05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Romantik/ Bir Viyana Yazı ğaoğlu, Türk edebiyatmın ustalaşmış yazarlarından. öltneye Yatmak ile başlayan romancılık çizgisinde bugüne kadar, en çok tartışılan, en çok okunan yapıtlardan bazılarını üreten Adalet Ağaoğlu, her kitabında yeni bir arayışa girdi. İçinde yaşadığı topluma ve zamana her zaman tanıklık etti, ama hizzat zamanı, bir kurgu unsuru olarak sorgulamaktan geri durınadı. Dili kıvraklıkla kullandı, ama onun da sınırlannı yokladı, Ruh Üşumesi'nde olduğu gibi, "erkek bir dil"i, kadın duyarlılığının erotizme "oda müziği" cdasıyla yaklaşmasını anlatınaya aracı kıldı. Yapı Kredi Yayınları'ndan yeni çıkacak kitabı Komantik, yine yeni bir arayışın (belki de tedirgin) ürünü. Daha ilk sayfadan, şöyle uyarıyor çünkii yazar: "Bu sayfalardaki bütün kişi, yer, kitap adlarının, tarihlerinin coğrafyaların 'gcrçekliklerle' her türlii ilişkisi vardır. Sadece, kitabın okunup üflenmiş roman kategorilerinden hiçbiriyle hiçbir ilişkisi yoktıır. Yazarın tek özlemi, bu romanın kafalarda önden hazır herhangi bir kalıba sokulmadan okunmasıdır." Londra'nın orta yerinde, yeğenlerini hamburgcrciye götürmekte olan Anlatıcı, bir cümleye, onun çeşitlemelerine esir düşiiyor: "Barok, ortaçağ karanlıgınıgerıde bırakmak, Rönesans 'ın yolunu açtığı buyük kesifler zaferini parlak btrgeçtt töremyle kutlamaktır." Ve bir saplantıya kapılıyordilinden anlamadığı bir ülkenin barok bir kentine rahat, geniş soluklu bir hikâye uydurma saplantısı. Barok kent: Viyana. Barok'a geç başlamış, ama onu kendine uydurmayı becernıiş Viyana. Bu kentte, "tarıh, sakalım kemış, saçtnı sıfır nurnara tras etmiş, sonra da kanlı hançerinı Tuna'ya atıp, Aine bir elektrogitar alarak en ıslek metrogeçıdmde 'Get Together şarkısım çulıp soylerncye durmustur. önünde, Venüs gezegenınde ışleıvmş, uzay mavtsi, ağırltksız bir mendıl scrtli." Ordusuyla birlikte Viyana kapılarına dayanan, ancak kuşatma tam başarıya ulaşacakken Baden'de kaplıcalara giden Merzifonlu'nun torunu Anlatıcı, soluğu Viyana'da alıyor, Barok'u kovalamak için. Ancak karşısına çıkacak olan; kruvaze ceketli, ucu yuvarlak siyah pabuçlu, utangaç gülümsemeli, ceketinin düğmelerinin ilikli olup olmadığını yoklayan eski taıih öğretmenifmiz?) Kamil Kaya kılığındaki Romantik olacak. Kamil Kaya, K harfine mahkumiyetinden ötiirü yıllarca KastamonuKütahyaKonyaKırşehir yine Kastamonu yine Kütahya hattında dolaşıp, liselerde tarih dersleri vermişti, hatırlayacaksınız. Doğru dürüst bir haritası ya da yerküresi yoktu, ama hayalgücü sayesinde, müfC U M H U R İ Y E T K İ T A P S A Y I 1 9 0 Adalet Ağaoğlu'nun son romanı kitapçı raflannda A "Romantik/ AcUrf Aguogly rouıanük Bir Viyana Yazı", temelde, yaşadığimız dünyanın ağırlığını üzerinde taşıyan insanların romanı. Bir ucu tarihin sık sık maskelenen gerçeğinin, bir ucuysa hatları belirsiz bir geleceğin içinde yol alan şahısların sorgulayıcı merceklerinden, bakıyor bakıyor ve yazıyor Adalet Ağaoğlu. redattaki tarih iskeletini etlendirmeyi, öğrencilerinin gözü önünde canlandırmayı başarıyordu. Tüm öğretmenliği boyunca, anlattığı yerleri bir kez olsun görmenin hayaliyle ayakta kalan Kamil Hoca, sonunda bir tura katılıp Venedik'e gitmiş, oradan da Viyana'ya kaçmış ve Anlatıcı'nın anlatısına girivermişti. Farkettiniz hcrhalde: gerçek /gerçekdışı, gerçek /kurmaca, kurmaca /imgelem iç içe, kucak kucağa Romantik'te. Anlatıcı, Kamil Kaya'nın serüvenlerini bir kır kahvesinde yazarken, masasına Hoca'nın sevgili öğrencilerinden Asaf geliyor. Asaf artık başardı bir ruh doktoru; Viyana'da bir evi var. Hoca'sıyla karşılaşınca, evi ona bırakmış ve Azorlar'a gitmişti. Döndügündeyse Kamil Hoca'nın sırra kadem bastığını görmüştü. Anlatıcı ise Kamil Kaya'nın adını duyunca, onu üçüncü bir gerçeklik düzlemine oturtuyor: "Nce? Pekisonra ne olmus ona? Bes kitabından özellikle ıkıst neredeyse bafucu kıtabımdır. Guzeldortluklerı, bos hos hikmelleri, aforizmalart vardır. Az okunur, ancak okumnca seçilmistır. Tarihten hızla silinen sessız ve derindenliğin bellibaslt son temsilcilertnden bırıdır bence." Doktor Asaftan, Kamil Kaya'nın Viyana macerasını dinliyoruz. Ardından Anlatıcı'yı evine götürüyor Asaf ve Hoca'nın eşyalarını gösteriyor; tıraş takımı, kruvaze ceketi, su yeşili bir çamaşır ipi, "Edebiyat Notlan" diyebirdosya. tpuçjannadikkat: Bir cinayeti aydınlatacağız çünkii. Anlatıcı, kendi "Tarih Dersleri" defteri ve Kamil Hoca'nın "Edebiyat Notlan"nı koltuğunun altına koyup Asaftan, iki gün sonra buluşmak iizere ayrdıyor ve sonradan öğreneceğimiz gibi bu notlan kurgııluyor, dosyayı düzenliyor. Kamil Bey de, tıpkı Barok'un ruhunu kovalayan Anlatıcı gibi, bazı hayaletlerin izini sürmekte: MilenaKafka, Alma MahlerGropius ilişkilerini düşünüyor sürekli, kimi zaman da yeniden yaşıyor bunları. Geçmij canlamp duruyor ve anlatının katmarvları, zaman ve gerçeklik boyutlarında çoğaldıkça çoğalıyor. Hoca aşıkoluyor Viyana'da, Clea adında bir kadına; ancak bir yandan yirmi yıllık dostu, eski edebiyat öğretmeni Nesrin Hanım, öte yandan da kendisini Viyana'da ziyarete gelen, Asafın evine yerleşen ve her şeyi sömüren eski öğrencisi Yunus'un manevi ve maddi varlıklan, bu aşkı yanda kesiyor. Yunus'un dayanümaz bcncilliği romantik, yumuşak, sevgi dolu Hoca'yı sonunda çileden çıkarıyor. öldürme planlarına varıyor iş: Küvette keserek, çamajır ipiyle boğarak, fare zehiri vererek birçok katmanlıhk ya da belirsizlik de burada çıkıyor. "Gerçekten" öldürüyor mu Yunus'u, muş gibi mi yapıyor, yoksa? Romantik'in sonlarına geliyoruz artık: Doktor Asafın bakış açısına geçiyor Anlatıcı, onun odağından anlatıyor; Asaf, iki tedirgin gün geçirmiş, Hoca'smın bulunması konusunda bütün umutlarını Anlatıcı'ya (Yazar'a) bağlamıştı. Söyleştiklerigibi "tarihi" kafeye gidiyor ve Anlatıcı'yı beklemeye koyuluyor yani yazar'ı, yani kendisini yazan ki$iyi. Yazar gelmiyor elbette başgarson aracılığıyla bir zarf yolluyor yalnızca. Asaf, zarfı bırakan kişinin kruvaze bir ceket giydiğini öğreniyor başgarsondan Kamil Hoca'nın ceketini. Kafalar karışıyor. Doktor Asaf zarfını açıyor ve "Romantik/ Bir Viyana Yazı"nın manuscript'ini buluyor, bir de mektup: "... Basta da söylediğimgibi, bu say/alan okuyup bıtırtnce, eski tarih oğrctmeni(MlZ)in nerede olduğunu anlayacağıntzı urmtyorum. Ancak, mesleki uzmanlıg'ımza karştn, onu hemen geri getirebileceğinizi sanmıyorum. Bazı yolculuklar böyledir..." Evet, bazı romanlar da böyledir • kurgunun heyecanı, okuyucuyu oradan oraya savurur, suya götürüp susuz getirir ve sonunda, aldığı yere bırakır. Böyle romanlara biz "usta işi romanlar" diyoruz. Ağaoğlu'ndan son bir alıntı: "Bir de, Roman öldü, diyorlar. ölmek kolay mı? Roman, arkasında kocaman ayısı, küçük merkebi, elinde defiyle ortalıkta dolaşıp durmakta, çalıp oynamaktadır... Olsa olsa ne olmuş olabilir? Eskilerin enine boyuna, ağır sıklet 'tik' romanları, bir yanda zumadef, öte yanda çeşit çeşit cinayet girişimciliğinin yol açtığı yırtıcı çığlıklar, bela ve şeytan kovucu tamtam, zomzom'lar nedeniyle 'stres olup' 'tike yakalanmış', romantik bir hal almıştır." • Adalet Ağaoğlu, 1929'da Nallıhan'da doğdu. Ankara Üniversitesi DTCF Fransız Di li ve Edebiyatı bölümünü bitırdi. 1950'liyıllarda Ankara Rad yosu'nda dramaturg ve Kültür Yayınları Şube Başkanı olarak çalı^an Ağaoğlu, ilk radyo ve sahnc oyunlarını da bu yıllarda gün ışığına çıkartmaya başladı. 19?()'live 1960'lıydlarınıadeta bütunuyle radyo ve tiyatroya adadaı. Bu dönemde kaleme aldığı radyo oyunlarından Yaşamak, Fransız Radyosu'nda yayınlandı; üç kısa oyununu içeren Üç Oyun (Bir Kahramanın ölümü;Çıkış;Kozalar)adlıeserine 1974TDKTiyatroÖdülüverildi. 197ü'li yıllar ise; edebiyatımıza "roman ve hikâye yazan" Adalet Ağaoğlu'nu kazandırdı. ilk romanı öltneye Yatmak'tan (1973) başlayarak yazdığı tüm romanlar önemli edebiyat ve edebiyatdjşı tartışmalara yol açtı. 1976'da Fikrımin İnce Gülü, 1979da, ilk romanı nın devamı niteliği taşıyan Bir Düğün Gecesı yayımlandı. Bu yapıt yazara oyılın tüm edebiyat ödüllerini getirdi. (Orhan Kemal ve Ma daralı Roman Ödülleri ve Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü). 1980'li yıllara anlatıyı da sorgulayan Yazsonu (1980) adlı romanı ile giren Ağaoğlu, 1984'te Üç Bes Kisi'yi, 1987'de ise üçlemesini tamamlayanHayır'ı yayımlandı. "Şimdilik", son romanını ise sözcüklcrlebestelediği bir odaromanoluşturdu:R«^Ü/ttWM/( 1991). 1 likâyelerini de YüksekGerıltm (1974; 1975 Saik Faik Hikâye Armağanı), Sessizliğın İlk Sesı (1978) ve Hadi Gidelim (1982) adl ı üç ki tapta toplayan Ağaoğlu, gerek anılarını, gerekse düşlerini, kısacası arilatmak istediği her şeyi "yazmak" fiili içinde ele aldı. Anıroman'ı Göç Temizliği 1985'te, düşleri ve kâbusları Gece Hayatım ise 1992'de yayımlandı. 199O'lı yıllarda ise, yaklaşık 20 yıldır ara verdiği ilk göz ağrısı oyun yazarlığına, uzun süredir üzerinde çalıştığı bir oyunla döndü: 1991 'de yayımlanan Çok UzakFazla Yakın, ertesi yıl edebiyat dalın • da Türkiye İş Bankası Büyük Ödülü'ne lâyık görüldü. 1992'de ise Duvar öykusti adiı ilk gençlik oyunu gün ışığına çıktı. Denemelerini 1986'da Geçerken, 1993'te Karstlasmalar adı aitmdatopladı. Romantik, yazarın son romanı. • S A Y F A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle