29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

kendini aşan vc aşağılayan bir şey olan sanattan nefret eden biridir (6). Ama asıl korkunçluk, modern sanat vc kiiltür geleneğinin iiriinü olan insanlann, hatta sanatçıların "kendi mezar kazıcılarının destekleyicisi" haline gelmeleridir. Bunlar, "her ne pahasına olursa olsun modern olmak" uğruna modernizmin yarattığı her değerli şeyi ve her değeri imagologlara vc imagologlann yarattığı sahtc gcrçekliğe teslim cdcrlcr. Bunlar, bazen sadece adalet, eşitlik ve demokrasi duygularıyla "Bütün Dokuzuncu Scnfonilcrin vc bütün Faust'ların tepeden bakan iktidarlarını yıkmak gerekir" diye bağıranlardır (7). Bu dünyada roman yazma istcği ve yeteneği olan insan ne yapar? Kunderanın Roman Sanatı'nda sorduğu bu soru, ölütnsüzlük'tc bir roman olarak karşımıza çıkar. Öliimsüzlük, hem bu sorunun sorulduğu yer hem de ccvabıdır. "Romancı roman yazar. " Çünkii ölümsüzlük bir romandır. Romanın tarihsel geleneklerinc sahip çıkan, yazarın yargılarına, kadere veya rastlantıya değil kenti "temellerine" (8) bağlı olarak gerçekliğin farkll yüzlcrini anlamamıza yardım edcn "gerçek" karakterler içeren, nefes kesecek kadar mükemmel bir estetik bütünlüğü olan bir romandır. Kitapta Bay Kundcra adlı bir ya/urın Ahmet Mithat Efendi'yi hatırlatan bir üslupla ortaya çıkıp durması yanıltıcı olmamalıdır. Onun işlevi, okuyucıınun dramatik gerilime ve olaylar zincirine kapılmasını ve bunun "en güzel sayfaları, cn şaşırtıcı satırları ve gözlemleri, olup bitenlerin anlamının yoğunlaştığı son çözüme doğru götüren basit bir yola dönü«türmesini" önlemektir. Romanın "kendi gelişiminin ateşiyle tükenip bir saman çöpü gibi yutuluvermesini" engcllcmcktir (9). Ormanda otoyolda araba sürer gibi gezilmez, müzik sonunda ne olacak diye dinlenmcz. Milan Kundcrn, romanının ormanda gezer gibi, müzik dinler gibi okunmasını ister. Bay Kundera, onun için oradadır. Milan Kundcra isc, yazdıklarımn bir tema etrafında çeşitlenen, dağılan ve sonra birden toparlanan, hiçbir laf kalabalığına vc gercksiz süse ycr vermeyen uyumu içinde bize dünyanın geldiği yeri ve buraya nasıl gelindiğini anlatır. Karakterlcri içinde ona cn yakın olanı, herhalde, yaşadığı dönemde "Avrupa resminin saatı gcccyarısını çaldığı için" resim Kundera nın 'Varolmanın Dayanılındz Hdf ıfiığı" romanı beyazperdeye uyarlandı, ulkemlzde gösterlldl Yapıt huyuk ilgl gördu Insanları etkıledı Bu roman yalnızca sosyalızm dusmanlarını etkılemedı İnsanlann uzerıne kabus glbı cöken, ozel hayatı sınıriayan. f arklı olma hakkınıortadan kaldırarakezen bir toplumu anlattığı ıcın veTurkıyelıokurlar, böyle bir toplumucok lyl tanıdıklan ıcın etkılıoldu yapmaktan vazgeçmiş olan "Rubens"dir. "Tiyatronun olmadığı ya da artık bittiği bir dönemde yaşamış olsaydı Shakcspeare ne yazacaktı?" diye düşünen "Rubens" (10)... Gene de Milan Kundera'nın yorumu, romanın bütünündcn başka hiçbir yerde değildir. Romanın bütünü de, roman olduğu için, gerçekliğin pcşindedir. Halbuki artık insanlar için ünemli olan görünüştür, gerçeklik değildir. "Gerçeklik artık hiç kimse için bir anlam taşımıyor, hiç kimse için" (11). Bunu, romanın kendine sahip çıkabilen, hem imagologlara teslim olmayan hem de yaşamayı bcccrcbilcn tek karaktcri Profesör Avenarius, romancıya söyler. Profesör Avenarius'la romancı bi.birlerini çok severler, birbirlerine çok ihtiyaçları vardır. Romancının kitaplarını okumadığı halde, Avenarius'un ondan başka hiç kimsesi yoktur. Romancının bircyc niçin ihtiyaç duyduğu açık. Bireylerin ve onların hikâyelerinin bittiği yerde romancılann ne yaptıklannı biliyoruz. Bilimin inandırıcılığını yitirdiği bir ortamda bilim kurguya, tarihin yok olduğu ycrdc kenar süsü olarak tarihe, katili ve kurbanı olmayan dedektif romanı taklitlerine stğındıklannı biliyoruz. Modaya uyduklarını, ana tcma olarak bireyin vc romanın inkârından başka bir şey seçmekten korktuklarını biliyoruz. Buna karşılık, modern dünyanın sonunda birıy ularak kalma çabası veren insanın romanın desteğine ihtiyaç duyabilcceğini her zaman o kadar açık görmüyoruz. Bugünc kadar insanla gerçeklik arasında önemli bir bağ oluşturmuş olan roman, bugün de bu bağın bütünüylc kopup gitmesini önlemeye yardım edebilir mi acaba diye düşünmüyoruz. Çirkin bir tek düzeliğe, kalabalığa, gürültüyc, saldırgan hırsIarın mutlak hakimiyetine boyun eğerken, romanın yok olmasına da boyun eğiyoruz. Böylece modern dünyanın sonu, çirkin bir tek düzeliğin, kalabalığın, gürültünün, saldıran hırsların mutlak hakimiycti anlamına gcldiği gibi, artık roman yazılmayan ycr anlamına da gcliyor. Kundera'nın anlattığı gibi, buraya gelmemizde modernizmin kendisi önemli bir rol oynadı, tamam. Ama bu elimizdcki bütün değerleri inkâr etmemizi gerektiren bir şey mi? İmagologlara bu ölçüde boyun eğmek zorunda mıyız? Kundera'nın Cervantes'e bağlılığı, ille de Don Kişotluk anlamına mı gelmeli? D T 0 R K Ç F D E K U D E R A Aynlık Valsi / Çeviren: Aydın Emeç / Gın Yayınları, Ist. 1990 240 s. / 16.000 TL. Gülüsün ve Unutuşun Kitabı / Çeviren: Erhan Bener / Can Yayınları, Ist. 1990 / 280 s. / 18.000 TL. Şaka / Çeviren: Zehra Gençosman / Gın Yayınları, İst. 1990 328 s. / 22.000 TL. Gülünesi Aşklar / Çeviren: Serdar Rıfat Kırkoğlu / Ayrıntı Yayınları, İst. 1989 / 191 s. / 12.000 TL./ CKK Kod No: 303.002 Roman Sanatı / Çeviren: İsmail Yerguz / Afa Yayınları, İst. 1989/ 187 s./12.500TL. ölümsüzlük / Çeviren: İsmail Yerguz / Afa Yayınları, İst. 1990 Varolmanın Dayanütnaz Hafifliği / Çeviren: Fatih Ozgüven lletişim Yayınları, İst. 1989 (15. basım) / 317 s. / 14.000 TL. CKK Kod No: 066.050 Yaşam Başka Yerde / Çeviren: Levent Kayaalp / lletişim Yayınlan, ist. 1989 / 335 s. / 14.500 TL./ CKK Kod No: 066.060 Anahtar Sahipleri / Çeviren: Rekin Teksoy / Remzi Kitabevi, İst. 1990 / 87 s. / 6.000 TL. Notlap: 1. V. Havel, Uzaktan Soruşturma, İstanbul: AFA Yayınları, 1990. 2. M. Kundera, Roman Sanalı, İstanbul: AFA Yayınları, 1989, s. 15. Roman Sanatı'nın Franstzcasım okumadım. Ama kitabın tngilizcc çevırisiylc karşılaştırdığımda, Türkçc çcvıriyi biraz sorunlu buluyurum. Örnoğin, "romanın rııhu " vcya "csprisi"nden söz edilirken kullanılan "spirıt"in neden "eğilim"le karjılaıulığını anlamış değilim. Rıı yüztlen kilapmn yaplığım alıntıları tngilizce baskısından kendim çcvirdim. î.a.g.e.,s,27. 4. M. Kundcra, ölümsüzlük, İstanbul: AFA Yayınlan, 1990, s. 132. 5. a.g.e.,s. 154. 6. Roman Sanatı. Rıı kitabın sonunda Kundera, özelliklc çevirmenler için pek sık kullandığı lıa/ı so/ıuklcri nasıl tanıınladığını açıklıyor. Kilabın Türkçe çevirmeni, bunların ba/ılarını "Türkçeye aktarıldıklarında dcğerlerini yitirdikleri' gerekçesiyle allamış. "Misomusist" Türkçc çeviriye alınmayan sözcüklerden biri. 7. Ölünuüzlük, s. 369. 8. Kundera bumınla ilgili olarak Almanca "grund" sö/.ünii kullanıyor. a.g.e., s. 263. 9. a.g.e.,s.264. IO.a.g.e.,s. 319. ll.a.g.c.,s.377 CUMHURİYET KİTAP SAYI 5 9 S A Y F A 7
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle