Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Hiroşima'mn sessiz çığlığı Nobel Edebiyat Ödülü bir kez daha pek tanınmamış bir yazarın oldu. Aslında Kenzaburo Oe, Japonya'nın önde gelen yazarlarından. Ama Batı ülkelerinde o kadar tanınmıyor. Ödülün ertesi günü Londra'da bir saat içinde şimdiye kadar sattığından daha çok satmış kitapları. CELALUSTER cılann çoğu büyük baJıkların peşinde," diyor. "Fazla tanınmamış yazarlara pek el atmak istemiyorlar. Oysa biz bu tür yazarları çevirmeyi seçtik." Nobel Edebiyat Ödülü 26 yıl sonra yeniden Japonya'da Klınlk bunafcm Bana kalırsa, Kenzaburo Oe'nin aldığı Nobel Edebiyat Ödülü, Japonya yatına da dikkatleri çekmesi. Kuşkusuz, belirtmek gerekir ki, Oe bu ödülü kazanan ilk Japon yazar değil. Daha önce 1968'de de melankolik lirizmiyle, eski Japon edebiyat geleneğini çağdaş bir tarzda yansıtan Yasunari Kavabata değer görülmüştü Nobel Ödülü'ne. Ödül töreninde yaptığı konuşmada Kavabata, yapıtlarında ölümü güzelleştirmeye, doğa, insan ve boşluk arasında uyum kurmaya çalıştığını; yaşamı boyunca güzellik içinde çabaladığını söylemişti. Dostu Mişima Yukio'nun ölümünden kısa bir süre sonra canına kıyan Kavabata'nın Karlar Ülkesi, Bin Beyaz Turna, Kiyoto, Kiraz Çiçekleri, Uykuda Sevilen Kızlar adlı yapıtları dilimize de çevrilmişti. Nitekim Kenzaburo Oe de, Nobel'i kazandığını öğrendikten hemen sonra yaptığı açıklamada, ödülü Kavabata'ya ve Nobel'i alamayan Japon yazarlara borçlu olduğunu söylüyor; "Batı etkisinin egemenliği altındaki bu alanda Japon romanı daha büyük kabul göımüş olsaydı başka Japon yazarlar bu ödülü benden önce alırlardı." Oe kendisini özellikle üç Japon yazara yakın buluyor. Bunlar Kafkavari yaı>ıtlarıyla, özellikle de Kum Tepeciğindeki Kadın adlı romanıyla ünlenen Kobo Abe, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Filipinler'de çarpışmalarda yaşanan vahşetin yazarı olarak tanınan Şohei Oka ve Hiroşima'mn bombalanmasının yol açtığı derin toplumsal etkileri ele aldığı Kara Yağmur adlı romanıyla büyük üne erişen Masuci îbuse. "Nobel'e giden yolu onlar açtı, diyor Oe. " Ben o topluluğun en genciyim. Ödülü onlar adına aldığımı düşünüyorum." Kenzaburo Oe, ülkemizde hemen hiç tanınmıyor, ama AnaBritannica Genel Kiiltür Ansiklopedisi'nin 1993 basımında koca bir sütun ayrümış bu yazara. AnaBritannica'da şöyletanımlanıyorOe: "Japon romancı. Zaman zaman Japon canın doğal ritmini bozan pürüzlü üslubu, yapıtlarının konusunu oluşturan II. Dünya Savaşı sonrası kuşağın isyanını dile getirir." BattetMtl Ş u Isveç Akademisi üyelerini çok seviyorum. Her yıl ekim ay:nda Nobel Edebiyat Ödülü'nü hangi yazara verdiklerini açıkJayana kadar şairleri, yazarları, gazetecileri, hele hele yayıncıları inim inim inletiyorlar; sonra da genellikle öyle bir yazara veriyorlar ki ödülü, herkesn ağzı açık kalıyor. Yayınevi yöneticileri başlıyor yelyeperek koşturmaya: Kimdir bu yazar, yayın haklarını nereden nasıl kapanz? Geçen yıl siyah Amerikalı Toni Morrison'da öyle olmadı mı? 1989'da tspanyol romancı Camilo Jose Cela'daböyleolmadımı? Morrisonda, Jose Cela da ülkelerinde tanınsalar bile, dünya ölçeğinde pek o kadar bilinmeyenyazarlar değil miydiler? "Oe'nin kitaplarını bugüne kadar şu son bir saat içinde sattığımız kadar satmamıştık!" Geçen ay 1994 Nobel edebiyat Ödülü'ne değer görülen Japon yazar Kenzaburo Oe'nin Ingiltere'deki yayıncılarından Serpent's Tail'in bir yetkilisi, ödülün açıklanışının ertesi günü böyle söylüyordu. Gerçektende, bugüne değinyirmiden fazla kitap yazmış olmasına karşın Batı ülkelerinde pek fazla bir okuru olnamış Oe'nin. Elli dokuz yaşındaki Japon yazann Ingiltere'de Mairon Boyars ve Serpent's Tail yayınevlerince yayımlanan kitapları arasında 1967'de yazdığı Man'en gannen no futtoboru (Sessiz Çığlık) adlı romanı ve 1969'da kaJeme aldığı Varera no kyoki o ikinobiru miçi o oşieyo (Bize Deliliğimizi Aşmayı Öğret) adlı öykü derlemesi yer aJıyor. 1964'te yazdığı Koçinteki na taiken (Kişisel Bir Sorun) adlı romanı ABD'de GroveAtlantic tarafından yayımlanmış. Japonya'da 1958'de basılan Memuşiri kouçi (Tomurcuğu Kopar ve Dölü Yok Et) 1995'in mart ayında Marion Boyars'dan çıkacak. Oe'nin kitaplarını Fransa'da Gallimard,Italya'daGarzantibasmış. Cesur yayınevi Marion Boyars, îngiltere'nin sıradışı B l dokuz yaşnda yayınevlerinden biri. Marion Boyars'ı sıradan olmaktan çıkaran en önemli özelliklerinden biri de, sonradan Nobel alacak bazı yazarları daha tanınmadıkları günlerde yayımlamaya cesaret etmiş olması. Bu yazarlar arasında savaş sonrası Alman edebiyatının en önemli temsikilerinden Heinrich Böll, Italyan şair ve yazar Eugenio Montale, bizde de Körleşme ve Sözcüklerin Bilinci adlı yapıtlarıyla tanınan Elias Canetti ve 1950'li yıllarda Fransa'da ortaya çıkan Yeni Roman akımının en özgün yazarlarından Claude Simon da var. Marion Boyars'ın yöneticilerinden biri," Batı'daki yayın için uluslararası alanda kazandığı bütün ekonomik ve teknolojik başanlardan çok daha önemli. Özellikle Ikinci Dünya Savaşı'nın ardından Batı kültürünün, özellikle Amerikan kültürünün belki Atom bombasından da sarsıcı etkileri karşısında değer yargıları altüst olan, kimlik bunalımı geçiren Japon toplumu açısından bir yazarının dünyanın en saygın ödüllerinden birine değer görülmesi bambaşka bir anlamtaşısagerek. Nobel Ödülü'nün bir başka özelliği de, yalnızca ödül alan yazarların yapıtlarına değil, o yazann ülkesinin edebi ÖncaKavafeata Kenzaburo Oe, 31 Ocak 1935'te Japonya'nın Şikoku adasında Ehime de saygın bir samuray ailesinin üçüncü oğlu olarak dünyaya gelmiş. Çocukluğu ülkenin kırsal geleneklerinin ve savaş dönemi propagandasının etkisi altındageçmiş. Sonradan romanlarında belirecek kişiler gibi Oe de, üstelik çok küçük yaşta ansızın ters pers olan bir dünyayla yüz yüze gelmiş. Ülkesinin tepesine çöken atom bombası soykırımı ve Japonya'nın 1945'te teslim olması, milyonlarca Japon gibi 10 yaşındaki Oe'yi de derinden sarsmış. O güne değin Tanrısal ve ölümsüz olduğuna inanılan imparatorun herkesin önünde Japonya'nın yenik düştüğünü C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI Samuray alasi J S A Y F A 24 8