25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Geniş bir coğrafyamn insanlan... Dünyadaki Tiirki Halklar GÜL ÇAĞALI GÜVEN JVlargaret Bainbridge'in editörlüğünde, aralarında Jean Paul Roux ve Andrew Mango'nun da bulunduğu on yedi araştırmacı tarafından oluşturulan "The Türkic Peoples of The WorldDünyadaki Türki Halklar" adlıkitap geniş bir coğrafyaya dağılan Türklerle ilgili geniş bilgiler içeriyor. Gül Çağalı Güven'in, kitapla ilgili derlemesini ve kitabın "Önsöz"ü sunuyoruz sizlere. ovyetler Birliği'nin ve sosyalist blokun çöküşü, yalnız dünya düzenini değiştirmedi; bu bloka dahil ülkelerde büyük etnik dalgalanmalara yol açarak yirminci yüzyılın son on yılına damgasını vuracağa benzeyen acımasız soykırımlara, geniş çaplı göçlere ve insani düzeyde dayanılmaz acılara yol açan etnik çatışmaları da beraberinde getirdi. Eski Sovyetler Birliği ve Doğu Avrupa ülkelerinde yaşayan Türki halklar da kaçınılmaz olarak bu gelişmelerden paylannı aldılar. özellikle azınlık olarak yaşadıkları Doğu Avrupa ülkelerinden Bulgaristan'dakilar 1989'da, Sovyet cumhuriyetlerinden olan Azerbaycan'dakiler 1990'da, eski Yugoslavya'dakilerse 1991 'den beri yaşadıkları savaşlarla dünya medyasının ilgi alanına girditadır. Etnik açıdan Türk olduklannı söyleyen ya da ana dilleri Türkçe olan Türki halklar, Batı medyasında pek az tanınan bir etnolengüistik grubu oluşturmakta. Bu olgu, kendilerihe karşı I.Ö. 300 yılında örülen Çin Seddi'nden, Roma Imparatorluğu zamanından beri Avrupa'ya dek uzanan varlığma karşın böyledir. Mirası bugün hissedilebilen Osmanlı tmparatorluğu Avrupa, Kuzey Afrika ve Yakın Doğu tarihinde beş yüzyıl boyunca büyük bir güç olmuştu. Türki halklar bugün batıda Yugoslavya'dan doğuda Çin'in kuzey doğusuna da uzanan çok geniş bir kuşakta yaşamakta. Büyük olasılıkla bugünkü Moğolistan'dan çıkan, hayvancılık yapan göçerler ve usta biniciler olarak söz konusu kuşağa değişik adlar altında yayılmışlardı: Avrupa'ya Hunlar, Kosaklar, Polovtsi, sonraları Osmanlı olarak, Hindistan'a Moğollar olarak, Kuzey Afrika'ya Memlükler olarak. Sonunda etkinlik alanlarının sınırlanndan çekilen Türk halklar, 20. yüzyılda kıtanın yüreğinde geniş bir alanı işgal etmekteler. Çağdaş uluslararası sınırlar bu kıtalararası kuşağı öylesine bölmüş durumda ki, kuşak şimdi Yugoslavya, Bulgaristan, Romanya, Yunanistan, Kıbrıs, Türkıye'nin tamamı, Iran'ın bazı bölümleri, Suriye, Irak, Afganistan, Finlandiya, Sovyetler Birliği, Moğolistan ve Çin'i kapsamakta. Türkiye Cumhuriyeti ve Sovyet Cumhuriyetleri olan Azerbaycan, Özbekistan, Türkmenistan ve Kırgızistan hariç, bütün bu devletlerde Türki halklar azınlık durumundadır. Iran ve Çin'deki gibi, yerel bir çoğunluk oluşturanları da vard.r. Türki halkların toplam nüfusu nedir? Kesin bir rakam vermek olanaksızdır. Bunun bir nedeni, bazı ülkelerde yapılan nüfus sayımlarında azınlıklann ayrı olarak sayılmaması. Bir başka neden, ayrı sınıflamalar yapıldığı zamanlarda bile, belli bir azınlığın üyeleri, kişisel tercih nedeniyle kendilerini (genellikle büyük olan) bir diğer azınlığın üyesi olarak kaydettirmeleri. Anadilin ölçüt olarak alınması da güçtür, çünkü kimi gruplar bu dili terketmiş durumdalar. Etnik açıdan Türk olmadıkları halde ataları Türkçeyi benimsemiş gruplar da, dilin ölçüt alınmamasının ikinci nedeni. Kaba bir tahminle Türki halklarının nüfusu 100 milyon kadar. Bunun yaklaşık yarısı Türkiye'de yaşıyor, diğer yarısı da Sovyetler Birliği'nde. I îer ikisinde de ortalamadan çok hızlı bir nüfus artışı söz konusu. Diğerleri ise, bu ana toprakların dışında yaşayan küçük bir bir nüfus. Ayrıca son yıllardaki göçler sonucu