06 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

rıdırlar. Her ikisi de sevgisizliğin neler pahasına bedenlerinde ölü kabuklar bağladığının dramını bir ömür sonu hesaplaşması anında gözden geçirirler. Bıı, ikisinde de bir bilinç aydınlanmasıyla olmaz. Onlara takılan boyıınduruğu bir kader gibi kabullenmişlerdir. Karşı koyıışun yolunu hiç düşünmemişlerdir. Adı yoksulluğuna ters Servet I lanını yazgısına karşı çıkmada, özlem dolu bir annc sevgisine hasret halini oğul scvgisine dönüştürerek geçer gider dünyadan. Mcsaadet Hanımefendiyse buyurucu aday eğitiminin sonııcıında iktidar olmanın iğdiş ettiği kadınlığıyla sürdürür hayatını. Sonııçta her iki kadırv da tamamlanmamış sakal kişiliklerdir. Hem buyurucu olan hem buyurulan kaçınılınaz ularak vardırlar. Biri ötekini besler, biri olmadan diğeri olama/. İsie bu çok iki ayrı kişinin göbek bağları bu yadsinamaz noktadadır. Benccyaşam büyük bir inciııme. Siz ne düşünüyorsunuz? I lem nasıl incirııııeler, düş kırıklıkları getiriyor hayat şimdilerde. Günümüzde artan bellek kaybı toplumlardaki vasat kalabalığı genişleliyor. Davrantşlamnı/ çapsız ılalgalanıııalarla birhirinekarışmışgöruntüleroluşturuyor. Video klip hı/ıyla dcğişip dııran büyük kentkrimizin insanları aynı ana dili konıışııyorlar ama bu onların anlaştığı an lamına gelmiyor pek.1icrkcsinkafasıııda o gün laşıdığı kısa sürede unutup vazgeçiverdiği düşünceler var. Ucuz özendirmelerin çapsızlığı içinde epey dir boğulup duruyoru/. Kendinıize doğru dürüst sorular sormadığımız kanısındayım. Şu anda dünyanın ve özellikle de yurdumuzun yaşadığı sıradan laşmanm kırıcılığım yaşıyor olınak yorııcu vc öfkelendirici. Daha 1520 yıl önce dünyaya, ancak eşit ve özgür bir dünya kurmak için yaşamaya değer, diyen insanları unutmakla kalmıyor bir de onların hayalci ve neredeyse akılsız uldukJarını söylemelere kalkıyoruz. Şu Mralarda Avrupada yaptığım gezilerde tüm konuşmalara aynı şeyleri söyleyerck giriyorum 21. yüzyıla dünyamız çok yorgun ve ihtiyarlamış olarak giriyor. Meğer eski değerlerinıiz nc yüce şevlermi^ diyen düşünce tembeli bir kalabalığın debelenmeleri arasında olmak çok can sikıcı geliyor bana. Bu gerıye gıdişten kaygılıyım, keyilsizim. Kişinin bu dağümaya uğramaması için ayrı bir enerji lıarcamasıgerekiyor. Fakat uıiuuılmaması gereken önemli bir nokta bıınıın geçici bir durum olduğudur. Yoksa bu geldiğimiz yer gelişmi^ insanın ıiHila yeri değildir. Daha çok yol alınacak İncinmek artık başka boyutlarda hayatımızda var. Özel boyutlarına gelince bıınlar neredeyse romantik bir iç çekişgibi yürek sızlatıyor. Gövdeden gövdeye karanfil aktaran ilk kitap: Rüzgârla Dolu. İki yaprak düşer ötemde yakınlaşır güz Rüzgârla Dolu / Ali Asker Barut Adam Yayınları / 88 s. HOSEVİNALEMDAR Alı Asker Barut'un 1992 Orhan Murat Arıburnu !jiir Ödülü'nü de kazanmış ilk şiir kitabı Rüzgârla Dolu adını taşıyor. Çoğu şiirlerini Adam Sanat Dergisi'nde yayımlayan, bir anlamda çıkışını da bu dergiyleyapan 1964 Tunceli ddğumlu Barut'un kitabını, benim gibi şiir okurları fazlasıyla bekletli sanırım. "Serçeler eksildikçc geridc kalır yaz / Dutlukia geçmiş bir çocukluğu anımsama vakti/ İki yaprak düşer ötemde yakınlaşır güz/ Otıırur gözlerime ağaçların sapsarıdibi." "Akşama doğru/Gün ne güzel battı yüzünde/Dcnize karşı oturmuştuk, ilkyazdı / Stk sık göz göze geldin / Elindeki beyaz gülle"... Bu geçişli dokuz dize hem Ali Asker Barut'u, hem şairliğinin giicünü, hem de Rüzgârla Dolu'nun gizini özellemeye yetiyor. Rüzgârla Dolu, "Bir ŞaireGöre" başlıklı sıınıı şiiriyle manifestosunu da beraberinde getiren iyi niyetli, alçakgönüllü bir kitap ayrıca. "Her çıtırtı bir tehlike işareti, unutmayın / Bir kuş da olabilir bu rüzgâr da"... Evet, zengin içeriği, imge ve dize yoğunluğu, biçim ve kurgu bütünlüğüyle de önemli bir kitap Rüzgârla Dolu. Rüzgârla Dolu, altı bölümden oluşııyor. "Şu bataklığın içine / daha çok şiir sürmeli / kurutamaz belki, ama / yer açar güzelliğe" dizeleriyle anlam kazanan ilk bölümdeki şiirler, her ne kadar dipnoı taşımıyor olsalar da, bu şiirlerin Bamt'ıın ilk şiirlerinden yapılmış bir seçmenin yedi şiiri olduğunu rahatça söyleyebiliriz. "Günden Güne" adını taşıyan i^inci bülümdeki sekiz şiir ise gözlem ve anıların, düş ve gerçeklerin, yaşamsal olguların izlerini taşıyor. Cevat Çapan için yazılmış olan anısal şiirin beş dizesinde olduğu gibi: "Masasında otururken izliyorum onu/ Kaybolup kaybolup gidiyor karşımda/ Lunaparkta atlıkarıncada o an/ Araba tekerleklerinin üstiinde hızla inip çıkan/ Birkayıktayada". On dört şiirden oluşan üçüncü bölüm "Dutluk" adını taşıyor. Şairin usta lığının izlerini yansıtan şiirleri içeren bu bölüm, buram buram İstanbul kokuyor ayrıca. Şiirini "iki akıntı arasında" bir yerde gören Barut'un, şu günlerde Almanya'da yaşıyor olması da bu bölüme ayrı bir anlam katıyor. Vapur, Beykoz Korusu, Son Yaz, Dutluk ve Sevda Tepesi adlı şiirler biçim ve içerik zenginliğiylc Barut'un şiirine dinamizm vecanlılık getiriyor. Sevda Tepesi adlı şiirin şu altı dizesinde olduğu gibi. "Kimse bir şey anlanıadı yazdan/ Üçer beşer koptu yapraklar dallanndan/ Geçmiş yazı andı içimizden biri/ Aşağıda, sarayın önünde/ 1 Iızla denize gömüldü martı / Ay orada sapsarı battı!" "İki Akıntı Arasında" adlı on bir şiirlik dördüncü bölüm, şairin hayat arkadaşı Eser e adanmış, yaşamla aşkın, hüzünle sevincin iç içe girdiği şiirler toplamı... Gece çiçekleri, birikmiş rüzgâr ve gün batımlan biraz da. Rüzgârla Dolu'nun beş ve altıncı bölümlerindeki yaklaşık yirmi şiir de Barut'un, bir gövdeden bir gövdeye karanfil aklarır gibi biryüreklenbiryüreğe taşıdığı sevinç, hüzün, umut, suskunluk, ozlem, bekleyiş gibi yaşamın Alı Asker Barut içinde kımıldayan anlık olguların şiirtdönüşmüşyansımaları. Özlem dolııöy le bir yansıma ki, bırakılmış bir şehrin deniz kokıısunda. "Eminönü'nden kalkan ışıklı vapur / Şimdi Üsküdar'a varmak üzredir / Havada martıların dinmeyen gürültüsü rüzgâr / Yatağım deniz koktu / Sabaha kadar". Evet, Rüzgârla Dolu... Biraz gecikmiş bir ilk kitap, hoş bir buluşmaama. Çagın hastalıgı AIDS üstüne Türkçede bir kitap Nasıl korunurum? A I D S ' t e n Böyle K o r u n u r u m / Dr. M e d . H a n n e l o r e K r a h n k e / Çeviren: Arın Yüzbaşıoğlu N a m a l / A I D S Savaşım derneği Yayını / 176 s. AIDS Or.med.HunelortKnluıke hastalarının sayısı dünyada ve ülkemizde giderek artıyor. Ama korunma yolları böyle korunurum konusunda, 300 S o r u çoğunluğun hiçbir 3OO Vanıt bÜgisiyok. Bu nedenleDr. Med. Hannelore Krahnke'nin kendi deneyimlerini de katarak kolay anlaşıhr bir dille yazdığı "AIDS'ten Böyle Korunurum" kitabı önemli bir yapıt. Diş hekimi Arın Yüzbaşıoğlu Namal tarafından Türkçeye çevrilen "AIDS'ten Böyle Korunurum", 300 soru ve 300 yan'ttan oluşuyor. Geliri AIDS Savaşım Derneği'ne bırakılan kitabı edinmek isteyenler 533 47 73 numaralı telefona başvurabilirler. AIDS hakkında ınerak edilen soruların yanıtlandığı kitabın sonunda, "AIDS Danışma Merkezleri" ve "AIDS'liler Dayanışma örgütleri"nin adreslerini gösterir bir liste yer alıyor. İşte kitapta yer alan "AIDS NasıJ Farkedilir? sorusunun yanıtı: AlDS'in diğer bazı hastalıklarla da karıştırılabilecek belirtileri vardır. Bu nedenle hastalığın karakteristik olmayan belirtileri vardır denebilir. Ama yine de şu belirtüer AIDS'i düşündürmelidir: Kişi kendini sürekli yorgun ve bitkin hissediyorsa, Kısa sürede belirgin kilo kaybı sözkonusu ise Gece çamasır değiştirecek ölçüde terliyorsa, Uzun süren ishaller oluyorsa, En az iki lenf düğümünde dört haftadan uzun süre büyüme hissediyorsa... S A Y F A 5 AIDS C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 1 2 3
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle