25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

dan yaşanmış, bile bile yanlış atılmış, harcanmışyıllann tümü, kişinin üzerineöylebirağırlıklayükleniyorki!"Kimi zaman da yaşama sevinci, dayanma gücü ararlargüncelerinde: "Şimdi benim üziintüyle, acıyla, içim titreyerek, kendime kızgınlık, nefret, acıma duyarak karıştırdığım bu defterlere bir gün gelip de özlemle atılmayacağımı, onlarda yeni yeni değerler, anlamiar, yaşama nedenleri bulmayacağımı kim bilebilir?"Akbal'ın, günlüklerinde kendi eski günceleriyle, günlük yazmakla ilgili bölümleri, okuru uyaran bölümler olarak algılamak gerektiğineinanıyorum. Günlükler Tanıktır Oktay Akbal'ın Günlükler'i, bütün günlükler gıbi, her şeyden önce bir tanık. Bu tanıklık yalnızca bir dönemin tanıklığı değil. Bir insanın, daha doğrusu insanların "yaşadığının" tanığı. Günlükleri gazete haberlerinden, mahkemc tutanaklarından ayıran da bu yanı zaten. Oktay Akbal'ın öykücülüğü, küçücük ayrıntılarla "yaşanmış" kılıyor geçmiş günleri. Anılarda ortak noktalar bile bulabiliyor okur bu yüzden. Düşürülmüş ya da bıılunınuş bir para, seyredilmiş bir film, geceyapılanbirotobüsyolculuğu... Günlükler, bir yazarın edebiyatla, edebıyat dünyasıyla ılişkisinin de tanığı. Akbal, günlüklerinde, edebiyat yarışmalarından, tanıdığı yazarların yaşamından, günün tartışılan ya da begenilen kitap ve oyunlarından da ayrıntılar aktarıyor günlüklerinde. Fazıl Hüsnü Dağlarca'nın, Behçet Necatigil'in, Nairn Tiralı'nin, belki hiçbir kitabında yer almamış tümceleriyle karşılaşıyorsunuz, onların sanata bakışlarını daha iyi kavrıyorsunuz. Oktay Akbal'ın sanat anlayışı da vurgulanıyor bu tür alıntılarda. Çünkü bir yazarın bir başka yazara bakış açısı, kendi sanat anlayışını açıklar. Akbal, "hayatının tekdüze akışını değiştiremeyen, değiştirmek istedikçe gelenek ve görenekler yüzünden çevrenin yadırgayış ve ayıplayışlarıyla gene eski çizgisine dönmek zorunda kalan," "ince duygulu, aydın bir orta sınıf insanını" anlatır öykü ve romanlarında. Öykü ve romanlarında yer alan iç çatışma ve hesaplaşmalar, denemeleri ve günlük gazete yazılarında Türk toplumundaki değişim ve gelişim sorunlarına, Kemalist bir bakışla çözüm arayan, içten ama serinkanlı bir anlatımla yer değiştirir. Günlüklerinde, Akbal, hem iç hesaplaşmaları hem de çözüm yollarınıaktarır, tartışır. ları (19681969) 145 sayfa, Yeryüzü Korkusu (19701975) 150 sayfa, '80'lerde Bir Yazar (19801983) 95 sayfa. Okur, Akbal'ın 19751980 arasında günlük tutup tutmadığını, tuttuysa neden yayımlamadığını da sorabilir. Akbal'ın, günlük tutmakla, yayımlamakla ilgili satırlardadır belki de bu sorunun yanıtı: "...bir yıldır günce yayımlamadım. Yazarların yaşamlarında kimi zaman büyük dönemeçler olur. O günler geçmeli, sonra daha sonra..." Oktay Akbal'ın günlüklerinde, Türkiye'nin değişimi açısından dikkati çeken bir başka özellik de, edebiyatla ilgili bölümlerin her yıl biraz daha azalması. Bu Akbal'ın edebiyatla ilgisinin Ankara Kitap Fuan'nı anlattığı 67 Nisan 1983 tarihlı günlükler, yazarın "Bir yayıneviyle sorunu"nu yansıtıveriyor. Iki üç satırda, bir makale etkililiğiyle="Başkentteki tüm kitaplar bitti. Ama biri var, bir türlü tükenmez! Beş bin basılmıştı 76'da. Yıl 83, hâlâortalarda. Nasıl şey bu, anlamak güç. Kendi kendine mı çoğalıyor? Bir tükenme noktası yok mu? (...) Yine o kitap! Gıcır gıcır, yüzlerce! Başka kitap yok, yalnız bu. Boyuna imzalıyorum, içimdeki öfke birikiyor. Yayıncı yanıma gelince "îzmir Fuan'nda artık bu kitabı görmeyeyim" diyorum. Anlar mı? Gülüyor." Oktay Akbal'ın yalnızca güncelerini Anlaülan kim? anlatmalıyım?" (Bu duygu onun bir romanına da ad olmuştur: tnsan Bir Ormandır) Oktay Akbal, insanı oluşturanın, onu sınırlayan koşullar olduğunu 1953 'te anlayıp yansıtmış. Henüz genç bir yazarken. insanın yaşamanınkoşullarına bağımlı oluşunu, değişimini saptamış. "Zaten her an bir başkası değU miyiz? Kişioğlu ardı kesilmeden sürüp giden bir sürü değişmelerin toplamı olmalı. Yaşadıkça bu değişmelerin hikâyesini anlatacağım. "Oktay Akbal'ın güncelerini okuyun. Onlar günceler kadar öykü de, Oykülerini, romanlannı da okuyun. Belki kendi serüveninizi daha iyi kavrayacaksınız. Çünkü "benim hikâyelerim belki sizin hikâyeniz ** Günlükler, bir yazarın edebiyatla, edebiyat dünyasıyla ilişkisinin de tanığı. Akbal, günlüklerinde, edebiyat yarışmalarından, tanıdığı , yazarların yaşamından, günün tartıŞılan ya da beğenilen kitap ve oyunlarından da ayrıntılar aktarıyor günlüklerinde." azahşını göstermiyor elbet. Edebiyatın, kültürün Türkiye'nin bir dönem yaşamındaki yoğunlukla, sonra yükse len değerler karşısındaki yitişini gösteriyor. Akbal, özellikle 19651967 döneminde edebiyat dergilerine, tartışmalarına geniş yer vermiş. Yabancı dilden okuduğu kitapların bir gün Türkçe yayımlanacağını düşünmüş, gelecekteki bu çevirilere uygun çevirmenler de seçmiş. Bu dönem güncelerinde yer alan özel yaşamın bungunlukları, toplumsal yaşamın sıkıntıları, edebiyatın sorunlu güzelliğiyle dengeleniyor. Akbal, toplumumuzda edebiyat eski yerini yitirdikçe, onu daha çok savunuyor. Ama daha yoğun bir anlatımla. daha az tartışmaya girerek. Daha çok içe kapanarak. Bu içe kapanış anlatılanın daha vurucu oluşunu da sağlıyor. okuyan okur, onu eksik tanıyacaktır. Bence onu iyi tanımak için, öykülerini, romanlarını, denemelerini de okumalı. Sonra şu soruyu sormalı kendine, bütün bu yazılarda anlatılan kim? (Bu koşul yalnız Akbal için değil, bütün yazarlar için geçerli. Ama şimdi konumuz Akbal). Oktay Akbal, 1953'te kendinden söz ederken şunları yazmış: "Yalan şeyler söylemiş olurum. Kendimi anlatacağıma, kendim sandığım bambaşka birini gözler önüne sererim. Çok kere kendim bile, dıştan kendime, kendi varlığıma, bütünü ile olsun bakınca bir yabancıyı, hiç bilinmedik, tanınmadık herhangi bir insanı seçer gibi olmuşumdur. Düşünceleri, hayalleri, yazılarıyla başka bir insan, sokaktaki nayatta başka biri. Size hangi insanı dir. Çünkü hep aynı serüvende yaşıyoruz. Bir gün bu hikâyeleri masal olarak dinleyecekler." Kaç yaşında olursanız olun Akbal'ı yadırgamayacaksınız. Belki de §u satırları yüzünden: "Yalnız yatakların hüznü... Bir öykü olabilir. Dön dur sabaha kadar." • AnılardaGörmek/G««/«/fe 1 (19651967)/ Oktay Akbal / Can \ayinkrt / 264 s. Geçmişin Kuşhrı/Günlük: 2 (19681969)/ Oktay Akbal / Can Yaytnları / 145 s.s. Yeryüzü Korkusu/Günlük:3<19701975)/ Oktay Akbal / Can Yayınları / 152 s. •80'lerde Bir Yazar/Günlük: 4 (19801983)/ Oktay Akbal / Can Yayınlart/96s. SAY F A 7 Yılların Değerleri Oktay Akbal'ın günlüklerine bakıldığında, onun günleri değerlendirişinin değişımi de, anlatımının yoğunlaşması da görülüyor. Önce kitaplarının sayfa sayısından. Anılarda Görmek (19651967)264 sayfa, GeçmişinKuşCUMHURİYET KİTAP SAYI 211
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle