03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

• hiçbir şey yoktur ve belki de sadece "en çok" olmak vardır. Yani yeğnimek; yani ycnilenmek, yani hiç ölmemek. Şöyle de özetlenebilir belki: "Sözlerimiz/ Bir çizgi gibi uzuyordu/ Ağzımız uçarkcn/... Ağzımız uçarken/ Sesten çiçekler gibiydi sözlerimiz/ Gökyüzünde." (SestenÇiçekler) "Alsam yeni doğan çocuğun sesini/ Götürsem/ Yıldızın birine" (Yaşantı İçinde Yaşantı). Bu isteğini belki gerçekleştiremiyor Dağlarca; ama, yeni doğan bir çocuğunkine benzeyen kendi sesini belli ki her biri birer yıldız olan nice çocuğa götürmeyi başarıyor. Onlarda sesinin yeni bir ses olduğunu görüyor. Sonıa vesonra binlercedize den kurulu bir Dağlarca karşımızda... "Dağlarca Çocuklarda" dizisinin ilk kitabı, birinci baskısı 1967 olan "Kuş Ayak". Sonuncusu ise 1993 baskısı "Arkaüstü". Basılış tarihleri arasında yirmi altı yıl olsa da, içerdilderi şiirler bakımından birer gün arayla yazılmış kadar birbirine yakın, birbirini tamamlayan şiirler. Kendi deyişiyle "hiçbir şiiri diğerini inkâr etmeyen" Dağlarca'nın "Çocuklarda"da kendini her sözcüğüyle bir bütün olarak ortaya koyuşu hiç de şaşırtıcı değil. Tersine adından beldenen büyüklüğün, ustalığın bir göstergesi bu. Bunu şöyle de genişletmek miimkün:Daha 1935'teyayımlananilkkitabının ilk dizelerinde. "Yalmzlık, sabahların yaşadığı yalmzlık/ Suların içindeki ışıklar kadar ılık" diyen Dağlarca neredeyse altmış yılı bulan zaman boyunca şiirini teknik olarak bu kadar ilerletmiş, saydamlaştırmış olsa da, as la ilk iki dizesini inkâr edecek bir şey yazmadı. Destanları, bu ülkenin söze dayalı edebi geleneğinin içinde yazıya geemiş en güzel örnekler arasında yer aldılar Marşları ya da marş olarak bestelenmeye aday olup bestelenen şiirleri insanın "Sonsuz süreç" içindeki jnacerasınatanıkoldular. "Çocukseverliğim şiirseverliğime eşittır" diyen Dağlarca hiçbir zaman kaybetmediği içindeki çocukla beraber hem kendini ve hem de şiirini yaşatmaya devam ediyor. J liç azalmayan umuduyla, hep dipdirı kalan yaşama sevinciyle; "göğün de tadı varmış" gibi adlar koyuyor kitaplarına. Hem de hiç unutmadan ve doğamn bir parçası olduğuna inanarak: "... Sular içiyordu gökyüzünü" demeyi ihmal etmeden. Rıı yazıyı çocuklar okuyor mu, bilmiyoru/. Ama, şunu çok iyi biliyor ve tanıklık ediyoruz ki, "her çocuk Dağlarca'dadır; bütün çocuklar da bir Dağlarca'dır". Ve bu dünyada bir çocuk yüoeği atıyor oldukça, tek bir çocuğun biledüşlerivaroldukça;gündüzlerigeceleri bir başka şckilde ranımladıkça C U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I ve kelimeleri ve gözleri, büdikleri ve bilnıedikleri, önünde yeni olarak uzadıkça; "iki parmağı, bir gözü kalmış"** olsa da Dağlarca, onıın şiirini yazacaktır; yazmalıdır. Buna inanıyo ruz ve Dağlarca'yı "Çocuklarda" görmekten çok mutlu oluyoruz. Dünyanın bütün çocukları, Dağlarca gibi bir arkadaşınız olduğu için ne mutlu size...B * Arkaüstü, s. 207, Olmak Masalı. ** Konuşmamız sırasında Dağlarca anlatmışiı. Dağlarca yirmi dört yaşında, ilk kitabını yayımlamış, edebiyat dünyasında da tanınmaya başlamış ken, yirmi yaşlarında bir genç Dağlarca'ya şürlerini getiıir ve değerlendiımebini ister. Dağlarca birkaç guıı sonra cevap vereceğini söyler. Şiirleri okur, beğenmez. Ama, gence bunu söylemek yerine, "Şiir tanrısı, bana dedi ki, bu gencin bir parmağını feda etmesi gerekli iyi bir şair olabilmesi için. Ayak parmağı da olabilir" deyiverir. Genç önce çelişkiye duşer; ama, sonra kabul eder Bir iki dakika sonra Dağlarca: "Şiir tanrısı yeni bir mesaj gönderdi: Bu çocuğun iki parmağını feda etmesi gerekli, dedi", der. Çocuk şaşkın ve korkmuş bir şekilde çekip gider. "Edebiyat dünyasında bu çocuğun adına bir daha rastlamadım. Bense, bu yaşımda bile iyi, büyük bir şair olabilmek için bir gözüm, iki parmağım kalana kadar her şeyimi feda etmeye hazmm." I H Ü S N Ü Ğ R 1914yılındaİstanbul'dadoğdu. OrtaöğreniminiHarpOkulu'ndatamamladı (1935). Subay olarak orduyakatıldı. Ön yüzbaşıyken isteğiyle askerlikten ayrdarak (1950), bir yıl kadar BasınYayın ve Turizm Genel Mudürluğü'nde çalıştı. Daha sonra Çalışma Bakanlığı İş Miifettişliği örgütüne geçtı (1953). Bu son görevinden enıekli ol du(1960). İstanbul'da Kitap Kitabevi'ni kurdu. Tıırkçe dergisini (43 sayı, Ocak 1960 Temmuz 1964) ve Kitap Kitabevi yayınlarını yönetti Yeni Adana gazetesınin düzenledıği bir yarışma sonucu armağan kazanarak yayımlanan (1927), bir öykusünden sonra, Yavcışlanan ömur (Ktanbul Dergisi, 1933) adlı şiiriyle yazın dünyasına giren Dağlarca, HarpOkulu'ndaki öğrencilikyıllarında Varlık dergısinde çıkan şiiriyle adını duyurmaya başladı. Daha sonra Kültür Haftası, Yücel, Aile, İnkılâpçı Gençlik, Yeditepe, Türk Dili, Yenilik, Vatan, Kültür Dünyası, Çağrı, Türkçe, Ataç, Türk Yurdu, Yön, Devrim, Varlık (19Î41972) dergilerinde yazdı. Doğan Hızlan'ın deyişiyle "Tck başına birokul" kimliği österdi. Topluma, dış gerçeğe bakarken, evren karşısında ki şioğlunun "muhteşem yalnızlığını" duyarak insanî gerçekleri kendinde aramaya çalışırken dili, kavram ve imge zenginliği, alabildiğine yoğunlaşmtş düşünce atmosferi, değişikçağrışınıları, gerçekçi temaları istediği zaman bile yitirmediği duyarlığıyla şiirimizin çağ daşlaşma savaşı verdiği son otuz yılda ulaştığı aşamaların simgelerindenbırioldu. YAPITLARI: Ilavaya Çızilen Dımya (1934, 1960), Çocuk ve Allah (1940, 1957), Daha (1943), Çankırı Destanı (1945), Taş Devrı (1945), ÜçŞehıllerDestam (1949, 3. bas. 1956), Toprak Ana (1950, 1959), Aç Yazı (1951, 1959), İstıklâl Savaşı Samsun'dan Ankara'ya (1951), İstıhlâl Savaşı (İnöniiler) (1951), Ltanbul Vetih Destant (1953), Amtkabır (1953), Sivas/ı Kartnca (19511960), Amlkabir (1953), Asıı (Yeditepe 1966 Şiir Armağanı, bas 1955), Deltce Bocck (Türk Dil Kurumu 1958ŞıırÖdülü,bas. 1957), Batı Actsı (1958), Mevlhana'dan OlmakGczi(W58)Jloo'lar[\96Q),Özzürlük Alanı (1960), Cezayız Turkusu (Fransızca, İngilizce ve Arapça çevirileriyle, 1961), Aylam (1962), Turk Olmak (1963), Yedt Memetler (1964), Çanakkale De%tanı (1965), Dışardan Gazcl (1965), Kazmalama (1965), Yeryağ (1965), Vıyctnam Savaşımız (1966), (îngilizcesiüur Wietnam Waradıyla, 1966), AçılSmaın Açıl (çocuk şiirleri, Üsküp 1967), Kııbılay Destanı (1968), Haydı (1968), 19 Mayıs Destanı (1969), Viyetnam K(x\<u (destanoyun, 1970), Hıroşıma (Franzca, İngilizce çevirileriyle, 1970), Dort Kanatlı Kuş (şiirlerinden seçmeler, 1970), MalazHtrt Ululaması (şiirler, 1971), Kus Ayak (çocuklar için şiirler, 1971), Kınalı Kuzu Ağıdı i \972),Gazı Mustafa KenıalAtatürk (1973),Arkaüstü (Çocuklar için 1974), Yeryuzu Çocukları (çocuklar için, 1974), Ycimk Çocuklar Koçaklamast (çocuklar için, 1976), 1 Ioroz (1977),Balına deMandalmu (çocuklar için, 1976), lUlandalı DortluUer (1977), Yaramaz Sozcukler (çocuklar için, 1979), Cjoz Masalı (çocuklar için, 1979), Yazıları Seven Ayı (çocuklar için, 1980), KaçanVyknlarÜlkesı (çocuklar için, 1981), Notron Vtombası ( 1981), Dısıboy (1985), 7 akma Yaşama larÇagı (1986), Ayrıca Cem Yayınevi Dağlarca Dizisinde 13 kitabı yeniden toplu olarak basıldı (196479). Turkiye Milli Talebe I'ederasyonu'nun 1966 Turan Hmeksiz Armağam'nı kazandı. Amerika'da Pittsburg şehrindeki In ternational Poetry Foıutn (Uluslararası Şiir Forumu) tarahndan 1967'de, yaşayan en iyi Türk ozanı seçildi. Struga (Yugoslavya) 13. Şiir Festivali'nde Altın Çelenk Ödülünü kazandı (1974). Aynı yıl Milliyei , Sanat dergi since, Yılın Sanatçısı seçildi. l Ioroz adlı kitabı ile Sedat Simavi Vakfı ödulü'nü Peride Celal ile paylaştı. • 1 9 4 SAYFA 19
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle