04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

karşıtlığını, kadın korkusunu, kadın sömürüsünü bize ifşa ediyor; şaşırtıcı bir öz ve biçim bütünselliği içinde!.. Iki kahramanın (!), ölümsüzlüğün peşinde koşan Gılgamış'ın ve onun aziz dostu Engidu'nun yüreklilik masalları türetirken (s. 209) iki erkek eşcinsel sevdayı paylaşırlar bir yandanortaklaşa kullandıkları kadındır Ayla Kutlu'nun başkişisi: LiyotaniNippukir. Fahişe ve rahibe... Ayla Kutlu gerçekte kadınhğın hikâyesini anlatmaktadır; fahişeyle rahibeyi aynı kadınla tümleştirerek... insanlığın şafağından bugüne dek, erdemlierdemsiz, aşağılık fahişeaziz ana, pis gövdeyüce ruh diye bölünen, insan kimliği parçalanan kadınhğın (1) hikâyesini... Bu bölünmüşlük sürdükçe, kadının (av da olsa avcı da, cellat da kurban da) hep bir altinsan olarak kalacağının; insan onuruna, insansal tümlüğe ve özgürlüğe kavuştuktan sonra (LiyotaniNippukir'in olgunluk çağı) ise ne cellat ne kurban olmayı kabul edeceğinin, insan kardeşlerinin mutluluğunu canından ve kanından (evladından) öte düşünebilen bilge kişiliğe yükseleceğinin hikâyesi... Bu bağlamda yapıt, gerçekten de, hayvan ve/veya araç durumunda insanhğa tırmanan kadınhğın destanıdır. Aynı zamanda, insanlığın kadın bakış açısında yansıtılan destanı. Fonda sınıf bilincine, bilimsel kavrayışa çok uzak bir halkın sömürülüşü... Kadınhk durumuyla ilgili çağdaş çözümlemeyi (bölünmüşlüğün saptanması) bir kez daha gerçekleştiren ve orada kalmayıp, kadınhk durumunu bireşime ulaştıran kitap, bir yanıyla da insandoğa ilişkisine yaslanır. Bu şiirsel anlatıya baştan sona sinmiş doğa kokusu ve dokunuşu, "Kadın Destanı"nı, konusundan da öte çağdaş bir konuma ulaştırmaktadır. 20. yüzyılda insanhğı yüzleyen yaşamsal sorunların en temel olanı uygarlıkdoğa çatışkısı değil midir?.. insan kibrinden arınmak ("Dünyanın merkezi sanıp da kendilerini, akılh oyuncaklar..."s. 147);doğayıegemenlik altına ahnması gerekli düşman ve ayrı bir güç olarak değerlendirmekten vazgeçip, kendisinin de doğanın parçası ofduğunun bilincine varmak, doğayla kardeşçe, sevecen bir ilişki geliştirmek zorunda! "Kadın Destanı" böylesi bir ilişkinin ipuçlarının yazınsal yansımalarıyla örülü!... (Kitabın yazarın kedisinin adına sunulması "cuk oturan" bir rastlantı mıdır, bilinçlibirseçimmi?..) Kadınhğın insanlaşmasını anlatan bu yapıtta yeni bir doğa kavrayışının hissedılmesine şaşırmamah... tnsan doğa ilişkisinin farkh bir raya oturduğu gün, büyük olasılıkla kadınhk dumunun acıları sona erecektir. Kadınhğın, efsane çağlarından günümüze dek süren insanaltı durumunun temelinS A Y F A de; doğurduğu için bir anlamda ölümsüzleşen, belki aynı nedenle ölümden erkek kadar korkmayan kadının, yabancı ve ürkünç doğayla içli dışhlığına şaşıp kalan erkeğin ilkel korkusu yatmıyormu? "Kadın Destanı"nda, LiyotaniNippukir'in görüşünden verilen doğa, insan varlığından "ayn" değildir; ve doğanın ayrılmaz parçası cinsellik sık sık karşımıza çıkar. Yapıtın erotizmini güçlendiren, doğadan kayriaklanan, tad, dokunma, koku duyularımıza ses lenen metaforlardır: "....sıcak tadı dil üstünde eriyen bal gibi...." (s. 148) "Yumurtaları bebek yanağı gibi yumuşak" (s. 155) (Kitabın en güzel bölümlerinden biri Engidu ve Lyotani arasında tensel tutkunun doğmasını anlatır.) " süt dağıhr gibi sıcak ve köpüklüsevişmeler..." (s. 194) Doğaya yakın metaforlar, cinsel sömürüyü, doğa sömürüsünü ve sömürüden bireysel kurtuluşu anlatan bu • Romancı (1938). Antakya'da doğdu. Ortaöğrenimini Antakya Lisesi'nde , yükseköğrenimini Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde tamamladı (1960). tçişleri Bakanlığı'nda devlet hizmetine girdi. Mümeyyizlik, Özlük lşleri Şube Müdürlüğü görevlerinde bulundu. llk öyküleri Aysel Berel takma adıyla Ozgür insan (197677) dergisinde yayımlanmış, 13. Antalya Film*Festivali'nde film öyküsü dahnda ikincilik ödülü kazanmıştı. Sonra öyküleriyle özellikle Türk Dili, Sanat Olayı, Gösteri dergilerinde göründü. YAPITLARI Romanlan: Kaçış (1979), Islak Güneş (1980), Cadı Ağacı (1983), Tutsaklar (1983), Bir Göçmen Kuştu O... (1985), Hoşça Kal Umut (1987), Kadın Destanı (1994). Öykü Kitapları: Hüsnüyusuf Güzellemesi (1984), Sen de Gitme Triyandafilis(1990). Çocuk Kitapları: Merhaba Sevgi (1989), Yıldız Yavrusu (1994). Ayrıca Bilgi Yayınevi, Elif Çocuk Dizisi içinde yayımlanmış, okul çağı öncesi çocukları için dört resimli öykü kitabı, televizyonda yayımlanan çok sayıda aynı düzey öyküleri, radyo oyunları, radyo dizileri ve TV çocuk programları vardır. Türkıye radyolarında ve televizyonunda haftalık sohbet köşeleri var. Öyküleri ve Merhaba Sevgi çocuk romanı çeşitli dillere çevrildi. yapıtta özün ve biçemin uyumunu sağlar. Ne yazık ki, sömürmesömürülme bilincine varamamış bir halkın (s. 129, s. 189, vs) fonunda, eksiksiz bireysel kurtuluş, son büyük eylem ve özveriyle, yani öldürmeölmeyle, bir anlamda doğaya dönüşle gerçekleşebilecektir. Cinselliğin saldırgan yüzü ve ikiyüzlülüğü de anlatılır. trzına geçilenlerin ("Üstlerineçullanıyorlar Genç kadınhğımızı hırpahyorlar..." (s. 65); çıkar karşıhğı birleşmeye zorlananların ağzından," yalnızca bedeni yakalayabilen", kadının "özgür ruhuna" sahipolamayan" (s. 195) erkeklerin ağırlıkları altında ezilen ve katlanantümdünyakadınlarıhaykırırgibidir: "Zaman sayıhr ve sayılabilen zamana dayanılabilir Zamanın sana kurtuluşu getireceğinibilmektir dişilik"(s. 195) "Kadın Destanı"nın içeriğine, körpelikten yaşhhğa, tutkulu aşktan ırzına geçilmeye ve hesapçı cinselliğe, analıktanyalnızhğa,bağlılıktanaldatıhp terk edilmeye, dostluktan lezbıyenliğe, tutsakhktan özgürlüğe kadar, kadın hayatının çeşitli evreleri ve özellikleri tümü sağlam bir denge oluştıırarak sığdırılmıştır. Beş bın yıl önceyi anlatan bu öyküyle sık sık özdeşleşmemek kadın okuyucu için mümkün değildir! Ayla Kutlu, son yapıtında, "Bir Göçmen Kuştu ü " d a (2) beliren doğadaki şiiri yakalayabilme ustalığını büsbütün yetkinleştirip; "Sen de Gitme (3) Triandifilis"de bilenen kadınhk bilincini iyice pekiştiriyor. Iki özelliğin harmanlanması güçlü bir "şiirroman"sunuyorbize!.. Yazınsal serüvenini yakından izleyen bir okuru olarak, Ayla Kutlu'nun son kitabında, kadınhk durumuyla apaçık yüzleştiği ve bu hesaplaşmada kendini ve has edebiyatı bulduğunu görüyorum. Günümüz dünya kadın edebiyatındaki ana izleklerden olan efsaneyi bir tarihi kadının ağzından yeniden anlatma akımının, Türkçemizdeki ilk örneğini başarıyla veren Ayla Kutlu, güncel edebiyatımızın tüm yazarları arasındanönefırlıyor!.." Kadın Destanı/ Ayla Kutlu/ Bilgı Yayınları/1994/292 s. (1) E. Atasü, "Kadınlar ve Bölünmüşlük", Argos, Haziran 1991. (2) A. Kutlu, "Bir Göçmen Kuştu O", Bilgi Yayınları, 1985 (3) A. Kutlu, "Sen de Gitme Triyandafilis", Bilgi Yayınları, 19912. baskı. (*) "Pcrsus" cfsancsmdcki Mcdusa, "Odvssscıa" destanındakı Sircn'lcr gıbı (A Erhat, "Mıtolo|i Soz luğu", Rcmzı Kılabcvı. 1971) CU MHU RİYET KİTAP SAYI 210 ÖDÜLLERt Babaya Çiçek Götürmek: (13 Antalya Film Şenliğinde Film Öyküsü Ödülü), Bir Göçmen Kuştu O... (1986 Madaralı Koman ödülü), Hoşça Kal Umut (1988 Rüştü Koray Ödülü), Sen de Gitme Triyandafilis (1991 Sait Faik Hikâye Ödülü). 1 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle