22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

TOKTAMIŞ ATEŞ B ızde oldukça yaygın bır inanış vardır. Uatı'da "anı yazma" oldukça yaygın olmasına karşın, bizım insanlarımızın bu konuda çok tembcl olduğu ve anılannı yazmadıkları söylcnır. Vc doğrusu ben de bu inanışı paylaşanlardan binyim. Fakat son 7amanlarda neredeyse peş pcşc diycbıleceğimiz bir biçimde anılar yayımlanmaya başlandı. Yayımlaııan anılar genellikle "sıyasal ağırlıklı" anılar oluyor. Kimi siyasetçilerimiz anılanm yaşadıkları dönemde yaytmlıyorlar. 27 Mayıs gibi, 12 Mart gibı ve 12 Eylül gibi "dönemeç noktalannın" bir dizi olayı, bu tür anılara konu oldu. Aynı biçimde diplomallarımız da anılanm yayınmlamaya basjadılar. Çoğu kez biraz da cspri katarak yazdıklan anıları zevkle okumaktayız. Kimi dıplomasi ustalarımızın, aynı zamanda "üslup ustası" olduklarını bu vesile ıle öğrenmiş. olduk. Ama benım asıl bcklediğim şey ya da olmamasından çok yakındığım şey, yakın tarihımızlc ılgilı anılann olmamasıydı. Her ne kadar o dönemı yaijamış bazı asker ve sivil bürokratların kıtaplan var ıdiyse de ve tektük dc olsa, kımı anılar yayımlanmışsa da, gene dc bu alanda büyük bir bo^luk ve eksiklik vardı. Anılar, "katcgorik olarak" siyasal tarihin kaynaklan arasında pck sayılmazlar. Çünkü sonuç olarak o anılan kalcmc alanın öznel (subjcktif) dcğerlcndırmclcrinc vc anımsadıklarına dayanırlar. Ve bu nedenle "bilimsel" ölçii kalıplarının dışında olduklan düşünülür. Fakat anılar, en azından "karşılaştırmaya" zemin oluşturdukları için, bilimsel olarak da çok öııem ve değer taşırlar. Kaldı ki; eğer farklı birtakım insanlann anılannda yanı ş.eyleri bulabiliyorsak, o zaman bu "bulduklarımızın" bilimsel olarak da değeri vardır, değeri olmusı gerekir. Uzun zamandan beri elimin altında duran bir kıtap vardı. Hüseyin Bayaz'ın "Anlep Savunması üünlüğü". Alpay Kabaealı ve Orhan Barlas'ın sunduğu bu anılarla ilgili bır ijcylcr yazmak ve okurlarına tanıtnıak istıyordum. (1) l'akat bır türlu zaman ayıramıyordum. Derken aynı döncmle ılgilı ıki yeni anı kılabı daha okudum. Bunlardan bın Yılmaz Akkılıç tarat'ından yayına hazırlanan "Askerin Ronıanı" (L. Sv. Alb. Abdülhalını Akkılıç'ın Savaş ve Barış Anıları) (2), öbiirıı de Ksat K. Ertur'un yayına hazırladığı vc "Tanıu Yelleri" (Fmekli Yargıç Hüseyin Kâmil Ertur'un Anıları) (3) başlığıyla yayınladığı kıtap. Ve bu kitaplan da zevkle okuduktan sonra "Artık şart oldu" diyerek, her üç anı kılabını bırlikte tanıtmaya karar verdim. Hüseyin Bayaz'ın kitabı "Sunuş"ları izleyen bir girişten sonra 19 Mayıs 1919'da başlayan ve 9 Şubat 1921 'de sona cren bir günlük olarak düzenlenmi:,. Daha sonra Antep'ın kurtulusju kısaca anlatılmış, ve kaynakça cklcnmısj. Aneak bence günlük kadar değerli olan bir başka husus; kitaba eklenmış bulunan 190 bclge oluyor. Kıtap bırkaç cskı fotoğraf ve ıki haritayla bitıyor. Kolay okunan vc çok yararlı bir çalış.ma. Emekli Süvarı Albay Abdülhalim Akkılıç'ın anılanm dile getırcn "Askerin Romanı"nı oğullarından Yılmaz Akkılıç yayına hazırlamısj. Önsöz'ünde belirttiğine göre dağılımını da kardeşı Yener Akkılıç üstlenmiş. Her ikişinin de eline sağlık. Yılmaz Akkılıç şöyle dıyor; "...diyebilirim ki, "Emekli Süvari Albay Abdülhalim Akkılıç'ın Anılan" bir bakıma "ümmet"ten "ulus"a dönüşümün tanıkliğını yapmaktadır. Anılar da onemlidir Anılar, "katcgorik olarak" siyasal tarihin kaynaklan arasında pek sayılmazlar. Çünkü sonuç olarak o anılan kalemc alanın öznel değerlendirmelerinc ve anımsadıklarına dayanırlar. Bu nedenle "bilimsel" ölçü kalıplannın dışında olduklan düşünülür. Fakat anılar, en azından "karşılaştırmaya" zemin oluşturduklan için, bilimsel olarak da çok önem ve değer taşırlar. Kaldı ki; eğer farklı birtakım insanlann anılannda yeni şeyleri bulabiliyorsak, o zaman bu "bulduklanmızın" bilimsel olarak da değeri vardır, değeri olması gerekir. Üstclık bu tanıklık abartma vc kışılik kanıtlama çabalarından uzak, olayların gelışımınc kcndı ınançları ve eğilimleri doğrultusunda yön vermeye pek kalkışmamış, görevi ıbadet kabul ederek üstlenmiş, buna karşılık kendisi için fazladan lıerhangi bir istemde bulunmayı onuruna yedirememiş bir emekli askerin anılanndan oluşuyor. Bu ülke insanı Osmanlılıktan Türklüğe gcçiij sürccini nasıl tamamladı? Anılar, bu Üçanı kitabının çağrışttrdıklarz... tamiA „ . yellerı olaganübtu üoııuiuıııü bütün gerçekliği ve duruluğu ıle gözler önüne seriyor. Osmanlı, olayların ıçinde yaijayan bir yurtseverin gözünde nasıl vc niçin çöktü? Cumhuriyet'e hangi güçlüklerın ıçinden geçerek ulaştık? Antep Savunması günlüOünü hazırtayan Hüseyin Beyaz Bu serüveni, öyle sanıyorum ki olağanüstü yalın anlatıyor Abdülhalim Akkılıç anılannda. Hiç abartmadan, belkı de ayırdına bile varamadan! O yüzden ders alınası pek çok yönleri var..." 1891 Ekimi'nde Kemah'ta doğan ve 23 Haziran 1960'ta Bursa'da ölen Akkılıç'ın anıları ailesini tanıtımla başlıyor ve emekli olduğu tarihte sona eriyor. (tlk kez 7 Mayıs 1945'te emekliye ayrılan Akkılıç daha sonra gene başvurarak görev alıyor ve 9 Nisan 1947'de Gaziantep Akyol Askerlik Şubesi Başkanlığı'ndan emekli oluyor.) Anılar son dereec ilginç. Ancak beni kitabın sonundakı "vasiyetname" ve oğullarına bıraktığı "mektup", en az kitaptaki ilginç olaylar kadar ilgılcndirdı. Vasiyetindc vc mektubunda, emekli bir askerin tevazunun vc yaş.ama bakı^ açısını görüyoruz. "...Hayatta ıkcn büyük bir arzuma rağmen bir cenazc parası bılc bıriktirme imkânı bulamadım. Bu maksatla son zamanlarda ayırdığım bir parayı da hastalık dolayısıyla sarfettim. Ecel müsaade eder ve temin edebilirsem ne âlâ. Aksı takdırde Eski Muharipler Derneği'nde aıdatını vercrek iştirak ettiğim Sosyal Yardım Kolu'ndan 100 lira (bilahere 150 liraya çıktı) cenazc masrafı için verilecektir. Ben bu kola kendı istıfadem için dcğil, muhtaç olanlara yardım gayesiyle girdim. Ne çare ki, ben de kendimı halen bu durumda görüyorum. Şayet bu maksatla 200 lira kadar para ayırabilirsem, bu hayır müessesesinden para alınmayacaktır... ...Her gün giymekte olduğum elbiselerim bir fakire (dilenci dcğil. hakiki muhtaca) verilecektir. Yeni olan da, bir hoca veya hafıza vcnlcrck hatim okululacaktır..." • Öylc sanıyorum ki bir emekli albayın bir gündelik ve bir yabanlık iki takım elbısesı olması ve bunların ne yapılması gerektiğine daır vasıyetıne bır şcylcr yazmak gereğını duyması, günümüzde pek çok insanı düs,ündürecek bir şeydır. Akkılıç'ın oğullarına bıraktığı mcktupta da şu satırları okuyoruz: ".. Bana ecdadımdan hatıra olarak belkı bir kısım kıymetlı ve kıymetsız fakat mancn kıymetli bir şeyler kalınıştı. Bırıncı C'ıhan Harbinde ben subay, karde$inı asker olarak cephelerde vatani vazifemizi yaparken, merhum valideınız dc 332( 19l6)de muhacir olarak Kcmah'ı tcrkcderkcn bir kat yatak ve bırkaç günlük yıycccktcn ba^ka bir ^ey götürememı^ ve kimseye dc tcslim cdemenıi^tir. Zira ınuhaccıet 3. Ordu komutanı eınriyle umumı ve mccburı yaptmlını^tır. Bu muhaccrct dolayısıyla e^yalanmız yağmalandığı gıbı, yirmi ıki odalı evimiz dc tahrıp edilmıştir. Bu surctlc clımdc valıdcmin yanında taşıdığı ev ve tarla tapularıyla, ^u birkaç kâğıttan başka bir ^ey kalmamıştır... ...Bu yazınıın başında bahscttiğım ccdattan kalan yazıların saklanmasıyla beraber I ve 2. maddelerdekı hatırların, sanlmak, naftalinlenmek ve /aman /aman muaycnc cdilmek suretiylc hüsnü muhat'azasına (iyı korunmasına) dikkat etmenizi sizden istıynrum. Sİ7 de evlatlannızdan bunların ve bırakacaklarınızın muhat'azasını isteyin. Hülasa: Hatıralara hümiet" Emekli yargıç Hüseyin Kâmil Ertur'un anıları da Esat Erjur'un yazdığı güzel bır önsözden sonra; 19. yüzyılın son çeyreğindeki Osmanlı Itnparatorluğu'nuıı kosullarının anlatımıyla başlıyor ve 1937 yılında emekli olmasıyla noktalanıyor. Kitabın sontnda kapsamlı bir dizin ve birkaç ilginç belge eklenmiş. Bu kitapla ilgili olarak da özellikle Esat Ertur'un yazdığı önsöz üzeCUMHURİYET KİTAP SAYI 27S SAYFA 10
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle