25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

İzmir'i Sevme Sana MEHMET BEŞERİ (*) Bir insana aşık olur gibi bir kente vurulmak... İ debiyatımızda şehirler üstune yazılmış birçok araştırma, roman, hikâye, rivayet, efsane, türkü ve darbı meselvardır. Kimisinde bir araştırmacı kaygısı ve titizliği, kimisinde bir hayıflanma, kimisinde ise bir derin sevgi gorürüz. örneğin, Yahya Kemal'in Istanbul'a olansevgisigibi.. Ahmet Hamdi Tanpınar ise" Beş Şehir" adlı eserinde anlattığı Ankara, Erzurum, Konya, Bursa ve Istanbul'u daha çok bir araştırmacıedebiyatçı olarak ele almış ve olabildiğince bilgi vermeye çalışmıştır. Ahmet Turan Akkan isimli arkadaşımız, Tanpınar'ın "Beş Şehir"ine nazire yaparcasına Altıncı Şehir'i yazmıştır. Bu kitapta, büyük şehire yerleşmiş o!an bir insanın duygularıylaSıvas'ıanlatmıştır... Y aşar Aksoy son kitabı "Izmir'i Sevme Sanatı"nda, kaldırımlanndan, anıtlarına, sanatçılarından tapınaklarına kadar bir kente aşık olmanın kuramsal çerçevesini çiziyor ve 5000 yıllık Izmir'i bir sevgili olarak algılayarak onu kendisine saklamıyor, okuyucusu ile payîaşıyor... dir insanlardan birisidir. Ve haykırır: Kentlere kıymayın ey insanlar, çünkü kıydığınız kent aslında kendi bedeninizdir! Diyebiliriz ki, Yaşar Aksoy'un Izmir sevgisi, Yahya Kemal'in Istanbul Sevgisinden bile üstündür.. Ve Aksoy îzmir'i sevmeyi bir sanat haline getirmiştir. Sabırla, iğneyle kuyu kazanarak ustalığını göstermektedir. Yaşar Aksoy sadece şehrindeki ağaçların ve apartmanların yaşını, yaşayanını bilmez; aynı zamanda şehrinin geçmişini de çok iyi bilir. Tarih sahnesine çıktığı ilk yıllanndan başlayarak Izmir'den kimler gelmış, kimler geçmiş ve îzmir bugünlere nasıl ulaşmış, bunu en iyi bilenlerden birisidir. Zaten kitabından da bu bilgi birikimi anlaşılmaktadır . "izmir'l Sevme Sanaü" Gazeteciliği yüksek mühendisliğe tercih ederek bu mesleğe yirmibeş yıhnı veren Izmirli Yaşar Aksoy, yılların birikimini aktardığı onikinci kitabının ismini "izmir'i Sevme Sanatı" koymuştur. Bakmayın adınıh Izmir ile başladığına, Izmir yerine Adana'yı koyup "Adana'yı Sevme Sanatı"; BingöTükoyup "Bingöl'ü Sevme Sanatı"; Yozgat'ı koyup "Yozgat'ı Sevme Sanatı" da diyebilirsiniz. Çünkü Yaşar Aksoy'a göre "Kent eşittir insan"dır. "Kentler, içlerinde insanların yaşadığı en büyük insanlardır.." Ve, " Eğer kentler insan ise, bulvarda bir ağacı kesersek, yere tükürürsek, çöpleri kaldırmazsak, çarpık kentleşme yaparsak, tarihi çevreye kıyarsak, çayırları ezersek, çınarlan kurutursak, bir insanın gövdesine yapılan saldırılar gibi kentin de acı çekeceğini, hasta olacağını, gözyaşı dökeceğini, hatta öleceğini düşünmeliyiz.." Yaşar Aksoy Izmirli'dir. Hersokağını kanş karış bilir. Ağaçlarını tek tek tanır. Hangi apartmanın kaç yılında yapıldığını sorun, hemen söyler. Eski bir ev, köşk ve yalı da yedi göbek sülalesine kadar kimler yaşamış, kimlere kalmış ve şimdi neden terkedilmiş harabe halinde bunlan da bilir. Kesilen her ağacı; her bir köşesi hatıralarla dolıı, tarihe tanıklık etmiş olduğu halde, insafsızca yıkılan her evin, köşkün acısını yüreğinin ta derinliklerinde duyar. Günlerce yasını tutar. Çünkü o, çok sevdiği kentinin uğradığı her saldırıda çektigi acıyı, kıvranışı gören naC U MH U R l Y E T K İ T A P SAYI 2 1 1 Sevgi Paylaşıldıkça Çoğalır Izmir'i bu kadar seven Yaşar Aksoy, sevdiğini paylaşmada hiç de kıskanç değildir. Yeter ki Izmir'e kötülük yapan birisi olmayın. Her kim ki Izmir'e iyilik yapmış, her kim ki şurada ya da burada Izmir'i iyilikleyad etmiş, o Yaşar Aksoy'un can yoldaşıdır. Bu nedenle Izmirli olduğıınu hiçbir zaman inkar etmemiş ünlü müzisyen Dario Moreno'ya derin sevgisi; görmemiş olduğu halde Izmir'e şiirler yazan Victor Hugo'ya büyük saygısı varmış. Diyebiliriz ki, Kaf Dağı'nın ardındaki Kara Ülke'nin Kara Padişahı bile dese ki: "Duydum Izmir denen bir şehir varmış, çok da güzelmiş.." Yaşar Aksoy onunbileheykelinidikmekister.. (Belki bu anlattıklanmız abartılı gelebilir. Yaşar Aksoy'u tanısaydınız yaşar gibi yazdığını; yazdığı gibi yaşadığını; yazdığı her satırda ruhunu ortaya koyduğunu belirgin bir şekilde görürdiinüz. Kitabı okuyunca yanılmadığımıanlayacaksınız.) rel yönetimler; ağzını pazarlar, haller; midesini çarşılar, lokantalar, meyhaneler, evlerin yemek odaları; bağırsaklarını kanalizasyon sistemi; kulak ve gözünü de kentin radyoları, gazeteleri, televizyonları vb. oluşturur. "Peki.. Son bir soru.. Kentin ruhu nerededir? Işte bunun yanıtı, kent eşittir insan kavramının en canalıcı gerçeğidir. Çünkü kontin ruhu, insanın kimliğine benzer. Kimlik ise, kiiltür ve sanat yaşamıdır. Kültür merkçzleri.operalar.tiyatrolar, sanat galerileri, kütüphaneler, konser salonlan, ressamlar, müzisyenler, romancılar, mimarlar, şairler ve sanatseverlerden oluşan büyük ve ortak bir enerji kentin ulu ruhunu oluşturur. insana kişilik veren ruh olmadığı zaman, insanın biçare bir yaratık olduğunu biliyoruz. Kültür ve sanat yaşamı olmayan ve gelişmeyen bir kent ise, kimliksiz bir beton yığını olarak emekler..." Bu nedenle Izmir'de yetişmiş Homeros'undan Attila Uhlan'ına; Şükran Kurdakul'dan Samim Kocagöz'e; Necati Cumah'dan Muzaffer lzgü'ye; Tarık Dursun K.'dan Hüseyin Yurttaş'a; Salah Birsel'den Rıza Apak'a... kadar herşahir, yazar, sanatçı, Aksoy tarafındanminnetleanılırlar. Çünkü onlarya Izmirli'dirler ya da tzmir'le ilgili eserler ortaya koymuşlardır.. Aksoy kitabında olabildiğince bu değerli insanlara yer vererek onlara olan şükran duygusunugöstermiştir... ms riyle vuruşmuştur. Şehirsurları sürekli eldeğiştirmiştir." Şimdi de Izmir'e bakıp bakıp iştahlananlannolmadığını kim iddiaedebilirki? SonSöz(DeğU) Nereli olıırsanız olun, bu kitabı alın ve mutlaka okuyun. tnanıyorum kı kendinizi ve kentinizi bulacaksınız. Ve yine inanıyorum kı, bu kitabı oku duktan sonra, yaşadığınız kente karşı, tıpkı bir'insana davranır gibi davranmaya başlayacaksınız. Hızlı betonlaşmanın yeşil alanları hızla tükettiği; köyden kente olağanüstü göçten dolayı dağınıntaşının yağmalandığı; çarpık ve plansız "sanayileşme" sonucu dört bir yanının kirletildiği; alt yapısı eksik, üst yapıları (!) çok fazla olan kentlerimizin sevgiye ve insanca yaklaşıma o kadar çok gereksınimlerivarkü..." (*) Mehmel Beferı, Izmir SabafUr Derncgı Baş kanıdır Ve çok eski bir kıtap cmckçmdır. İZMÎR'İ SEVME SANATI Merhaba Yaşar Baba Selam sana Homeros'un şehri Simima'dan Selam sana Halikarnas'ın masası Veysel Çıkmazı'ndan Yok olan her güzelliğe Ana şefkatiyle sarılıp Birsehri tiim olgusuyla Akılhsıyla.delisiyle Taşı, toprağı, yosun kokusııyla scvcn Yolcsuluyla ağlayıp, Şen'iylecoşan Duvarlarından sökülcn tek çivıyc Günlerce avare dolaşan Binlerce kez selam sana Simirna'nın Homeros'u, Halikarnas'ı Binlerce kez selam sana tzmir'inÇelebi'si AşkınAKTAY SAYFA 17 25 2 1994 Izmir Biiyüki Kenttir "Anadolu kökenli Rumlar, tzmir'e 'Yitik Kent' derler. Türkler Kurtuluş Savaşı'nda yenilselcrdi, bu kez o deyimi biz kullanacaktık." Izmir'i "Yitik Kent" olmaktan belki kurtardık ama büyülü kent olmaktan kolay kolay kurtaramayacağız, çünkü: "Eski çağlarda birçok kavmin, daha sonraları ise milletin çok ilgisini çeken "büyülü kentler" vardır. Bu kentler için erkek kavimler kıyasıya birbirle "KentRıdiuNerededir?" Aksoy'a göre dev ınsjn olan kentin beynini devlet organları; yüreğinı ye J
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle