Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
LEE MARSHAL mberto Eco, kendi deyişiyle beylik gazetecı lailarından hiç hoşlanmaz. Örneğin, beylik bir gazcteci yazısı şöyle başlayabilirdi: Gülün Adı'nı çok sevmiştik. Foucault Sarkacı yayımlandığında çoğumuz kitabı sonunakadarokuyamamıştık. Amabusakallı göstcrgebilimciyc bir fırsat tanımaya karar vermiştik. L'isola del giorno prima (Önceki Günün Adast) iştebu ikinci fırsattı. Nc yazık kı, Umberto Eco bu fırsatı kaçırmış. Ben yazıma böyle başlayacağıma göre, iyısimiöyküyüanlatayım. 1643yılındaBüyük Okyanus'ta bir deniz kazası meydana gelir; bu kazadan sağ çıkan tek kişi, 30 yaşındaki Roberto de la Grive'dir; Roberto, Fiji adalanndan birınin açıklarında demirli bir başka gemiye sürüklenir akıl almaz bir biçımde. Roberto scrüvenlerle dolu bir gençlik yaşamıştır. Otuz Yıl Savaşlan diye bilinen o anlaşılmaz çarpışmalar döneminde, memlcketı Piemonte'de Casale Monferrato kuşatmasında yer almıştır. Daha sonra Paris'e gitmiş, orada namlı sefahat yuvalarınınmüdavimleriarasınagirmiştir. Roberto, Richelieu'nün koruması aİtında bulunan ve sonradan onun yerine geçecek olan Kardinal Mazarin tarafından, bir yanlış anlama sonucu, hapse atılı. Kardinal, bir anlaşma önerir Robcrto'ya: Roberto Büyük Okyanus'un güneyine gidecek bir Flaman gemisinde casusluk yapmayı kabul ederse Mazarin ona hem özgürlüğünü, hem de yüklüce bir ödül verecektir. Mazarın'ın önerisini kabul eden Roberto çok değil birkaç ay sonra "batan bir gemiden kurtulup terk edilmiş bir başka gemiye çıkan tek adanı" olarak tarihe geçecektir. Ûykü Daphne'de başlar, Daphne'de biter. 470 sayfa boyunca Roberto rom içer, gemıyi gezıp keşfeder, nişanlısı olarak düşlediği Lilia'ya uzun barok mektuplar yazar. Ortalara doğru romanın tek Olay'ı meydana gelir: Roberto, geınide olduğunu uzun süredir sezinlcdiği Davetsiz Misafir'i ortaya çıkartır. Kitabın geri kalan bölümü, Umberto Eco'nun üçüncü romam; Önceki Günün Adast U Duşunceler okyanusunda süriiklenen bir öykii •• •• Roberto'nun anılarından, bazıları Davetsiz Misafir'le söyleşilere dönüşen metafizik ve bilimsel sorunlar üzerine düşüncelerinden oluşur. Romandaki bir başka halka da kötii bir erkek kardeş ve Aşk Rakibi (bu kitapta çok sayıda büyük harf var) olan Ferrante'nin öyküsüdür; Ferrante yaşama bir çocukluk düşlemi olarak başlar, giderek ete kemiğe bürünür, en sonunda tabii ki Roberto'nun yazdığı bir Roman'da bulur kendini. Eco'nun bütün romanları, düşünceler tarihınin bir Hollywood gerilim filmı kadar sürükleyici olabileceği yolundaki inancım kanıtlamak amacıyla giriştiği deneyler olarak görülcbilir. Ama Gülün Adı'nın olağanüstü başansında, ortaçağ kilise tarihi ile eskı usül ustâlıklı bir gerilimi bağdaştırma becerisinin büyük payı vardı. Oysa Eco, Foucault Sarkacı nda ve daha da büyük ölçüdc bu son romanında, işleri okuru için daha da zorlaştırmaya kararlı görünüyor. Sonunda ortaya çıkan, on yedinci yüzyılda bugünün dün olduğu (yoksa yarın mı?) Solomon Adalan'nı arayışın öyküsü; Her Derde Deva Tozlar'ın, ay tutulmalannın öyküsü. Tek eksık, bir sayfa çevirici. Bu romana entelektüel okurlar için yazıldığı gerekçesiyle karşı çıkılabilir. Ama kitap boyunca varlığını duyuran durkalk ritmi (bağıntılar coşkuyla ortaya atılıyor, ama çok geçmeden bir kcnara bırakılıveriyor) okurun kendini romana kaptırabilmesine hıç de elverışli değil. Durmadan araya giren anlatıcınumarasıise(bilirsinız, öykünün nasıl süreceğini bilmenin ne kadar zor olduğundan yakınır okura hani) Eco'nun tıpkı "ruhunun yalnızca yansını ınandığı şeylere adamaya.... öbür yarısını ınandıklannın tam tersi çıkar kaygısıyla özgür bırakmaya karar veren" kahramanı gibi kendini dizginlediği izlenimini güçlcn diriyor okurun. Ama Eco hiç kuşkusuz usta bir yazar; okurun yer yer karşılaştığı zekâ parlamalarından büyük zcvk aldığını yadsımak olanaksız. ('asale kuşatmasının anlatıldığı ilk bölümlerde olağnaüstü karakter betimlemeleri vc yergisel alcgoriyle tarihsel şaşmazlık arasında bir ton egcmen. 1 nsana f kiye Bölünen Vikont ve Ağaca Tüneyen Baron'un yazarı Italo (üalvıno'yu anımsatan bir ton. Romanda psikolojik derınlik ve anlatı birliği aramak belki de çağımjza ozgü bir önyargı. Kimbilır, belki de, Önceki Günün Adası'nı yabancı düşüncelcrin, ya/ma ustalığının ve çok güzel imgelerin bir ozetı olarak, günümüzde yazılmış bir Melankolinin Anoıomisi [tngiliz araştırmacı, yazar vc Anglikan din adamı Robert Burton'ın (15771640) üslup ustalığını sergileyen yaıtı. C.Ü.] olarak görmekteyarar var. Kitabı ın son satırları, Eleştirmenler Aşıreli'ne alaycı bir uyarı sanki: "Içerik açısından . Üslupçu bir denemcden başka bir şey değil. O yüzyılda nasıl yazdıklarını bilirsiniz. Ruhtan yoksundular." Şimdi ben de kalkıp, "Umberto Eco'nun yeni romanını yer yer parlak, ama sonuçta ruhtan yoksun buldum," demeyeceğim. Kehanette bulunmaktan nefret ederim.* Çeviren. Celâlüster Eco/ Bomptam/32.000 Liret. L'isola del giorno prima/ Umberto Oğltık'lar çoğalıyor... (iittikçe çoğtılıyor Hulki Aktunç Istıraplar Ansiklopedisi dincı yüzyılda kullanılan dilı yalnızca Roberto'nun mcktuplarında kullandığı son derece barok, oyuncaklı dille bir tutmak yanlış olur. Galıleo gibi bilim adamları, dönemin diüne Donne ya da Marino'nun şiirsel dilinden çok daha az denk düşen yalın bir üslup kullanırlardı. Romanın kimi bölütnleri, örneğin kahramanın yazdığı mektuplar, çeşitli yazarlara göndermelerden oluşan bir kurgudan başka bir şey değil sanki. Evet, ama romanın dokusu içınde özümlenmiş durumdalar. Onları bir bilgisayar programıyla oluşturmadım; doğrusu, kitaba giren bütün tümcclerin kimin oldıı ğunu çıkarmam bile olanaksızdı. Yüzlerce şiirscl imgeyi, yazarının adı olmadan, küçük kâğıt parçalarına yazdım; böylece romanın yaratımının akışı içinde tam yeri geldığinde kitaba girebilmelerini sağladım. Örneğin, bir bölüm şöyle sona eriyor: "Işınlarıyla gölgenın boyunu vuran güneşin soz erımınden çikmak için ıçerı gırdim"; çok güzel bir eğretilemc, ama kımın vazdığınıhiçanımsamıvorum • nun romanlannızda bir sınırlılık olduğu söylenebilirmi? Foucault Sarkacı, üç kadın karakterin çevresinde dönüyordu; bunlardan biri olan Lia, bir eleştirmenin dediği gibi "edilgin" değil, tam tersıne son derece olumlu bir karakterdi. Bu romanımdaki ada da aslında bir kadın suretinin egemen olduğu bir aşk öyküsü. Diyeceğim, bir balinanın bakış açısından ronıan yazmaya kalkışamam, çünkü ben bir balina değilim. Ben Flaubert gibi bir yazar değilim. Gerçi Flaubert bile nep erkeklerin gözünden bakılan ve değerlendirilen bir Madame Bovary yaratmakla suçlanmıştı. Kaldı kı, ortaçağ manastırlarında kaç kadın vardı ya da on yüzyılda çıkılan deniz yolculuklarına kaç kadın katılırdı acaba? Yeni romanrnızda yalnızca on yedinci yüzyılda var olan sözcükleri ve sözdizimini kullanmaya özel bir özen göslermişsiniz. Ama gene de anlatıcının sesi zatnan zaman şaşırtıcı ölçüdc modern. Bir kere, kurallar çığnenmek içındır, ö/ellıkle de sanatsal kurallar. Sonra, on yeCUMHURİYET KİTAP SAYI Hulki Aktunç, dün ile bugün arasında dilin ilmeğini dokuduğu beklenen şiir kitabı Istıraplar Ansiklopedisi'yle Oğlak'ta. Türk edebiyatının iyi yapıtlarından biri daha Oğlak'ta. Şlln Ismet O/el Q«c«l*yln B4r Kofu • Ismet Özel Ev«t byan • Ism Clntydltr Kltıbı • Ismeı Ozel (MMdıma O0K)mMrt«n • Ismei Özel Şllr Okuma Kılavuzu • Sylvıa Plalh Ûç K»dın ROMAN Adalel AOaoOlu Flkrimln lo£» OOU • Adalel AOaoOlu Rırtl ÛfOınMl • Nahld Sıırı Örık Kıakanmak MIKAvt DoOan Varıcı Kamlk ELEŞTİRI Felhı Nacı 40 Yılda 40 Roman İLK YAPITUAHI GOIayıe Koçak ÇM» K^aUrm Cmti • Erun Salman MlHlir T«rlHd«rt Nur Nakka; H O n Datlıfil • Oojar. Yaııc. EvM • Urnl Unal AllMrikln O0«<ll OĞLAK YAYINLARI Turk okurunun hak ettığı. yazarların bekledığı kalıte 244 SAYFA 13