dc, Afrika halkları üzerindc bilimin kcndisinc elbette ki de, Çinlilcr üzcrinde de, onları karşı değil. Ama onunla ilgili birtakım maddi olarak sömürmek için egemenlik şeylere karşı. Şöyle ki: Bilimin, hele kimi kurmuştıır. Bu arada, misyonerleri aracJı konular söz konusu olduğunda, tek yol öıyla, onlara kendi dinini de dayatmıştır. oldıığuna inanmıyor,. Böyle düşüncn da Misyonerlerin tümünün emperyalizmin ha başkaları da vardır. Bunların birçoğu, maşası, çıkarcı insanlar olduklarını ileri akılla oluşturulan bilimscl bilginin karşı sürmek bence hakça olmaz. Onlar, Hırissına, imanla oluşturulan fizikötesi inanç tiyan dininin en doğru din olduğuna inaları koyarlar. Ama Feyerabend'in yaklaşı nıyorlardı, ötckilcri, onun için Hıristiyan mı biraz daha farklı. Bir iki yerde Home yapmava çalısıyorlardı. Bütün bunlar bili ros'un taıırılarına vc kiliscye, din adamla niyor, bütün bunlar eleştirildi ve herkesin ruıa değinse de, onun öteki dünyayla pek değilse bile, kimilerinıizin, özellikle de işi yok. Yani aklın, bilimin kimi yönlerıne, aydınlarımızın, bütün bunları kabul etbir mistik, bir imancı olduğu için karşı mesi, laik kişiler olarak, herkesin, istediği çıkmıyor. Onun işi bu dünyayla ve bu dine, istediği dine, istediği inanca sahip dünyanın, her zaman vc mutlaka, akıl ve olmasını hoş görmemesi artık kolay. Bu bilim aracılıgıyla kavranamayacağını ve alandaki engefler, hepimiz içiıı degilse de, yönctilemeyereğini ileri sürüyor. Karşı bir bölümümüz için asıldı. Ama Fcycraçıktığı en önenılı şey de, az önce de be bend'in, bu kitabındaki yaklaşımı, daha firttiğim gibi, akılcıların ve bilimcilerin, doftrusu savı, daha başka. O, yalnızca kendı kavramlarını, kcndi açıklamalannı inancın ve imanın değil, aklın ve bilimin ve bunlardan kaynaklanan yaşam biçim dc göreli olduğunu, akılcılığın, bilimcililerini, başkalarına dayatmaları. ğin, gerçeğe ulaşmanın yolıarından yal 'mağrur' ve 'ycnilmez' değil dir; peygamberler, satış me murları, politikacılar onu her zaman ayakJar altına alır, aklın sönde yoldaşları niyctlcrinc uygun düşecek şekilde onu her zaman cğcr, büker, bozarlar" (s. 129) Doğru değil mi? tek yolu olmadığını ve ötekilerden, mutlaka ve her zaman üstün olmadığını ileri sürüyor, akılcı olmayan, bilimin bulgularına görc yaşamayan, öylc davranmayan toplumları, Batı'nın bu yola sokmaya çalışmasını, nclc bunu despotça yapmasını elcştiriyor. Bir kez daha vurgulayayım: Çoğumuz, bilimin vayılması için bile olsa, despotizmi kolayca suçlayabiliriz. Ama öyle sanıyorum ki, çoğumuz, aklın, bilimin, dikkat ediniz, öteki dünyaya ilişkin değil, bu dünyaya ilişkin işlerde tahtlarından indirilmelcrini kolay kolay kabullenemcyiz. Şimdi, Feyerabend'in yukarıda kcndi sözcüklcrinıle dile getirdigım dii şüncclcrini, savlarını, doğrudan doğruya onun kitabından yapacağını alıntılarla ortaya koymak istiyorum. ' Bakunin, 'tüm rejim lerin en aristokratı, en despotu, en kurnaz veen seçkincisi olan bilimscl aklın iktidarını' önceden görmüştü" (s. 53). "... Bilim', tek bir yol bildiği ve tek bir sesle konuştu ğu söylenen yekpare, do ğa üstü ucube' (s. 40). "Bilimci ve biiimci olmayan kültürler arasında bilimci dcğcrlere dayanılarak yapılacak bilimscl bir karşılaştırmanın mutlaka birinciler lchine sonuçlanacağı hiç de kesin değildir" (s. 43). "Bu, bilimi itham etmek değildir, yalnızca bir kcrc daha diğer yaşam biçimleri karşısında bilimi seçmenin hiç de bilimsel bir seçim olmadığını söylcmektir" (s. 44). "Bazı bi lim adamları, bilimi önüne cıkan her şcyi ezip geçen bir buldozer gibi görüyor (s. 49). "Ben bilimi ve Batı akılcılığını diğer geleneklere tercih etmek için hiçbir 'nesnel' gerekçe olmadığı iddiasındayım." (s 358) "Akla Veda"nın yazarı, aklı, bilimi silkelediği gibi, uzmanları da silkcliyor. Evet, bircoğumuz, çağdaş olduğumuz ya da öylc olduğumııza inandığımız, öyle ol mak istediğimiz için, çağınıızın bir uzmanlar çağı olduğu, doğruyu onların bildikleri inancına sıcak bakınaz mıyız? Oysa Feyerabend, uzmanların fetvaları için şöylc diyor: "Clözden geçirilmelidir, insanî ilgi ve kaygıları ve onlardan sökün eden değerleri de içine alan daha engin bir bakış açısına görc tartıya vurulmalıdır, bilimin gerçeklik üzerindeki iddiaları bu değerlere rers düşmeyecek şekilde düzel tilmelidir" (s. 313). Kaldı ki, yine ona göre, "... Tcmcl sorunlar [örneğin cğitim, savaş, suç vb.], hakkında uzmanların da eüya onlara akıl danışacak halk kesimleri kadar kafası ka rışıktır ve önerecekleri çözüm yolları en az sağduyuda örtük halae mevcut yollar CUMHURİYET KİTAP SAYI 278 nızca biri olduğunu, ama SAYFA 10