04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

'Gülün ilk adı Spartaküs'tü' Mine Saulnier kitabında Engızisyon mahkemelerinin kuruluşuna yol açan bir 'umut'un öyküsünü anlatıyor; Kathar Şövalyelerinin öyküsünü. Saulnier Kathar Şövalyeleri ile Şeyh Bedrettın hareketi arasında bağlantı kurarken din sosyolojisinin önemine değiniyor. DENİZ EKİN MineSaulnier "Gülün Öteki Adı"nı anlattı w "Öncc kitabın adından bahsedelim biraz. Neden "Gülün Öteki Adı?" Insanlık tarihinde simge çiçekler \.ır böyle. Konuyıt bılgıçlık taslayacak kadar incelemedim. Belki bir gün, kımbilır? Ama örneğin, kimı sosya. iıst partılerin gülü sembol olarak seçmclerı bir rastlantı değil. Kinıi günlor ellcrimize kırmızı karanfiller alıp vürünu'mi7 de öyle. Kitahımın adını, Umberto l'.co koydu. Kendısınin haberi yok .ıma, olsun. Geniş kıılelere mal olan yazarlar, bilmedikleri işlcr dc yapaılar ba/en. "Gülün Adı" filminden çıkarken, gül bcnım lyın umut ve hosgörüyü simgeliyordu artık. İnsanların tarih boyunca erijmek içın çanaladıkları daha güzel bir dünyayı, daha bılge, daha yasanılır bir dü/cnı. Kıtapta anlatuğını orıa <,ağ kesiti, hngii'isyon mahkemelerinin ku ruluşuna yol ayan bir "umulS'ıın öyküsüdür. Auklı öykiisü, daha doğrusu. Tarihte gülün ılk adı Spartaküs'tü. Ikincı adı Kathar Şövalyelerı, üçüncüsü Şeyh Bedrettın yığitlerı. Ama küyük bir telıf hakkı larkıyla Umberto Eco'ya kaptırdık "gülün" isim babalığını. Aynı bağnazlığa karşı başkaldıran, ama bu kıv. roman kahramanı değil, gerçek olan insanların savasımma "Gülün Öteki Adı"nı olsun vermek gerektığını düsündüm. GULUN OTEKİ ADI î Mine Saulnier, "Şeyh Bedrettin öğretisinin Muslüman bir dünyada, Kathar öğretisinin Mıristiyanlar arasında gelişmiş olması aradakı Dağlantıyı koparmıyor" dıyor. Kitabınızda Kathar Şövalyeleriyle Bedrettın hareketi arasında bağıntı kuruyorsunuz. Siz bir sosyologsunuz, bu konuda bazı ipuçları verebilir misiniz? Sosyoloji eğitimi görürken, hocam Prof.Cahit Tanyol özel bir özen gösterirdi din sosyolojisine. Derslerde yar.ırlanmak üzere Örta Asya TürkJen'nin İslam öncesi dinleriyle ilgili çeviriler, araştırmalar yaptırttı bana. Hocamın bu vcrilerden yola çıkarak geliştirdıği varsayımlar neden olarak doğru, sonuç olarak yanlış çıktı. Ama, ben bu arada çok şey öğrenmiş oldum ve bugün, bu kıtapta öne sürdüğüm Şevh BedrettinKathar Şövalyeleri bağlantısını kurmak söz konusu bilgilerle mümkün oldu. Kathar Şövalyeleri'yle tanıjıklığım, aslında onların bölgesinde yaşamakla başladı. Fransa'nın Akdcniz'e a\:ılan ve Ispanya'ya sınır olan Doğu Pireneler bölgesinde dolaşırken şahın yuvaları gibi kaleler, anıtlar, en önemlisi, doku/ yüzyıl önce dökülen kanı unutmayan bir toplumsal bellekle karjılaştım. Konuyu inceleyen Fransız bilim adamları, buruk bir özlemle eğiliyorlardı Kathar felsefesine. Oksitanya'nın tarihini yazan çağdaş Oksitan yazar ve araştırmacıları ise Katharları anlatırken olaya hâlâ Kuzey Fransa'nın, yani merkez yönetimin bağışlanmaz yanlışı gibi bakıyorlardı. Ileimi ;ekti. Katharlar üstüne yazılan' ve yapılan yü/e yakın arajtırma ya da tarih kitabı okudum. O zaman vuruldum Kathar Şövalyeleri'nin öyküsüne. Bu fclsete okuluna cğılıp çünkü Katharizm bir fclsefedır aynı zamanda yok olu^una yüzyıllar geçse de tanıklık edilme