Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Dr. Kriton Dinçmen, "Benimle Son Defa Dans Eder misiniz?"i anlattı Varoluşun anlamı ve değeri Benimle Son Defa Dans Eder misiniz? / Kriton Dinçmen / Boyut Yayınları / 107 s. / 6000 TL / CKK Kod No: 200.050 ZEYYAT SEÜMOĞLU Benimle Son Defa Dans Eder misiniz?, Kriton Dinçmen'ın ılk öykü kitabı. Doktor Dinçmen, kitabında oldukça uzun bır yaşam sürecini açıklık ve içtenlikle anlattığını belirtiyor. Yazar, "şayet beğenilecek bir tarafı varsa" diyor, "o da insanı ve insanla beraber, insan yaşamını ayarlayan toplumsal değer yargılarını cesaretle sergilemekte olmasıdır." Doktor Dinçmen'le yazar Dinçmen'i konuştuk. 'Benimle Son Defa Dans Eder misiniz?' adlı öykü kitabınız, bir gündelik gazetenin sanat sütununda 'TÜYAP Kitap Fuarı 90'daki kitaplar içinde seçilmiş beş kitaptan biri olarak değerlendirildi. Kitabınızın bu başarısını neye bağlıyorsunuz? 'Benimle Son Defa Dans Eder misiniz?' ısımli kıtabımın beğeni kazanmış olması beninı içın biiyük bır onurdur, mutluluktur. Ancak bir noktayı açıklamak isterim: Bir öykü kitap görünümünde olmakla birlikte, oldukça uzun bir yaşam süresini olabildiğince açıklık ve içtenlikle anlattığı için galiba, okuyucunun iç hayatındaki bazı gizlı kalmış, ifade edilememiş veya ifade edilmekten korkulmuş ve çekinilmiş öğeleri çağrıştırmakla okuyucu, kıtabın atmosferine kolayca kapılmış oluyor. Bence, kitabın şayet beğenilecek bir tarafı varsa, o da insanı ve insanla beraber insan yaşamını ve insan yaşamını ayarlayan toplumsal değer yargılarını cesaretle ve açıkça Dr. Kriton Dinçmen, öykülerını varoluşçu bır görüş açısıyla yazdığını belirtiyor (Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu) K İ T A P T A N B İ R B Ö L Ü M ... Mecburdu bu akşam artık konuşmaya. Karşısındakine döndü; kendisini gördü. Bunca yıl.lık perdeyi yırtmak, duvarı yıkmak kolay değil dostum. Ömrümce oynadığım o oyunu artık bitirmek istiyorum. Benim ben olduğumu korku ve utanç duymadan kendime göstermek, var olduğumu duyumsamak istiyorum. Biliyorum, özgürcesine (ben buyum) diyebilmek, benim ben olmama karar vermek kolay değil. Özgürlüğe ve varoluşa doğru tırmanırken tutunduğun taşlar kopar, ayakların kayar, yuvarlanır gidersin. (Ben varım) demenin bedeli çok ağır; ve, bunu her an ödemeye hazır olman gerek... • Yıllardır bu akşam üzerini bekledim, tüm gücümü toplayabilmek için... Yolun sonu göründükten sonra da, geri kalan dar zamanın ertelemelere olanak tanımadığı da belli... Neden böylesine bol yalan söyledim kendime, bilmiyorum... Düne doğru baktığımda, benim, aslında, hiç de ben olmadığımı görüyorum. Tek bir gün kendimle barışmadım. Sürekli bir huzursuzluk içinde, kendimi, olduğum gibi değil de, olmak istediğim gibi kendime göstermeye çabaladım. Kendim ile oynadığım bu oyun öylesine kötüydü ki... Sen, zaten bu konuyu benden iyi bilirsin. Çok iyi hatırlarım, beni sonu gelmez hayallerimden ve oynadığım tiyatrolardan uyandırmaya, kendime getirmeye hep çalışırdım... Ne var ki, ben hep inat ettim o uydurduğum sahte dünyada kalmaya... Heybelı'de bir kasım sonu akfamından sergilemekte olmasıdır. Kitap, varoluşçu bir görüş açısı ve anlayışı ile yazılmış ve temel öğe olarak da 'hiçlik'i, 'yok oluş'u, 'boşluk'u kullanmıştır. Bana göre insan yaşamının temel amacı 'hiçlik'i kavrayabilmek ve ona varabilmektir; bunu başarabildikten sonradır ki 'varoluş' bir anlam ve değer kazanabilir. Bu anlayış çoğumuzun bilınçli yaşamında şiddetle reddedilmekte olmakla birlikte, esasında, hepimizin ontolojık varoluşunun temelıni oluşturduğu içindir ki kıtabım okuyucusuna bır şeyler verebilmekte. Tıp doktorlarının, özellikle de psikiyatrların sanatın edebiyat, resim, müzik alanlannda yapıt verdikleri çokça görülür. Şimdi siz de öykü kitabınızla bu harekete katıldınız. Psikiyatr sanatçı Dinçmen, bize bu olguyu nasıl açıklar? Efendim, "hekim" aydın kişidir. Aydın olmayan bir kişinin hekim olabileceğine inanmıyorum; 'hekim olmak' başka, 'hekimcılık yapmak' başka; yani hekim, gerçek tıp adamı, yaşamı tüm olarak görebılen ve onu değerlendirebilen kişidir. Yoksa, birkaç ilaç ile biriki sendromu ezberleyip bir köstebek gibi muayenehane ile ev arasında gidip gelmek, kasılmış çene ve kaşlar ile sert bakışların oluşturduğu düşman bir çehre ile etrafta dolaşmak ve ucuz menfaatinden başka bir şey düşünmemek hekimlik değildir. Aydın olmak kavramını oluşturan öğeler arasında sanatın tüm dallarında ilgi duymanın temel bır yeri olduğunu düşünürsek, esas mesleği ve formasyonu hekimlik olmakla birlikte sanatla da ciddi bir şekilde ilgilenen kişilerin neden gerek bizde gerekse dünyada böylesine bol olduğunu da kolayca anlarmş oluruz. Burada, dikkat ettinizse "psikiyatr" yerine "hekim" tabırıni kullandım; zira sanatla ilgilenen hekimlerin sade psiyatrı mütehassısı olmayıp diğer tıp şubelerine mensup pek çok değerli meslektaşımın da olduğunu vurgulamak isterim. Psikiyatrla tanıdıkları kişileri, özellikle de sanatçıları, ruhsal eğilimleri bakımından "melankolik", "şizoid", "paranoyak" gibi tanılarla bazı raflara yerleştirirler. Acaba psikiyatr Kriton Dinçmen, sanatçı Kriton Dinçmen'i nasıl bir rafa yerleştiriyor? Bilmem, ille de tıbbi bir terim kullanmam gerekiyor mu? İsterseniz, bir akıl hekimi olarak verebildiğim kadarı ile kişiliğimin ayrıntılarını tarife çalışayım: Kendisi ile genelde iyi ilişkide bulunan hümanist, şamımı, hoşgörülü, iyi nıyet sahıbı, olayları objektıf ve global görebilen ve onları değerlendirmede çifte standart kullanmayan, duygusal öğeleri bol dar manada menfaatlerini gözetmeyi zül addeden, zayıf taraflarını açıklamaktan korkmayan, hayatta yapacağı işlerde zamanlamayı beceremeyen, kolay kırılabilen, narsisist tarafı zengin, sıradan bir nazari zekâ ile yetersiz bir pratik zekâya sahip, gerçek hayata uyumu çok kısıtlı ve irrealist, yani sözün kısası, hissetmekte bulunduğu kuvvetli yetersizlik hislerini olabildiğince iyi bir şekilde karşılamaya ve kullanmaya çalışan bir kişiliğe sahibim...U S A Y F A 7 5 CUMHURİYET KİTAP SAYI 41