05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Necati Tosuner den bir üçlü: Kambur ve Öncesi Düşünen, düşündürten bir yazar ADNAN ÖZYALÇINER ecati Tosuner'in daha önce yayımlanan: Özgürlük Masalı (1965), Çıkmazda (1969), Kambur (1972) acüı öykü kitapları "Kambur ve Öncesi" adıyla bir üçlü olarak yayimlandı. Dört yaşındayken salıncaktan düşereksakatlanıpgövdesineyapışanfazlalığı; öteki insanlar arasında, dünyanın ve yaşamın karşısında kendi eksikliği olarak işlediği bu hikâyeleri Necati Tosuner, yaşayışının bir güncesi olarak anlatıyor. Iler insanın gündelik yaşamında karşılaşacağı sıradan olaylar içinde kendi cksiklik ya da farklılığını irdeliyor. Necati Tosuner, kendi yas,ayışının öyküsüne yalnızlığını, tek başınalıgını belirterek basjıyor: "Çift çifttir herkes. Bir yanlız ben varımdır." Dayanılmaz olarak nitelediği bu yalnızlıkta tek arkadaşı yirmi beş kuruşluk sakızla bir Bafra sigarasıdır. Bli boş bekiemektedir. BirgüJücük, bir işarettir bekledlgi. lili boş bcklemesi uzıın sürmeyecek, yollaradüşeccktir. Yaşadığıkentibırakıp başka bir kente gidecektir. Yalnız bir gülücük, bir işaret için mi? Ilayır, kendini kanıtlaıruk, varoluşunu ortaya koymak için. Bıınuyaparken öğrencilik, memurluk, aile yaşayışı içindeki bunalımları, sevdaları, umutları, umutsuzlukları yaşayacaktır. Her insan gibi. Ama onun sevgileri karşılıksız kaJacaktır. Tek istediği "insan sayılmak"tır. N Mecati Tosuner, daha önce yayımladığı "Özgürlük Masalı "(1965), "Çıkmazda" (1969) ve "Kambur" (1972) adlı öykü kitaplarını " Kambur ve Öncesi" adıyla bir üçlü olarak yeniden yayımladı. hiçkimseyeanlatmaya gücüm yetmeyecektir benim. Biliyorum, ölçümüzden taşkın bir sevgidir sevda bize, akar üstümüzden." Bu coşkulu, ama hüzün dolu sevda tanımı Kambur kitabındaki Vurgun öyküsü suzlukların hüzünlü şiiri sarar okuyanı: "Bırak sen de unutamazsın beni. Bir küçük çocuğun saçlarını okşadığında, yağmur yağmışsa ansızın güneş açtığında, belki solgun bir leylakta, ne bileyim, bir tatlı lcavun kokusunda belki ve bir tümsek ve bir çıkıntı gördüğünde ve sevda ve umut üstüne işittiğin her sözde ve sevdiğin çözerken düğmeni aklina ben geleceğim." Necati Tosuner, bütün öykülerinde başkaldırıcidır. Başkaldırılmazsa yaşamanın yaşanacak yeri kalmaz. Düzensizliğe, insanı insandan ayıran benciJliğe karşıdır savaşı. Burada, Tosuner'in kendi durumuna başkaldırışından evrensel bir başkaldırıya ulaştığını görüyoruz. Onun için öykülerinde kendi durumunu odak almasına karşılık yakınmaz. Necati Tosuner'in öykülerinde sı " Adam, bir akasya ağacının dibinde kaşları çatıktı. Eksikliğin usanmışlığında topluma sövüyordu sanki. Böyle bir kişinin öyküsü okunur muydu" diye soran Necati Tosuner'in başarısı, böyle bir öyküyü okutmasındadır. Onagöre:" Adamın tek suçu, Tanrının başkalarına verdiği güzelliği ona çok görmesindeydi. Topiumun değer ölçüleri vardı: Kişi ya ünlü, paralı ya