Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
mi ünlü şairlerin, kalburüstü yazarların kulaklarına kar suyu kaçmıştır. Onlardan biri de Ahmet I Iaşim'dir. "Nazım öylc bir tehlikedir, ki kendisinden kurtulmak için onu asmak gerek. Fakat o kadar kuvvetli şairdir ki sonra da önünde diz çtiküp ağlamak gerek." Bu sözler, Ahmet Haşim'e gösterdiğim ilgiyi bir anda söndürdü ve onu sahip olduğu her şeyiyle gözümden düşürdü. Ahmet Haşim'deki bu öfke; onun gibi düşünenleri etkilemiş ve harekete geçirmiştir Nazım Hikmet mahpusken. "Beni az daha öldürüyorlardı"dedi ve anlattı.Hapishaneye bir subay getirmişler, faşist bir subay. Bu adam hapishanede bir iki katili parayla satın alır, Nazım'ı öldürmek için bir suikast hazırlar. Fakat Nazım'ı seven, hatta geceleri kapısının önünde nöbet bekleyen mahkumlardan birkaçı derhal katillerin üzerlerine atılmışlar, uzun bir kavgadan sonra katillerin bıçaklarını ellerinden almışlar. "Domuzlar." dedi Nazım, "ömrümden 28 seneyi çaldılar, yet medi. Şimdi canımı almak istiyorlar." Yıllardan beri dilden dile dolaşan olayların çoğu (Nazım Hikmet ve Babıâli) kitabındadır ve Nazım Hikmet gerçeğinde ayna tutmaktadır. tşte bunlardan biri: Mustafa Kemal'in tstanbul'da bulunduğu bir sırada bir akşam Dolma bahçe Sarayı'ndaki sofrada Nazım'ın adı geçer. Hazır bulunanlar Nazım'dan hayranlıkla söz ederler kendisine. Merak eder, bir şiirini dinlemek isteğini gösterir. Nazım'ın şiir plakları getirilip çalınır. Mustafa Kemal dikkat ve hayretle dinler. Sonra, ' Bu şair sizlere benzemiyor' der. Ve Nazım Hikmet'i getirtip, şiirlerini onun agzından dinlemek hevesine kapılır.' Bu şairi bulup getirsinler,' emrini verir. Fakat vakit gece yarısını geçmiştir. Telefonla Ka dıköy Polis Merkezi'ne durum bildiriliı. Bir polis Nazım'ın evinin kapısını çalar. Nazım, uykudan kalkıp kapıyı açar, karşısında polisi görünce şaşırır, bir an soğuk terler döker. Polis nezaketle, Mustafa Kemal'in kendisini Dolmabahçe Sarayı'nda beklediğini bildirir. Nazım, gecenin o saatinde böyle bir davete gidemeyeceğini bildirerek kapıyı kapar. Nazım'ın cevabı kendisine iletildiğinde Mustafa Kemal'in tepkisi şu olur. ' Aferin çocuğa!... İşte şair dediğin böyle ol malı.' Şiirlerini, oyunlarını, deneme ve f ık ralarını halkın günliik dilinden seçtiği sözcüklerle, deyimlerle, duygu ve görüntülerle besleyen, nesnel gerçekçiliğin kapsadığı alanlardaki kaynakları sondalayan; öğeleri, sesleri, imgeleri, edimleri, doğayı özgün bir yöntemle yeniden canlandıran, betimlemeleri, çağrışımların işlevlerini doruklara çıkartan Nazım Hikmet'in yaşam ve sanat serüveninden kesitler, gizler, ilginç öyküler bulacaktır okur (Nazım Hikmet ve Babıâli) kitabında. Ayrıca eski ırkçüardan Osman Yiiksel'in attığı bir yumrukla Sabahattin Ali'nin gözlük camlarını kırmasını; öykücülüğümüzün kurucularından olan ömer Seyfettin'in "Cancağızım" sözcüğüyle konuşmaya başlamasını, yazdığı öyküleri Garbis Efendi'nin kitapçı dükkanında kendisine ayırdığı rafa bırakmasını, bu parayla geçinip yoksul bir yaşam sürmesini, Kalamış'taki iki odalı evini on beş günlüğünde Sertel'lere bırakarak Ali Canip'e gitmesini, bir gün ansızın çıkagclmesini, "Cancağımız, kusura bakma, bilirim sizin de duru munuz iyi değil ama ben de kötü duruma düştüm, hastalandım. Birkaç gün sabrettim ama artık dayanamıyorum, yatmam gerekiyor" demesini, başının yara bere içinde olmasını; (Resimli Ay) dergisinde çalışmaya başlayan Cevat Şakır'in(Halikarnas Balıkçisi'nın), kendisinden istenen güler yüzlü kadın resmini bir türlü çizememesini, bir gün elinde asık suratlı bir kadın rev miyle gelerek "Zekeriya, kardeşim, ben teknik bakımdan gerekeni yaptım fakat kadında gülme kabiliyeti yok, ne yapayım" demesini, Bodrum'a sürgüne gönderilmesini, İngilizce'yi, Fransızca'yı, İtalyanca'yı ana dilinden daha iyi bilmesini, yabancı dadılar ve öğretmenlerin ellerinde büyümesini; Vala Nurettin'in Nazım'ın teyzesiyle sevişmesini, Tan olayından sonra tehdider yoğunlaşınca Vala Nıırettinin"Biz sizi burada emniyette görmüyoruz, kalkın bize gidelim. Bu fımna geçinceye kadar bizde kalın" demesini ve evine götürmesini; Sadri Ertem'in, Sedat Simavi'nin, Yunus Nadi'nin kişiliklerini, çabalarını öğrenecektir okur ve daha başka yanlarını da tanıyacaktır. • Nazım Hikmet ve Babıâli lArul Zekeriya Sertel, Sabiha Sertel, Yıldtz SertdlAdam Yayınlan/I42s. cem Sözlük Oizısı 1 oyıney| ALTERNATtF TARÎH VE KÜLTÜR DlZlSÎ TÜRK DİLİNİN UYAK (Kaflye) SÖZLÖĞÜ Metin yazarlan, Şaırler, Şarkı Sözü Yazarlan, kısacası. Türk dlllndekı sözcuklerın yazım ve muzığıne âşık herkes için yararlı bir kaynak. TC MİLLİ EGITIM BAKANLIĞI Talım ve T«rt»ye Kunılu BaşkanlıQı'nın 3.011992 Urih va 00041 sayılı karanyla vyrHCMn tsvttyni (TeblıOler Dergısı'nın Man 1992 sıyısında duyurusu yapılmıştır) Prof.Dr. Receo DOKSAT Prof.Dr. Avhan SbNGAR Prof.Dr. Üner Tan'ın Takdim Yozıları iie Dr TAHİR ÖZAKKAŞ'IN ÜÇÜNCÜ BASKI HIPNOZ VE PSIKOLOJI SERISI sozlugu ( kaI ı ya ) 30000 TL Sfc Yarınn Ufr kltaptan GeîtaJl Terapısı IÇİMIZOEKI ÇOCUK Vın Yang l l Çınde S«vışm«M Glzemcıler ve Seks Yoga Yapabılen B*r Tekir (Şllrief) Içınızdekı Ince Sız 75000 TL 6aO00 TL 30000 TL 30000 TL 40.000 TL ISTEK: Dr Tahir ÖZAKKAŞ Incasu/ KAYSERI DAĞITIMNOBEL.ÖZGÜR.DİYANET [PuU Ç^U htoMp NO 10r«B1 TahN f T ı t M M Fmıiv T«toptof* % 76 . Wttohtmı T r l n % 1» MdMm Vapıl OSMANI.I DF.VI.F.TİNK KADAR TURKLKR / ÜroılHı»n/H<lıl Fto»By/AyUOjfkuı OSMANLI DKVl.ETt latOIMt/MonKuM/MıhrymC Yucd.)dm/Aylj Oıfckm OSMAM.l DKVI.KTİ 1600im/MauKınl/Sına Alıaımujcyın ü Yuııiıydoı/Ayl. Ü*k» ÇACDAŞ TIIRKİYK ltOSIIIO/MeuTauy/CcnnlKıvt/HıkıiKlOnlcmn/ScUuuuıll.l» Kcria>Bonuv/MunXÎlı(ly/Ayla OÜm T.C.'DETEK PARTİ YÖNETİMİNİN KURllLMASI/MrtcTmnıy NASII. BİR DKMOKRASİ İSTİYORUZ / s«v n Taııllı DUNYAY1 UKCÜ}TİRKN ON YIL/StmrTmHi LSLAM ÇAOlMIZA YANIT VK.RK.BİIİR MtT/SmtrTnıUı OKVI.KT VF. DF.MOKRASt'StrvtrTaıulİ! AI.KVtl.tK BKKTAŞİLİK / Aı.ıu (">/tn.n,l, TARİHİMİZDK KURTLER VE AYAK1.ANMALARI / Alp.j Kıtaıl, ATATIIRK'UN İZİNDF. BİR ARPA BOYU / f U k n y t M TURKtYE'DK l,AlKl.lK/0 M O7«ıUy. ) ^tl t Dtueklonc k x | ı İS1.AM KKl.SKKKl'HıtaıAydlim ORTALHK'illDA UKVRlM YILLAR1 / Mıhmul Dıkntlenı (IÇÜNCII DdNYADAN / Mriıınul Uictdan TARİH AÇ1SINDAN 12 MART lkab*.a*,nmuı>C*m GEÇİŞ BONEMİ T l RKİVKSİ <mı ımı /lıouıirem TİP O U Y I H9tl.|9Tl)/S«lıaAını TÜRK LEHÇELERİNİN KARŞH.AŞTIRMAUDll.BlU;LSt/FcrtulZcyıulov BATIYA GÖÇUN SANATSA1. KVRKLKRİ / U^mKub» ISTANBUI. HDKIIMKT1.KRİ VK MİLLİ MUL'ADELK »ml*mu l>ı ımt fe/vı/Snu Akfin İSTANBUI. HUKl'MKTl.KRl VF Mtl.Ll Mİ1CADF.LE v»Hr|iMı>f(/v/S/<ı/«ı/Sııu Altın TARİHTEN DKRS1.F.R / W,ll vc Arıcl D K M TARİH VK ÖCiRKTlMl / Salıh O^hnn TAKSÎT1R UCLJR PAZARLA.MADA IstedlOlnı; kıtapların tularını 20 64 90 numaralı Posla Çekı Hesabına gindgrintz S«çtlgtnız kıtapları, posla çekı foımunun arkasında bthrtınu Birinci Hamur Takım. Üçuncü Hamur Takım.. .650.000.600 000 WMm UğurPı izarkuna \ Kuçvkpamokkapı Ipei Sohğı No II • 80060 bksımISlANBUl kl 2430550 2432023 2JI00.000 11.. lularındjıkı IHI duımn pcyıuUı 600.000 Tl.'*r, kııbn »qll uksillf ı«imnrklır. Aynnlılı bjljjı iyin ha^vurularınnı bckliyori. C U M H U H İ Y E T K İ T A P S A Y I 2 0 1 SAYFA 19