Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
'AiskhylosveAtina'yla George Thomson'ın üçlemesi tamamlandı Tragedya ve Atina Aiskhylos ve Atina / George Thomson/ Çeviren: Mehmet H. Doğan / Payel Yayınevi / 447 s. / 16.000 TL. / CKK Kod No: 096.064 İLBER ORIKVU Klasik çağ araştırmacılarının ve klasik filologların son temsilcilerinden ileri yaşında ve yakın zamanlarda ölen Thomson bütün dillerde üç eserden oluşan bir seri ıle tanınıyor. Bu serinin tamamı Türkçeye önümüzdeki çeviri ile aktarılmış bulunuyor. Tarihöncesi Ege 2 cilt halinde aynı yayınevinden Celal Üster'm çevirisi ile çıkmıştı. tlk Filozoflar yine Mehmet Doğan'ın çevirisi ile Payel Yayınları'ndan çıkmıştır ve birlikte Eski Yunan Toplumu Üstüne Incelemeler serisini meydana getirmektedirler.) George Thomson bir bakıma artık zamanımızda örneği kalmamış bilginler kuşağından (mesela Rusların Jerminski'si, Niebulungen tetkiklerıyle işe başlayıp, Kazakların Manas destanı tetkiklerine kadar işi götüren böyle bir bilgindi). Thomson bugün Irlanda edebiyatının belirli bir dönemi ve türüyle de tanınıyor. Dünyaya o edebiyatı tanıtan bilgin olarak (Blasket literature) o bölge köylü ve balıkçılarının arasında ömrünü geçirip derlemiş. Thomsdh tlk Filozoflar adlı eserinde köleliğin gelıjimi ve ilmi düşüncenin doğuşunu ele almıştı. Aiskhylos ve Atina'da ise crajedinin doğuşunda, sınıflı topluma geçiş ve eski toplumun kalıntılarının nasıl biçim değiştirdiği ele alınıyor. Trajedi, insanın yazgısı gibi kavramlar burada nasıl inceleniyor; Moiralar ınsan kaderini işleyen, hayatı götüren ve son veren bu mitolojik tanrısal yaratıklar. Moira'nın zamanla nasıl içerik değiştiren bir kavram olduğu Thomson'un açıklamalarında görülebiliyor. Denemesini üzerine bina ettiği dünya görüşüne kaglmasak bile, kaynaklara inişi, iyi tanıdığı bu kaynak K7 T A P T A M B I R B Ö L 0 M ve metinleri yeniden inşa edişi (emandasyon) ve değerlendiriji anıtsal bir monografi yaratıyor ve takdir etmekten, tatla okumaktan alıkoyamıyor okuyucuyu ve eski dönemin iyi yetişmiş bir bilgininin ne olduğu anlaşıyor. Galiba bizim edebiyat tarihçiliğimizin, nele iktisat tarihçiliğimizin henüz ulaşamadığı düzeye bir örnektir bu kitap. Bazı yazarlarımız Eski Yunan vb. üzerine yazıyorlar, ama böylc olmuyor, onun için Batı biliminin örneklerinin çevrilmesi de bılim hayatımızın geleceği açısından önem taşıyor. Yunan tragedyası, Atina demokrasisinin temel islevlerinden biriydi. Hâlâ o metinlere ve o sanata hayramz. Thomson ıragedyanın doğup gelistiği ortamı; Atina'nın kabileden "polis"e, yani Yunan demokrasisinin tarihini, sosyal sınıflaşmanın doğup gelistiği sosyalekonomik tarihe paralel olarak ele alıyor. Dediğim gibi yöntemini ve başvurduğu Morgan, Engels gibı düşünür ve antropoloji unlülerini yadsıyabinrsiniz; ama karşımızda klasik çağlann dilini, edebiyatını, törelerini çok iyi bilen, artık az rastlanan türde bir bilgin var. Bazen hiç de dahiyane görünmeyen yorumlar var. Ama yürütülen