Batı ler. Rusya'nın 18. yüzyılda başlayıp 19. yüzyılda büyük bir ivme kazanan yayılmacı panSlavizm siyasetiyle ele geçirip Ruslaştırmak için olağanüstü çabalar harcadığı Kafkasya ve Orta Asya topraklarında yaşayan diğer Türki halklar da, sosyalizmin çöküşüyle, önemli bir ekonomik ve siyasal hatta nükleer güç odağı olarak ortaya çıktılar. Böylece Türk dünyasının adı gittikçe artan düzeylerde işitilmeye, Türki halklar tarihleri boyunca ilk kez olarak, dünya çapında ilgi toplamaya başladı. Bütün bu gelişmelerin bir sonucu, Türki halklar hakkında bilgilenmeyi sağlayacak yeni yayınların ortaya çıkışı oldu. Dünyadaki Türki Halklar da yeni doğan bu meraka cevap vermek üzere yayınlanan kitaplardan biri îngiltere'dcki çeşitli üniversitelere mensup araştırmacıların 1978'te kurdukları Türk Dünyası Alan Araştırması Grubu'nun ürünü olan derleme, Orta Avrupa'dan Çin'e kadar uzanan geniş kuşakta yaşayan Türkleri çeşitli yönlerden ele alarak bu geniş aileyi tanıtmaya çalışan öncü bir çalışma. Kitabın başında, derlemeyi yayına hazırlayan Margaret Bainbridge'in önsözü yer alıyor. Bainbridge, Londra Cniversitesi Ortado1 Avrupa, Avustralya ve ABD'de küçük bir Türk nüfusu var. Bu kitabın temel amacı, çeşitli ülkelerdeki Türki halkların sayısı, dağıltmı, yurttaşlık durumlan, ekonomik statüleri, ana dilde öğrenim görme, radyo ve televizyon yayınları izleme ve ibadet olanaklarını incelemek. Bunun için Türkiye'yi değil, Türk dünyasının diğer yerlerinden son yıllarda göç etmiş Türkleri incelemeye dahil etmek doğru olacaktı. Son yıllardaki Türk göçlerinin iki odağı olan Batı Avrupa ve Avustralya farklı yaklaşımları gerektiriyordu: Birine işçi olarak, diğerine yerleşmek üzere gittikleri için. Elinizdeki kitap, öncü bir çalışma olması nedeniyle eksik. Tamamlanması için özgün veri yokluğu ve insan davranışındaki kusurlar da ilk amacına ulaşmasını engelledı. Ancak, dünyanın en büyük halklarından, eski bir kültürün mirasçılanndan olan Türkler hakkındaki genel bilgiyi biraz artırabilirsek, amacımıza ulaşmış olacağız. Eğergelecekte, şu anda elde edilemeyen bilgilere yönelik yayınlar yapılıp bu kitabı kullanım dışı bırakırsa ne mutlu bize! • Londra, 1990 Margaret Bainbridge Trıe Turkic People of the World (Dünyadaki Türki Halklar)/ Yay. llaz. Margaret Batnbrıdge/ Kegan Paul Internatıonal,40i t C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 2 1 1 KİTABIN ÖNSÖZÜ aman zaman dünyanın belirli bir bölümünde doğan düşmanlıklar, eskiden varlıklarından kimsenin haberi olmadığı bazı halklan batı medyasının bilgi alanına sokar. Bunun iki örneğine 1989 ve 1990'da tanık olduk: Bulgar Türkleri ile Sovyetler Birliği ve Iran Azerileri. Bu tür olayları değerlendirirken gözlemciler genellikle olayları o sırada moda sayılabilecek bir tek nedene bağlarlar; şu sıralar bu etkenin din olduğu gibi. Çatışan taraflar arasında bunun dışında da farklılıklar olduğunu görebilen pek az kişi olur. Halklan birbirinden ayıran çok daha önemli bir etken göz ardı edilir: Dil. Bunun bir ömeğini oluşturan Sovyetler Birliği Azerilerini, komşuları Ermenilerden ayıran temel etkenin yalnızca din olmayıp, aynı zamanda dil olduğuna hemen hiç değinilmedi. îran Azerilerinde durum daha da belirgin. Çünkü Azerileri Müslüman Iran halkından ayıran tek etken, dil. Sınır ötesi etnik ve dilsel bağlar, olası çelişkilerin tohumlarını atabilir; en azından bu nedenle göz önüne alınmaları gerekir. Türki halklar, siyasal sınırlarla ayrıldığı haldc dil ve ırk etkenlcriyle (bazen de dinsel etkenlerle) bağlı olan halkların birinci sınıf ömeğini oluşturmakSAYFA 18
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle