24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

DOĞAN KUBAN Kültür CBT 1480/31 Temmuz 2015 5 Temel Sorunumuz Özgürlüktür olabilir mi? Cinayet furyasının insanlıkla, dinlerle ilgisi yok. Kaynakları saf değil. Terörizm, uyuşturucu kaçakçılığı, silah kaçakçılığı, kara para kaçakçılığı ile aynı düzeyde bir eylem. Canlı bomba fenomeni dışında cinayetlere alet olanlar için açlık, emperyalizm ajanlığı, güç hırsı, para kazanmak gibi motivasyonlar da söz konusu. Tehlike buradan başlıyor. Cinayete dönüşen hiçbir eylem insanlığı kurtarmamıştır. Din savaşları, uygarlık savaşları, sömürgecilik, kölelik, esir ticareti... Bir milyar aç insan. Barbarlarla savaş yok. Haçlı savaşları yok. Sömürge yok. Kızılderili tehlikesi yok. Ama mafya, çete, terör, hırsız, soyguncu, zorba tehlikesi var. Müslümanlar birbirlerini kesiyor. Tarihte cinayetler, değişik tabelalar altında, hep aynI amaçlarla yapılıyor. Kahramanlar, kendini feda edenler, genel tabloyu değiştirmiyor. Ölen ölüyor. Sömürü ve cinayet devam ediyor. Bu günkü cinayetlerin amacı da güç ve ona bağlı servettir. Romalı aristokrat, Avrupalı dük ve kral, Çağdaş zengin, ya da kalantor politikacı ayni koşularda yaşıyorlar. Ayni oranda insafsızlar. Cinayetler ulusların sefaletini azaltmıyor. Öldürenler ve ölenler uluslararası emperyalizmin kurbanları. Canlı bombalar bunu anlamadan kendilerini feda ediyorlar. Bundan daha önemli ahlaki ve kültürel bir sorun daha var: Suruç’a gidenlerin eylemi doğru muydu? Haklı mıydı? CHP ona katılıyor mu? 32 genç insanın canı, nedeni sorulmadan, kim vurduya mı getirilecek? Burada Kılıçdaroğlu’nun, aydınların, yazarların bir görüşü neden ortaya çıkmıyor, ya da vurgulanmıyor? Türkiye’de insanların bunu yapma hakkı var mı, yok mu? Bu özgürlük var mı, yok mu? Devletin burada takınması gereken tutum ne olmalıydı? Gezi olaylarında polis yedi kişi öldürürse, İŞİD de 30 kişi rahatça öldürür. Şimdi CHP bunları tartışmaz ve ‘Suçlu aramayalım’ sloganı arkasına sığınıp, koalisyon pazarlıkları yaparsa, bu uygar ve hatta politik bir tutum olmaktan çıkar. İnsan özgürlükleri karşısında CHP’nin AKP’nin davranışlarını onaylaması olarak da yorumlanabilir. Gerçi Kılıçdaroğlu ‘yolsuzlukların hesabını sormamak, CHP’ye kilit vurmak demektir’ de demişti. Ama bundan koalisyon nasıl çıkar? Bunu pek hesaplayamıyorum. Çünkü cahil ve kafası karışık bir toplumda poker masası blöfleriyle yaşıyoruz. Adetim olmadığı halde, hiç sevmediğim politikadan söz ettim. Üstelik ad kullanarak. Özür dilerim. Fakat Kılıçdaroğlu en güvenilir politikacılardan biri. Ve ölenler torunlarımdan daha genç. Çok canım yandı. Uygarlığın temel özelliği, insan hakları, düşünme ve düşündüğünü söyleme özgürlüğüdür. AKP özgürlük sözü veriyor, CHP de bunu sağlayabiliyorsa, koalisyon yapsın! Yapamazsa kilidi kendine vurmuş olacak.. N orveç’te, ABD’de, Fransa’da terör cinayetleri oldu. İslam ülkelerinde de günlük haber. Şimdi de Türkiye’de. Yüzlerce insanı hedefleyen toplu cinayetlerde 32 ölü! Biz bunun on katını maden kazasında, yüzlerce katını trafik kazalarında, binlerce katını iç savaşlarda gören, cinayeti kanıksamış bir toplumuz. Dünya nüfusunun kontrolden çıkmış büyüklüğü, her olan biteni doğal olarak gösteren paraya kilitlenmiş modern kapitalizm ve bunu sürdürebilmek için harekete getirdiği mekanizmalar ve kontrol ettiği medya, cahil insanların gözlerine perde çekiyor. Vurdum duymazlık yıkanmış beyinlerin ataletinden kaynaklanıyor. Çağdaş tüketim politikasının kişi yaşamına sokuşturduğu çöplük, spor tutkusu, ünlü sevgililer, otomobil reklamları, televizyon, telefon günlük yaşamın bütün az gelişmiş, entelektüel olmayan içgüdülerini besliyor. Şikayetini dile getiremeyen, kargaşa içinde bir insanlık. Kılıçdaroğlu ‘Gün suçlama günü değil!’ demiş. Bunu, ülkenin kargaşaya düşmesinden çekinen politik bir tavır olarak kabul edelim. Diğerlerinin hiçbir açıklama getirmeyen, hedef saptıran hamasi mesajlarını da unutalım. Fakat bu cinayetin politika dışında boyutları yok mu? Acılar gazete haberleri gibi, çöp sepetine mi gidiyor? Bütün yaşam sevincini yitiren aileler, ölmek isteyen anne ve babalar var. Bu kanlı cinayette öldüren, cennete gideceğini sanan bir ideolojiye sahip. Öldürülen gençler insani bir ideoloji için toplanmışlardı. Tarafların ideologları var. Bunların arasında cinayetleri kınayan ideolojiler egemen olamıyor. Cinayet haberi, bir takıma gelen yeni futbolcu, piyasaya yeni çıkan bir otomobil kadar etkili değil. Bu bağlamda politikacılar, politik reklamcı olarak görev yapıyorlar. İnsan, toplum, ahlak, vatan kurtarmak kadar önemli değil. BAŞAŞAĞI GİDİŞ Bütün ekonomik göstergeler yokuş aşağı gidiyor. Eğitim yerlerde sürünüyor. Türkiye, hırsız, câni, cahil, ahlaksız, sömürülen bir toplum olmağa kuşkusuz boyun eğecek bir ülke değil! Fakat suçların yoğunlaşması genetik bir patlama Sevgili Okuyucular, Kılıçdaroğlu’nun politik tutumu bir kaygı göstergesidir. Bu önemli bir tavır. Namuslu bir politikacı olduğunu da kanıtlıyor. Fakat Suruç’taki gibi toplu ve politik cinayet bağlamında, Türkiye’de politikacıların aşması gereken bir bilinç düzeyi var. Bunu kişisel olarak aşmış olmaları sorunu çözmeğe yetmez. Gazetelerdeki yorumlar ve haberlerde bir sürü sorumlu sayılıyor. Başta İŞID. Sonra PKK, HDP, AKP. Yapan da saptandı. Yapan bir kişi olduğuna ve bu suç odakları ortak çalışmadıklarına göre, iddialar dayanıksız. Kılıçdaroğlu’nun tutumu aydınlık kazanıyor. Ona özel bir değer de kazandırıyor. Fakat toplumun sorunu farklı ve bundan çok daha önemli. Birincisi Türkiye’den de beyni yıkanmışların katıldığı uluslararası bir terör örgütü var. Bu sorunları yaratanlarla koalisyon yapmağı düşünen bir CHP var. İşe suçlama yapmadan başlasak bile, olayın nasıl geliştiğini analiz etmeyecek miyiz? Eğer AKP suçlu ise işbirliğine devam mı edecekler? Halkın politik eğilimini bu kadar hafife alan partiler politika mı yapıyor? KILIÇDAROĞLU’NUN TUTUMU SAYGIN SORUNUN CAN ALICI NOKTASI: Batı uygarlığı bir kavramı aydınlattı: İnsan, toplumu idare eden politik sistemden daha önemlidir. Büyük bir sanatçı, büyük yaratıcı bilim adamı ve düşünür yanında bir politik unvanın tarihi önemi yoktur. Politikacının unvanının içi ancak iki koşulla doldurulur: Birincisi insan sevgisi, ikincisi düşünür olmak. O zaman politikacı da büyük insan olabilir. Ama tarihin çöp sepeti ünlü krallarla doludur. Kimse yaptıklarını anımsamaz. Yaptıkları kötülükler bile unutulur. Sadece Yezid gibi adları kalır. İnsanlar her kötülük yapana ‘yezid’ demeğe yatkındır. Başta Avrupa ve sonra ABD dünyanın en uygar ülkeleri. Buna şüphe yok. Fakat bu uygarlık kendi içlerinde, kendi evleri için. Dünyaya öyle davranmıyorlar. Özellikle Amerika acımasız. Olayları saymağa değmez. Bu uygarlığın temel özelliği, insan hakları, düşünme ve düşündüğünü söyleme özgürlüğüdür. Bu da demokrasi denen politik sistemin temelidir. Bu olmadığı zaman Batı uygarlığı yoktur. Amerikalı, Müslümanlara Amerikalı gibi davranmaz. Yahudilerin davrandığı gibi davranır. Şuruç’un düşündürmesi gereken özgürlüktür. Ülkeyi sağduyuya ulaştıracak tek yol koalisyon’dan önce özgürlüktür. AKP özgürlük sözü veriyor, CHP de bunu sağlayabiliyorsa, koalisyon yapsın! Yapamazsa kilidi kendine vurmuş olacak! O zaman özgürlüğün kilidini kim açacak? Özgürlük, uygarlık ve refah birbirini izler. Refahdan başlayan uygarlık yok! Sevgili Okuyucular, 21. yüzyılın bu ilkel ve ölüm ve cinayetle sonuçlanan olaylarının bilimsel bir açıklaması olabilir mi? Ünlü bir Amerikan filminde beş Amerikan komandosu bir Taliban liderini yakalamağa giderler. Yaşamlarını hiçe sayarak insan avına çıkanın canlı bomba ile farkı var mı? Biri dini bir ideoloji, diğeri politik bir ideoloji. Her ikisi de beyni yıkanmış, ölüme hazır, ötekini yok etmeğe koşullanmış genç insanlar. Biri uygar bir ülkeden. Bu ideolojik cinayetlerin sınır tanımayan yaygınlığı, çağdaş tüketim kapitalizm’inin insan genetiği üzerinde, olumsuz etkileri sonucu olabilir mi? Tayfun Akgül
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle