26 Aralık 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Siemens özel çalışmasıdır veri tutarlılığı, sanal ve gerçek dünyaların entegrasyonu gibi konular da dahil olmak üzere, 4.0 vizyonunun birçok unsuru şimdiden hayatımızda yer alıyor. Siemens de Dijital Kurumsal Platform adını verdiği tam entegre PLM (Product Lifecycle Management) ve TIA (Totally Integrated Automation) yazılımları gibi çok çeşitli bileşenleriyle Endüstri 4.0 girişiminden örnekler veriyor. PLM yazılımıyla ürün tasarımı ve üretim sekansı planlama gibi fonksiyonların aynı verilere erişmesi mümkün hale geliyor. Siemens, Dijital Kurumsal Platform çerçevesinde, Endüstri 4.0 ile ilişkili çok çeşitli ürünler sunuyor. Endüstri 4.0, henüz başlangıç aşamasında olmalarına rağmen sanal 3D geliştirme, dijital planlama ve izleme, neredeyse hatasız üretim süreçleriyle müşteri ihtiyaçlarının sistematik olarak belirlenmesini, yeni iş süreçlerinin oluşmasını ve hepsinin ötesinde üretim süreçlerinin daha verimli olmasını sağlıyor. Siemens de müşterilerine bu geçiş süreçlerinde destek olmayı hedefliyor ve Dijital Fabrika Bölümüyle hızla dijitalleşen girişimlere bu dönüşümlerinde yardımcı oluyor. Dijital Fabrika’yı, bir fabrika kurulmadan önce tüm bileşenlerinin bilgisayar ortamında uygun yazılımlarla tasarlanarak fabrikanın çalıştırılması ve sonuçlarının değerlendirilmesi olarak tanımlayabiliriz. Bu sayede üretim tesisleri ve üretim süreçleri test ediliyor, bakım onarım çalışmaları planlanıyor, şirketin üretkenliği ve kârlılığı gözlemleniyor. Kısacası fabrikanın kendisi ortada yokken fabrikanın nasıl çalıştığı öğreniliyor ve en iyi çalışma sisteminin kurulması için gerekli önlemler alınıyor. Böylece fabrikada istenilen değişiklikler yapılabiliyor ve sonradan çıkacak sorunların önüne geçilebiliyor. Siemens’in Dijital Fabrikası’nda kullanılan ileri teknolojiler, örneğin simülasyon teknolojisi sayesinde en karmaşık üretim süreçleri bile canlandırılarak kendini müşteri isteklerine göre hızla ayarlayabilecek tesisler tasarlanabiliyor. Bu kapsamda sanal ve gerçek dünyaların birleşmesi çok önemli fırsatları da beraberinde getiriyor. Bu fırsatlar da aslında muazzam ölçekte bir büyümeye giden yolu açıyor. Bu, dünyanın 17. büyük ekonomisi olan ve GSYH’nın yüzde 16’sını endüstri sektöründen sağlayan Türkiye’nin büyüme hedeflerine ulaşması için de önemli bir potansiyele işaret ediyor. Sanal ve gerçek üretim dünyalarını birleştirerek işletmelerdeki rekabetçilik ve verimliliği iyileştirmeye başlayan Siemens, Endüstri 4.0’ın en önemli özelliklerini sergileyen ve dijital fabrika anlamında örnek gösterilebilecek fabrikalar arasında yer alan ödüllü Amberg fabrikasında her yıl endüstriyel kontrol teknolojisine yönelik Simatic ürününden yaklaşık 12 milyon adet üretiyor. Bu, yıllık 230 iş gününde saniyede 1 ürünün üretilmesi anlamına geliyor. Amberg’deki elektronik fabrikada sanal ve gerçek üretim süreçleri arasındaki entegrasyon, sektörde örnek alınacak bir şekilde tamamlandı. Fabrika, 1989 yılından beri boyutları hiç değişmemiş bir üretim alanında çok az sayıda personel artışıyla üretim hacmini yedi katına çıkarmayı ve bununla birlikte inanılmaz bir kalite sunmayı başardı. Siemens’in Endüstri 4.0’a yönelik başka bir uygulama örneği de VW’de bulunan 17 yıllık bir pres üretim hattının modernize edilmesi oldu. Burada Siemens yazılımı dakikada fazladan iki tekerlek göbeğinin üretilmesini sağlayan, kullanım ekipmanlarını da içeren entegre bir simülasyon yaratmak için kullanıldı. Bu sayede, 8 saatlik her bir vardiyada yaklaşık 1000 adet ilave parçanın üretilmesi mümkün oldu ve aynı zamanda yüzde 40’a varan oranlarda enerji tasarrufu sağlandı. Bununla birlikte, Siemens’in geliştirdiği PLM yazılımı NASA’nın Jet Tahrik Laboratuvarı tarafından da tercih edilerek Mars’a gönderilen Curiosity aracının tasarımında kullandı. Ünlü İtalyan otomobil markası Maserati de Ghibli fabrikasında gerçekleştirdiği Maserati üretiminde Siemens PLM yazılımını kullanarak, arabaların tasarımından pazara iletilmesine kadar geçen aynı sürede, aynı kaliteyi koruyarak 3 kat daha fazla Maserati üretebilirken, pazara çıkış süresini 16 aya düşürdü. Kişisel cihazlardan endüstrideki karmaşık sistemlere kadar dünyamız hızla dijitalleşiyor. Makine ve sistemlerin bütünsel bir değişimden geçtiği bir döneme şahitlik ediyoruz. Bilgi teknolojileri, nesnelerin interneti, dijital üretim süreçleri ve bu gelişmelerden kaynaklanan pek çok yeniliğin hayata geçmesi, tüm sektörlerde devrimsel dönüşümler yaratıyor. Milyarlarca akıllı cihaz ve makinenin, devasa miktarlarda veri üreterek sanal ve gerçek dünyaları birbirine bağlamasıyla, dünyamız da giderek daha bağlantılı bir hale geliyor. Bu yeni dönemde eldeki veriyi değere dönüştürmenin, başarıya giden en önemli yollardan biri olduğunu görüyoruz. Artık yalnızca gelişmiş yazılım, ekipman ve kullanıcı bilgisine sahip şirketler kendileri ve müşterileri için fark yaratabiliyor. Sistemlerini yenilemeyip Endüstri 4.0’daki avantajlardan yararlanmayan firmalar ise bir süre sonra rekabet ortamından yavaş yavaş kopmaya başlayacak. Endüstri 4.0, yani endüstrinin dördüncü devrimi olarak adlandırılan bu dönem ile üretim tesislerindeki bileşenler örneğin makineler, depo sistemleri, araçgereçler küresel ağlara dönüştürülebiliyor. Böylece akıllı cihazlar birbirleri ile gerçek zamanlı etkileşim kurarak daha verimli çalışıyor. Bu sayede ürün geliştirme, tasarım, pazarlama, sevkiyat gibi birçok süreçte artık daha şeffaf ve birbirine bağlı sistemler kullanılıyor. Birbiriyle iletişim kuran makineler ürünün kalite kontrolünü yaparak üretim sürecindeki hataları daha hızlı tespit etmeyi sağlayabiliyor. Tüm bu sürecin yönetildiği akıllı fabrikalarda, büyük veri analiziyle üretim daha verimli hale geliyor. Yeni endüstri çağı olan Endüstri 4.0, kendi kendini düzenleyebilen otonom üretim sistemleri ve değer zincirindeki tüm adımlar arasında kapsamlı ağ iletişimi ile desteklenen bir çözüm yaklaşımını vaat ediyor. Dünyada firmalar hızla dijital fabrika konseptine doğru gitmeye başlıyor ve Endüstri 4.0’a bugün birçok sektörde ilgi duyuluyor. Endüstri 4.0 uygulamasının gerçek anlamda hayata geçirilme süreci ise henüz başlamadı. Bu uygulamanın geliştirilme sürecinin yaklaşık 20 senede tamamlanması bekleniyor. Bu vizyonun birçok unsuru bugün hazır olsa da bu unsurların entegre bir bütün olarak birleştirilmesi gerekiyor. Alman danışmanlık firması Gartner’ın tahminlerine göre 2020 yılına kadar yaklaşık 25 milyar cihazın nesnelerin internetine bağlı olması bekleniyor. Bugünse bu ENDÜSTRİ 4.0 NEDEN BU KADAR ÖNEMLİ? rakam yaklaşık 3,8 milyar civarında bulunuyor. İnternetin üretimde kullanılması, iş geliştirmeden mühendisliğe birçok alanda yenilikleri de beraberinde getirirken, iş süreçlerine yüksek üretim, verim ve esneklik sunacak. Siemens ise Endüstri 4.0 yaklaşımıyla bütünleşik ve akıllı üretim sistemlerinde esneklik sağlıyor. Geliştirdiği TIA konsepti ile mühendislik maliyetleri yüzde 30’a varan oranlarda düşürülebiliyor. Türkiye’de, hızlı bir sektör olmasından dolayı şu an otomotiv sektöründe kullanılmaya başlanan bu konsept, ürünlerin pazara çıkış sürelerini kayda değer oranlarda düşürüyor. Siemens, Endüstri 4.0 vizyonunu “Yaşam için üretim, gelecek için teknoloji” temeli üzerine kuruyor. Siemens, Türkiye de verimlilik, kalite ve dijitalizasyonu yükseltmek için endüstriyel üretimin daha da profesyonelleştirilmesi gerekliliğinden yola çıkarak, Endüstri 4.0 kapsamındaki çalışmalarıyla gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye’deki endüstri sektöründe daha verimli üretim, pazara çıkış süresinde kısalma ve daha fazla esneklik sağlamayı hedefliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle