05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

CENK KOYUNCU Erken yaşlarda şiir yazmaI ya başladınız... Nasıl başladı şiir, şiir ile olan ilişki? Şiirle ilgim çok erken yaşlarda, ortaokul birinci sınıfta başladı. Şaırlerle temasla olmuş bir şey değil bıı ilgi.Babaevindekitaplatanışmaolanağım oldu. Babam okurdu, gerçi direk edebiyatla ilgili değildi ama edebiyat kitaplannın da bulunduğu bir kitaplığı vardı kendi meslek kitaplannın yanında. Her tür kitaba açık bir insandı. O arada bir kitap sevgisi kendiliğinden oluşuyor tabii. (Bende de yatkınhk varmış demek ki) Özellikle edebiyatı çok sevdim. O zamanlar edebiyat dersi diye bir ders yoktu, Türkçe derslerindeki birtakım şairleri örnek alarak vezinli, kafiyeli şiirler yazmaya başladım. O zamanlar Türkçe öğrenimini, edebiyat eöğrenimini çok değişik biçimde ele alan ders kitapları yazmış olan Beşir Göğüş ile Kemal Demiray vardı. (Daha sonra liseler için de yaptılar bu ders kitabını) Beşir Göğüş benim öğretmenim oldu ortaokulda. O da benim edebiyatı sevmeme çok katkıda bulundu. Daha sonra lisede de öğretmenim oldu. Beşir Göğüş cesur bir öğretmendi. O tarihlerde; 1948'ler, 50'lerde Nâzım Hikmet'in adının anılmadığı dönemde bile derste adını anar, Salkımsöğüt, Bahri Hazer şiirlerini tanıtırdı. Benim üzerimde çok olumlu etkileri olmuş bir insandı. Beni yazmaya çok teşvik etmiştir... Yılmaz Gruda benim çocukluk arkadaşımdı. Şimdi şiirden hayli uzaklaşmış gözüküyor Yılmaz ama o zamanlar çok iyi şiirler yazabilecek şair olarak göründü. Çok iyi arkadaştık. Ankara'da ilk o tanıştırdı beni Ahmed Arif ve Enver Gökçe'yle. 15 16yaşlarındaydım. Ankara'da şimdi 'Opera Meydanı denilen, o zamanlar 'Hergele Meydanı' diye anılan bir semtte 'Onbeşinci Yıl Kıraathanesi' vardı. Yılmaz'la ben oraya gidip gelmeye başladık. Ahmed Arif, Enver Gökçe, bir ara Ankara'da kaldığı zamanlar Arif Damar (ki o zamanlar AnfBarikat imzasıyla şiirlerini yayımlardı.) Işte o gün bu gündür şiir yazmayı sürdürüyorum. Benim başlıca alanımdır şiir. Kendimi her şeyden önce şair olarak görüyorum. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın da dediği gibi: Ben şiirden başlanm, şiir merkezimdir, oradan açılırım ama zaman zaman başka kanallarda da ürün vermem sanki şairliği daha az önemsiyormuşum gibi bir anlayışa, düşünceye yol açtı. Bu doğru değil. tnsan çeşitli alanlarda da ürün verebilir ve bir biçim, biçem anlayışına ulaştığımı hisset, tiğim zaman yoğunlaştırıyorum şiirimi. Bu arada düzyazıyı, araştırmayı, incelemeyi de seviyorum. Onun için şiir SAYFA 12 Ahmet Oktav •• O n c e "Bir Sanrı îçin Gece Müziği" adlı şiir kitabını yayımladı, ardından ortahğı birbirine katan "Türkiye'de Popüler Kültür" çıktı. Son bombası "Cumhuriyet Dönemi Edebiyatı 19231950"ile yine ilgi odağı haline geleceğe benzer Ahmet Oktay. Oktay ile bu son üç kitabı ve edebiyat yaşamı üzerine konuştuk. Pusulası kültür olan bir şair: gibi geldi bana. 1961 yılında, Ankara'da Yent îstanbul gazetesinde parlamento muhabiri olarak gazeteciliğe başladım. O gün bu gündür, geçen yıla kadar, 93 şubatına kadar çeşitli yerlerde gazetecilik yaptım. TRT'de Îstanbul Hab'er Müdürlüğü yaptım, Milliyet'te çahştım ama 33 yıl gazetecilik yaptıktan sonra artık bıraktım. Ve edebiyatla gerçekten hiç ilgisı olmayan, tam tersine insanın canına okuyan bir meslektir gazetecilik. Sonuçta o da yazıyla ilgili bir olay olduğu için gecenizi, gündüzünüzü oraya vermek zorundasınız. Onun için edebiyata destek olan ya da edebiyata ortam hazırlayan bir meslek değildi gazetecilik. Her şiir kitabında belli bir temayı ile yazı arasında büyük bir ayrını görmüyorum ben. önemli olan: insanın kendi sorulan vardır, aradığı sorularyanıtlar vardır, durmadan ürettiği sorular vardır. Bunu öyle de yapabilirsiniz böyle de. Bu fazla bir engel değil. Rahmetli Edip Cansever ile Turgut Uyar da şiirden başka bir şey yazmayı hiç sevmezlerdi ama buna rağmen çok da güzel yazılar yazdılar. Daha sonra bir gazetecilik döneminiz başladı... Ben gazeteciliği memur olmamak için seçtim. Memurluk yapmayı hemen hemen hiç düşünmedim. Bir iki denemem olmadı değil, örneğin okulu yarım bıraktım, öğrenimim düzenli değildi. Liseden ayrıldım, o ara îstatis **Benim başhca alanımdır şiir. Kendimi her şeyden önce şair olarak görüyorum. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın da dediği gibi: Ben şiirden başlanm, şiir merkezimdir, oradan açılırım. ." tik Genel Müdürlüğü'nde (daha sonra DİE oldu) bir yıl kadar memurluk yaptım ama memurluk beni açmadı. Şiire, edebiyata en yakın meslek (ki, hiç ilgisi olmadığını anladım tabii) gazetecilik konu alıyorsunuz. Surgun'de, Yol Üstündekı Semender'de olduğu gibi... Özellikle bu son şiir kitabınız Bir Sanrı îçin Geçe Müzığfnde hetn görselliğe ağırlık verip hem de çeşitli atılım ve alıntılar yapmışsınız. Nasıl doğdu bu kitap? Ben bu kitabı uzun süre kafamda tasarlamıştım. Görsel öğenin metne yedirilmesi benden önce de yapılmıştır. Batı'da da, Türkiye'de de bunun örnekleri var ama ben bu kitabı bir siyasal bağlama oturtmak istedim. Uzun bir süre kitabı tasarladım fakat önceleri çerçevesi başkaydı, yazmaya başlayınca değişti... Bu kitapta benim çıkış noktam şu oldu: TRT'de haber müdürlüğü yaptı • CUMHURİYET KİTAP SAYI 211
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle