Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
POLİTİK BİLİM Aykut Göker harunaykutgoker@gmail.com 8 Tıp CBT 1485/4 Eylül 2015 Hoşça Kalın... Orhan Bursalı’nın teşvikiyle (‘kışkırtmasıyla’ desem daha doğru olur) Politik Bilim köşesinde yazmaya başlayalı 15 yılı geçmiş... O zamanlar 62 yaşında genç[!] bir insanım tabiî, CBT’de yola çıkmayı kabullenmem kolay oldu... Uzunca bir yürüyüştü. Artık veda vakti... CBT gibi bir dergide bunca zaman yazmış olmanın onurunu yanımda götürüyorum; bir de bilim, teknoloji ve yenilik politikalarının ilgi alanına giren konuların iki seçkin uzmanıyla bu köşenin sürmesi ümit ve güvenini... Bütün okuyucularıma özellikle görüşlerini, duygularını yazdıkları mektuplarla ya da sözlü olarak paylaşan okuyucularıma, kendi birincil uğraş alanları bilim, teknoloji ve yenilik politikaları olmadığı halde dişlerini sıkıp yazdıklarımı okuyan dostlara çokça teşekkür borçluyum. Bilim, teknoloji ve yenilik politikaları vadisinde bundan sonra söyleyecek sözüm olursa yine onlara söyler miyim? Eğer ara sıra göz atarlarsa www.inovasyon.org’ta söylerim... (Kıssadan hisse, Haluk [Tosun] Hoca, ev ödevi olarak incelenmek üzere bana kitap armağan etmeye devam edebilir!) Bilimle ve teknolojiyle kalın; ama bilim ve teknolojiye atfedilebilecek bütün iyiliklerin de kötülüklerin de bilim ve teknolojiyi kullanan insandan kaynaklandığını ve kötüye kullanılmalarını önlemede tek çarenin savaşsızsömürüsüz bir ülke, savaşsızsömürüsüz bir dünya için insanı değiştirmek olduğunu hiç unutmadan... Hoşça kalın... İZMİR’DE DEVRİMSEL GELİŞME: 500 kişilik Biyotıp ve Genom Merkezi açılıyor İzmir Dokuz Eylül Üniversite bünyesinde 9 yıla yakın kurulma çalışmaları süren Biyotıp ve Genom Merkezi sonunda açılıyor. Binanın temeli 2006’da atıldı. Toplam 23.000 m2 alana kurulu binanı pek çok hizmet birimi var. iBGizmir, Kalkınma Bakanlığı tarafından destekleniyor ve insani ve teknik yapılanması son 2 yıl içinde gerçekleştirildi. B Orhan Bursalı u son dönemde merkezin bilimsel ve teknik örgütlenmesinin başında olan merkez müdürü Prof. Dr. Mehmet Öztürk ile burada neler üretileceği üzerine söyleşi yaptık. Öztürk diyor ki: iBGİzmir, yaşam bilimleri ve tıp alanında “Araştırma” ve “Inovasyon” yapan, “Hizmet” ve “Eğitim” sunan bir merkez olarak tasarlandı. Ayrıca, merkezin uluslararası bir çekim ve buluşma merkezi olması için çalışıyoruz.” rın bir araya gelebilmeleri, aynı potade eriyelebilmeleri lazım. Biz bunu yapmaya başladık ve yavaş yavaş meyvelerini alıyoruz. FARE İLE İNSAN MEME DOKUSU KARŞILAŞTIRILDI: M Kök hücre çalışmalarında karşılaştırmalı doku biyolojisi eme tümörlerinin kişiye özel tedavisinde çok önemli buluşlara imza atan Dr. Tan İnce, 19 Ağustos 2015 tarihli Journal of Mammary Gland Biology and Neoplasia isimli bilim dergisinde yayımlanan bir makalesinde, meme kök hücreleri ve farklılaşması konularındaki araştırmalarda karşılaştırmalı doku biyolojisi yaklaşımının hataları büyük ölçüde önleyeceğini ileri sürüyor. Çalışmalarını, Miami Üniversitesi Patoloji Fakültesi, Disiplinlerarası Kök Hücre Enstitüsü, Braman Ailesi Meme Kanseri Enstitüsü, Sylvester Kapsamlı Kanser Merkezi’nde sürdüren Dr. İnce, doku tabanlı araştırmalarda insan ve hayvan patolojisi, gelişimsel biyoloji, anatomi, moleküler ve hücresel biyoloji dallarında sağlam bir alt yapının geDr. Tan İnce, rekli olduğuna dikkat çekiyor. Bu tür bir karşılaştırmalı doku biyolojisi (KDB) uzmanlığı, insan meme kök hücre araştırmalarında çok sayıda kavramsal sorunun çözümüne katkı sağlayabilecek. KDB uzmanlığının zor bulunur bir özellik olmasının, doku tabanlı araştırmalarda hatalı sonuçlara yol Kanserli meme dokusu açabileceğine işaret eden İnce, bu makalesinde fare ve insan meme dokusu arasında birbirine benzemeyen özellikleri ortaya çıkartarak, bunların kök hücre çalışmalarını nasıl etkileyebileceğini gösteriyor. Ayrıca meme kanallarının ve lobüllerinin arasındaki farklar göz önünde bulundurularak, sonuçların yorumlanması kolaylaştırılabilecek. Araştırmalara parayı nereden bulacaksınız? Araştırmacılarımıza başlangıçta donanımlı ofis ve laboratuvarlar, kısıtlı da olsa teknik personel desteği ve bir miktar başlangıç desteği (“startup”) veriyoruz. Araştırmacılarımızdan beklentimiz, en kısa sürede kendi Prof. Dr. Mehmet Öztürk projelerini dış kaynaklardan (TÜBİTAK, BST ve Kalkınma Bakanlığı, AB Fonları, Merkezde ne tür araştırmalar yapılacak? Uluslararası Fonlar, Özel Sektör Projeleri vb.) Temel ve çok uluslu araştırmalarda şimdilik sağlayarak otonom olmalarıdır. 10 Türk, 6 yabancı araştırmacının liderlik ettiği iBGizmir’e genç ve çok iyi araştırmacıla16 ekip kuruldu. Bunlar gelişim, rejenerasyon, rı çekebiliyoruz. Öyle ki, bunların bir çoğu dış immünoloji, nörobilim, genombilim, epigenetik, kaynaklı destekleri almış olarak bize geliyorlar. kanser biyolojisi, terapötik mühendislik gibi farklı Dolayısıyla dış kaynak sağlamada çok zorlanaalanlarda uzmanlaşmış ekipler. Araştırmalarda cağımız sanmıyorum. İlerde, Türkiye Sağlık Enstidrosophila, zebra balığı, fare gibi farklı biyolojik tüleri Birliği’nden ve 6550 sayılı yasa kapsamınmodeller kullanılacak. da Kalkınma Bakanlığı’ndan kurumsal destekler alabileceğimize de inanıyoruz. İnnovasyon amaçlı programlarınız neler? Ayrıca, özel sektöre vereceğimiz hizmetlerÖncelikli 7 program belirlendi: Biyofarma den ve uzun vadede iBGizmir’de geliştirilen teksötik ve Hedefe Özgün İlaçlar, Hücresel Teda noloji ve ürünlerden de lisanslama, royaliti gibi viler ve Rejeneratif Tıp, İmmunoterapi, Nörolojik gelirleri de araştırmanın finansmanında kullanaBozukluklar, Nadir Hastalıklar, Tanı ve Medikal biliriz. Son olarak, yakında bir vakıf kuruyoruz Microaygıt Teknolojileri, Hastalık Modelleri. İler ve bağış yolu ile gelir elde etmenin imkanlarını de bunlara bir kaç alan daha eklenebilir. da arayacağız. Merkez’de toplamda kaç bilim insanı çalışacak? iBGizmir’de halen yedisi yabancı uyruklu, toplam 25 dolayında akademisyen ve 10 kadar doktoralı uzman çalışıyor. Merkez tam faaliyete geçtiğinde yaklaşık 50 araştırmacının liderliğinde 100 uzman/postdok araştırmacı, 150 doktora öğrencisi, 100 yüksek lisans öğrencisi, 50 teknik personel olmak üzere, yaklaşık 400500 kişinin çalışacağını tahmin ediyoruz. Projeleri nasıl oluşturacaksınız? iBGizmir bir yandan yurtdışından Türk ve yabancı uyruklu araştırmacıları bünyesine kazandırırken, diğer yandan Dokuz Eylül Üniversitesi’nin mevcut akademisyen kadrolarından yararlanıyor. Biyotıp alanında başarılı projelerin gerçekleşebilmesi için çok farklı disiplinlerden uzmanlaMerkezin uluslararası niteliğinden bahsediyorsunuz, biraz açar mısınız? Makro düzeyde baktığımızda, iBGizmir Doğu Akdeniz Bölgesi’nin en önemli bilim merkezlerinden birisi olacaktır. İnsana bilim yoluyla yaklaşan bir Dünya görüşünün ve pratiğin temsilcisi olarak. Kişisel olarak konuya böyle baktığımda, iBGİzmir’in misyonunun araştırma yapmak ve teknoloji geliştirmekle sınırlı olmaması gerektiğine inanıyorum. iBGİzmir’in, yoksulluk, çaresizlik ve cehaletten, inanç ve aidiyet sömürüsünden beslenen bir “terör ve savaş” coğrafyasında Dünya’ya başka bir pencereden bakabilmenin mesajını da vermesi gerektiğine inanıyorum. Hangi din ve etnik aidiyetten olursa olsun, bölgenin bilim insanları ile, özellikle Avrupa Birliği olmak üzere farklı