mantık ve gözlemler bilen birinin güzel üslubuyla sunuluyor. Seçilmij malzcme eski Yunan toplumu tarıhının en can alıcı ilginç safha ve boyutlarını öğretiyor. Çeviri güzel, dikkatli ve bilgili, gerçi bazen okuyanı zorlayan deyimler var (s. 58'deki kazıbi lım terimini garipsedim doğrusu). Ticaretle zenginlesenlerin karşısında toprak zengini aristokrasinin tutumu siirlerde ortaya çıkıyor; "Toprak varlığı Tann'dan gelir, Tanrı göklerden yağmur gönderir, bu yüzden de toprak zenginliği şereflidir, kalıcıdır. Ticaretle kazanılmı; varlık insan yapısıdır, tehlikelidir ve kararsızdır..." Bir baska açıklama: Moiralar insan kaderini eğiren tanrıçalar, eğirdikleri yün incclir kopar, kişinin kaderini, iktidarını onlar belirler; işini gücünü de, nihayet mülkiyet ve hâkimiyet alanı da"Moira"lara göre adlandırılmaya baslamıjlar. Ask lt^ ipos. (tababet tanrısı) insanları tedavi eder. Ölüleri dıriltmeye kalkttğında Hades'in Moirasına tecavüz etmi^ demektir. İktidar ve mülkiyet Moiraların, daha doğrusu her kisinin Moirasının alanı ile ifade edilip tanrısallaştırılıyor. İnsanlar gibi tannlar ve tanrıçalar için de aynı durum söz konusu. Moiralar dünyası bir bakıma uygarlığı temellendiren düjünce ve kuralların bütünü. Zeus'un zorba dünyası yanında Prometlıeus, öte yanda tragedyanın Yunan demokrasisi ve düşünccsindeki rolü. Prometheus üzerine dızelerı okumak gerekir burada... Avrupa düsününde trajedi Nietzsche'den beri Yunan düşüncesinin ötesinde çağdaş medeniyetin esaslarının vazedildiği bir dal olarak yorumlanmıştır. Thomson'un yorumu ne kadar yaşar bilinmez. Bazı vakit alkışlayan olmuş, kimileri onu ölü suskunluğu ile görmezlik vc duymazlıktan gelmişler. Ama herkes okumuş ve okuyor, durmaksızın başka dillere çevriliyor, yeni baskıları yapılıyor. Söylediğimiz gibi edebiyatın, destanın, antropolojinin geniş dünyasını tanıyan bir güçlii filolog vc tarihçinin eserini bu yararlı çeviriden okumak gcrek. L 1 Aristokrasinın bu geli^meler karsiiindaki tutuıııu {İirlerinde ortaya çıkar. Toprak varlığı Tanrıdnn gelir. Tanrı göklerdcn yağmur gönderir, bu yüzden de şereflidir, kalıcıdır bu zenginlik; ticaretle kazanılmış varlıksa, insan vapısıdır, tehliken ve kararsızdır. Kötii bir mevsimin kayıpları, Tann'nın yardımıyla gelccek yıl yerine konabılir, ama denizdeki bir fırıına tüccarın gcmisini bücün serrnaycsiyle birlikte batırabıJır. Mal peşinde koşmak, tehlikclidir, çünkü göklerin kıskançlığını davet eder. Tutku kendini aşmaya sürükler insanı. Daha fazlasını isterken elindekini de yitirir insan. Kanatlı umutlann çekiciliğine kapılmıj insan, kuş avlayan bir çocuk gibidir. Tannlar da kendilcrinden üstün kımselerlc evlenenferi kıskanırlar. Pindaros'un anlattıgı gibi İksion'un günahı da buydu. Tannların kendisine verdıgi onur payından oaşı dönmüş olan İksion, Göklerin Kraliçesine saldırmaya kalkısmış, ama ancak bir bulutu kucaklayabilmiş, daha sonra da Tartarus'a fırlatılnııştı... CUMHURİYET KİTAP SAYI 17 S A Y F A 2 3