si gcrektiğınc inandım. Bu arada, Katharların tarihtne doğru indik^e bizim ellere yakınlığı da ortaya çıkıyordu. Katharizm Fransa'da, İngiltere'de, İtalya'da, Yugoslavya, Bulgaristan, Yunanistan'da yaygınlajmış, ama Anadolu'dan yola çıkmıştı. Örneğin, Güney Fransa'daki Kathar Metrojx)litliği'ni Istanburdan giden bir yetkili resmilejtiriyor. Avrupa'da Katharlar yok edildikten sonra bile bizim AlaSt'hir'deki Kathar odağı, hem de Osmanlı Imparatorluğu'nun orta yerinde 1379'a değin bağımsız bir Bizans Kalesi olarak varlığını sürdürüyor. Toplumun yeniden örgütlenmesi, üreıim ve tüketim ilijkileri sorununa kesinlikle aynı çözümleri öneren Şeyh Bedreıtin tarıkatı ile birlikteliğini aramak, üstelik aynı yörelerde geliştıklerı düşünülecek olursa, bir "acaba" değil, düpedüz sosyolojik gerekliliktir. Yani aynı yerlerde gelişen ve topluma aynı reçeteleri öneren, üstelik zaman birlikteliği olan bu iki akımın birbirinden bağlantısız olduğu düşünülemez. Kathar Şövalyeleri Hıristiyan, Şeyh Bedrettin hareketi ise Muslüman bir dünyada olustu. Burada da bir ortaklık söz konusu mu? Işte din sosyolojisinin önemi burada baslıyor. İnsanlığın bin yıllara yayılan büyük macerasına toplu olarak baktığımızda, dinlerin aslında birbirinden ayrı incelenmesi söz konusu olamayacak bir bütünün parçaları oldukları çıkıyor ortaya. Çok tanrılı ya da tek tanrılı, tüm dinler belki bıçakla kesilmiş; ama aynı ekmeğin dilimleri. Aynı "puzzle"ın parçaları. Şeyh Bedrettin öğretisinin Muslüman bir dünyada, Kathar öğretisinin Hıristiyanlar arasında gelişmiş olması bu iki öğreti arasındaki bağlantıyı koparmıyor, koparamaz. Çünkü her ıkı öğreti de ayıı din lerin aynı sömürü düzenine, dünya görüşüne, sosyolojik ve ekonomik kurallarına karşı çıkmışlar. Üstelik aynı çözümleri önererek. Tutucu çevrelere bu bilimsel yaklaşımı kabul ettirebilmenin olanağı yok. Ama kesin olan şu ki, Hıristiyan bağnazlığıyla Muslüman bağnazlığı arasında yalnızca ayrıntı farkı vardır. Bu iki dine Museviliği de ekleyebiliriz; bağnazlığın temelinde tüm dinlerin çıkış ve neden birlikteliği aynıdır. Kitabınızı hazırlarken hangi kaynaklara basvurdunuz? Hangi birini sayayım? Bellibaşlı tüm kaynak yayınları kitabın sonunda belirttim. Birçok arısiklopedi ve üniversite yayınından yararlandım. Bir tek seyi yapmak istemedim: Kathar doktriniyle çeşitli bilimcilerin yani sıra, Avrupa'da "Esoterizme" (İçrecilik, Batınilik) ile uğraşanlar da ılgileniyor. Inka, Mava uygarlıklarının çözülerneyen bilgileri gibi gizemleri de var Katharların. Örneşin o dönemae altın sayı denilen matematik oransallığını bılmeleri, ileriye dönük görüşleri falan... Bir de hazineleri var, hâlâ bulunamayan. Işin bu yanına girmeyi istemedim. Yalnızca bilimsel ve tarih bulguları içinde bir çerçeve çizmeyi yeğledim. Bugün, Türkiye Cumhuriyeti ve Türk toplumu da Şeyh Bedrettin ve Kathar Şövalyeleri'ni yok edene benzeyen bir bağnazlığın tehdidi ile karşı karşıya bulunuyor. Ve bizim içimizde de bu karanlık güçlere karşı duran sövalyeler var. Dilerim beş yüzyıl sonra, onların öykülerini de yazanlar çıkar.D Gülün Öteki Adı / Mine Saulnier / Cep Kit.ipl.in 12. b.ıskı 126 S./6.500 TL/Kod No: 023.069 C U M H U R İ Y E T K İ T A P SAYI 6 S A F A
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle