Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Zekeriya Sertel, Sabiha Sertel ve Yıldız Sertel'den anı parçalart Nazım Hikmet ve Babıâli Zekeriya Sertel kızı Yıldız Sertel ile... "Sertel'lerin anılarında Nazım Hikmet ve Babıâli" üç bölümden oluşuyor. İlginç anılarla yüklü, Nazım Hikmet'in çok az bilinen yönlerine ışık tutan bir kitap elimizdeki. MUZAFFER BUYRUKCU cmokrasiyle yonetilmeyen ya da demokraM adı altındaki ucube bir rejimle yönetilcn ülkelerdeki tedirginlik boyutlarına ulaşan çarpdtlddarı, aykırılıkları, ya kınmalan; en basit yaşamları bile parçalanabileyecek ve dram bataklıklarına sürükleyebilecek güçteki yanlışhkları eleştiren ve erinç, mutluluk isteyen şairleri, yazarları (oııJar bütün zamanların, bütün dönemlerin umut ışığı, hiç susmayan, hiç susturulamayan vicdanlardır) aydın kesiminin ileri gelen temsilcilerini tutuklamışlar, cezalandırmışlar, hapislerde çürütmüşlerdir.Hatta düşüncelerinden, kalemlerinden başka hiçbir silahları bulunmayan bu insanlardan çok korktukları, saltanatlarını yıkacakları kaygısına ka D püdıkları için öldürtmüşlerdir, yöneticiler ve onların egemen oldukları kurumların mekanizmaları. Böylece, cezalandırılanlar gibi davranmayı seçenlere güzdağı vermişler, estirdikleri terörle bir yasaklar duvarı oluşturmuşlardır. Dünyanın çeşitli ülkelerince bu dururn yaşanmıştır, yaşanmaktadır. Ülkemizde de (Osmanlı tmparatorluğu dönemi dahil) düşünen ve her şeyin daha ileri gitmesini, daha bir gelişmesini ve değişmesini amaçlayan kişilerin kafalarını kilitlemeye yönelik girişimler, baskdar, kısıtlamalar hep yürürlükte tutulmuştur. 1930'lardan bu yana yasaklar, cezalandırmalar arttırdmış, dayanılmaz hale getirilmiştir. Üldürmeler, idamlar birbirini izlemiştir. Oysa yönetimin, yöneticilerin görevi, eleştirileri önemsemek, değerlendirmektir. Çünkü, önemserse, değerlendirirse, uygulamalardan doğan aksaklıkları kısa sürede giderme olanağına kavuşur ve mutsuz bireyleri mutlu kılabilecek olumlu adımlar atar. Ama bizim yöneticilerimiz, kendi akıllarından ve bilgilerinden başkasının akıllarını, bilgilerini beğenmedikleri için en küçük bir itirazı kişiliklerine ve onurlanna yönetilmiş bir saldırı, bir hakaret sayarlar ve itiraz edeni, edenleri sindirme yolunu seçerler ve kendilerine çıkarlarıyla bağlı olanların dışında kocaman, düşman bir kideyaratırlar. Modern Türk şiirinin en büyüğü; hapiste geçirdiği uzun yülarla, yurtdı şına kaçış öyküleriyle, ilginç aşk ve evlilikleriyle bir efsane haline gelen görkemli sanat adamı Nazım Hikmet de toplumsal sorunları içeren bir temel üzerine oturttuğu şiir anlayışıyla, benimsediği devrimci dünya görüşüyle yönetimi sarsmış ya da öyle gösterilmiş ve hiçbir suç işlemediği halde 28 yda hüküm giymiştir. Bu bir rezalettir, bir yüzkarasıdır... Şundan rezalettir, yüzkarasıdır: Nazım Hikmet kimseyi öldürmemiştir, şunun bunun malını çalmamıştır, hırsızlık, soygunculuk yapmamıştır, esrar, eroin , silah kaçırmamıştır, vatandaşm haklarını çiğneyip onu zarara uğratmamıştır, gizli bir örgüt kurup iktidardakileri devirmeye yeltenmemiştir. Ama gene de uydurulan bir suçla edebi, kültürel ve sanatsal ortamdan uzaklaştırılmış, yetenekleriyle yaratıcıhğının iğdiş edilmesi için uğraşılmıştır. Bu aleyhteki koşullar Nazım Hikmet'i yıldırmamış, bunalıma itmemiş, çöktürmemiştir. Orda yazdığı birbirinden güzel şiirlerle, edebiyatseverleri ve sol muhalefeti başlatan katmanları etkilemiş, yıldızını sürekli olarak parlatmıştır. Ve bir saniye olsun dillerden, beyinlerden aşağıya kaymamıştır ve 'uriutulmaya' yaklaşmamıştır. Hep diri, hep işlevsel, hep eylemsel kalmasını bilmiştir. Bu arada, hastalıklarıyla, açlık grevleriyle olay yaratmış, düyayı ayağa kaldırmıştır. 1950'de hapisten çıkmış, askere alınıp öldürüleceği haberleri üzerine bir gemiyle Istanbul'dan uzaklaşmıştır ve 1963'te Moskova'da, sabah gazeteleri ni okurken ölmüştür. Nazım Hikmet'in ölümü dünyayı bir kez daha sarsmıştır. Onu sevip sayan, sanatına saygı ve hayranlık dııyan ülkeler bir dizi etkinligi yürürlüğe koymuştur. Nazım Hikmet enstitüleri kurulmuştur, kütüphaneler açılmı^tır; gemüere, caddelere, parklara, lokantalara, meyhanelere, pastanelere (Filibe'deki Nazım Hikmet pastanesinde kaymaklı dundurnıa yedim 1974te) adı verilmijtir. Nazım Hikmet le bir likte olma onurunu kazananların, arkadaşlık, dostluk edenlerin, özel yaşamında büyük bir yer tutanların bazıla rı, tanıkhklarını, belkklerinde ta^ırdıklarınıkoskoca ve çok değerli bir malzeme yığını dağdmasın, yitiklere karışmasın gerekçesiylekağıda döknıüşler, yaşananlan yenıden yaşatarak ölümsüz kılmışlardır. Bugiine kadar VaNu, (Bu Dünyadan Nazım Geçti)yi, OrhanKemal, (NazımHikmet'le Üç Buçuk Yd)ı, Vera Tulyakova Hikmet, (Nazım'la SöyleşOyi, Faik Bercavi, (Nazımlı Ydlarh, Kemal Sülker, (Nazım'ın Gerçek Yaşamılnı, Mehmet Ali Sebük, (Nazım'ın Özgürlük Savaşı)nı, Şükran Kurdakul ile Öner Yağcı, (Nazım'dan Arnıağan)ı yazmıştır. Kıymet Coşkun da (Fotoğraflarla Nazım Hikmet'in Yaşamı) albümünü hazırlamıştır. Daha bir süru inceleme, araştırma vardır. 1945 ydında faşist öğrencilere hedef gösterilen ve ydctırdan Tan gazetesinin sahiplerinden Zekeriya Sertel, Sabdna Sertel ve kızlan Yddız Sertel'in ortaklaşa yaz dddarı (Nazım Hdcmet ve Babıâli) kitabında Sertel'ler, aile dostları Nazım Hdtmet'i dk gördüklerinde, konuştuklarında edindikleri izlenimleri; özelliklerini, meraklarını, erdemlerini... Çevresiyle ve insanlarla kurduğu ilişkileri, çevresinin Nazım HUtmet'e takındığı tavrı, tepkilerini, sevgderini içtenlikle anlatırlar. Onun yakınında olmanın, onu konuk etmenin , birlüae yemek yemeni, içki içmenin ve söyle^menin gururuyla anlatırlar. Zekeriya Sertel ile Sabiha Sertel (Nazım Hikmet ve Babıâli)de, geçmişe, Nazım Hikmet'in Rusya'dan Istanbul'a geldiği günlere dönerler ve o dönemde pek çok aydmın adını işitmediği 'demokrasi' kavramının yaşama geçirilmesi için nasd savaştddarını belirtirler ve düşüncelerinin propagandasinı, yayımladddan (Resimli Ay) dergisinde yaparlar. İş arayan Nazım Hikmet'e açdt olan düzeltmenlik verilir ama Nazım Hikmet kısa bir süre sonra dergiye egemen olur ve yazdığı şiirlerle yankdar uyandırır. Öze ve bıçime getirdiği devrimci yenililderi, benzersiz değişiklikleri benimseyen ve Nazım Hikmet'in kişiliğinde kendi temsilcilerini bulan aydınJar sevinirken ki SAYFA 1* J C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 2 0 1