Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ayrıntılar önemlidir! MILLETLER VE MILLİYETÇİÜK/EJ. Hobsbavrm Insanlık tarihi ile kıyaslandığında "vatan", "bayrak", "milli birlik ve beraberlik" gibi kavramların yaklaşık iki yüzyıl gibi oldukça kısa bir tarihi olduğu görülür. Yaşadığımız coğrafyada ise çok daha kısa bir geçmişe sahiptirler. Uğruna milyonlarca insanın öldüğü, sürgün yaşadığı bu kavramlar varlıklarını diğer insanları "dışlayarak" sürdürmektedirler: Düşmansız yapamazlar, yoksa yaratırlar... Kafkaslar ve Balkanlar'daki ertelenmiş "milli" sorunlara komşu olunur, Ortadoğu gibi hiç durulmayan "etnik" ve "dini" karmaşanın ortasında yaşanır, Avrupa'da boy gösteren milliyetçiliğin gayri meşru beslemesi olan "ırkçı" saldırılara maruz kalınırken aynı "milliyetçi" mantığın ürünü olan "21. yüzyıl Türk asrı olacaktır" türü kışkırtıcı söylemlerin "barış'la bir ilgisi olmadığı ortadadır. "İçe kapanarak kendini dışa dayatmak" mantığı, insanların birbirine artık "çok yakın" olduğu çağımızda insanlık kültürünü zenginleştirme çabasına girmektense, ucuz hamaset edebiyatı yaparak yeni "şiddet tohumları" ekmek anlamına gelmektedir. Ünlü tarihçi E. J. Hobsbavvm bu kitapta "millet ve milliyetçilik" serüvenini derinlemesine inceliyor. Son iki yüzyıllık tarihin bulanık sularından çarpıcı sonuçlar çıkararak milliyetçiliğin insanların zenginlesen kimlik arayışlarının çok gerisinde kalan ve "geleceği olmayan" bir eğilim olduğunu saptıyor. Türkçe basıma yazdığı önsözde ise Rus, Sırp ve Türk milliyetçilığinin lehlikelerine dikkat çekiyor Tarih Ç*v.t Oıman Akınhay BEYİN İĞFAL ŞEBEKESİ/Armand Mattelart İncelem« Çev.ı lyın Oürbüz Uluslararası Reklamcılılc 198O'li yıllar "iktisadi aklın" rönesans yıllarıdır! Neoliberalizmin vatanı Amerika'nın öncülüğünü yaptığı "eşitlik yerine özgürlük" sloganının, aslında, şirketler için "ticari ifade özgürlüğü"nden başka bir şey olmadığı ortaya çıkmış, kutsallaştırılmış bir kavram olan "piyasa" bireysel ve kolektif hayata sızarak, demokrasi ve özgürlüğün gündelik hayattaki yaşanma alanlarını tahrip etmiştir. "Yükselen değerler"in en gözde mesleği olan reklamcılık, "seçkin", "bireyci" girişimcilerinin, bütün dünyayı işgal eden gazeteleri, pembe dizilerl, yarışma programlarını, uydu yaymlarını "becerikli" bir biçimde kullanması sayesinde dünyayı tek bir imge pazarına dönüştürmüş, cilalı ürünlerin satılması için beyinlerin standartlaşmasını, iğfale uygun hale gelmesini sağlamıştır. Alınan, satılan şeyin, isim, marka ve hayale dönüştüğü günümüzde "alışveriş" bile sahiciliğini yitirmiş, simülatif bir "değiş tokuş"a dönüşmüştür. Reklamcılar, cuntaların halkla ilişkilerini üstlenip, demokratik girişimler aleyhine kamuoyu hazırlamışlar ve her türlü partinin seçim kampanyasını yürütmüşlerdir. Kimi markaları dünyanın her yerinde mevcut ve "arzulanır" kılanlar; aynı ürünü değişik ülkelerde farklı imajlarla pazarla yanlar, hayali ihtiyaçlar yaratanlar yeni dünya düzensizliğinin "parlak" aklörleri olan reklamcılardır. Mattelart'ın çok sayıda örnekle beslenen bu ciddi ve sabır ürünü araştırması, yeni ve eleştirel bir muhalefet anlayışının inşasına imkân sağlamaktadır. Hayatı, "yükselen değerlerin cazibesinden uzak durarak anlamak isteyenler; ilanların, kliplerin, reklam filmlerinin sahte parıltısından başka kaygılar taşıyanlar ve beyinlerinin nasıl, niçin ve kimler tarafından iğfal edildiğini merak edenler için vazgeçilmez bir kitap...Beyin iğfal Şebekesi. AKLA VEDA / Paul Feyerabend İncelem* / Ç«v. Irtvğrvl Bay*r Özgürlükçü düşüncenin en önemli isimlerinden olan Feyerabend bu kitabında putkırıcılığını son kerteye vardırıyor. Akıl'la vedalaşıp onu "azat ediyor." Amacı ne peki? Tarihi, aydınlıkla karanlığın amansız savaşı diye görenlerin sandığı gibi bizi "ortaçağ karanlıklarfna döndürmek, hatta "mağara adamı"na çevirmek mi istiyor? Akılcılığa karşı dogmatizmi mi savunuyor; "kahrolsun bilim", "yaşasın din" mi diyor? Hayırl Feyerabend dogmatizmden değil kültürel çeşitlilikten yana! Ona göre, Batı bilimciliği, yerel gelenekleri yok ederek dünyayı tektipleştirir ve birçok toplumsal ve ekolojik soruna yol açar. Batı bütün bunları yaparken, kendini "/ • hep Akıl ve Nesnellik kavramlarıyla meşrulaştırmaya çalıştığı için de, bu büyük harfli "Akıl"dankurtulmayı amaçlar Feyerabend. Düşünmeye değil, düşünceyi ve aklı dar sınırlar içine hapseden akılcılık benzeri düşünme(me) kalıplarına karşı çıkar. İnsanlığa büyük hizmetleri olduğunu düşündüğü bilim pratiğini ve bir faaliyet olarak bilimi sonuna kadar destekler. Bilimadamlarını insani ve toplumsal kaygılarla hiçbir bağı olmayan tümevarım makinelerine çeviren, bilimin tüm diğer insani girişimleri hükümsüz kıldığına inanan ve bilimi akılcı bir yöntem'e indirgeyerek yurttaşlar üzerinde, onların denetimi dışında kalan, bir iktidarodağı haline getiren teorilere saldırır. Bilginin aşırı uzmanlaşmasının tehlikelerine dikkat çekerek bilimin demokratikleştirilmesinden yana olur. Bilimsel bilginin, insani ilgi ve değerleri içine alan daha geniş bir bakış açısına, insani doğa ve toplumdan ayrı değil onun bir parçası olarak gören bir tavra, bir felsefeye göre tartıya vurulması gerektiğini savunur. Bu tavrı geliştirecek olanlar da bilimadamları ya da "doğruluk", "Akıl" gibi soyut fikirlerin müptelası olan entelektüeller değil, yurttaşların kendileridir ona göre. YAKINDA: ZEN VE MOTOSİKLET BAKIM SANATI/Robert Pirsig; GÜÇLÜ DEMOKRASİYeni Bir Çağ İçin Katılımcı Slyasft/Benjamin Barber; BAYKUŞ ÇIĞLIĞI/Patricia Highsmith ÖZNE VE İKTİDARSiyaset ve Etlk Yazılerı/Mıchel Foucault; FRANSIZ TEGMENİN KADINI/ John Fovvles; KÖTÜLÜĞUN ŞEFFAFLIĞI/Jean Baudrillard Piyer Loii Cad. 17/2 34400 Çomberlıtaş/lstanbul Tel: (0 212) 516 76 19 Fax: (0 212) 516 45 77 AYUNT1 AYRINTI • ^ • mw mjr m •• l # I 1 % uV Mm I « YAYINLARI "Cehenneme Övğü"nün korsan baskısı yapılrnıştır. Yazarın, yayınevının emeğini gasp eden bu uygulamaya karşı okuru dikkatli olmaya son derece kötü basılmış bu korsan baskıdan bulunduran kitapçıları ve sergıcileri ıkaz ederek adreslerini yayınevine bıldırmeye çağırıyoruz