16 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

6 Son Araştırmalardan den biridir. Bilim insanları bugüne dek bu tarihte sadece bir mezarlığın bulunduğunu ve yerleşmenin, Capitol Tepesi’ndeki forumun civarında yer aldığını sanıyorlardı. Yeni bulunan yapıyla Roma’nın İ.Ö.6yy’ın başlarında daha büyük olduğu anlaşılmış oldu. Çok iyi korunagelen temel, 19. yy’da inşa edilen Plazzo Canevari binasının içinde. Burada eskiden bir jeoloji enstitüsü bulunuyordu. Efsaneye göre İtalya’nın başkenti İ.Ö. 753 yılında Romulus ve Remus kardeşler tarafından kurulmuştur. Bu yıl, yüzyıllar boyu Roma takviminin çıkış noktası olarak kabul edilmişti. Roma İ.Ö. 3yy’da Kartaca Savaşları’yla Akdeniz bölgesinde büyük bir güç haline gelmişti. Günümüzde hâlâ ayakta olan Kolezyum veya Panteon gibi önemli yapılar, İ.Ö.1 ve 2. yy’daki imparatorluk zamanına aittir. ne ulaşmış ve beyinde Alzheimer için tipik olan değişimlere yol açmış. Londra Ulusal Nöroloji Hastanesi’nde Zane Jaunmuktane ve ekibi, diğer bir beyin hastalığı olan CreutzfeldtJakob hastalığına (CJD) yakalanan kişileri incelemişlerdi. Bu hastalara çocukluklarında ölmüş bağışçıların hipofiz bezlerinden alınan büyüme hormonu verilmiş. Doktorlar Alzheimer hastalığının bulaşıcı olduğunu gösteren kesin kanıtların olmadığını ama yine de ameliyat aletleri veya kan ürünleriyle, amiloyid beta proteinlerinin bulaşıp bulaşmadığının kontrol edilmesi gerektiğinin söylüyor. Proteinler metal yüzeylere tutunarak, sıradan sterilizasyon yöntemlerini atlatabiliyor. CBT 1488/25 Eylül 2015 En büyük sorun şu: Metropoller genelde en verimli bölgelerde kurulmuş. Kentler büyüdükçe de verimli ve ekolojik açıdan değerli alanlar yok oluyor. Ormanların ve yararlanılabilir toprakların korunması, iklim değişimi mücadelesinde çok etkili olacak ve analizlere göre de harcamalar önemli ölçüde azalacak. bir kadına yapılan hücre nakli sonucunda, hastanın bedeni yeniden ensülin üretmeye başladı. Miami Diyabet Araştırma Enstitüsü’nde (DRI) gerçekleştirilen klinik araştırmalar çerçevesinde gerçekleştirilen hücre nakliyle ilgili yazı Miami Herald dergisinde yayımlandı. Diyabet tip 1 hastalığı, ensülin üreten bağışıklık sistemi hücrelerine hasar veriyor. Bu madde kan şekerinin ayarlanması için gereklidir. Eksik olduğu zamansa hastalar ensülin iğnesi olmak zorundadırlar. Söz konusu hastaya Ağustos ayının ortasında yeni bir tekniğin yardımıyla, ensülin üreten hücreler nakledilmiş. Doktorlar bu amaçta, pankreasta kan şekeri seviyesini ölçerek, ensülin salgılayan ada hücrelerinden yararlanmışlar. Laparoskopik gerçekleştirilen başarılı ameliyattan sonra hastanın herhangi bir şikâyeti olmamış ve ensülin iğnesi de olması gerekmiyor. Fakat durumu yine de diyabet olmayan bir kişiden farklı. Sonuçta bedenin, nakledilen hücrelere karşı tepki vermesini önlemek için ilaç kullanmak zorunda. Hücre nakli, diyabetliler için umut oldu 20 yıllık diyabet tip 1 hastası olan İngiltere’de cücelik (mikrosomia) tedavi görenlere, insan dokularından alınan büyüme hormonları verildikten sonra Alzheimer için tipik olan proteinlerin bulaştığı anlaşılmış (Nature). Ölü olan olan bu kişilerde hastalıkla ile diğer bir belirtiye rastlanmamış. Doktorlar hormon bağışçılarından bazılarının Alzheimer hastası olduklarını tahmin ediyor. Hormonların aktarılması sonucunda belli başlı proteinler alıcının bedeni Toprak kaybı trilyonlarca dolara Alzheimer, insandan mal oluyor insana bulaşabilir mi? Birleşmiş Milletler alarm verdi. BM raporuna göre toprak kaybı her yıl yaklaşık olarak 6,3 ila 10,6 trilyon dolara mal oluyor. Araştırmalar yıllık kaybın dünya genelindeki GSMH’nin yüzde 1017’si kadar olduğunu gösteriyor. En vahim nokta da şu: Toprak kaybı önümüzdeki on yılda fazladan 50 milyon kişiyi göçe zorlayacak. Bilim insanları sürdürülebilir tarımın gerçekten de kârlı olduğunu, bildik tarımla hem toprağa hem de çevredeki ekosistemlere zarar verildiğini söylüyor. Örneğin aşırı gübreleme veya aşırı otlatma gibi. Yapay organ üretiminde önemli bir adım atıldı. Geçtiğimiz yıllarda biyolojik olarak uyumlu yapay organ üretiminde önemli gelişmelere imza atan Harald Ott, şimdi de insan akciğerinin parçalarını üretmeye başardı. Araştırmacı kök hücrelerini kan damarı geliştirecek hale getirmiş. Bunlar daha sonra insan karaciğerindeki kan damarlarının biçimini almış. Ott, yapay organlar için ölü hayvanların veya insanların organlarından yararlanıyor. Bunlar tüm hücrelerden arındırılıyor. Geriye sadece hücre dışı matriks (ECM) olarak bilinen bir yapı kalıyor. Bu da daha sonra aktarılan organın yeni organizma tarafından ret edilmemesinde etkili oluyor. ECM, bir biyoreaktörde gerekli dokunun taze hücreleriyle donatılıyor. Bu amaçta araştırmacılar şimdiye dek farklılaşmaları henüz tamamlanmamış hücrelerden yararlanıyordu. Bunlar tüm genetik bilgilere sahip ve belli başlı işlevleri olan hücrelere dönüşebilen hücrelerdir. Doktorlar bunları fare ceninlerinden kaza Yapay akciğer damarları üretildi Antik Roma sanılandan daha büyükmüş Yılan sokması havaya göre değişiyor, yılda yüz bin ölüm Nagasaki Üniversitesi’nde Luis Fernando Charles, Costa Rica Sağlık Bakanlığı’nın yılan sokmasıyla ilgili verilerini değerlendirdi. Costa Rica’da yılan sokmasının bildirilmesi zorunludur. Ocak 2005Aralık 2013 arasındaki verilerin değerlendirilmesi sonucunda insanların en çok Güney Amerika’ya özgü bir engerek türü olan Bothrops asper yılanı tarafından ısırıldıkları ortaya çıkmış. Araştırma ekibi verileri hava durumundaki oynamalarla karşılaştırmış. Yılanlar, beden sıcaklıkları değişken hayvanlardır. Bu yüzden de beden sıcaklıkları, dağılımları, hareketleri ve avlanma davranışları hava durumuna göre değişiyor. El Nino sırasında rüzgarlar nemli havayı her zaman olduğu gibi Avustralya ve Güneydoğu Asya’ya değil, daha çok Doğuya, Amerika’nın batı kıyılarına savuruyor. Aynı zamanda da normalde Güney Kutup bölgesinden gelen soğuk su da buraya ulaşamıyor. Uzmanlar El Nino’nun sıcak evresinde yılanların daha aktif olduklarını söylüyorlar ki bunun sonucunda da daha fazla insan ısırılıyor. Soğuk havalarda ise yılanların yiyecekleri azalıyor. Bu durumda avlanmak için farklı bölgelere gidiyor ve insanlarla daha fazla karşı karşıya geliyorlar, dolayısıyla da daha fazla insanı sokuyorlar. Dünya Sağlık Organizasyonu’nun (WHO) verilerine göre her yıl yaklaşık olarak beş milyon kişi yılanlar tarafında ısırılıyor ve en az 100.000 kişi de yaşamını yitiriyor. En fazla vaka Afrika, Asya ve Latin Amerika’da görülüyor. WHO yılan ısırığını “ihmal edilmiş sağlık sorunu” olarak sınıflandırdı. Konu, panzehir kıtlığı yüzünden de gündeme gelerek önem kazandı. Sınır Tanımayan Doktorlar Organizasyonu kısa bir süre önce “gerçek bir krizden” söz etti. Yılan sokmasına karşı kullanılan FavAfrique ilacının rezervleri Haziran 2016’ya kadar yetecek. Organizasyon o tarihten sonraki iki yıl içinde bu ilacın bulunamayacağını açıkladı. Quirinal Tepe’sinde gerçekleştirilen kazılar sonucunda İ.Ö.6. yy’a ait bir evin kalıntıları bulundu. Kral Servio Tullio (İ.Ö. 578539) zamanına ait yapı 3 x 10 m büyüklüğünde ve üç metre yüksekliğinde. İçinde üst tabakadan insanların yaşamış olduğu tahmin edilen yapı Roma’da son yıllarda bulunan en önemli arkeolojik buluntulardan biri. Quirinal, Klasik Roma’nın yedi tepesin
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle