05 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Antalyalı Dimikrakis tarafından 1853'te çevrilmişti Yunan harfli Türkçe Robinson Crusoe çevirisi Yunan harfleriyleTürkçe yazma geleneğini yaygınlaştıranlar Karamanlılardır. Burada bahsettiğimiz Yunan harfli Türkçe Robinson Crusoe çevirisi, İstanbul'da Lazaridis basımevinde hazırlanmış. Karaman kökenli oldukları için "Ka ' ramanlı", konuştukları ve Yunan harfleriyle yazdıkları Türkçeye "Karamanlıca", bu yazıyla oluşan kesintisiz olarak XX. yüzyıl başlarına kadar süren edebiyata da "Raramanlı Edebiyatı" de(5) nir. . 1454'teyazılan 1584'teBasel'de basılan "Gennadios İtikatnamesi"ni bir yana bırakırsak, 1718de İstanbul'da yayımlanan "Gülzârı Imânı Mesihi"den itibaren 1929'a kadar 634 basılı eser saptanmıştır l f i l . Hatta 1933'teyayımlanmışolandavardır l 7 ) . Karamanlıca yazılan ve çeşitli dillerden çevrilen eserlerin yanı sıra gazete ve dergilerin basıldığını, yazmaların da varolduğunuanımsatalım. Elimizde bulunan Rcıbinson Crusoe'nun başlığı, "Robinson Krusos Hikâyesi" hiçimindedir. 10 x 15cmboyutlarında 184sayfadır.Kitapta 17üsayfalık çeviıinin yanı sıra sunuş yazısı, yayımcılar ile çevirenin önsozleri, kitap hakkında açıklama, bir de kitap duyurusu bulunmaktadır. Kitabın kapağında 1853'te İstanbul'da İoannis Lazaridis Basımevi'nde basıldiğı, çeviıinin Antalyalı Dimikrakis tarafından yapıldığı, basım işinde de Epaminondas Lazaridis'in bulunduğu, Karamanlı ağzıyla değil de ağdalı bir üsmanlıcayla (Yunan harfli) şöyle belirtilmiş: "Robinson Krusos hikâye' si olup, Entalia hânedant Kadiminden Daniilzade itibarlı H. Efrem Ağa mahdumıı meâli mevsumleri maharetli, kaabiliyetli Çelebi Dimitrakis cenâblarından ale'ssevi' istimal olunan Türkçe lisanına tercüme olunmuştur. F. I. Kostanıiniyye Epaminondas Lazaridis Ziri nezâretinde İoannis Lazaridis KPOYP2O2 xiKi.vrEsr. 4ZI\TI EBBEA. «0» T Dr.BÜLENTBERKOL* ürkçe tarih boyunca değişik alfabelerle yazılmış bir dildir. Türkçenin yazılmasında kullanılan alfabelerden biri d e Yunan alfabesidir. Bu alfabeyle Türkçe .yazma geleneği, çokjeskidir ' " . İ.S.IÎ. yüzyıIdanitibarenBizansyazılarında Yunan harfleriyle yazılmış Türkçe kişi, ulus ve yer adlarından l?) başka Türkçe cümlclere de rastlanmıştır ( ". Yunan harfleriyle T ü r k ç e yazma geleneğini yaygınlaştıranlar Karamanlılardır. Köketıleri konıısunda değişik görüşler olan M 'Karamanlılar, Osmanlı İmparatorluğu'nıın " K a r a m a n Eyaleti" sınırları içinde yaşayan, göçlerle başka bölgelere yerleşen, Tiirkçeden başka dil bilmeyen, gelenek ve görenekleri de yaşadıkları bölgelerde Türklerle aynı olan, HıristiyanOrtodoks topluluğa nmm o i X . 'li<f> .\ri'.il (')AütlI. İ'.T'jlf 0X100461 (otı; .i HrrUTEPANHN •ESitipa taiilp 4X»v« TivtC 1 KpoOooç 3 vtçip X [ p| y rran*ori] nouvou xıöÇ ittiitYÎ xıni attın, «ÎT .'(i TIOUMİ lİlVOt lTIpXspi|iK İOİTI, foilSU [UlldpTTJjxTCoı t!İ9^auxTİ Ta^t üf vifi K, Şi |iÂavıtXu, pt xtrcou itıtti JX «M ıiKKiıı: At/..u'iuı; 1 U J«r>:ı. Yunan harfli Turkce Robinson Crusoenun kapağı Robinson Krusos Hlkâyesi SAYFA 12 Tabhanesi'nde 1853." Kitap, İstanbul'da bulunan Kayseri'deki Yoksullara Yardım Derneği'nin yönetim kurulu üyelerine sunulmuş. Burada da "Kayseriyye Epitropisi kaabiliyetli ve hayırhâh azaları nâmı nâmilerine tenmik olunmuştur" denilmektedir. Kitabın yayıncıları Anadolu gazetesi IKI yazarı Kulalı Evangelinos Misailidis ve oıtağı İoannis Lazaridis, kitaba koydukları sunuşta dernek üyelerine teşekkür etmekte, yapılan çeviriyi tanıtmakta, amacını ve okununca çıkarılacak dersleri anlatmakta, eserin Türkçeye ustalıkla çevrildiğini belirtmekteler. Sonunda "Deri Aliye'de (İstanbul) 15 lanuru (Ocak) 1853 kulları, Müellifi Gazctâi Anatoli, Evangelinos Misaelidis ve şeriki İoannis Lazaridis" diyerek bitirmektedir. Kitaba, çeviren de "mukaddemei mütercim" başlığıyla önsöz yazmıştır. Önsözde; çeviren, Batılı yazarların çok sayıda güzel öykiiler yazdığını, herbirinin anlatımlarını başarılı buldugunu, bunlardan birinin de Daniel Defoe'nun yazdığı Robinson Crusoe oldıığunu belirtiyor. Çeviren sözlerini sürdürerek Robinson Crusoe'nun eleştirmenlerce, her sınıftan insanın okunıasının yararlı olduğunu salık verdiklerini, bu nedenle kitabın Batı dillerinde defalarta basıldığını, bu arada Ermeniceye çevrildiğiııi, artık Türkçeye de çevrilmesi zamanının geldiğini şöyle belirtmiş: "Ermeniân milleti dahi kendi lisanlarına tercüme cttikleri meşhudimiz olmayıle bu defa ale'ssevi' istimal ettiğimiz Türkî lisanına dahî tercümesi lâzım gelmiştir." Çevirici, uzayıp giden önsözünde Robinson Crusoe'yu okuyanın ondan nasıl yararlanacağını anlatırken Platon'dan, Stoa öğretisinden, Epiküros'tan seçilmiş sözlerle çevirinin yararlarını kanıtlamaya çalışıyor. Önsözün sonunda da çevirici adını, memleketini ve çevirinin yapıldığı tarihi de belirtmeyi unuimamış: "Mütercim, H. Dimitrios Efrem Danüloğlu, Entalieli (Antalyalı) Entelie'de (Antalya'da) Auğustu (Ağustos) 15." Sunuş ve önsözden sonra 170 sayfa tutan çeviri "cildi evvel" ve "ikinci fasıl" başlıklanyla iki bölümden oluşmuştur. Çevirinin sonunda çeviren bir açıklama yaparak eserin bütün dünya dillerine çevrildiğini yinelemekte ve Arapçasının da Mısır'da yayımlandığını belirtmektedir. Kitabın son sayfasında yayıncılar, Robinson hikâyesini okuyanların isterlerse aşağıdaki kitapları da Anadolu Basımevi'nden sağlayabüeceklerini duyurmaktadırlar. Duyurulan kitaplar şunlardır: Mektebi Fünuni Maşrıkiyye (Doğu Fenleri Okulu) Tevârihâtı Mütelevvîn (Renkli Tarihler) Theagenis ve Harikeia Hikâyesi Ferâizi Mesihiyye (Hıristiyanlığın Emirleri) Ahlâkı Sıbyân (Çocuk Ahlâkı) İstiktâb (Kompozisyon) Sonuç Batı edebiyatından eserlerin Türkçe çevrilmesi Tanzimat'tan sonra başjamıştır. İlk edebî çeviri 1862'de Yusuf Kâmil Paşa tarafından yapılan Fenelon'un "Telemaque"ıdır. Bunu, öteki K İ T A P T A N B İ R B Ö L Ü M Seyahate meyll olup... "İngiltere'nin Eksetera ta'bîr olunan deniz yalısında kâin şehrinde, vakti ile Krusos nâm bir simsarın üç nefer oğlan evlâdı olup, büyüklcri genç iken veiât etmiş ve Robinson nâm küçük evlatları sağ kalıp anası ve babası bunu gözbebeği gibi sevip, bütün ümidlerini buna binâ ederler iıniş ise de, işbu muhabbetleri arttıkça çocukda dahî bir nev' itâatsizlik ve mııânidlik ve kendi aklına yürümeklik peydâ olmuş. Robinson'un sinni kemâle yettiğinden, ataları bunun tutacağı zanaati düşünerek, bir zanaat tahsil etmesini babası nasîhat verir idi ise de Robinson'un seyahate meyli olup, envâî millet ve hükumetin ahlâkı ve etvârını anlamasına arzusu olduğu best eder durur idi, bu misillu arzusu ile külliyen laiksiz olup, kendini budala meşrep olduğuna delâlet idi, çünkü dünyayı seyâhai edecek zât her ilimde aşnâ olması gerek iken, Robinson bunlardan bîhaber idi, hattâ 17 yaşına varmış iken hiçbir şeye meyli olmayıp vaktini berhava sart ve Eksetara şehrinin sokaklarını dolaşır idi, beher gün babasına seyahat arz ederek tadsız eder idi ise de ne merâmıyla seyahaı edeceğini bilmediğinden, izin vermeyip artık bundan böyle buna dâir lâf etmemesini tenbîl eyledi. (s. 13, 14)." Kitabın blrıncı bolumunun llk sayfası CUMHURİYET KİTAP SAYI 123
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle