03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Ünlü ozanımızt on yıl önce yitirmiştik. Hasan Hüseyin için.. JTiasan Hüseyin'i 26 Şubat 1984 tarihinde yitirmiştik. Toplu şiirleri de yayımlanan ozanımızı saygıyla anıyoruz. SENNUR SEZER asan Hüseyin öleli on yıl oldu. Bir şairin şıirinin değerlendirılmesı için yeterli bir Mire. Elimizde 1988 tarihli bir inceleme var: Mehmet Aydın'ın 1 la;>an Hiıseyin Korkmazgiladlı kitabı. Birdeonuyaşarkendeğerlendiıcn incelemeler, Asım Bezirci'nin 1971'de On Şair On Şiir adlı kitabındaki değerlendirmesi, Şükran Kurdakul'un (1 Kasım 1963, Ataç), Behzat Ay'ın (Ocak 1964, Ataç), Zühtü Bayar'ın (Mart 1968, Yeni Gerçek; Ağustos 1968 Papirüs), Gülten Akın'ın (14 F.yliil 1972, Yeni Ortam), Muzaffer Uyguner'in (Haziran 1977, Varhk) yazıları. Tıirkiye Yazıları Dergisi 1978'de, Dönemeç 1987'de özel bölümler, sayılar düzenlemiş. Bunlar, ilk anda göze çarpanlar; kuşkusuz, Hasan 1 lüseyin için yazılanlarbukadar değil. Bu ad ve tarihleri, araştırmayapmak isteyenleriçinhatırlatıyorum. Bir ozanı, yazan ölümünden sonra Onun şiirinin, Attilâ llhan'ın şiirinin uzantısı olduğu söyleniyor. (lfade bu kadar nesnel ve masum değil) Ben Attilâ llhan'la Hasan Hüseyin'in aynı ustadan kaynaklandıklarını, Nâzım Hikmet şiirine getirdikleri yorumlan, açıklamaya çalışıyorum. Aralanndaki akrabalık, usta aynılığı bana göre. Ama, 1964'lerde Nâzım Hikmet şiirinden söz etmem, bu kez toyluğuma da verilmiyor. Küçük bir kıyamet kopuyor. Ben de siyasal bakış açılannın edebiyata bakış açısını da etkilediğini somut olarak öğreniyorum. "Beyoglu Beylep' Hasan Hüseyin ıle aynı yıllarda şiir yayımlamayabaşlamıştık. 1959.0, benim gibi edebiyata erken bulaşanlara yönelttiği eleştiriyi ("Çelik çomak oynasaydınız") hak etmeyecek bir yaşta yayımlamıştı ilk şiirini. Otuz iki yaşında. Onun için anlatılan anılarda yer alan, anababa evinin bahçesindeki bunaltılı voltalarda günlerce ölçülüp biçilmişti öfkesi. Soyluluk sıfatlarını ıncelildi sövgülere dönüştürmüştü: "güneşse guneş benim beyoğlu beyler/ topraksa toprak benim beyoğlu beyler/ bir şey var anlamadığım bu sabahlarda/ eski saraylarda bu yeni saltanatlar/ saksılarda çiçek diye kızgın namlular/ demirin kömürün petrolün kalleşliği/ bir şey var anlamadığım bu sabahlarda/ kayguysa kaygu benim beyoğlu beyler/ bayramsa bayram benim beyoğlu beyler/ ya siz kimsiniz" (KokmuşlarMezarlığı). Hasan Hüseyin'in ilk kitabı Kavel'deki Kocabebek şiiri ise, ozanın öfkesinin yalnızca "eski beyler yeni beyler bey eskileri"ne olmadığını gösterir. O, halkı ve kendi sınıfinı da eleştirmektedir: "bu demir divriği dağlarından/ ben söktüm ulan ben söktüm/ bu namlu divriği demirinden/ ben döktüm ulan ben döktüm/bu ak bileklerde bu kapkara kelepçe/ ben dövdüm ulan ben dövdüm/.../ bu namlu divriği dağlarından/ bu candarma benim kapı bir komşum/ bu türkü benim türküm çoğalır kanayarak/ kelepçemin karasında bir ak güvercin/ ustam kessin ellerimi benim çocuk ellerimi/ dağlaruyl/uydağlar!" Hasan Hüseyin'in halkın iççekişmelere kışkırtılışını; emekçinin emekçiye düşman edilişini ilk dile getirişi değildir bu. Acıyı Bal Eyledik'te seslendiği kişi, yalnızca onu ölümle korkutmaya çalışanlar değildir: "kör olasın demiyorum/ kör olma da/ gör berii/ damda birlikte yatmışız/ öküzü hoşça tutmuşuz/ koyun değil şu dağlarda/sankendimizigütmüşüz/.../beni vurmak kurtuluş mu." H ananlar, söze kaçınılmaz olarak "ben" dıye başlarlar. Benim de Hasan Hüseyin'le ilgili iki anım var. Yalnızca şiirini tanıdığım 1964 yıllarından. Kavel, 1963'te yayımlanmıştı. Küçücük bir kıtap. Hiç başaramadığım bir soluğu ve gür bir sesi taşıyordu. Kıskanmıştım. Çünkü Hasan Hüseyin, benim de konum olan bir çevreyi ve insanları anlatıyordu. Varlık Dergisi'nde benimle ilk yapılan konuşmada, yerinde olmak istediğim şair olarak anmıştım onu. Belki de "Kavel'i ben yazmış olmayı isterdim" sözleriyle. Sonra, edebıyat için pekaklagelmeyecekbirmekanda.Hılton'un bir salonunda, bir şür matinesi. Neden orda olduğumu pek iyi bilmiyorum. Yirmi yaşların toyluğu denebilir. Necdet Evliyagil'i anımsıyorum. (Belki Feyzı Halıcı da vardır, Mehrizat da). Beğendiğim şair adı sorulmuş olmalı. Demek matineden çok, bir "şiir söyleşisiymiş". Hasan Hüseyin adımn birden sert bir karşıkoymayla karşılaşışı. H A S A N H U S E Y I N I N T A P L A R 'Matarada su torbada ekmek' I lasan Hüseyin'in şıırını ilk kıtaplarının yayımlandığı günden bu güne, yaklaşık otuz yıldır, gündemde, taze, giıncel ve haklı tutan öğe, onun şiir an ı S A Y F A 6 CUMHURİYET KİTAP SAYI 210
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle