Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Değişik kurgulu bir romanöykü: Ten Bir yapboz oyununun parçaları gibi... MUZAFFER UYGUNER Yükü U ykusuz Gece Düşleri adlı öykü kitabının yazan Attıla Şenkon, bu kcz de dcğişik kurgulamalı bir roman dıyebıleceğımız Ten Yükü ile okurun karşısında. tlk kitabındakı öyküler, adında da görüldüğü üzcre, düşsel kurgulamalar ile ortaya konulmuştu. Ten YUkü de bir bakıma bir öyküler kitabı; ama, bunlar birbırini bütünleycrck bir roman da ortaya koymaktadır. Evet, Ten Yükü bir öyküler kitabı. öyküler, bazı ipuçlarıyla birbırıne bağli. Bu bakımdan, yazar, bu öykülerin her birini yapboz oyununun parçalanna benzetmektedir. Bir araya getirildiklennde de yapboz çocuk oyunundaki gibi değişik bir tablo oluşturmaktadır bu öyküler. Bu açıdan, kitap bir roman olarak da betimlenebılır. Şenkon, bu kitabı ile ilgili olarak şunları açıklamıştır: "Öyküyü tamamladığımda, daha önce başıma gelmeyen garip bir huzursuzluk yaşadım. Oykü bitmişti; ama, benim kendi iç hesaplaşmam bitmemişti. Kahramanlanma haksızlık ettığimı, onlan orta ycrde kırık dökük bıraktığımı düşünüyordum. Mıne, Sedat ve Tamer'in yaşadıklan parçalanıştan sonra ne yaptıklanm, iki çocukluk arkadaşının aradan geçen yıllarda nasıl bu denlı değışebildiklerini merak ediyordum. Bir süre sonra, yeni bir öykü yazmak ıçin masaya oturduğumda, kâğıdın üzerinde kahramanlanmın çocukluklanyla karşılaştım. Beni, geçmişlerini araştırmaya onlar zorladılar. Sedat ile Tamcr arasındaki ilişkiler, Mıne'nin kuşkulan, Mıne'nin ıhanct konusundaki düşünceleri bu öykülerde ele alınmıştır. Bu bağlantılar, yapboz parçaları gibi birbirine bağlıdır. Bilindiği üzere, yapboz oyunu, birtakım parçalann bir araya getirilmesiyle oluşan ve daha çok çocukları ilgilcndiren bir oyundur. "Parçalıan birleştirmenin her hareketi, bu parçalann üreticisi tarafından kendilennden öncc tekrarlanmıştır. Eline aldığı. incelediği her parça, denedıği her olasılık, her sezgi bir başkası tarafından hesaplanmış, düşünülmüş, kararlaştırılmıştır". Buradakı öykülerı de Şenkon böylece düşünerek yazmıştır. Kendisının de belirttıği gibi, ilk öyküde ("Ten Yükü") yazar ile öykü kahramanı kavga eder; öykü bu kavganın çevresınde bazı gerçeklerı ortaya koyar. Değişik bir öykü kurgıılaması bu kavgayı somutlaştırır. "Yürekte Kanat Sesleri", kahramanın bazı yaşantılanndan duyulan kuşkularla başlar, Sedat ile Tamer'in çocuklukta başlayan yakinlıkları, bir psikoloğun önünde ayrıntılı olarak ve değişik bir kurgu içinde anlatılır. Yürekte kanat sesleri, bir sevgının, duygulanışın ilk belirtileri olarak yorumlanmıştır. Mıne, kocasının cski arkadaşıyla bir eşcinsel ılişkisı oldugundan kuşkulanmaktadır. Oysa bu öyküde, psikolog "kanat seslen "Ten Yükü" bir öyküler kitabı. Öyküler, bazı ipuçlanyla birbirine bağlı. Bu bakımdan, yazar, bu öykülerin her birini yapboz oyununun parçalanna benzetmektedir. Bir araya getirildiklerinde de yapboz oyunundaki gibi değişik bir tablo oluşturrnakta öyküler. Bu açıdan, kitap bir roman olarak da nitelenebilir. kuşkulandığınız gıbı eşcinsel bir davranış belirtisi değil, aşırı bir duyarlığın kanıtı bence. Kabına sığmayan bir sevgiyi anlatmak için kullanılabilecek en iyı" tümcedir, der. Sedat ile Tamer'in cocukluğa dayanan yakınlıkları Sedat'ın Mine ile evlenmesindcn sonra da sürüp gider. Mine'nin Tamer'e ilgi duyması ortalığı altüst eden bir olaydır. Bu karmaşa, Sedat ile tamer arasında eşcinsel ilişki kuşkusu ortaya değişik olaylar çıkarır. Mine, Sedat'tan soğumuştur. Ikisinden de iğrendiğini belirtir. "Dokunuşların, okşayışların, öpüşlerin ağır bir yük gibi geliyor şimdi. Taşıyamayacağım ve asla kurtulamayacağım yapış yapış bir ten yükü" dıyerck aynlır (s. 23). "Sanya Boyalı Ihanet" öyküsünde ise, Mıne, "Bu pislik tenimden kazınmadıkça, ondan tamamen nasıl kurtulabılirım?" diye düşünür, hamama gidip iyice kirlerinı atmaya çalışır; ama başka bir yol düşünür. Ona göre, "Ihanetın ilacı ihanetmiş. Başka türlü çıkmazmış bu lcke" (s. 77). Başka bir öyküde ise "Yaşam temize çekilemiyor. Bir tek ölüm her şeyin üstünü örtcbilir" diye de düşünür Mine. öykülerde yazar ile kahramanlann catışmaları hep vardır. Yazar, "Yürekte Kanat Seslcri"nde psikologa gidince şunları söyler: "Onun eşcinsel oldugundan kuşkulanıyonım. Bu kuşku da beni çok rahatsız ediyor. Az önce söylediginiz gibi, onu yaratan benim. Yani, her davranışından ben sorumluyum aslında. Ne kı, yazdığım satırlarda tanıyamıyorum onu. Bana, kahramanımı anlamamda yardımcı olabilir misiniz?" (s. 29). Bu öyküde, "Okur, kahramanla yazan özdeşleştirmeye çalışır" düşüncesini de ortaya atar yazar. Sonra da, "Davranışları zaman zaman örtüşse de hıçbır kahraman bütünüyle yazarın kendisi değıldır. Ayn bir kimlığı, kışıliğı vardır onun da" diyerek (s. 30) açıklamada bulunur. Bu, hem bu öykülerdeki kişıler için, hem de genel olarak yazar/kışı ayırımı ıçın üzerinde durulması gereken bir söyleyiştır. "Bir Öykünün Öyküsü"nde ise, yazar şöyle yakınmaktadır: "Çenesi düşmüştü öykümün. Söz hakkı tanımıyor, ürettiği fikirlerle diledığı yöne çekerek planlamadığım yerlerde dolaştırıyordu beni" (s. 49). Şenkon, bu öykülerdeki olaylann düşsel nitelikte olduğunu böylece belırtmektedır. Bu düşselliğin gerçekleri de ortaya koyduğunu söylemek gerekıyor. Toplumdakı gerçekleri değişik kurgulamalarla, birbirine de kişıler ve olaylarla bağlayarak yazmıştır. Her öyküde değişik bir kurgulama, değişik bir anlatım vardır. Ten Yükü'nün kişileri, hem yakınlıkları hem de dcğışık kişilikleri ile çıkmaktadır karşımıza. Şenkon, hem öykülerdeki değişik kurgulamalan, hem de bu öykülerin bırbinne bağlantılan ile değişik bir kitap ortaya koymuştur. Yalın bır anlatım ile bu kurgulamalar gerçekleri göstermektedir. Ten Yükü/ Attila Şenkon/ Öyküler/ Ümit Yayınevi/Ankara W95/93s Attila Şenkon kücük öykülert bUtünleyerek ve küçük Ipuçlanyla bafllayarak bir roman oiuşturmus SAYFA 14 CUMHURİYET KİTAP SAYI 275