Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
50 yıl önce yitirmiştik onu... Hüseyin Rahmi Gürpınar BEHZAT AY iiseyin Rahmi Gürpınar, 17 Ağustos 1864'de Istanbul'da doğar. Üç yaj ndayken anası ölür. Uzun süre babasından da ayrı kalır. Sözgelimi babası alayıyla birlikte Girit'teki isyanı bastırmaya gider. Asker oluşu nedeniyle sık sık Istanbul'dan uzaklarda yaşar. Daha sonraları babasının yeniden evlenmesi yüzünden babasından uzaklaşır. Ama büyükanne, teyzeler, halalar, hizmetçiler, yani kadınlar içinde, kardeşsiz bir yaşamı vardır. Üstelik gittigi Yakup Ağa Mahalle okulundaki ürküntü veren zorba yönetim O'nda soğukluklar yaratır. Daha sonra Mahmudiye Rüştiyesi'ne (ortaokuluna)girer.Ortaöğretiminibitirdıkten sonra Mülkiye Mektebi'ne (Siyasal Bilgiler Fakültesi'ne) başlar. Yüksek öğreniminde sağlığı bozulur ve zorunlu olarak Mülkiye'den ayrılır (1880). Rasgele okumalara koyulur. Bu dönemde birkaç küçük memurluk ve Cumhuriyet dönemindeki yedi yıllık (1936194 3) milletvekilliği dışındaki yaşamını yalnız yazarhğıyla sürdürür. Hüseyin Rahmi ilkyapıtı "Şık Yahut Ayna"yı yazar. Bu yapıt, Ahmet Mithat Efendi'nin ilgisiyle Tercümanı Hakikat Gazetesi'nde tefrika edilir. Bunun öyküsü de şöyledir: Bu roman karalamasını Ahmet Mithat Efendi'ye postayla gönderir. Ikinci gün, gazetenin birinci sayfasında şöyle bir duyuru çıkar: "Basımevimize gönderilen Şık Yahut Ayna değcrli görüldüğünden Hüseyin Rahmi Beyefendi'nin idarehanemizeonurvermeleriricaolunur." Işte böyle bir yüreldendirme sonucu Hüseyin Rahmi, gazetede yapıtı tefrika edildiği gibi, gazetenin yazı ailesine de katılır. Ve gazetede çeşitli konularda yazı yazmaya başlar. Ayrıca bir yandan da Fransızca'dan yaptığı çeviriler yayımlanır. Hüseyin Rahmi'nin adını ettiğinı yapıtını okuyan dönemin ünlülerir.cen Beşir Fuat," Bu gençte espri ve güL lirmece yeteneği var" der. Bu büyük ilgiden sonra Hüseyin Rahmi yedi yıl süreyle yeni bir yapıt vermez, yalnız yukarda belirttiğim gibi günlük köşe yazıları yazarak ve yaptığı çevireleri yayımlayarak yetinir. Bu yedi yıl sonra arka arkaya "tffet" (1896), "Mutalaka" (1898), "Mürebbiye" (1899), "Metres" (1899), "Tesadüf H Y aşamının son otuz yılını Heybeliada yalnızlığında geçiren Hüseyin Rahmi Gürpınar, 8 Mart 1944 günü ölürken son sözü, "Kedilerime iyi bakın" olmuş. Hüseyin Rahmi, gerçek bir haik romancısı olmanın yanısıra, keskin bir toplum gözlemcisiydi de. Halka inen bir edebiyat yaratarak, toplumsal bir sanat bilinci sürdürmüştü. (1900), "Nimetşinas" (1901), "Şıpsevdi" (1911), "Kuyruklu Yıldız Altında Bir kdivaç" (1912), "Gulyabani" (1912), "Cadı" (1912) ve bunları izleyen kırka yakın yapıt üretmiştir. Konular birbirine çok yakın olmakla birlikte en üretken yazarlarımızdandır. Yapırlannınkonularınınbenzerliğine değindim. Bu bir gerçektir. Elli yıllık yazın (edebiyat) yaşamı ve elliyi bulan yapıtlarında Hüseyin Rahmi'yi bir toplum yazarı olarak görüyoruz. Ayrıca gülmeceye, abartıya sık sık yaslanır. Yapıtlannda doyumsuzluklar, kösnül duygu ve davranışlar, gelinkaynana çekişmeleri, zoraki evlilikler, evlilik dışı ilişkiler, uygunsuz evlenmeler, yozlaşmış düzen, aylaklıklar, varsıllığın ve mirasyediciliğin sonucu kudurganlığa varan davranışlar, hem gülünesi hem acınası tavırlar, bozuk toplum düzeninin oluşturduğu ortamlar, çözülen büyük aileler, bezginlikler, umutsuzluk lar, bunlann sonucu özkıyımlar (intiharlar) yapıtlannın konularıdır. Hüseyin Rahmi'ye göre cinsel açlık doyurulması gerekli en güçlü gereksinimdir. Yaşamın amaçlarından birinin 'haz' olduğu unutulînamalıdır. Savaş sonunda açıkgöz varsıllar daha varsıllaşmışlar, namuslu yoksullar daha yoksullaşmışlardır. Açlık veyokluk ortamında namustan söz edilemez. Toplumsal uçurumun toplumu çürüttüğü bir gerçektir. Çirkin ve tiksinç yöneticilerin, siyasacıların, vurguncuların, karaborsacıların, rüşvetçilerin neden oldukları yoksulluğa kolayca umar (çare) bulunamayacaktır... Toplum, körinaçlann tutsağıdır. Büyü, üfürükçülük, muskacılık, cin, peri inançlarıyla yoğrulmuştur. Eğitimsizlik ve eğitim yanlışları, adaletsizlikler, . haksızlıklar toplumu çürütmektedir... Duyunçsuzların (vicdansızların) insanları sürüklediği uçurumlar, acılar sürüp gitmektedir. Bu görünüm insanları umutsuz, karamsar etmektedir. Toplumdan kaçışı kamçılamaktadır.. Hüseyin Rahmi, bir toplum gözlemcisidir. Halka inen bir edebiyat yaratarak, toplumsal bir sanat bilincini sürdürmüştür. Gerçek bir halk romancı• sıdır. Agâh Sırrı Levend, yazdığı "Hüseyin Rahmi Gürpınar" adlı yapıtının önsözünde şöyle yazar: "Hüseyin Rahmi'nin romanları ve öyküleri, toplum yaşamımızın yüz yıldan beri geçirdiği evreleri canlandırıp yaşatan birer sergidir."Yaşamının son otuz yılını Heybeliada yalnızlığında geçiren Hüseyin Rahmi'nin 8 Mart 1944 günü ölürken son sözü, "Kedilerime iyi bakın" olmuştur. Heybelililer ve Heybeliye gidenler iskele karşısındaki parkta büstünü görmektedirler. Bir de, ta yukarılarda, orman içindeki kartal yuvasına benzeyen köşkünü... Ne yazık ki, bugün köşk bakımsızdır; ügi beklemektedir...» CUMHURİYET KİTAP SAYI J S A Y F A 1 6 211