namuslu olmalıydı; ya da Tanrı eksiksiz yaratmaJıydı onu. Kendini tutkuJarabıraksaydı adam, ün de para da kazanırdı belki. Namuslu görünmek de güç iş değildi. Ama bütün bunlar Tanrı'nın ona vermediğini örtmeye yeterli olacakmıydı? Eksikliği bir Jckcgibi taşıyacak, kendini toplumdan saydıramayacaktı yine de. Tanrı'nın vermediğini insanların onda aramasının gereği neydi? (...) O da insandı, insan olmak çabasındaydı..." C U M H U R IY E T K İ T A P S A Y I 2 4 8 Topiumun değer ölçülarl Tosuner'in Tann'yla, insanlarla, toplumla hesaplaşmaya kalkması, başkaldırışı bundandır. Insanlara küskünlüğü de buna dayanıyor. Toplumda eksik adama yalnızca acınıyordur belki. "Ama her acımanin içinde, bir kötü kaderin kendine rastlamayışının sevınci vardır. Eksik kişinin aradığı, aşağılatıcı bir kuru acıma değil, sevgidir. Oysa toplum üstündür; ona ancak acımayı yaraştırırdı. Onun insanca sevmek, hele sevilmek istemesine gülerdi insanlar." Böylece sevmek ve ievılmek konusu, Necati Tosuner'in öykülerinin vazgeçilmez temasını oluşturuyor. Bütün umutlar, umutsuzluklar, küskünlükler, sevinçler, hüzünler, acılar bunda düğümleniyor. "Ne de kolay sevdalanıyoruz? Ve ne degüzel... Bunungüzelliğinihiçkimse anlamayacaktır. Ve bunun güzelliğini Ssvmek ve sevDmek nü yaratacaktır. Amaoda, umudun.sevincin.mutluluğun düğümlendiği bağı çözemeyecektir. Çünkü sevilenin düşüncesi çok açıktır. Pencereler öyküsündeki Ayten, bu konudaşunları düşünüyor: "Körkuyorum, bir şey olsa benden bilinecek. Sankı ne yaptım ben? Sevdiyse bana ne, sevmeseydi. Beni sev mi dedim de... Koşup koynuna mı gireyim, a... Gel de anlat... Sanki ben... Neyse, hem canım, kendileri olsa ne yaparlardı? Kendi kızları, kardeşleri, ne bileyim, olsa... Seviyorum dedi diye... Hoş, onu da demedi ya, o da Ayhan'ındeyişi." Necati Tosuner'in öykülerindekı başkaidırıcı tavrın hüzünlü şiirselve humor yüklü anlatımı buna bağlıdır. Tosuner'in öyküleri öfke doludur, ama anlatımında öfke yoktur. Öfkeyi, içten içe bir alaycıhk perdesi örter. Bütün küskünlüklerin, acıların, umut nırsız bir içtenlik yatar. Hep kendini anlatma bencilliği içinde bile her şeyini açık açık sergiler. Acı verecek olsa da... Kendisinin, insanların ve dünyanın karşılaştığı bütün olumsuzluklar karşısında tek kurtuluş direnmektir: "Direniş ne güzeldir Kamburum... Bir şey kazanacak olmasak da, bir şey başaramayacak da olsak, direniş ne güzeldir. Ellerimızi uzatmayalım derim ben.yumruklarımızsıkılsın." Tosuner, sonunda, onu kendilerine yakıştıramayan insanlardan başka olmak istediğini söyler. Başkadır da. Çünkü yazardır. Düşünen, düşündiirten bir yazar. Necati Tosuner, bütün olanlara ve yaşadıklarına karşı kitabın son öyküsü Çok Şey'i ışıltılı bir cümleyle bitiriyor: "lyi mi, satarım ben de anasını." • YapıKrediYaywlan/250s. S A Kambur ve Öncesi/ Necati Tosuner/ Y F A 1 1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle