06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

"Batık Kent", Yapı Kredi Yayinlan'nın bütün eserlerini yayimlayacağı Sabahattin Kudret Aksal'ın daha önce kitap halinde gün ışığına çıkmamış son şiir kitabı. Büyük ustanın en olgun, damıtılmış şiirleri. MUZAFFERUVGUNER ksal'ın dergilerde kalan şiirleri Batık Kent adlı bir kitapta toplamp okurlarasunuldu. Bu kitaptaki şiirlerinde Aksal, İstanbul'un doğası, insanları ile birlikte yaşadığı günlerin günlük ya da anlık duyumsamalarını, dalınçlarını ortaya koymaktadır. Zaman zaman eski günlere donerek tstanbul'un o günlerdeki görüntüsiinü, insanlarının yaşamını özlemektedir. Bugünkü durumu gözönünde tutulursa, o günleri yasayanlar için Istanbul elbette batık bir kenttir. Yokolup giden yeşillikler, meyva ve çam ağaçları ile dolu bahçeler elbette Aksal'ın duyumsamalarına yansımıştır. Ama gene de denizi, kuşları, ay ve güneşi ile karşı karşıyadır tstanbul'un. GöğUn ve denizin maviliği, yıldızların parlaklığı onu gene de mutlu etmektedir. Şiirlerini okuduğumuzda, bir iki şiir bir yana, hep Istanbul çıkıyor karşımıza. Istanbul dışındaki görüntüleri, duyumsamalarını yansıtan şiirleri arasında "Köy Kış ve Gece Üstüne Çeşitlemeler", "Bor'un Hanında", "Bir Kır Gezginin Türküsü" ve "Ithaka'da Bir Akşamdı" sayılabilir. Aksal'ın şiirlerini okurken bazı imgelere de rastlıyorsuruz elbette. Sözgelimi sabah ve akşam sözcükleri çokça kullanılnuştır. Ona göre akşam, yaşamın biraz durgunlaşmasını, insanların kendi içlerine ya da evlerine dönük yaşamını ortaya koyar. Sabah sözcüğü ise yaşamın gene doğa ve toplum içinde başlaması, her şeyin herkesçe gözlenmesidir. Balıar sözcüğü de yaşamın canlanması, ağaçların yeşillenip yeni bir zamana başlaması, insanların yeni bir iç açıcı düzene yönelmeleridir. Yaz böyle bir başlangıç ile başlayan yaşamın verimli dönemidir. Güz ise bütün canlıların, insanların ve bitkilerin kendi içlerine çekilip bir tür istirahat etmeleri, güç toplamaları için kendilerine çeki düzen vedikleri bir zaman süresidir. Kış ise bir dinlenme dönemidir bir bakıma. Onun şiirinde simgeler yok mu? Doğal olarak var. "Simgeler" başlıklı bir şiiri de var. O şiirinde bulutun, ağacın ve evin yalnızlığı simgelediğini, yalnızlığın ise "buluta, ağaca, eve" benzediğini yazmıştır. Kuşlar, hareket eden gemiler ve araçlar ise Sabahattin Kudret Aksal'ın son şiir kitabı: Batık Kent Yok olan, batan bir kent: canlıhğın simgesidir. Birbiri içine girmiş evler ise elbette batık kent istanbul'un simgeleridır. Hele kitaba da bir bakıma adını veren "Batık Kent Kuşlar Köpükler" adlı şiiri bu batıklığın simgesidir: "En eski çiniydi gök / Batık kent, bizden ayrı / Ve bulutlarca uzak / Ne ağaç ne yaprağı / Ne de dal, konamayan / Ve hep uçan kuşları / Tınısıdır duyulan / Köpüğü o gömiitün / Yakamozlar koklanan / Sen ey tükeniş! Tütün / Ve alkolle avuntu / Yok neye baksan, bütün / Zaman şimdi anlatı". İstanbul'un kötü durumu karşısında bir şiirinde, "Düşsel Yolculuk" adlı şiirinde ise "özlediğim başka bir yer / Orası / Sıcak, dcrbeder / Rengiyle kokusu uygun / Zamanı yaşamak doygun" demiş, özlemini belirtmiştir. "Seslerle Uyandığım" adlı şiirinde de özlemini şöyle belirtmiştir: "özlemimdi kaçış uzak bir yer/Ki orada soyut bir aydınhk/Işıtmıştır havayı ve ılık/Yüzlü güneşler koşuyşan nemfler/Ve duyumlar hep". Aksal, şiirlerinde şiir görüşünü de belirtir. Bundan önceki kitabında, genç bir uzana şiirin ne olduğunu dize dize söylemişti. Bu kitapta da bazı değinileri var. Sözgelimi, "Sözler"in son iki dizesinde "Yaşamı yazıyoruz, başka deyişle yeryüzünü, neden/daha çok gelgeç dediğimiz şeyler" demiş, yaşamı yazdığını belirtmişlir. "Bir Eski Acun İçin Söylenmiş Şiir"inde eski günlere, "eşsiz bir zaman" olarak nitelediği günlere özlemini betimleme yoluyla ortaya koymuş, şiirin son dizesinde ise "Ey okur! lmgele o çağı" demiş, şürini ukuyanlara da o günlerin görüntüsünü çizmiştir. "Şiir Yazıyor" adlı şiirinde, "Ne ki şiir" diye sorduktan sonra, "Nesnelerin/karmaşasını dizgeye/ Oturtmak gibi bir şey/../Artısız, eksiksiz, dışa/Dönük, çok da sağlam/../Bir yapı çıksın ortaya" diye görüşünü ortaya koymuştur. Şiirlerinde bu anlayışı sürdürmüştür. Yavan gibi görünen şiirlerinde bile bu görüşü buluyoruz. Bu kitaptaki şiirlerine biçimsel yönden baktığımızda, özgür koşuktan ayrıldığını, İstanbul A belırlı bölümlemeler Cdörtlükler, ikilikler, bağımsız dizeler, beş altı dizeden oluşan bölümlemeler gibi) yaptığını ve bir de sone'yi kullandığını ("Güzellik" adlı şiir, s.23) görüyoruz. Bazı şiirlerinde uzak dizeler arasında olsa da uyağa, bazan yarım uyağa yöneldiğini söylcmeliyun. Yukarıda andığım "Güzellik"te ise uyağa oldukça önem vermiştir. Bu arada döneruyak (redif) dekullanmıştır. "tnse o denli yavaş geceler/ Içimizde hep savaş geceler" (s.61) dizelerini örnek olarak gösterebilirim. Aksal, bu kitapta kırık dizelere ya da dize kırmalarına fazlaca yer vermiştir "Bir Zamandan Notlar" şiirinde sözcükleri bile kırdığını görüyoruz: "Eskimolar, yaratılar/ La dolduran gecemizi/Çocukluk! Tutup savuran/Yakamızdan bizi kutup/Yıldızı, akşamları bom/Boş evlerine" (s.94) "Yaratılarla" ve "Bomboş" sözcüklerinin son hecelerinin bölündüğü görülmektedir. Bunun yanında "ekli dizeler" diyeceğimiz ve dizelcrdcki tümcelerin bölündüğünü gördüğümüz şürlerden örnek vermiyorum; çünkü bunlar pek çoktur, yukarıda verdiğim örneklerden de bu anlaşılabilir. Aksal, bu kitaptaki bazı şiirlerini bir tek tümceden de oluşturmuştur. Sözgelimi, "Masadaki Resim" bir örnek olarak anüabilir (s.83). Bu uygulaması için başka örnekler de vardır elbette. Bazı şiirlerinde dilimizde kullanılan deyimlere de rastlıyoruz. Sözgelimi "Ses gölgeye çekildi, in/Cin top oynadı sokakta" (s.33). "Yaprak kıpırdamıyor, bungun, kuru" (s.35) ve "O ıslaklık, tahta taraba" (s.44), "Uyu koyun koyuna Sonsuz'la!" (s.58) ile "Gördük, sanki şeytan tüyü" (s.63) dizelerindeki deyimler bu arada anılabilir. Aksal'ın bu kitabındaki şiirlerinde, "batık kent" olarak nitelediği Istanbul, Istanburdoğası (bahçeler, ağaçlar), doğa, geçip giden zaman, yalnızlık, ölüm gibi anakonular yoğunluktadır. tstanbul'daki ve îstanbul sokaklarındaki yaşam ile bazı görüntüler ve kişi görüntüleri de karşımıza çıkıyor şiirlerde. tnsan yaşamındaki yal nızlık oldukça geniştir. Daha önce andığım "Simgeler" adlı şiirinde yalnızlığı nasıl simgelediğini de belirtmiştim. "Yalnızlık" adlı şiirinde ise yalnızlıktan şöyle sözetmiştir: "Yalrlızlık bir ağacın/ Kurgusudur/Kemikli pek de iri/Bir cldir o/Fonda gerilmiş donuk/Bir gök vardır" (s.107). Başka şiirlerinde de yalnızlıktan, yalnızlığın yarattığı dııyumlardan sözetmiştır. Gencllikle akşamleyin bir yalnızlığa ve hüzne kapıldığını seziyoruz şiirlerinden. Geçip giden zamanın yalnızlık duygusunu korüklediği ve bir sona doğru gıtmenin düşüncesi içinde yaşamıştır. "Kaçanı ucundan tutsak" (s. 16) bu duygusunu iki anlamda belirtmiştir. "Çiğ sabahta uyandım/Mavi özlemlc yandım/. ./Hep bakan bana doğru/Yumaklanmış kördüğüm/Bir acundu gördüğüm/Vc bitimsiz bir zaman" (s.19) der "Gezi" adlı şiirinde. Ama, başka bir şiirinde "ncrcye baksan boşluğu/Görünür öncenin" (s.37) diyerek zamanın boşluklar yaratarak geçtiğine değinir. Zaman ve zaman geçiciliği birçok şiirinde yer almıştır "Konuşu"da Diyordu ki/Duy, Zamandır akıpduran " diyor ve yaşamın "gel geç gölge oyunu" olduğunu belirtiyor. Bu geçip giden yaşam için "Yaşamak çok sade ve kolay" diyordu gene de. Herşeye karşın "Ona bokıp bağınyoruz/Ey saydam dünya!" (s.l()2). Bu güzel dünyada, mavi göklerin altında ve mavi denizlerin karşısında, yeşil ağaçlann gölgesinde yaşam var; yaşamın sonunda ölüm de var; "Odalarda iç içe/Saklı bir yerde ölüm" (s.41) Yaşlılık dai nsanı bir yerde sürükler bu düşünceye; "Günden güne küçüldük, titrek/Işık gibi kaldık köşede/. ./Gökyüzümüz silindi. Görünen/ Soluk mavilerşimdicamdan" (s 84) "Arkadaş" adlı şiirde göçüp giden birinin ardından "Sen şimdi bir kutunun içindesin/ Gidiyorsun, bense kalakalmışım/ Olduğum yerde" der; "tki Zamanlı Şiir"de "Geçmiş, ne çok yd, ne çok ay, ne/ Çok gün! Hiç duymadık. Ne yazlar/Ne kışlar, ne güzler, ilkyazlar/Savrulup döndü yöremizde/Görmedik. (Her şey şaşkınlığa/Benziyor) ölüverdik bir gün/De" diyerek bitiji anlatır (s.93). Doğa ve istanbul'un yok olan bahçelei de onu özlemlerin içine sürüklemiştir. "Hep ağaçlara bakarım, ağaçlarla/ Yaşadığım o zaman, çocukluğumdur/ Onlar, o bahçe, hiç unutamadığım/Bir sarı yol, otlar, bir yıkık kapıdır" diyerek özlemini belirtir. "Uzak Bakış" adlı şiirinde ise yeşil bir tek akasyayı görmek eskiyi yaşamak için yeterli de sayılmıştır. Bütün anakonularına değinmek elbette sözkonusu olabilir ve bir çok örnek de verilebilir. Ama, en çok üzerinde durduğu bunlardır. Bu ana konuları yalın bir şiir ıliliyle ortaya koymuştur. Zaman zaman imgelere ve sımgelere dönük deolsa, şiirinin anlaşılmayan bir yanı yoktur. İçinde yaşadığı ortam ve toplum yansımıştır dizelerine. Bu şiirler, onun kendine özgü bir dili ve şiirleştirme gücü olduğunu ortaya koymakta, kendisinin yarattığı bir kişiliği yansıtmaktadır • Batık Kent /Sabahattin Kıulrat Aksal I iurlerl Yapı Kredi Yayınlanl İstanbul 199} /132say/a. C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 2 0 1 SAYFA 4
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle