Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SEMİHGÜMOŞ üyük sermaye kuruluşlannın önemli sayılabilecek parasal destekleriyle gerçekleşen kitap yayıncılığının kültür yaşamımızdaki yeri yeniden sorgulantnaya başladı. Bu tartışmanm nirengi noktasında, bir süredir yay ımladığı kitaplarlaokuruneredeysekışkırt an Yapı Kredi Yayınları'nınolduğuapaçık. En büyük bankalardan bırinin, kendi benzerlerinden hiçbir sermaye kuruluşunun tutturamadığı bir düzeyde uçuşu ve çok kısa süredc ardarda yayımladığı ya/ın kitaplarıyla hurnumuzun dibine dayanıvermesi, çoklanmızı enikonutedirginetti.Beklenmedikhıçimdc ivmclenen bu yayıncılık ctkinliğinın tedirginlik yaratması doğal karşılanmalıdır. Üstelik bu alışılmamış dııruın, ortaya çıktığı düzeyde de biriciklik kazandı. Geçmişte de bu yolda girişimler oldu gerçi; sözgelimi, İş Bankası ya da Akbank'ın yayıncılık çabaları ilk akla gelenlerden; bu arada I liirriyet, Milliyet gibi büyük basın kurııluşlan da öteden bcri kerıdileıince bir kitap yayıncılığını sürdurüyorlar ama, bu tiir kuruluşların güçlü kanatlarını gerdiği hiçbir yayınevi, kitap yayıncılığının, belki tanımlanması olanaksız olan o havasını, rengini yakalayamamıştı. Oysa bu kez bambaşka bir nitelik ve nicelikle karşı karjıya bulunduğumuz besbelli. Beckett'ten Bukowski'ye, Faulkner'dan Breton'a, Foucault'dan Jameson, Barthes, Jakobson, ürtega y Gasset ya da Levi Strauss'a uzanan örnekler ve bugüne dek hiç çevrilmemiş klasik yapıılardan bir dizinin Türkçe'ye kazandırılması yanı sıra, Abdülhak Şinasi Hisar'dan Tanpınar, Ahmet Mithat, Halit Ziya'ya ya da Feyyaz Kayacan'dan Ece Ayhan, Adalet Ağaoğlu, Tahsin Yücel, Ahmet Oktay, Enis Batur ve kimi yeni genç yazarlara varıncaya dek, Türk edebiyatının neredeyse başjangıç döneminden bugüne uzanan zıncirj içinden seçilmiş birçok halka... Bir de yayımlanan kitaplar bcşer onar önümüze gelince, ilgi duymamak olanaksızlaşıyor. Büyük sermaye kumluşlarının yayıntılıkta bir türlü çözemedikleri sorunların tamıtamına çözüldüğünü belli eden, kapak tasarınıından düzeltme aşamasına dek özenle davranılmış, tertemiz basılmış bu kitaplara ilgisiz kalmak ancak kitapsevmezlikle olası. Gelgelelim, bütiin bunlar sorunun bir yüzü. Birileri çıkıp Nokta dergisinde yayın dünyasının Yapı Kredi Yayınları yüzünden "birbirine girdiği" yolıında tuhaf bir haber yapar, kimi yayıncıları da bu konuda konuşturur B Büyük sermaye kuruluşlannın önemli sayılabileçek parasal destekleriyle gerçekleşen kitap yayıncılığının kültür yaşamımızdaki yeri yeniden sorgulanmaya başladı. Bu tartışmanın nirengi noktasında, bir süredir yayımladığı kitaplarla okuru neredeyse kışkırtan Yapı Kredi Yayınları'nın olduğu apaçık. Büyük sermaye kuruluşlannın yayıncılıgı Asıl olan kitaba verilen değer menin kolaylığı kuşkusuz var: Karşınıza aldığınız bir banka! Şu var ki, asıl erdem sorgulamaya ilkin kendinizden başlamaktır. Sözgelimi, pek çoklan reklamcılığı kendilcrince akılcı yorum lara uğratmış görünüyorlar! Peki ya medyalar eliyle yürütülen yarışH Bu ya1 rışta kullanan kim, kullanılan kim Ah • met Oktay bile geçenlerde, ya/.arların kaçınılmaz olarak markcting yaplıkla rını, onaylayarak kabulleniyordu. Bu dü^ünceyi çoklarının paylaştığı da ortada. Yazarların kendılerini p.ızarlamasında bir sakınca görmedikten son ra, büyük sermaye kuruluşlannın ya yıncılığa girmeleri nasıl sorgulanabilir ki? Televizyonu kullanmak ilc bu yolu yadsımak ya da birbirine zıt bu iki tutumu seçen iki yazar arasında bir ayrım yapmayacak mıyı/r1 Ya da çoklarımız kendi yayınevlerinde en doğru se çimleri yaptıklanna nasıl güvenebiliyorlar?.. Hıç değilse kcndimce önemli bııldıığum ve kuşkusuz çoğaltılabilecek bu so rulara herkcsin verf lecek yanıtları olıluğunu biliyorıım. Bu soruları yanıtladtktan sonra hâlâ kendisiyle barışık kalanlar, büyuk sermaye kuı uluşlarının kültür yaşamımıza getirdiklerini de yargılayabılir lcrkuşkusuz. Bir de şu var: İlgili sermaye kuruluşlannın yayıncılığa katkılarını yaparken, bu işi de 'serbest piyasa' mant ığına göre düşü • necekleri dupedu/ bir yanılsamadır. () sermaye kuruluşları nın böylesine yüksek 'itibar' sağlayacak bir işe avırdıkları ödenekle olçulecek hiçbir 'piyasa' beklentileri olmadığını hepimiz biliyoruz! Başka türlü belki de pek çoğunu bulmakta güçlük çekeceğimiz ayrıksı kitapların, kitaba verilen büvük değerle birlikte sıınuluşundan tedirginlik duymak için nedenlerimiz çok değil. Gene de şu karşınotu düşmeden edemiyo rum: Altmış gram uçuncü hamur kitap kâğıdının ve tipo baskının namusu hâlâ tertemiz bence! Uygulamaya da belki geri dönüşsüz bir yerde duruyorlar ama, simgeledikleri değerler var Bııgün aynı değerler Türk yazınının has örnekleri gibi geriye çekilmiş durum sa, küllenmesı olanaksız bir sorun, açığa vurulmay ı bekliyor demektir. Bir de Beckett, Bukowski ya da Foucault gibi, bütiin yaşamları yerleşik kurumlara karşı durmakla geçmiş yazarların, ya zın okuruna kuşkusuz en ıızak yerde duran bir büyük bankanın yayınları arasında kendi kkaplarımn yer almasını gerçekten isteyip istemeyecekleri gibi oldukça ilgi çekici sorularsorulmaya ba^lanırsa, sorun iyıce çetref illeşir gibi geliyor bana. Bu soruları elinizin tersiyle itivermek ilkin yapılan işe gölge düşürebilir; çünkü soru soranlar den sizlik etmiyorlar. Beckett, Bukowski ya da Foucault örnekleri oldukça aykırı örnekler ve doğrusunu isterseniz bu örneklere umursamazlık etmck olınaz. Böyle bir tutum, Yapı Kredi Yayınları'nın c,ok kısa süreye siğdırdığı bu çarpıcı yükselişin ardındaki biricik adam olarak göriinen Enis Batur'u da yazının bıırcundan eteklerine çekmez mi? Kaldı ki, bu tür sorunları aykırı orneklerden yola cıkarak çözmek de en doğru sonuclara götürür. Yapı Kredi Yayınları'nı sorguya çek da. • C UMHUR IY E T K İ T A P S A Y I 1 7 4 S AY F A 11